erkeğe çiçek almak

(bkz: ne zaman baba ne zaman mezara girince mi)

bu durumu sadece bir kere yaptım, onda da çiçeği verirken bile ben karşımdaki insandan daha mutlu ve daha heyecanlıydım *.*
o yüzden erkeğe çiçek almadan önce bu duruma vereceği tepkiyi iyi çözmek gerekiyor fikrimce.
tahmin ettiğiniz gibi bir tepki vermediği için hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz, çiçeği verdiğinizde pek önemsemeyebilir, 'ben bunu nereme sokacağım' şeklinde bakışlar atabilir, yenilecek bir şey olmadığı için hüsrana uğrayabilir, erkekliğine bir zarar geleceğini düşünebilir, 'onu alacağına bunu alsaydın' şeklinde düşünebilir, tüm bunların aksine bu hediyeye çok sevinebilir de.
sevinebilme olasılığına karşı yine de alınır gerçi.
hatta sevinmeyecek olsa bile alınabilir.
hediye vermeyi seven biri olarak karşımdaki insanı değil de kendimi mutlu etmiş olurum hiç değilse.

seneler öncesi eşimle o dönem nişanlıyız. gaziemir' de askerlik görevini yapıyor. doğum günü yaklaşıyor, ne yapsam diye düşünüyorum. izmir'e gidemiyorum. aklıma çok yakın arkadaşım geldi. yusuf'u aradım, pasta ve dokuz adet gül alıp, nişanlıma götürebilir misin süpriz yapmak istiyorum dedim. kız emin misin dedi, şaşırmıştı. tabi ki ben kararlıyım. gün gelip çattı heyecanla bekliyorum yusuf'un aramasını...yusuf pastayı alır, görüşe gider. kardeş, bana 9 adet gül ve pasta al dedi. pasta eyvallah güle gelince kendimi nizamiye kapısında güller ile ve sana verirken düşününce vazgeçtim. en kötüsü de ben çıktıktan sonra senin hakkında ne düşünecekler der...akşam eşim aradı. teşekkür ederim, çok incesin ama askere gül gönderilir mi dedi bastı kahkahayı...bir erkeğe çiçek alma macerası o gün ilk ve son olarak kapandı.

az daha hasan'a pembe tezkere aldırıyormuşsun bizim gız.*

daha sonra, sana aldığım çiçeğimi soldurdun diye trip atılmayacaksa güzel hareket. o çiçek %90 ölür çünkü.

170 sene yaşasam aklıma gelmeyecek eylem.
kadına almak da gelmez.
bana da almasınlar.

saksı çiçekleri yine biraz uzun süreli, alınan kişi bakarsa. ötekiler iyice anlamsız. bakarsa demişken, bazı insanlar çok seviyo çiçek böcek işlerini. aradığı özel bi tür falan oluyo mesela. öyle insana alınabilir o arayıp bulamadığı çiçekten bulduysanız. onun dışında ı ıh.

ben çiçek seven biri değilim ama bana çiçek almış birinin aldığı çiçeği kurutup yazdığım şiirin * yer aldığı defterin arasına koyup ona hediye olarak vermek isterdim.

biriyle mektuplaşıyorduk. kız zarfların üstüne baya kalemle çiçek çiziyordu. o zamanlar da kredi yurtlar kurumu yurdunda kalıyorum ve mektupları da blok memurlarına veriyorlar sen çıkış yaparken yanına uğruyorsun sana bir şey varsa elden veriyor.

velhasıl bu mektupları veren memur dalga geçmişti. ben de akıllı ve politik olduğu için sen kim köpek dememiştim.

cep telefonu yok muydu vardı. ilkeldi mms bile atmazdım pahalı diye ama hani sms ile falan haberleşebilirdik.

kız romantik olduğu için baya baya askerdeymişim gibi bana mektup atıyordu. içine çektiği / çekildiğimiz fotoğrafları koyuyordu çünkü daha o dönem instagram yok baskı alıyoruz.

ben öküz olduğum için hiç moda girememiştim.

iki ihtimal görüyorum. iş yerindeki karı-kız erkeğin sahipli olduğunu bilsin de er kişisine iş atmasın diye yapmıştır ki ağır kezbanlıktır. veyahut gerçekten çok ince ruhlu, naif bir kadındır, erkeklerin o derece naif kadın sevdiğini pek sanmam.

ben almam. yok daha neler yani.

ben herhangi bi kadına çiçek aldığımda bile utanıyorum kaldı ki biri bana çiçek alacak.

elimde bir demet çiçekle geçtim tüm sokakları, bir delikanlı için bu ne demektir tahmin bile edemezsin.

vallahi ne iştir anlam verilemeyendir. hangi törede yazar gelenek görenek hak getire. inin kardeşim fil dişi kulelerinizden. çıkın pamuklara sarmalandiginiz hayatlarınizdan. bizim anamız sarımsak babamız soğan. böyle bir muameleyi hak edecek ne yaptı er kişi. belki de şu an dondurma yiyip vantilatorun karşısında açık pencereden içeri giren ayazla ölümü bekliyor çocuk.
ha bu arada hanım bana çiçek alsa "al herif sana çiçek aldım" dese cumartesi pazar dinlemem nöbetçi aile mahkemesinde tek celsede bosarim. and olsun bosarim.

iyi akşamlar diliyorum. iyi çalışmalar.

kadına da erkeğe de çiçek almak kadar salakça bir şey yok. neticede solduğunda çöpe gidecekler, hepsi toprağında güzel.

cinsiyet rollerini kıyasıya eleştiren biri olarak, ben alırım. neden almayayım ki? seviyorsam, her şekilde gösteririm. olayın güzelliği burada saklı zaten. sevilene, sevildiğini hissettirmek önemli ama bunu nesneler üzerinden değil, değer üzerinden vermeli ve bu değeri verirken, herhangi bir şey kullanılabilinir.

evet, saksıda çiçekte alırım, demette gülde, kocaman bir orkide de. nasıl göstermek istiyorsam. eril- dişil muhabbetleri sevmiyorum. cinsiyet rollerine takılı kalmayın. sevginin, cinsiyeti olmaz.

başlığı okuyunca bu bana tuhaflık seviyesi olarak patrona bir şey ısmarlamak gibi geldi. entryleri okuyunca saşırdım açıkçası. ne çok tabu var kafamızda...

çok sevdiğim anıl'ın 2 buçuk yaşındaki kızı eva'dan bana verilen ilk hediye, bu da bir çiçektir aslında, kauçuk ağacının yaprağı. anlamıyor ama dedim yıllar sonra sana bunu göstereceğim bunu sen bana koşa koşa getirmiştin, ben de sakladım.

yaşarsam. bakalım.
çok güzel hediye. attım çantaya.

valla cicek alinan erkek, cicek gibi erkektir (yani ılıktır).

ibreti alem için yapılabilecek şey.

bak şimdi,
bu bir çiçek.
alınabiliyor hatta inanmazsın verilebiliyor bile.
zor değil.

gibi gibi.

ekmeğin arasına sıkar yerim.
biraz da tuz ohh mis.

ben yaptım galiba bunu. sene 1845 filan. öyle flort filan değil sevdiğim bir arkadașımdı.
yaș günü için bir kaç arkadaș toplandık ne alalım diye düșünüyoruz. ben çiçek alcam dedim. herkes bana diklendi olur mu len diye.
ama ben aldım, hem de kır çiçeklerinden bir arajman yaptırdım.
çünkü neden olmasın.

erkeklere sadece öldükten sonra çiçek verilir, en sert gerçeklerden biridir bu.