161.
#3465424
şurada detaylıca bahsettim. o zaman da kelime anlamını evrim belki de yoktur'un önüne geçmek için yazmıştım.

biyolojik evrim konusunda tartışmaya açık tek şey sürecin nasıl cereyan ettiği, şu andaki bilgilerimize bakarak.

ne gibi bir sürprizle karşılaşabiliriz?
mesela aslında petri kabında deneymişiz. veya hayat bir simülasyonmuş. yine de bunlar o dünya şartlarında bu kavramı geçersiz kılmaz. sizin ona yüklediğiniz anlamı değiştirebilir.

bilim doğası gereği böyle bir şeydir.
yeni veriler doğrultusunda bir şeylerin hatalı olduğu ortaya çıkabilir ve doğruları eklenir. yine de literatürde biriken her yayın önem ihtiva eder.

biyolojik evrim teorisi çok sağlam bir teoridir. embriyogenezden genetike biyolojinin alt disiplinleri ile doğruluğu pek çok kez sınanmıştır. eğer temelde değişim olmadığını ve nesiller boyu aktarılamayacağını veya bu aktarımın biçim değiştiremeyeceğini iddia ediyorsak bu dümdüz saçmalık olur. çok daha basit ve göz önünde bir halini antibiyotiklere direnç gösterip duran bakterilerde görebiliriz. ve bununla yeniden yeniden ilaç pazarı oluşturulmasından.

dolayısıyla tekrar etmek isterim, bilim, bilim- kurgu değildir. burada bunu şu anlamda kullanıyorum, hayal gücümüzün sınırları muğlak. alternatif senaryolar hayal edip tasarlayabiliriz. bilim bunun sistemli, doğrulanabilir, sınanabilir oluşu ile ortaya çıkar ve başka teorilerle de örtüşür olması gerekir.

evrim savunmak -en azından körü körüne savunmuyorsak- olası senaryolara gözleri ve kulakları kapamak değil belirli koşullar altında oluşan belirli durumların bilimsel olarak ulaşabildiğimiz en makul halini savunmaktır.

daha iyisi ortaya konana dek en iyisi bu. bilim de bunun üstüne bir tuğla koyar. varsayımlar üzerine değil. o varsayımlar gözlenmek, denenmek ve sınanmak niyetiyle hipotezlere dönüşebilir. buna bir itirazımız yok. ancak fantezi kurguları ile ilerlemek veya bunu bir inanç çatışması haline getirmek doğru olmaz.

genel olarak mutasyon dediğimiz şeyin işlerliği ilerlemeci olması ile değil adaptif olmasıyla alakalıdır. şöyle bir basit cümle vardır: kullanılmayan organ körelir. buna benzer. mutasyonlar sağkalıma fayda sağladığı sürece tutulur. hiçbir işe yaramayan* veya dezavantaja neden olan türde bir mutasyon ısrarla kalıtılsa bu türün yok olmasına neden olur.

hücre fizyolojisi ve moleküler genetik, dolayısıyla aslında bunların tekrar tekrar kontrolden geçtiğini bize söyler. * bunu insan için düşünmek anlamsız olur çünkü tıp ile zaten müdahale ediyoruz "zamanla elenebilecek her türlü mutasyonun korunmasına." zaman zaman da toplumsal yapılanma ile.

ara geçiş formu meselesini yazdım, zaten yanlış anlaşılan bir mesele ancak örneklerinin az olması uygun örnek saklama koşullarının tesadüfi olmasına bağlıdır, ayrıca canlının doku yapısına. reçine gibi bir şeyin içine sıkışmamış bir böcek ara geçiş fosilini bulmayı ummak, ya da bir yumuşakçayı? ama aslında vardır. yumurtlayan memeli var mesela: ornitorenk. oysa memeli canlılarda bunu görmeyi beklemeyiz.

ya da dişleri olan kuş - dinozor: arkeopteriks

ama hepimizin halihazırda değişim içerisinde olduğumuz düşünülürse, şu anda daha esaslı saklama yolları da bulduğumuz için geleceğe daha fazla elle tutulur örnek bırakabiliriz.*
devamını gör...
162.
müfredattan kalkmasına rağmen 8. sınıf 2. ünitede adaptasyon konu başlığı altında anlatmaya devam ettiğim teori. hiçbir öğrencim evrim teorisini duymadan mezun olamaz. hele hele hiçbir öğrencim büyüdüğünde evrim yok, evrim yalan, maymundan geldiysek neden şimdiki maymunlar insan olmuyor gibi zırvalamayacaklar. bu da benim meslek egom, yapacak bir şey yok.

