hiç cemaate girmeden cemaatin kötü bir şey olduğunu savunmak

çocuk istismarından tut darbe kalkışmasına kadar yemedikleri halt kalmamış hala içine girip bakalım mı? bu insanlar bugüne kadar hangi organa derman olmuş? hangi haksızlığa ses çıkarmış? hani haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandı? madem allah'la kul arasına girilmez neden bu "aracılara" ihtiyaç duyayım? bu insanların siyasilerle siyasetçilerle ne işi var?

bu kitapları okumanız kötü olduğunu anlamanız için yeterlidir.
badeci şeyh'in sır odası - timur soykan
şehvetiye tarikatı - ismail saymaz

mesele cemaatlerin iyi veye kötü düşünceler barındırması bunun akabinde yaptıkları eylemlerin işe yarar veya ilerici olması değil. cemaat oluşumlarının potansiyel bir tehlike barındırması cemaatler din odaklı yapılardır. bu demektiktir ki çok hızlı etkileşim alabilir ve gelişebilirler. bunun sonuçları işte tehlikelidir eğer nüfüsları artarsa bu nüfusun içerisinde ekonomik olarak ileri gelen kişilerin olması onların bir para akışına sahip olması demektir. devlet kadrolarında yapılanmaları gibi sonuçlar doğurur. bu belki sizleri fazla abartı gelebilir lakin ırakda kesnizani ankara savaşında anadoluda ki tarikatların etkisi çok rahat gösterebiliriz. bugün abdülhamitin nur tarikatı içerisinde bulunan eğitimciler tarafından ders verildiğinden ötürü bugün abdülhamitin eleştirisi tarikat eleştirisine götürdüğü için o kadar eksileri olmasına rağmen hala savunuluyor. uzun lafın kısası din ciddi anlamda güneş ışınlarından daha hızlı yayıldığı için din konusu üzerine yapılan yapılanmalar sıkıntı doğurması çok normaldir.

bir konu hakkında fikrimizin olması için illa deneyimlememiz mi gerekiyor. illa silksinler bizi yani.

"ne şeriat, ne tarikat, ne hakikat, ne türe,
süremez hükmünü bunlar yaşadıkça bu küre,
cahilin korku kokan defterini tanrı düre!
marifet mahkemesinde verilen hükme göre,
cennet iflâs eder, efsane-i adem de geçer."

bak kanka,@bir bilen, bu sözlükte sevdiğim bir yazarsın, yaşın da hayata dair tecrübelerini aktarıcak kadar var oldukça.
komikli de bir abisin, buraya kadar her şey çok iyi, ama bazen bi kayış kopuyor sende.
tarzın olmayan düşünceleri savunuyorsun ara sıra, çok sık uğrayamıyorum artık sözlüğe malum iş güç falan filan.
bu duruma denk gelince, vay awq bu adam neden böle bişi demiş ki oluyorum.
ülkeyi biliyosun, iç politikayı biliyosun, cemaatlerin bu ülkedeki kanser hücresi niteliğindeki zararlarını hepimizden iyi biliyorsun, biliyorsun kral biliyoruz.
nasıl sızıp çoğaldıklarını, nerelerde ne hükmünde olduklarını, kaç gencin hayatını mahvettiklerini.
kalkıp içine girmeden bilemezsiniz demen, dünya üzerindeki en saçma şeylerden biri, rick and morty bölümü gibi bir cümle lan bu.
az çok bir muhabbetimiz olduğu için, önyargıyla yaklaşmak istemiyorum ama, başka insanlara ''cemaat paralı troll tayfa'' izlenimi bırakırsın. bence bıraktın bile.

hayatta bazı şeyleri deneyimlemek gerekmez. mesela eroin bağımlısı olmanın kötü bi şey olduğunu düşünmek için önce bağımlı olmak şart değildir. mesela bacağını kırdığında acıyacağını düşünmen için gerçekten bacağını kırman gerekmez.

cemaatlerin kötü bir şey olduğunu savunmak için çocuklara yaptıklarını duymak yeterli benim adıma. böyle bir şöhreti kendileri yarattılar. ben herhalde kumpas kurmadım cemaatlere. en başta eleştirilere neden olmasının nedeni de mevzubahis yazarın tam olarak bu konudaki talihsiz söylemleri idi.

bir yerde bir kötülük olduğunu söylemek için onu bizzat yaşamanız gerekmez. varlığını bilmeniz karşı çıkmanız için yeterli olmalıdır. aksi yılan madem bana dokunmadı, bin yaşasın oluyor. benim kişisel ahlakıma göre, yanlış bana yapılmadığında da "bu yanlıştır" diyebildiğim ölçüde insan oluyorum.

