estetik ameliyatla birbirine benzeyen kadınlar

toplumun yüklemiş olduğu güzellik algısından kaynaklanır. sadece kadın için de değil bu arada, her bireyin üstünde var bu baskı.

yukarıda bir yazar (meja) ördek ağızlı demiş. katılmıyorum, yeni yumurtlamış tavuk kıçı ağızlı.
neredeyse tamamı angelina jolie'ye benziyor, benzemeye çalışıyor. bir zamanlar da liv tyler'e benzeme çabası vardı. hatta bir mankenimiz bu konuda eşeğin burnuna kadar su kaçırmıştı. şimdi iskeletorun annesi kıvamında dolaşıyor orta yerde.
ha bir de kadın kendisini nasıl iyi hissediyorcular var. saç boyaması gibi. kadın arkadaşlarımdan birine "oynama şu saçlarınla, anasını ş'eedeceksin bir gün" demiştim. bir gün sarı, üç gün sonra mor, bazen kara. kendini iyi hissediyormuş. şimdi kendisini iyi hissedecek kıvama geldi. kısa saçtan başka (yani 3 numara asker traşı, snead o'connor kıvamı) saç yürümüyor kafasında.
oynamayın çok gerekmedikçe şu vücudunuzla. silikonlu meme gıcır gıcır eder, erkekler sevmez.

klonlu insanlar gibidir.

görüntü güzelliği sosyal medya ile zamanımızda gittikçe artmıştır. bunu nedenlerinden birindir.
estetiği güzellik duygusu olarak anlıyorum ben. bunu ameliyatını olansa güzel görünmek için çekilen eziyet olarak.
estetiğe karşı değilim ama gereksiz olana karşıyım. herkesin belirtiği gibi bir birbirinin aynısı kadınlar. oysaki her yüz ve vücut yapısına göre olmalı.
diyelim kadın estetikli evlendi çocukları oldu. bu çocuk annenin kopyası aslında ama anne eski halinden eser yok. gören bu çocuk kime benziyor der. buna da hazırlıklı olun.

bu şekilde ifade edilse de insanlar estetikli seviyor makyaj sevmiyorum diyip yapanlar gibi

kendilerini mutlu ediyorsa ve verecek paraları da varsa tamam da bazı estetikler cidden güzelleştirmekten çok beter ediyor.
son zamanlarda hele şu dudak şişirme. hepsinin dudaklar yastık gibi. kaşlar havada. abartılı makyajla tuhaf bir görüntü oluyor.
eski dönemlerde de kalın kaş, yanık ten, tavşan diş modası vardı ama öyle böyle değil. o ünlü kadınlar bildiğin mahmut gibiydiler. tenleri çifte kavrulmuş. ön dişler uzadıkça uzamış. adı özlem olan bi sunucu vardı o başı çekiyordu bu konuda.
yani dozunu kaçırmadıkça ben de karşı değilim. zamana karşı koyulmuyor sonuçta. ufak tefek müdahaleler de iyi geliyor ama "elini korkak alıştırma" kafasıyla iş çığrından çıkıyor.

aynı doktorlara aynı operasyonları yaptırıyorlar. dolguyu botoksu abartıyorlar, en iyisi benimki olsun en güzel ben olayım diye. sonunda da mimiksiz balık dudaklı, boş bakışlı, hokka burunlu, çene hattı belirgin birbirinin aynısı kadınlar çıkıyor ortaya. durumdan memnun olmalılar ki bu kadınların sayısı artıyor sürekli.

beden algisinin bozulmasi olarak dusunuyorum ben bunu. instagram hayatimizdan cok sey goturdu. estetik bir ihtiyac iken guzeldi bence.

ben estetik dusunmuyor muyum yuzum icin degilse de vucuduma dusunuyorum. meme yaptiririm evet. ancak gittikce kendime yabancilasir her yerime mudahele eder ve olmadigim birine donusurum diye de korkuyorum.

