41.
günlük tutmak esasında oldukça keyifli ve faydalı ama şu aralar günlüğe yazmak oldukça zor çünkü korona yasakları yüzünden her günümüz aynı.
ben iki yıldır tutuyordum, baktım olmuyor, bıraktım. çünkü yazarken insanın iç sesi 'ulan ne yazıyorsun be, evden çıktığın mı var, bu nasıl hayat ottan farksız, kök salaydın bari..." gibi cümlelerle rahatsız ediyor. korona süreci bitsin yine başlarım.
ben iki yıldır tutuyordum, baktım olmuyor, bıraktım. çünkü yazarken insanın iç sesi 'ulan ne yazıyorsun be, evden çıktığın mı var, bu nasıl hayat ottan farksız, kök salaydın bari..." gibi cümlelerle rahatsız ediyor. korona süreci bitsin yine başlarım.
devamını gör...
42.
düzenli bir şekilde tutanlara çok özensem de ben daha çok duygusal olarak dolduğumda aniden yazma ihtiyacı sonucunda yazabiliyorum benim için binevi içini dökme yöntemi.
devamını gör...
43.
98'den beri tutuyorum.. çok severek hemde.. tabii ki benim de abim yakaladı, okudu, dalga geçti.
devamını gör...
44.
en son ilkokulda öğretmen zoruyla yaptığım eylem.
not: sanki her gün, günlük yazacak kadar güzel şeyler yaşıyoruz da biz yazmıyoruz. bir gün yazınca diğer günlere den den koyuyoruz öyle bir hayat ki gunluk yazsam ancak kağıt israfı olur.
not: sanki her gün, günlük yazacak kadar güzel şeyler yaşıyoruz da biz yazmıyoruz. bir gün yazınca diğer günlere den den koyuyoruz öyle bir hayat ki gunluk yazsam ancak kağıt israfı olur.
devamını gör...
45.
günlük tutmakla ilgili en sevdiğim şey renk renk müthiş defterler almak oluyor. günlük tutmaksa çoğunlukla ızdırap. keyfim yerindeyken bayatımı yaşıyorum, günlüğe yazmak aklıma gelmiyor. o yüzden hep bok gibi anılar oluyor günlüğümde. neyse, oluyordu diyelim. yakın zamanda yine günlük tutmaya başlayıp bu sefer çizimli, şekilli şüküllü, cicili bicili bir günlük tutmayı düşünüyorum. ilerleyen günlerde okuması keyifli olabilir.
devamını gör...
46.
ilkokulda sahip olduğum bir alıskanlıktı. ama nedense sonraki yıllarda bir türlü tekrar edinememiştim bu alışkanlığı. bu yıl kendime çok güzel kilitli bir günlük aldım. o kadar hoşuma gitti ki çok hevesle başladım yazmaya. 28 temmuzdan beri düzenli olarak yazıyorum. basta yazacak bir şey yokmuş gibi geliyor ama bir bakıyorsunuz o kadar çok aklınızda düşünce var ve insan ruhuna basit şeyler hakkındaki duygularını bile kağıda dökmek, somutlaştırmak o kadar iyi geliyormuş ki. inanın geçen gün aldığım ojeyi çok beğendiğimi ve renginin beni çok mutlu ettiğini bile yazmışım. aklımızda varlığının farkında olmadığınız düşünceler kağıda dökmeye başlayınca beliriyor. günlükle eni konu dedikodu yaptığım bile oldu oysa yazmaya başlayınca bir sayfa anca yazabilirim diye düsünüyordum her gün, şimdi bazı günler 3-4 sayfayı bile buluyor. tekrar düzenli yazdığım için çok mutluyum, çok güzel bir his. bu arada günlüğümü victoria journals’dan almıştım böyle bir niyetiniz varsa bakabilirsiniz çok güzel modelleri var ben şu an kullandığım modelin farklı rengini alıcam bitince, günlüklerim seri gibi dursun istiyorum :)
devamını gör...
47.
önceleri günlükken daha sonra iş hayatı nedeniyle ajandaya dönüşebilir. olsun gene güzeldir. saygı duyduğum harekettir.
devamını gör...
48.
