121.
doğum günün kutlu olsun'un kısaltması.
devamını gör...
122.
dgkomossbkykpkbasghbbggs.
açılımı; doğum günün kutlu olsun mutlu ol senelerce, sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene. karakollar beni alır sorgular gecelerde hiç bekleme belki gelmem, gelemem senelerce.
açılımı; doğum günün kutlu olsun mutlu ol senelerce, sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene. karakollar beni alır sorgular gecelerde hiç bekleme belki gelmem, gelemem senelerce.
devamını gör...
123.
hep ''gördüğüm en umut sarıkaya insansın'' derdi. haklıydı. başıma gelen her şeyde muzip bir yan vardır benim. kulağa en saçma gelen şeylerdeki ''iyi'' görülmeye değerdir ve güldürür. bunla sorunum yok benim. zaten ciddiye alınacak bir insan olmadım hiç. leblebi karakterliyim derken insanlar kendimle dalga geçtiğimi sanıyor ama yok gerçekten öyleyim. bir ağırlığım yok, ağızda şahane bir tat bırakmıyorum ama yeniyor, bağımlı gibi yeniyor. tozum olsa içinize çekersiniz. öyle bir saçma hal.
doğum günü kutlamam ben. kutlayamam çünkü. üniversite için evden ayrıldığımdan beri hep çok meşguldüm. bir kere bile doğum günümü zamanında hatırlayamadım. hep fark ettiğimde birkaç gün geçmişti üzerinden. hatta birkaç gün öncesinden ''lan bu sefer yakalayacağım'' dediğim oldu. sonra yine unuttum. sosyal medyada da kayıtlı değildir benim böyle bilgilerim, o yüzden çok mesaj da almam. beni yakından tanıyan birkaç insan bilir en fazla doğum günümü. insanlık için önemli bir gün değil zaten, niye bilsinler değil mi? kutlayamıyorum işte.
ailemle uzun yıllar görüşmedik biz. dolaylı yoldan babannem ve dedemle de işleri bozdu bu. aralarında 15 dakikalık mesafe olunca iki evin, birine küsünce diğerine de küsmek zorunda kalıyorsun. zaten dedem huysuz bir adamdı, komikti ama huysuzdu da. öldüğü zaman çok güldürmüştü kendine(bunu sonra anlatırım) kulağa saçma geliyor ama birbirimize benzerdik. öyle keriz gibi ölürüm ben de muhtemelen. bu geçimi zor adamla da hemen küsmüştük işte. sonra aradan yıllar geçti ve ben şehre geri döndüm. başarısız geçen iş maceramdan sonra sanırım biraz kafamı dağıtmak ve başarısızlığımın tadını çıkarmak istedim. böyle denyoluklarım vardır. annemlere gidemeyeceğim için dedemlere gittim.
salonda oturmuş tv izliyorduk. kanepede yatıyordum öyle peşin satan bakkal gibi. dedem diğer kanepeye konuşlanmıştı. halk tv açıktı. cehape zihniyetini paylaşıyorduk. babuşka da tekli koltukta kazak örüyordu. sonra babuşkanın mutfağa seyirttiğini gördüm. o ara dedemle kanalı değiştirmesi için hararetli bir tartışmaya girişmiştim ben. birbirimize söylenmeye, ileri geri laflar etmeye başladık. ben bok rengi yeleğinin çirkinliğinden bahsederken o şeytan işi sakalımdan vuruyordu. stüdyoda gergin anlar yaşanıyordu. derken birden ışıklar söndü ve içeri babannem elinde bir tepsi ve mumlarla giriverdi. bir tepsi kol böreğini laps diye masaya koydu. böreğin ortasında mum vardı. doğum günü mumu değildi ama vardı işte. otuz saniye önce sakalıma tüküren dedemle birlikte ''iyi ki doğdun icaaa iyi ki doğdun icaa'' diye el çırpıyorlardı mumu üflemem için. mum beyaz mum bu arada. elektrik gidince sigortayı kontrol etmek için yakarsın ya bir tane kiliselerde olur. o tip bir mumdu. ikiletmedim üfledim.
