edebiyat dedikoduları
başlık "türkleşmiş sovyet kizi" tarafından 19.01.2021 19:53 tarihinde açılmıştır.
21.
ahmed arif'in cemal süreya'nın kız kardeşine aşık olduğu, onunla tanışıp evlenmek istediği ancak temiz bir gömleği olmadığı için kızla buluşmaya gidemediği anlatılır.
ahmed arif ve cemal süreya her zaman aynı meyhanede içerler, dertleşirler, şiir yazarlar …
bir gün ahmed arif meyhaneye gelmez. iki gün, üç gün derken, neredeyse aradan bir hafta geçer. cemal süreya dayanamaz, garsona sorar : “oğlum bizim ahmed’i hiç gördün mü? ” garson: ” yok cemal abi hiç görmedim, bir haftadır uğramıyor valla. ” der .
bunun üzerine cemal süreya, ahmed’i aramaya başlar fakat bir türlü bulamaz. en son ispirto içilen üçüncü sınıf meyhanelere bakmaya karar verir ve bu yerlerden birinde bulur ahmed arif’i.
“nerelerdeydin ahmed ?” diye sorar, ahmed arif cevap vermez. “oğlum söylesene, biz seninle dostuz.” diye üsteler. ahmed arif: “cemal, ben sana çok büyük bir hata yaptım. ” der sadece. cemal süreya :”ben böyle bir hata yaptığını hatırlamıyorum ” dese de, “yok yok, yaptım. ben senin kız kardeşine aşık oldum.” deyiverir ahmed arif. cemal süreya da bunun normal olduğunu söyleyerek, “senin gibi bir insandan daha iyisini bulacak değil ya ahmed ” der. uzun uzun konuşup dertleşirler.
cemal süreya :” evlen kız, türkiye’nin en iyi şairi. ” diyerek kız kardeşi ayten’i ahmed arif ile buluşup görüşmesi için cesaretlendirir bile. ayten önce şaşırır ama ağabeyinin sözünü de dinler.
zafer çarsısı’nda buluşmak üzere sözleşirler ama o gün ahmed arif buluşmaya gelmez. çok sinirlenen ayten, durumu ağabeyine anlatır. cemal süreya da sinirlenir.
eliyle koymuş gibi yine aynı üçüncü sınıf meyhanede içerken bulur ahmed arif’i ve :” neden kız kardeşimi beklettin? ” diyerek başlar söylenmeye… ahmed arif ise :” gömleğim kirliydi be cemal, temiz bir gömleğim yoktu. o gün onun karşısına kirli gömlekle çıkmak olmazdı. ” der sadece .
kaynak: ot dergi şiirlerle özel sayı - 4
ahmed arif ve cemal süreya her zaman aynı meyhanede içerler, dertleşirler, şiir yazarlar …
bir gün ahmed arif meyhaneye gelmez. iki gün, üç gün derken, neredeyse aradan bir hafta geçer. cemal süreya dayanamaz, garsona sorar : “oğlum bizim ahmed’i hiç gördün mü? ” garson: ” yok cemal abi hiç görmedim, bir haftadır uğramıyor valla. ” der .
bunun üzerine cemal süreya, ahmed’i aramaya başlar fakat bir türlü bulamaz. en son ispirto içilen üçüncü sınıf meyhanelere bakmaya karar verir ve bu yerlerden birinde bulur ahmed arif’i.
“nerelerdeydin ahmed ?” diye sorar, ahmed arif cevap vermez. “oğlum söylesene, biz seninle dostuz.” diye üsteler. ahmed arif: “cemal, ben sana çok büyük bir hata yaptım. ” der sadece. cemal süreya :”ben böyle bir hata yaptığını hatırlamıyorum ” dese de, “yok yok, yaptım. ben senin kız kardeşine aşık oldum.” deyiverir ahmed arif. cemal süreya da bunun normal olduğunu söyleyerek, “senin gibi bir insandan daha iyisini bulacak değil ya ahmed ” der. uzun uzun konuşup dertleşirler.
cemal süreya :” evlen kız, türkiye’nin en iyi şairi. ” diyerek kız kardeşi ayten’i ahmed arif ile buluşup görüşmesi için cesaretlendirir bile. ayten önce şaşırır ama ağabeyinin sözünü de dinler.
zafer çarsısı’nda buluşmak üzere sözleşirler ama o gün ahmed arif buluşmaya gelmez. çok sinirlenen ayten, durumu ağabeyine anlatır. cemal süreya da sinirlenir.
eliyle koymuş gibi yine aynı üçüncü sınıf meyhanede içerken bulur ahmed arif’i ve :” neden kız kardeşimi beklettin? ” diyerek başlar söylenmeye… ahmed arif ise :” gömleğim kirliydi be cemal, temiz bir gömleğim yoktu. o gün onun karşısına kirli gömlekle çıkmak olmazdı. ” der sadece .
kaynak: ot dergi şiirlerle özel sayı - 4
devamını gör...