çok yapmak istediğim ama tembel olduğum için yapamadığım eylem. ben yazmamak için gboard klavye kullanıyorum, günlük benim neyime.
devamını gör...
49.
8 yaşımdan bu yana düzenli olarak olmasa da günlük tutarım. geçenlerde eski günlüğümü okuduğumda her zamankinden farklı şeyler gördüm. zaman içinde ne kadar değiştiğim sayfa sayfa yazılıydı ve bu garip hissettirdi. mesela 9 yaşındayken ablam bana vurdu ama onu yine de çok seviyorum yazarken 15 yaşımda benim yanımda olmadığı için ona nefret yağdırmışım. ölmeyi düşünmüşüm. yıllar sonraki yazdıklarımda dünyanın nereye gideceğini, geleceğimin nasıl olacağını sorgulamışım. kısacası günlük tutmak sadece anı biriktirmek değil, bir nevi psikolojik analizdir bana göre.
devamını gör...
50.
tek tek her günümü yazmak yerine duygusal olarak etkilendiğim günleri yazdığım ve anlattığım bir defter var. iyiki varsın duygu günlüğüm.
devamını gör...
51.
ilkokulda yaz tatillerinde öğretmenin yapılmasını zorunlu kıldığı ödevdir. yazın sonuna gelindiğinde yazılması gereken 3 aylık bir zaman vardır. yazılan bütün günler fikstir. sevgili günlük, bugün sabahtan kalktım. elimi yüzümü yıkadım. öğlen top oynadım acıktım....birazdan yatağıma girip yatacağım.
devamını gör...
52.
uygulama üzerinden tutuyorum. deşarj oluyorum. şifreli falan bir uygulama. en fazla ölür kalırsam şifreyi kırıp okurlar o da beni ilgilendirmez artık.
devamını gör...
53.
küçükken yapılan, meraklı ebeveynlerin okumasıyla yazmaya tövbe edilen eylem.
devamını gör...
54.
bir günlük tutmakla başlayabilirdi her şey. böylece kendiyle ve başka biriyle hatta tanrıyla konuşabilirdi. korkmadan çekinmeden gerçek bir şekilde. ama önce ,kelimelerin gizlice döküleceği bir yer bulmalıydı. sonra ,gerçekler birer sır olarak anlatılacaktı. üçüncü ve belki de en önemlisi ise zaman ayırmaktı. diğer iki gereklilik için yaratıcılığını kullanması yeterli idi, ama zaman başka faktörlerden etkilenen bir denklemdi. virginia wolf sözleri yankılandı zihninde ' dünya tüm gücüyle sizden yazmaya ayırdığınız mesai saatlerini çalmaya çalışırken yazmak çok zorlayıcı olabilir.' zaten şimdiye kadar her şey zor olmuştu. gülümseyerek düşüncelerden uzaklaştı.birinci sıraya neyi alacağını bir bloknotun üzerine yazarak masasının üzerine yapıştırdı. 'yazmazsan yüzleşemezsin.'
devamını gör...
55.
sevgili günlük, bugün 5-a dan ayşeye açıldım, bana ıyy pislik şişko zenci dedi.
ırkçıydı.
hemen black matter propagandası yaptım, yarın school shoting yapıcaz agalarla xd.
ırkçıydı.
hemen black matter propagandası yaptım, yarın school shoting yapıcaz agalarla xd.
devamını gör...
56.
pek çok kişi tarafından kendini rahatlatmak amacıyla bir terapi gibi gerçekleştirildiğini gördüğümüz eylem.
bunun yanında edebi değeri olan günlükler ise yazın, siyaset ve düşünce tarihine şahitlik etmeleri ve tarihi olayları gerçekleştikleri zamanın bakış açısıyla görmemizi sağlamaları bakımından çok çok önemlidir.
en önemli örneklerinden birisi (bkz: adalet ağaoğlu)'nun "damla damla günler" serisidir. 10960'ların sonundan 12 eylüle doğru giden türkiye'yi bir aydının gözünden görmemizi sağlar.
bunun yanında edebi değeri olan günlükler ise yazın, siyaset ve düşünce tarihine şahitlik etmeleri ve tarihi olayları gerçekleştikleri zamanın bakış açısıyla görmemizi sağlamaları bakımından çok çok önemlidir.
en önemli örneklerinden birisi (bkz: adalet ağaoğlu)'nun "damla damla günler" serisidir. 10960'ların sonundan 12 eylüle doğru giden türkiye'yi bir aydının gözünden görmemizi sağlar.
devamını gör...