özellikle büyükşehirlerde bazı avm'lerde, mekanlarda vb. görülebilecek ürkütücü tablo...

minik burun kocaman dudak..
ben bazı kızlardan çok korkuyorum.. çok garip görünüyorlar, doğallığın o kadar uzağındalar ki, yani insani bir görünümden giderek uzaklaşıldığında daha mı güzel olunuyor? abartılı olanın kesinlikle güzel olmadığını düşünüyorum.
evet çirkin olduğunu düşünüyorum. burada bir hakaret, provokasyon bence yok.
estetik ince dokunuşlarla hayat kurtarırken abartıldığında gerçekten göz kanatıyor...

ayrıca ''dudaktan ibaret olan kızların sayısındaki artış'' şeklinde açtığım başlık silindi. provokasyonmuş..
öyle mi? çok düşüncelisiniz. hayran kaldım. tebrik ederim. bu tanımımı da silecek olursanız. artık bu sözlükten temelli gidebilirim. çünkü bu yaptığınız hiç normal değil...

güzellik muhabbeti altında zaten hali hazırda bütün kadınlar birbirlerine benzemeye çalışıyor. üstüne bir de ameliyat olmak hile açmaktır. age of empires ekibine selam olsun.

"žižek'e göre batı'nın toplumsal sistemi, "bizim liberal kadınlarımız"ı "serbest cinsel ticaret pazarında rekabet güçlerini koruyabilmek için güzellik ameliyatlarına katlanmak, kozmetik emplantatlar koydurmak veya botoks iğneleri yaptırmak" için "devasa bir baskı" altına almış durumda...

pink floyd'un the wall klibini hatırlatıyor her gördüğümde. sanki özel hastane kapısından geçip hepsi platin sarı saçlarla tek tip çıkıyorlar.

aynı dudaklar, aynı yanaklar, aynı saç modelleri, aynı burunlar hepsi birbirine benziyor. artık ''ben bu ablayı daha önce görmüştüm sanki'' hissine alıştım sayelerinde.

önce burun, sonra askı, daha sonra botoks serüveni silsilesiyle ortaya çıkan sonuç. karakteristik güzellik denen şeyi harcama. ciddi kusur barındıran durum farklı ama bunlarda dövme misali, işin içine girince yaptıramadan duramıyorlar.

uzak durduğum kadınlar.

kank, şaka gibi, iş yerindeki bütün kızlar sırayla estetik ameliyat oluyorlar. ondan sonra da "tork kozloro çok gozol omo tork orkokloro çok topsoz" diyorlar. ben seviyorum türk kızlarını, estetik olanlarla da hiçbir sorunum yok. ama ekmeğimizden oluyoruz yapmayın biz sizi yataktan o makyajsız halinizle kalktığınız yüzünüzü seviyoruz.

üzdünüz bizi kızlar

aynı fabrikadan çıkmış kadınlardır.

dikkat edin bunlara hollywood yanağı (bişektomi),dudak dolgusu, çene dolgusu, elmacık dolgusu, badem gözü derken hepsi birbirine benzerler.

misal pelin karahan, seren serengil ile damla ersubaşı karışımı gibi.

sinem kobal ile hadise karışımı şeyma subaşı yoluna çıkar. hatta oraya bir de gülşen'i ekle.
bunlar hep estetikten azizim. aynı estetik cerrahının elinden çıkmaktan.

yapılacak şey basit.
dünyanın estetiği + para = doğal güzel olduğunu savunmak ve evet ikizini bulmak.

ne kaa çok para o kaa ikiz/üçüz/dördüz/beşiz.

he bir de neymiş insanlar çift yaratılmış'mış peeh. yaratılırsan *

ölmek üzere olan hastalara yerleşen hipokrat yüzü tabirinden farksız bi durum.

herkesin hayranlıkla baktığı o yıldız olmak için eşsiz bir gezegen olmaktan vazgeçmek.
kendinde sevmediğin şeyleri düzeltmenin ötesinde durum artık tamamen başkasına dönüşme çabasına dönmüş durumda. oysa bizi biz yapan çeşitliliğimiz, bizi güzel yapan eşsizliğimiz değil miydi? doğada açmış eşsiz bir çiçek olmak varken neden her yerde açan bir çiçek olmak için çabalıyorlar? üstelik güzellik denen olgu bir günde değişebilecek bir kavram ve herkes için farklı farklı tanımlara sahipken. yarın belki de çirkinlik göstergesi olabilecek bir şey için kendini diğerlerinden ayıran bana göre asıl güzelliğinden vazgeçmemeli insan.

yeni dünya da olan benzer şeylerden biri herkes birbirine benziyor. insan düşünün nerdeyse hiçbiri birbirine benzemezken. ve bu yaratılan insanın farklı olmasının her birinin farklı bir birey olmasının şerefi varken neden insanlar tekelleşip robotlaşıyorlar.