eski sevgiliyle karşılaşınca söylenmesi gereken sözler

'' sen abdulhamidi' savundun!

nasıl iyi si.. seviyo mu

yürü git.

yeni üniversite talebesi olduğum zamanlar beni terk etmiş üç aylık bir manitam vardı. daha 18 yaşındaydım, kendime playlist hazırlamışım onu dinliyorum saçma sapan. işin sıkıntılı kısmı terk edilen taraf olduğum için özsevgi ve saygımı yokluyorum, kafam çok karışık. neyse efendim kargaların sabah mesaisine başlamadığı kadar erken bir vakitte çok saçma bir yerde elimde çikolatalı süt bir arkadaşımı bekliyordum. kulağımda kulaklıkla fırt fırt süt içiyordum ki bi baktım önümde bir çift ayak. kafamı kaldırmamla onunla göz göze gelmem arasındaki zaman o an çok izafi gelmişti. bana sorsan bir saat falan. boş boş bakıyor yüzüme bir şeyler de söylüyor ama asla duymuyorum. tam olayın şokundan herhalde diye düşünürken kulaklığımı çıkarmak aklıma geldi. * bana "nasılsın? burada kimi bekliyorsun?" gibi abuk sabuk sorular sorduğunu o zaman fark ettim. işin kötüsü ona baktıkça özlem hissinin karnımdan yukarı doğru çıktığını anladım. sarılsam saçma mı olur, seni özledim de denmez şimdi, en iyisi iyiyim sen nasılsın diyeyim falan diye düşünürken durdum durdum "yürü git" dedim. ablak ablak yüzüme bakıp şaka yaptığımı düşünerek "ne diyorsun ya hehehe" falan demeye başladı. bu sefer bekletmeden "bas git" dedim. * ciddi olduğumu fark edince hızla döndü arkasını gitti bu. elimde süt, kulaklığı geri taktım, bir süre kafamı kaldırmadım yok olduğundan emin olana kadar. şimdi dönüp bakınca iyi ki öyle yapmışım diyorum. canım savunma mekanizmam, öpüyorum alnından.

kendine iyi bak. bir daha hiçbir ana doğuramaz seni.


ahmed arfi.

nerde unuttuysan beni, orda kal.
ezdirmem kendimi sana!


emre aydın/ kim dokunduysa sana ona git.

yani o konuşmazsa ve konuşmamız gerekirse başımla bir selam verrim de başka ne diyem gerek yok

nikahına beni çağırmadın sevgili benim sana şahitlik teklifim vardı

eski sevgilim ergen herifin teki o yüzden ağlayarak mastürbasyon yapmaya devam edebilir.

insan evlenmiş olmak için evlenir mi lan*

mümkünse söylememek. düşmanca bir bakış yeterli. evet avrupalı değiliz.

emre aydın

(bkz: ellerini görebileceğim bir yerde tut)*

eski sevgilim ile sıkışık istanbul trafiğinde karşılaştım.
arabası ile yola çıkıyordu. motoru biraz geri çekip yol verdim. camı açıp, ooo cem bey siz yol verir miydiniz? dedi.
neden şaşırıyorsun ki merve. sana 3 sene önce de yol vermiştim deyip devam ettim.

bunu düşünmek zorunda kalmamak için türkiye'nin diğer ucuna geldim

saçın zaten güzel, ne bu kızıllık? " dedim.
aramızda masa dahi yoktu. bugün. akşamüstü.

biz, yani ben hep aynı yerlerde takılır dururum. oraya da gelir herkes.

gözümü diktim baktım, hiç olmadığı kadar, hiç oralı değil gibiydi,
bir bok yedim, isim karıştırdım, oof,
seda'ydı, ben anlık bir an sema dedim, bir önceki kıza gitti aklım demek,

sonrayı anlatmak istemiyorum pek..

gerizekalı ya, göt, ne sema'sı, seda işte. kızı da üzdük. yengeniz hemen evlilik istiyordu olmazdı. seda.
sema ne lan mal. beni çarmıha gerin ya. isa'nın acıları bana müstahak. seda. tüh...

onun da mı çıkmış sorusu varmış?
çok kalıplaşmış bir hayatın içindeyiz sevgilim romalılar

keske gene yanimda, benle olsan denebilir.

hafifçe selam ver, geç.

hangi eski sevgilim olduğuna bağlı olarak değişir söyleyeceklerim.

eski sevgili, zaten aralarında söylenebilecek şey kalmadığı için eski sayılır. üstüne konuşmak gerekir mi ki..?