57.
yazması kolay gibi durduğu halde zor iştir içimizdekileri bir kağıda dökmek. bazen yeri gelir bakarsın boş kağıda, sanki yazılacak hiçbir şey kalmamış, o kadar geçen zaman bir ifade etmemiş gibi... zordur o yüzden çünkü kendinizle yüzleşeceğinizi bilirsiniz. hislerinizi dökerken aynı şeyleri tekrar yaşarsınız. yine de güzeldir. gelecek yıllara hatıradır.
devamını gör...
58.
tutana saygım var. ben tutmam. veresiye defteri gibi geliyor. bugün de alacakliyim senden hayat.
devamını gör...
59.
günlük tutmak derken aklıma gelen tek şey: winston smith.
1984"ün ana karakteri. tamamen baskıcı bir ortamda günlük tutarak dolayısıyla aklı işleterek yani kelimelerle uğraşarak tehdit oluşturdu. kelimelerin başkaları tarafından "çift düşün"," yeni söylem" vb. üretildiği bir ortamda günlük tutmak mühim iştir.
1984"ün ana karakteri. tamamen baskıcı bir ortamda günlük tutarak dolayısıyla aklı işleterek yani kelimelerle uğraşarak tehdit oluşturdu. kelimelerin başkaları tarafından "çift düşün"," yeni söylem" vb. üretildiği bir ortamda günlük tutmak mühim iştir.
devamını gör...
60.
günlük tutmak kendine yabancılaşmayı zorunlu tuttuğu için zor bir eylemdir. zira hayatınıza dışarıdan, sanki bir yabancı gibi bakmadan yaşantınızı kelimelere dökmeniz mümkün olmaz. bir anıyı sayfaya veya ekrana dökmenin sonucu o anıyı o kelimeye indirgemek, sizin kafanızdaki bağlamdan kopartarak nesneleştirmektir.
bu anlamda da zaten işi yazı çizi olan herkesin yapması gereken, yapmasa da denediği bir eylemdir günlükçülük. zira gerek roman gerek romandışı yazılar olsun hep bir aklımızdakini dışarı atma eylemi ile şekillenir.
günlük tutmanın verdiği kötü özelliklerden birisi yazıyı tekrardan okuyup düzeltme ihtiyacı olmadığı için bunu sonradan katmaya çalıştığınızda bir nevi şımarıklıkla "yaa ne okiycam tekrardan" tepkisini verdirebilmesidir. ancak kırılmalıdır bu tepki - zira yazı yazmak ikinci, üçüncü ve hatta çokuncu okumayı gerektirir ve her okuma biraz daha okunabilir kılar yazıyı. zira ortada atlanması gereken bir paralaks vardır kafadaki düşünce ile kağıttaki kelime arasında. onu ne kadar inceltebilirsek o kadar okunur hale gelir o metin.
bu anlamda da zaten işi yazı çizi olan herkesin yapması gereken, yapmasa da denediği bir eylemdir günlükçülük. zira gerek roman gerek romandışı yazılar olsun hep bir aklımızdakini dışarı atma eylemi ile şekillenir.
günlük tutmanın verdiği kötü özelliklerden birisi yazıyı tekrardan okuyup düzeltme ihtiyacı olmadığı için bunu sonradan katmaya çalıştığınızda bir nevi şımarıklıkla "yaa ne okiycam tekrardan" tepkisini verdirebilmesidir. ancak kırılmalıdır bu tepki - zira yazı yazmak ikinci, üçüncü ve hatta çokuncu okumayı gerektirir ve her okuma biraz daha okunabilir kılar yazıyı. zira ortada atlanması gereken bir paralaks vardır kafadaki düşünce ile kağıttaki kelime arasında. onu ne kadar inceltebilirsek o kadar okunur hale gelir o metin.
devamını gör...
"günlük tutmak" ile benzer başlıklar
balık tutmak
47