22.
#582740 latife hanım ve halit ziya uşaklıgil akrabadır.
devamını gör...
23.
bence acayip eğlenceli olan dedikodulardır. neler neler olmuş baksanıza.
devamını gör...
24.
nurullah ataç ve ailesi ahmet hamdi tanpınar'ı tanıdıkları iki kadınla tanıştırmış. ahmet hamdi tanpınar ise ağırbaşlı hanımlardan hoşlanmazmış. "benim evleneceğim kadın biraz o....u hâlli olmalı." diyerek ataçların çöpçatanlık çabalarını boşa çıkarmış. nihayetinde yalnız yaşayıp yalnız ölmüş.
devamını gör...
25.
nurullah ataç evliyken bir kadına aşık olur. o sırada kendisi ankara'da, ailesi ise istanbul'da yaşamaktadır. kadının bu durumdan haberi yoktur, kafayı çektiği geceler, sevdiğinin kapısına gider, eşiği öpermiş. bu evin sevgilisinin evi olduğunu da ona orhan veli söylemiş. fakat günün birinde öğrenmiş ki bu ev sevgilisinin evi değil. alaya alındığı için çok kızmış ve orhan veli'ye küsmüş. hatta izmir'de bir konferansta orhan veli ile ilgili bir soruyu "öyle bir şair tanımıyorum ben!" diye cevaplamış. adını anmak istemediği kişilerden söz açıldığında hep böyle söylermiş.
nurullah ataç'ın "ayşe' ye mektup"ları da bu aşktan zuhur etmiş.
nurullah ataç'ın "ayşe' ye mektup"ları da bu aşktan zuhur etmiş.
devamını gör...
26.
cahit sıtkı tarancı galatasaray lisesi'nde okurken kendini çok yalnız hissedermiş. çünkü herkese mektup gelir ama ona gelmezmiş. o da çareyi kendine mektup yazıp postalamakta bulmuş. mektuplar eline ulaştığında başkasından gelmiş gibi sevinip mutlu olurmuş fakat bu geçici çözümler mutsuzluğunu gidermeye yetmemiş olacak ki şiirlerinde ölüm temasını sıkça işleyen, karamsar bir şair olup çıkmış.
devamını gör...
27.
ataol behramoğlu askerdeyken bir subaya karşı geldiği için trabzon'dan malazgirt'e sürgün edilir ve askerî hapishaneye atılır. o sırada muş'ta askerlik yapan arkadaşı ismet özel ile mektuplaşırlar. ataol behramoğlu'nun yazdığı bir şiire ismet özel de şiirle karşılık vermek ister fakat askerlikte şiir yazmak hayli güçtür. hiçbir şikâyeti olmadığı hâlde ağzındaki üç diş kökünü çektirerek üç gün istirahat alır ama şiir üç günde bitmez. tedaviyle kurtarılabilecek iki çürük dişini de çektirerek üç gün daha kazanır ve şiiri bitirip gönderir. şiirine, arkadaşının şiirinin ismini verir. yıkılma sakın! iki şairden aynı isimle iki ayrı şiir...
ataol behramoğlu-yıkılma sakın
ismet özel-yıkılma sakın
ayrıca ismet özel yoklama kaçağı olduğundan askerliğini sürgün alayında yapmış ve yılmaz güney de aynı alaydaymış, ikisinin yan yana olduğu bir fotoğraf var. ismet özel'in anlattığına göre nebahat çehre yılmaz güney'i ziyarete gelirmiş o zamanlarda, askerlerin içine girmeden komutanların odasında beklermiş eski eşini.
ataol behramoğlu-yıkılma sakın
ismet özel-yıkılma sakın
ayrıca ismet özel yoklama kaçağı olduğundan askerliğini sürgün alayında yapmış ve yılmaz güney de aynı alaydaymış, ikisinin yan yana olduğu bir fotoğraf var. ismet özel'in anlattığına göre nebahat çehre yılmaz güney'i ziyarete gelirmiş o zamanlarda, askerlerin içine girmeden komutanların odasında beklermiş eski eşini.
devamını gör...
28.
yahya kemal, dostlarından birine:
-"bu akşam, yemeği benimle yer misin?" diye sorunca, arkadaşı:
-"hay hay! çok memnun olurum, hiçbir mazeretim yok." der. yahya kemal ise gülümseyerek:
-"iyi öyleyse, bu akşam size geliyorum."
-"bu akşam, yemeği benimle yer misin?" diye sorunca, arkadaşı:
-"hay hay! çok memnun olurum, hiçbir mazeretim yok." der. yahya kemal ise gülümseyerek:
-"iyi öyleyse, bu akşam size geliyorum."
devamını gör...
29.
tomris , önce ülkü'ye sonra cemal'e verdi ama sonunda gitti kendini masum saf erkek turgut'a kakaladı.
devamını gör...
30.
nâzım hikmet her gün sevgilisi vera'yı ziyaret edermiş ve çikolata, şekerleme götürürmüş. bir gün vera'nın arkadaşı onu uyarmış; "vera çikolata sevmez."
"ne sever?
" salatalık turşusu!"
nâzım bunu öğrendikten sonra her gün elinde bir kavanoz salatalık turşusuyla vera'nın kapısını aşındırmaya devam etmiş.
"ne sever?
" salatalık turşusu!"
nâzım bunu öğrendikten sonra her gün elinde bir kavanoz salatalık turşusuyla vera'nın kapısını aşındırmaya devam etmiş.
devamını gör...
31.
orhan kemal, 1960'lı yılların başında dostu fikret otyam'a yazdığı mektupta " çiğ köfte, beyti kebabı, adana kebabı ve domates salatasıyla kafa çekmenin, çekebilmenin zevki emin ol nobel'e namzet gösterilmekten çok daha fazla" demiş.
yazar, burada hayalini kurduğu nobel'in vereceği zevki kebaplar ve salata ile kıyaslamış.
yazar, burada hayalini kurduğu nobel'in vereceği zevki kebaplar ve salata ile kıyaslamış.
devamını gör...
32.
mina urgan, urgan soyadını yakın dostu necip fazıl’ın önerdiğini söylemiştir. necip fazıl, kendisine soyadı olarak “urgan’ı seç” demiş.”urgan da ne demek?” diye sorduğunda, anadolu’da ip anlamına geldiğini açıklamış ve kahkahalar atarak, “solculuğundan ötürü günün birinde nasıl olsa asılacağın için, bu soyadı sana ayrıca uygun” diye eklemiş. 1930’lu yılların necip fazıl’ı ile 1940’lı yılların necip fazıl’ı arasında uzaktan yakından en küçük bir benzerlik yokmuş. bunlar iki ayrı kişiymiş sanki. mina urgan, birincisini çocukluğundan beri çok iyi tanırmış. annesinin bir yakın arkadaşına aşık olduğundan, onların evinden hiç çıkmazmış. ikincisini ise, hiç görmemiş, hiç tanımıyormuş. çünkü mina urgan ve bütün arkadaşları 1940’tan sonra tasavvufla tanışıp hayat tarzını epey değiştiren ve şeyhi abdulhakim arvasi ile manevi bağlılığı bulunan necip fazıl ile selamı sabahı kesmişler. bohem şair necip fazıl, süper-mürşite dönüşmüş ansızın. (bkz: bir dinozorun anıları)
devamını gör...
33.
ümit yaşar oğuzcan otuzdan fazla intihar girişiminde bulunmuştur. oğlu vedat oğuzcan on yedi yaşına geldiğinde galata kulesine çıkar ve atlar. üzerinde babasına yazdığı bir not bulunur “baba öyle intihar edilmez, böyle edilir.” diye. ‘galata kulesi’ şiirini intihar eden oğlu için kaleme alır ümit yaşar oğuzcan. bu da böyle ah be dedirten bi edebiyat dedikodusudur.
devamını gör...
34.
edebiyat dersi hocalarının zaman zaman öğrenciler sıkılmasın diye anlattığı ve zamanla dersi alan öğrenciler arasında gündelik bir konu olan dedikodulardır.
yahya kemal, nazım hikmet'in şiir hocası olarak evine gidip geldiği zamanda annesi celile hanım'a aşık olur. nazım bu aşkı öğrenince "hocam olarak girdiğiniz eve babam olarak giremezsiniz" der, bunun üzerine yurtdışına giden celile hanımın arkasından yazılan sessiz gemi şiiri benim favori dedikodumdur.
yahya kemal, nazım hikmet'in şiir hocası olarak evine gidip geldiği zamanda annesi celile hanım'a aşık olur. nazım bu aşkı öğrenince "hocam olarak girdiğiniz eve babam olarak giremezsiniz" der, bunun üzerine yurtdışına giden celile hanımın arkasından yazılan sessiz gemi şiiri benim favori dedikodumdur.
devamını gör...