şimdi teorinin çıkış noktasını darwin abimiz gözünden ele alalım. charles darwin, türlerin kökeni kitabında 4 temel başlıkta evrim teorisini ele alır. ben de elim döndüğünce size aktarmak isterim.

ilk olarak türlerin değişebilirliği geliyor. varyasyon ilkesinden yola çıkacak olursak canlılar arasında küçük fakat kalıtsal farklılıklar canlıların yaşam alanından tutun beslenme alışkanlıklarına kadar değişiklik göstermesini sağlar. galapagos kuşları'nın gaga yapısının farklı olması beslenme farklılığından dolayı adanın farklı bölgelerinde konuşlanmalarını sağlamıştır. bu farklılıklar rastlantısal mutasyonlar sonrasında ortaya çıkmıştır.

bir diğer başlığımız doğal seleksiyon. kısaca şöyle söyleyebiliriz: güçlü olan yaşar, zayıf olan ölür. çok güzel bir afrika atasözü var bununla ilgili. afrika'da her sabah bir ceylan uyanır, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa öleceğini bilir. afrika'da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir.

sonraki başlığımız aşırı üreme. canlıların yaşama ortamına göre geliştirdikleri becerilerinden biridir. balıkların, deniz atlarının ve kurbağaların bir defada çoklu üreme yapmalarının sebebi çevredeki predatörlere karşı gelişen bir adaptasyondur.

son başlık ise hâlâ tartışma konusu olan ortak ata. darwin'in bu konudaki çıkış noktası homolog organlar. farklı türlerin benzer yapılar barındırması ortak ata kavramını yaratmıştır. humerus, ulna, radius gibi kemik yapıları insan elinde, yarasa kanadında ve balina yüzgecinde ortaktır. dna benzerliği ve embriyonik gelişim bu tezi destekler.

gelelim bizlerin evrimsel sürecine. of çok güzel gidiyorum tutmayın, en son 2010 yılında üniversitede evrimle ilgili hocamla konuşmuştum bu kadar detaylı, şimdi bildiğim her şeyi dökesim geldi.

bundan 500 milyon yıl önce su ekosistemindeki omurgalılarla karşılaşıyoruz. kemikli balıklar olarak da nitelendirilen fosiller bize zamansal çizelgenin başlangıç noktasını çiziyor.

375 milyon sene önce tiktaalik çıkıyor karşımıza. bir ara geçiş formu. hem solungaçları hem de basit akciğerleri vardı. karaya çıkmışız demek ki. eklemli yüzgeçlerle burada karşılaşıyoruz.

360 milyon yıl öncesine bakınca amfibileri görüyoruz. sudan karaya çıkış çok daha net var ama suya da hala bağımlıyız. solunum ve üreme için suyu kullanıyoruz. tetrapodlar, buradasınız biliyorum.

310 milyon yıl öncesine gidiyoruz. ilk sürüngenlere. sert kabuklu yumurtaları var. muhtemelen iç döllenme gözlemleniyor. aynı zamanda akciğerleri daha gelişmiş. ve buradan itibaren dallanma başlıyor. dinozorlar yine bu zamanlarda ilk defa karşımıza çıkıyor. kuşlar ile memelilerin ilk ayrılışları da burada gerçekleşiyor.

200 milyon yıl önce ilk memelileri görüyoruz. sayıları dinozorlar kadar çok değil fakat onlar da sıcakkanlılar. tüylenme bu zamanlarda ortaya çıkıyor. bu süreçte birkaç evrimsel aşama daha var ancak daha uzun anlatmak istemiyorum.

65 milyon yıl önce... ilk primatlar... ön uzuvlarıyla kavrama yeteneğine sahip, dinozorların yok olmasıyla birlikte daha geniş alanlara yayılım gösterilmeye başlanmış. maymunların ve insanların ortak ataları.

6 milyon yıl önce ise artık son ayrışıma yaklaşıyoruz. hominidlerdeyiz. şempanze ile insanların ortak atasına bakıyoruz. bir sonraki adımda tamamen insan soy hattına geçmiş olacağız.

3.2 milyon yıl öncesi... a. afaransis. bilinen ismiyle lucy. dik yürüyebiliyor.

2.4 milyon yıl öncesi... homo habilis. taşları kullanabiliyor, ilkel aletler tasarlıyor.

1.8 milyon yıl öncesi... homo erectus. ateşi keşfetti ve kullandı. yolunu aydınlattı, asya'ya varıp burada yayıldı.

400 bin yıl öncesi... homo neanderthalensis. bildiğimiz neanderthal. avrupa'ya gelip orada yayıldı. modernize olmaya başladı. erkekleri tam bir beyefendi gibiydi. ve bazılarımız onlardan gelen genleri taşımaya devam ediyor. çünkü...

300 bin yıl öncesi... homo sapiens. yani biz. afrika'da ortaya çıktı, neanderthal ile melezlendi ve modern insanı oluşturdu. şimdi ise sanat, teknoloji, kültür ve dil gibi unsurlar ile diğer canlılardan ayrışıyoruz.

özet: bütün dünya darwin'in taştaşlarını yesin!
devamını gör...
163.
aslında çok uzun bir yazı yazardım bu konuyla ilgili her şeyi kapsayan da okuyan olmaz. ziyan olmasın emeklerime. bu sebeple en sevdiğim başlık olduğunu söylemeden edemeyeceğim.

hee söyleyeyim zaman makinesi fikri güzel de pek de işe yaramaz. arada milyon yıllar var sonuçta hatta bazılarında milyar yıl var.
devamını gör...
164.
tam evrimleşmiş, bembeyaz, pambık gibi ingilizlerin, tam evrimleşmemiş, hala yarı maymun olan diğer milletleri (hususen türkler) sömürmesi için bilimsel dayanak, idi tabi vakti zamanında.
devamını gör...
165.
bilim insanları ve kamuoyunun evrim hakkındaki görüşü:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yaklaşık 10 yıl sonra görüşü:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kaynak: pew research | 2009 - 2018
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"evrim teorisi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim