eş cinsel evlilik

eşcinsel evlilik

aynı cinsiyetten kişilerin resmi olarak evlenmesi olarak tanımlanır. dünyada 32, avrupa'da ise 18 ülkede eşcinsel evliliğin yasal olduğu bilinmektedir.

yüce yaradan bizlerden böyle saçmalıkları uzak eylesin.

dünya evine tersten girmektir.

evlensinler, beni rahatsız etmiyor.

mutlu olsunlar. bu niye birini rahatsız ediyor ki?

saygı duyarım.
bana ne abi? benlik bir şey yok, aralarındaki konu.

ılık evliligi. saygi maygi duymam.

onaylamam, elimden geldiğince karşı çıkarım. bu tavrım sadece dini bir şey değil. toplumsal olarak da bir çok zararı olan bir sapkınlık bu.

hainlere dert olmus evliliktir, en yakin agamla evlenip kendi karimla kerhaneye gideyim sizi de kiskandirayim bi guzel. bu hayatta kac kisi kendi imam nikahlisiyla o levele varmistir ulan(14 saattir neredeyse araliksiz calisiyorum beynim yandi, buraya da zaten bos yapmaya geldim bu gun)

bir lezbiyen olarak desteklemediğim durum.

sadece kız kıza olanı makbuldür. erkekler araya kaynamasın rica ediccim...

çelişiktir.

patriyarkaya ait tüm kutsanmış evlilik türleri heteroseksüel olmayan kişilikleri dışlar. evliliğin - türün devamlılığı - dahil tüm misyonlarına aykırı olan bir çiftleşme çeşidinin modern dünyanın heteroseksüel kültürlerinin içerisine inatla sokulmaya çalışılmasını anlamakta zorluk çekiyorum.

neden patriyarkayal normların içeriğinde normalleşmeye çalışıyor lgbt+i bireyler. ben heteroseksüel bir queer olarak evliliğin düşüncesine bile katlanamıyorum.

uygar dünyanın çoktan aştığı mesele. evliliği geçtim, çocuk büyütüyor hemcins ebeveynler.
burada da yok lut kavmi, yok helak olacağız diyen cahil cühela ile uğraşıyoruz.
coğrafya kader olduğu kadar kederdir de.

philadelphia filminde de incelenmiştir bu durum. tom hanks'in forrest gump olmadan önce çektiği son film buydu diye gereksiz bir bilgi var aklımda ama bilemedim. 90'ların o naif, takım elbiseli efendi, saygılı toplarını çok özlüyor insan azizim. günümüz topları netflix'te nedense hep acımasız 40+ ceo dul ablalarla ilişki yaşıyor. diversity'sine uçtuklarımın aklında sürekli bu konular var çünkü. bu zenciler sabahları kadından önce uyanıp corn flakes yapıyor kendine geniş mutfakta. dul da, gecelikle gelip sarılıyor belinden. hep aynı dava, usandık. sonra bir de adam geliyor, hepsi birbirinine giriyor, o ona o ona, o ona o ona.

eskiden bu yoktu. lgbt aşkı vardı eskiden bu filmdeki gibi. insanlar koli yapmazdı barlar sokağından toplayıp. ayrıca ikide birde harlem'den bi tip, zıps diye girmezdi kadraja. şimdi bu woke denen illet öyle yeni türler icat etme peşinde ki, off. yıldım. adam beyazsa, bunun sevgilisi siyah olmakla kalmayıp, eskiden travestiyken cinsel olarak kendisini kadın gibi tanımladığı için ameliyatla kadın oluyor ve sonradan kadın bedenine hapsolmuş bir erkek olduğunu fark edince, yeniden çük takılıyor ve erkek oluyor. ki ben olsam böyle karmaşalar yaşadığımda doktora, "ikisinden de bir adet koyun doktor bey, bakarız a'na göre carpe diem" derdim. eski topları boşa özlemiyoruz. tom hanks bile olsa mantıklı dururdu gözümüze. şimdikiler irite edici ve saçma. mor saça da bacağım girsin. yoksa ben de bayılmıyorum koca er ryan'ı kurtaran tom hanks'e kaymalarına. ama gerçek gibiydi. sanki masaya oracıkta devirmişlerdi cloud atlas'ın yiğidini.

beni ilgilendirmeyen ama özgür olması gereken evlilik türü