35.
saripencere ukdesi.
küçük iskender tıp fakültesindeyken akıl hastalarıyla sohbet eder ve onları oradan kaçırma planları yaparmış, dün kitabında okudum. kaçıramamış tabi...
küçük iskender tıp fakültesindeyken akıl hastalarıyla sohbet eder ve onları oradan kaçırma planları yaparmış, dün kitabında okudum. kaçıramamış tabi...
devamını gör...
36.
bildiğim şairlerin ölümleri tuhaf hepsi aklımda değil ama belediyenin açtığı çukara düşüp ölen var ya.
devamını gör...
37.
cemal süreya aşırı evine düşkün biriymiş. tomris hanımla evli ve kadıköy'de otururlarken bir gün ona "sen işten çıktığın gibi niye eve geliyorsun biraz arkadaşlarınla takılsan gezsen olmaz mı?" gibisinden yorumlarda bulunmuş.
cemal süreya tamam demiş. birkaç gün geçmiş bakmış ki eve yarım saat geç gelmeye başlıyor. bir gün merak etmiş ne taraftan geliyor diye bakmak için pencereye çıkmış tomris hanim. bide ne görsün, o yarım saat boyunca eve geç gitmek için aşağıda kaldırımda oturuyormuş...
cemal süreya tamam demiş. birkaç gün geçmiş bakmış ki eve yarım saat geç gelmeye başlıyor. bir gün merak etmiş ne taraftan geliyor diye bakmak için pencereye çıkmış tomris hanim. bide ne görsün, o yarım saat boyunca eve geç gitmek için aşağıda kaldırımda oturuyormuş...
devamını gör...
38.
yaşar kemal , ilk akla gelen ve yurt içinde ve yurt dışında en çok bilinen eserini, yani ince memed'i 1954 yılının kış ayında yazmış. öyle bir soğuk mevsimmiş ki, istanbul boğazı bile buz tutmuş. büyük edebiyatçı da, o zamanlar beşiktaş'ta, her yerinden soğuk giren sefil bir evde karısıyla birlikte yaşıyor, ısınacak ne sobası varmış, ne de yakacağı. kafasına kars işi karapapak başlığı geçirmiş, eline yün eldivenlerini giymiş, yemek masasına oturarak günlerce, üşüye üşüye ince memed romanını yazmış.
devamını gör...
39.
gabriel garcia marquez, yüzyıllık yalnızlık'ı yazdığında o kadar fakirmiş ki kitap dosyasının tamamını yayıncıya postayla gönderecek kadar bile parası olmadığını fark edip dosyanın yarısını göndermeye karar vermiş. eşiyle birlikte kitap dosyasının yarısını postaya verdikten birkaç saat sonra ise kitabın ilk değil ikinci yarısını postaladıklarını fark etmişler. büyük paniğe kapılmış olsalar da, yayıncı çok hızlı bir geri dönüşle beraber sağlam bir ödeme yaparak durumu toparlamış.
devamını gör...
40.
orhan veli kanık , şiirlerinde bazı zaman ahmet haşim ile dalga geçmiş, uğraşmadan yapamamıştır. bazı şiirlerinde ahmet haşim'i ti'ye almıştır. ahmet haşim, bir şiirinde canan isimli erişilmez ve hayali sevgiliden bahseder. yüzünü görmesi imkansızdır. çünkü, yüzü ancak ay ışığının havuzdaki suya yansıması ile görünebilir. şiirinde şöyle bahseder ahmet haşim :
" canan ki gündüzleri gelmez
akşam görünür havz üzerinde. "
orhan veli de, şiirle dalgasını geçerek şu ironide bulunur :
" canan ki degüstasyon'a gelmez.
balık pazarına hiç gelmez. "
orhan veli'nin canan'ı da balık pazarında bulunan degüstasyon ismindeki meyhaneye hiç uğramaz. bekler bekler bir türlü gelmez.
" canan ki gündüzleri gelmez
akşam görünür havz üzerinde. "
orhan veli de, şiirle dalgasını geçerek şu ironide bulunur :
" canan ki degüstasyon'a gelmez.
balık pazarına hiç gelmez. "
orhan veli'nin canan'ı da balık pazarında bulunan degüstasyon ismindeki meyhaneye hiç uğramaz. bekler bekler bir türlü gelmez.
devamını gör...