güçlü kadınların ortak özelliği

kimseye muhtaç olmamaları.

güçlü olduklarını iddia etmeleri.

mutsuz olmalarıdır nerden biliyorum kendime kalsın.

ağlak olmamaları.
her boka kurbanı oynamamaları.
"fazladan puan verin, para verin, ayrıcalık verin" yerine "fırsat verin, hakkımı verin" demeleri.

3. dalga feminizmin en nefret ettiği kadınlar bunlardır

ıçlerinde ağlamaya hazır bir kız çocuğu saklamaları.
o kız çocuğunu, gece herkes uyuyana kadar, susturmaları.
sonra bazı geceler,
yıldızlara baka baka,
o kız çocuğu ile ağlamaları.
sabaha, o kız çocuğunu öpüp uyutmaları.
güçlü görünmek için erkenden kalkıp
pijemaları çıkarıp, gözlerini boyayıp bir şey olmamış gibi yaşamaları.

bulundukları yere kolayca gelmemiş, her istediği önlerine sunulmamıştır. hayatta çok zorluklar yaşamış ve o zorluklarla güçlenmişlerdir. onu öldürmeyen her şey güçlendirmiştir.
belki kendini çok şanslı olarak görmez, belki hep bir sınav içinde hisseder kendini ama eğilip bükülmez de. kimseye sırtını dayamaz nihayetinde. kendini bilir, kendine inanır.

hayır diyebilmeleri.
erkeklerin hüküm sürdüğü bir dünyada sağ kalmayı başarabilmeleri.

sağ kalamayanlar güçsüz müydü, hayır. o kadınlar öldürüleceklerini bilmiyorlardı bile..

narin vücutlarını dimdik tutarak tüm ağırlığını karınca yükü nazarında taşıtan ince parmaklı ayakları ve iri memeleridir.

kesinlikle elleri bi kadının dokunduğu her el şefkat dağıtır..

neden güçlü ?
neden hep bir amazon ruh arama derdi ?
hayatı idame ettirme mevzusunda neden ayakta durma mecburiyeti yakıştırması ?
kendi olamıyor mu ? narin yapısını, kadınlığını neden hep bu güçten daha düşük gösterme çabası ? yani bu güç denen şey neden herşeyi perdelemeli?

türk toplumunda güçlü kadın algısı çok farklı. 2 laf sokmak, insan ilişkilerinde kafa tutmak, bazen arıza çıkartmak.
kusura bakmayın algılanan güçlü kadınla, hayatı uygulama kısmında ki güçlü kadın kavramı bu değil.
eline mesleğini alıpta, aha ben güçlüyüm artık psikolojisi hiç değil.

kafayı kazıyıp kendilerini güçlü sanmaları. kel kafasına şaplatacam o olacak.

mantık ve duygularını karıştırmıyorlar. olması gereken olduğu gibi oluyor.

dişiliklerini kaybetmeden her düştüklerinde daha yıkılmaz kalkabilmeleri. en güçlüsünü bile yıkabilecek tek şey evlat acısıdır . rabbim kimseye göstermesin.

ya çok basit, hatta belki klişe ama hoşuma gitti.
*




güçlü değil normal olarak nitelendirilsin artık. bir insanın olması gerektiği kadar güçlü.
evi çekip çevirmek, "bak kadın haliyle çalışıyor" gibi değil.
çalışmayıp ne yapayım bu yaşta ana baba parası mı yiyelim.

#1192015 burada yazdıklarıma ek olarak, güçlü kadınlar, aslında dişil ve eril enerjisini dengelemiş olan kadınlardır. dişil enerjisi düşük, eril enerjisi yüksek olan kadınlar, kendi ayakları üzerinde durmaya teşvik edilen, "dağları deldim tek başıma" şarkısıyla günden güne yalnızlaşan ve ilişkilerinde kendini değersiz, huzursuz ve güvensiz hisseden kadınlara dönüşüyorlar. kadınların, elbette kimseye karşı maddi manevi bağımlılık hissetmemesi çok önemli ama kadınlar bunu yaparken, dişil yönünü unutmamalı yani erilleşmemelidir çünkü eril enerjiye bürünen kadın, eril erkek enerjiyle sürekli bir çatışma halinde oluyor. ben artık dişil ve eril enerjisini dengelemiş olan kadınları güçlü olarak görüyorum. her şeyde olduğu gibi, burada da önemli olan şey, denge, denge, denge...

hepsinin de kadın olması.
bu şaka kısmı.
toplumun, ailenin, geleneklerin çevresine ördüğü kozayı parçalayacak cesaretlerinin olması.
hepsi birer küçük karabalık, ya da bir martı jonathan livingston olmayı başarabilmiş olmaları.

güçlü kadın
kendini ispatlama derdi olmayan kadındır.
bolca tebessüm eder.
kendi ile mutludur
kimseyi ırgalamaz.
büyük resme, çok daha yukarıdan bakar.

halter.

köylü yazarın sahip olduğu tüm özellikler aynı zamanda güçlü kadın özelliğidir. yerim seni.

osurukları ağaç kurutur, hayvan öldürür, doğayı tahrip eder.