neden üflemeyeyim çünkü? kaç yıldır ilk kez doğum günümü kutluyorum hem de ben değil başkası hatırladı doğum günümü. babannem ve dedem. bu insanlar köyde yetişmişler. şehre geldiklerinde çoktan altı çocukları vardı ve şehirli hayata uyum sağlamaları çok zor oldu. dedem hovardanın tekiydi ama o çocukların hepsini okutmayı başarmıştı. dolayısıyla doğum günüm hayatımın özeti gibiydi. pasta yoktu ama börek vardı. mumlar renk renk değildi ama yanıyorlardı işte. bu insanların bu tür adetler yoktu hayatlarında. babannemin de dedemin de doğum gününün kutlandığını sanmam hiç hayatları boyunca ama benimkini kutladılar işte. ben bile unutmuşken. ''aslında o kadar fena değiller lan neden kaçtım acaba bu insanlardan bu kadar yıl?'' diye düşündüm. hiç gereği yoktu. sonra kol böreğini dilimledi babannem. dedem de kanalı değiştirdi. en mutlu doğum günüm oldu o gün. mehmet ali erbil hala çarkıfelek sunuyordu.
doğum günü kutlamam ben. kutlayamam çünkü. üniversite için evden ayrıldığımdan beri hep çok meşguldüm. bir kere bile doğum günümü zamanında hatırlayamadım. hep fark ettiğimde birkaç gün geçmişti üzerinden. hatta birkaç gün öncesinden ''lan bu sefer yakalayacağım'' dediğim oldu. sonra yine unuttum. sosyal medyada da kayıtlı değildir benim böyle bilgilerim, o yüzden çok mesaj da almam. beni yakından tanıyan birkaç insan bilir en fazla doğum günümü. insanlık için önemli bir gün değil zaten, niye bilsinler değil mi? kutlayamıyorum işte.
ailemle uzun yıllar görüşmedik biz. dolaylı yoldan babannem ve dedemle de işleri bozdu bu. aralarında 15 dakikalık mesafe olunca iki evin, birine küsünce diğerine de küsmek zorunda kalıyorsun. zaten dedem huysuz bir adamdı, komikti ama huysuzdu da. öldüğü zaman çok güldürmüştü kendine(bunu sonra anlatırım) kulağa saçma geliyor ama birbirimize benzerdik. öyle keriz gibi ölürüm ben de muhtemelen. bu geçimi zor adamla da hemen küsmüştük işte. sonra aradan yıllar geçti ve ben şehre geri döndüm. başarısız geçen iş maceramdan sonra sanırım biraz kafamı dağıtmak ve başarısızlığımın tadını çıkarmak istedim. böyle denyoluklarım vardır. annemlere gidemeyeceğim için dedemlere gittim.
salonda oturmuş tv izliyorduk. kanepede yatıyordum öyle peşin satan bakkal gibi. dedem diğer kanepeye konuşlanmıştı. halk tv açıktı. cehape zihniyetini paylaşıyorduk. babuşka da tekli koltukta kazak örüyordu. sonra babuşkanın mutfağa seyirttiğini gördüm. o ara dedemle kanalı değiştirmesi için hararetli bir tartışmaya girişmiştim ben. birbirimize söylenmeye, ileri geri laflar etmeye başladık. ben bok rengi yeleğinin çirkinliğinden bahsederken o şeytan işi sakalımdan vuruyordu. stüdyoda gergin anlar yaşanıyordu. derken birden ışıklar söndü ve içeri babannem elinde bir tepsi ve mumlarla giriverdi. bir tepsi kol böreğini laps diye masaya koydu. böreğin ortasında mum vardı. doğum günü mumu değildi ama vardı işte. otuz saniye önce sakalıma tüküren dedemle birlikte ''iyi ki doğdun icaaa iyi ki doğdun icaa'' diye el çırpıyorlardı mumu üflemem için. mum beyaz mum bu arada. elektrik gidince sigortayı kontrol etmek için yakarsın ya bir tane kiliselerde olur. o tip bir mumdu. ikiletmedim üfledim.
neden üflemeyeyim çünkü? kaç yıldır ilk kez doğum günümü kutluyorum hem de ben değil başkası hatırladı doğum günümü. babannem ve dedem. bu insanlar köyde yetişmişler. şehre geldiklerinde çoktan altı çocukları vardı ve şehirli hayata uyum sağlamaları çok zor oldu. dedem hovardanın tekiydi ama o çocukların hepsini okutmayı başarmıştı. dolayısıyla doğum günüm hayatımın özeti gibiydi. pasta yoktu ama börek vardı. mumlar renk renk değildi ama yanıyorlardı işte. bu insanların bu tür adetler yoktu hayatlarında. babannemin de dedemin de doğum gününün kutlandığını sanmam hiç hayatları boyunca ama benimkini kutladılar işte. ben bile unutmuşken. ''aslında o kadar fena değiller lan neden kaçtım acaba bu insanlardan bu kadar yıl?'' diye düşündüm. hiç gereği yoktu. sonra kol böreğini dilimledi babannem. dedem de kanalı değiştirdi. en mutlu doğum günüm oldu o gün. mehmet ali erbil hala çarkıfelek sunuyordu.
devamını gör...
124.
kutlanamayan bir doğum günüm var sözlük.. hala bekler. bi yerlerde..
devamını gör...
125.
üçüncü on'a iki yıl...
sago'dan vasiyet bırakıyorum
eh be zek bakalım senin o üzerine tasarımlar kurduğun saklambaç yaşına gelecek miyim?
3-2-1...
ne mi hissediyorum?
hayatımın iki on yılında figüran
üçüncü on yıla yaklaştığımda sisifos, kaya ağır ancak seviyorum taşımayı. yaşamayı sevdiğim için vaktinde ölmeyi tercih ediyorum. adımın hakkını veriyorum. soylulukla ilgili.
trajedyanın soylu kahramanı. yaşamı schopenhauer kötülüğüyle acıdan kaçınılması gereken bir yer değil zerdüşt inancıyla aşılması gereken bir yer olarak görmeye başladığımdan beri "amor fati" izleğim oldu.
sago'dan vasiyet bırakıyorum
eh be zek bakalım senin o üzerine tasarımlar kurduğun saklambaç yaşına gelecek miyim?
3-2-1...
ne mi hissediyorum?
hayatımın iki on yılında figüran
üçüncü on yıla yaklaştığımda sisifos, kaya ağır ancak seviyorum taşımayı. yaşamayı sevdiğim için vaktinde ölmeyi tercih ediyorum. adımın hakkını veriyorum. soylulukla ilgili.
trajedyanın soylu kahramanı. yaşamı schopenhauer kötülüğüyle acıdan kaçınılması gereken bir yer değil zerdüşt inancıyla aşılması gereken bir yer olarak görmeye başladığımdan beri "amor fati" izleğim oldu.
devamını gör...
126.
bugün doğum günüm. dün gece fark ettim, artık nasıl saldıysak. benimle birlikte aynı gün doğan dostlarımın doğum gününü kutlarım.
devamını gör...
127.
her yıl heyecanla bekleyip o gün geldiğinde nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde burnumdan getirilen gün.yaş ilerledikçe bir önemi de kalmıyor sanırım
devamını gör...
128.
bugün benim doğum günüm.
devamını gör...
129.
130.
364 gün sonra kutlayacağız gün*
devamını gör...
131.
iyi ki doğdun ölü!
klişe temenniler, kalıp sözler, üzerinde çok düşünülmemiş hediyeler.. doğduğun tarihin bilmem kaçıncı döngüsünün ilk günü aynı zamanda bilmem kaçıncı eksi birinci döngüsünün son günü. hatta "aha şu tarihi üzerinde üflenmeyi çoğu zaman becerilmeyen mumlar diktiğimiz dekoru güzel tadı kötü pastalarımızı getirirken tutturduğumuz default melodiyle hiçbir isim kombinasyonunda eğreti durmadığı sanılan 'iyi ki doğdun x!' şarkısını söylerken getirip bunu çok mühim bir tören olarak atfederek bir kutlama mı uydursak? " diye bir deli tarafından ortaya atılan, birçok akıllı(!) tarafından kabul görüp gelenekleştirilen bir taş olarak gördüğüm yıl dönümü.
ooff boş ver şimdi bunları dimi mutlu olsana sen salak! yeni yılda herkese huzur sağlık.. dur bu başka bir şeydi...
evet tam olarak bunlar geçti beynimden insanlar aptal ve mutlu bir biçimde birtakım anlamsız ritüelleri yerine getirme çabasındayken. hu huuu çok havalıyım. gözlüklü imoci
klişe temenniler, kalıp sözler, üzerinde çok düşünülmemiş hediyeler.. doğduğun tarihin bilmem kaçıncı döngüsünün ilk günü aynı zamanda bilmem kaçıncı eksi birinci döngüsünün son günü. hatta "aha şu tarihi üzerinde üflenmeyi çoğu zaman becerilmeyen mumlar diktiğimiz dekoru güzel tadı kötü pastalarımızı getirirken tutturduğumuz default melodiyle hiçbir isim kombinasyonunda eğreti durmadığı sanılan 'iyi ki doğdun x!' şarkısını söylerken getirip bunu çok mühim bir tören olarak atfederek bir kutlama mı uydursak? " diye bir deli tarafından ortaya atılan, birçok akıllı(!) tarafından kabul görüp gelenekleştirilen bir taş olarak gördüğüm yıl dönümü.
ooff boş ver şimdi bunları dimi mutlu olsana sen salak! yeni yılda herkese huzur sağlık.. dur bu başka bir şeydi...
evet tam olarak bunlar geçti beynimden insanlar aptal ve mutlu bir biçimde birtakım anlamsız ritüelleri yerine getirme çabasındayken. hu huuu çok havalıyım. gözlüklü imoci
devamını gör...
132.
133.
bu sene yeni yaşımı böyle kutlayacağım hiç aklıma gelmezdi. evimden , şehrimden uzak bambaşka bir memlekette hüzünlü hüzünlü girdim yeni yaşıma. 00.00 sularında yeni bir yaşa merhaba dedim. umarım seneye bu zamanları hatırlayıp gülümseyebilirim. neyse iyi ki doğdum ben.
devamını gör...
134.
insanların yaşının ilerlemesine neden bu kadar sevindiklerini hiç bir zaman anlamadım.
devamını gör...
135.
bugün girdik yeni bir yaşa, yıllardır doğum gününde dilek dilemem. bir zamanlar doğum gününde dilek tut dedikleri zaman boş boş dileklerde bulunurdum.
şu hayatımda ilk defa bir doğum gününde gerçekten bir şeyin gerçekleşmesini istemiştim. olmadı. aksine tepe taklak olmuştu her şeyim. şu an yine her şey rayında güzel gidiyor gibi görünüyor ama her şey rayına oturana kadar çektiğim sıkıntılar, hüzünler hala aklımda.
ben o yıl bir daha doğum günümde dilek dilemeyeceğim diye kendimi şartladım. her doğum günümde o dilek gelir aklıma. gerçekleşmeyen tek dileğim.
şu hayatımda ilk defa bir doğum gününde gerçekten bir şeyin gerçekleşmesini istemiştim. olmadı. aksine tepe taklak olmuştu her şeyim. şu an yine her şey rayında güzel gidiyor gibi görünüyor ama her şey rayına oturana kadar çektiğim sıkıntılar, hüzünler hala aklımda.
ben o yıl bir daha doğum günümde dilek dilemeyeceğim diye kendimi şartladım. her doğum günümde o dilek gelir aklıma. gerçekleşmeyen tek dileğim.
devamını gör...
136.
uğursuz birkaç rakamdır.
devamını gör...
137.
çok önemli bir gündür, o gün gökyüzü sizin için güneş sizin için hayat sizin için ilk kez var olmuştur.hayat kutsal bir hediyedir.doğum gününde hem anneyi hem de doğan kişiyi kutlamalı.kesinlikle siz o günü kutlamaya değersiniz bunu unutmayın.varız tek ve bildiğimiz şey bu.
devamını gör...
138.
kimsenin hatırlamadığı gün oysaki bugün:(
devamını gör...
139.
hadi kutlayın.
xd
xd
devamını gör...
140.
daha çok çocuklarda önem kazanan, büyüdükçe çok da anlamlı gelmeyen hatta yaş elli atmış olunca olmasaydı daha iyiydi yaş ilerletmekten başka işe yaramıyor diye düşündüren gün... pasta ve mumlar hatta maytap işin en önemli kısmı, tabi hediyeler de... bizde de öylesi şirin bir gün bugün, ailemizin en küçük ferdi olan oğlumun yaş günü...
(bkz: yaş günü)
(bkz: yaş günü)
devamını gör...