kendimi tutayım diyorum ama ok yaydan çıktı. hayatımın hiçbir evresinde (bakınız ergenliğim de dahil) bir insanı inancı yüzünden aşağılamaya kalkmadım. ben ergenliğimden beri tanrıya inanmıyorum. sıra arkadaşım müslümandı hem de baya baya müslümandı. kıza "bak senin dinin şöyle böyle" demedim. ama bu müslümanlar hayatımın her evresinde alkolümden kıyafetime, her türlü inancıma, ahlak anlayışıma dil uzatma hakkını kendinde buldu. sağda solda ağlamıyoruz diye de her defasında mağdur olmayı başardılar. mevzubahis konuda da olan bu. orasından burasından tutup "beni inancım ve kılığım yüzünden linçlediniz"e getirdi. kimse kusura bakmasın da düpedüz kaypaklık oluyor bu. kimseye böyle sözler sarf etmek istemem ama maalesef böyle. hanımefendi de her tanımında alkolümüzü ve yaşam tarzımızı diline dolamakta beis görmedi. sanki her birimizi tanıyormuş, yaşamımızı biliyormuş gibi.

ben en başta ne düşündüm biliyo musunuz? var çünkü karşısında müslüman görünce kuduran ateistler de. bu çatışmadan yıldı da, aslında dikkat çekmek istediği şey buydu, kendini ifade ediş biçmi talihsiz oldu diye düşündüm. ama bu kadar masum ve yanlış anlaşılmış olsa şunu söylemekte de beis görmezdi: "arkadaşlar ben öyle değil şöyle demek istedim. amacım kimseyi töhmet altında bırakmak değildi. yanlış anlaşıldım." ancak bu söylenemedi maalesef. suyun üstüne çıkmaya çalıştı. dolayısıyla daha çok tepki çekti. sanmıyorum ki herkes benim kadar ılımlı yaklaşmıştı ama evet, benim de tepkimi çekti, ılımlı yaklaşmaya çalışan başkalarının da.

#2350501 tanım dilerim şakadır da ben g*tümden anlamışımdır. çünkü bir bilen'in kendisi de ben yanlış hatırlamıyorsam köylü hanımı eleştirenlerden biri idi.

oturdum uzun uzun yazdım. anlamaya niyeti olan zaten ne demek istediğimi anlayacaktır.

yazar haklı, top mermisini denemeden de kötü birşey olduğunu bilemeyiz.
ironiden anlamayanlarınız için:

girmeye gerek yok kötüdür
net
çıkarıp çıkaramadıkları
-recep
-fesli ve iftiracı hayvan
-hayrettin karaman
-şevki yılmaz
-yeliz.................................

suratlarına bakmak yeterli nur yok. içlerinde cumhuriyete olan kin ve nefret çok belli oluyor. nesini sevelim ya da saygı duyalım bu bedevilerin ?

bir yaratıcıya inanmak için bir cemaate ihtiyacım yok.
o yaratıcının gönderdiği peygambere, ona gönderdiği kutsal kitaba inanmak ve o kitapta yazan kuralları uygulamak için bir cemaate ihtiyacım yok.

neye ihtiyacım var? yoksul insanlar "evlatlarımın eğitimini üstlenirler, çocuğumun karnı doyar" demesin diye o çocukları kendi himayesi altına alacak sosyal devlete ihtiyacım var sadece. cemaatlerin, karikatların, şeyhşerin başını kesecek bir lidere ihtiyacım var. atama ihtiyacım var benim.

(bkz: meme sevenler cemiyeti 1837)

cemaat kelimesi aslında belirli bir amaçla toplanmış bir grubu anlatır. kelime anlamı olarak bir kötülüğü yok da türkiye'de işler böyle değil maalesef.
daha şurada ensar vakfı olayları geçeli ne kadar oldu? peki ya kafası kesilerek yemekhanede öldürülen genç.
evet belki cemaat öldür demiyor ama burada kalan insanların ruh hali artık nasıl bir hale geliyorsa bunlar yaşanıyor.
bu kadar çok örnek olunca da, insan şaşırıyor nasıl böyle bir başlık açılabiliyor diye.
ya başlığı açan 16 - 17 yaşında biri, ya da bütün hayatı evinde geçmiş hala baba parası yiyor.
insan biraz düşünür başlık açarken. sırf ilgi çekmek için açılmış bir başlık. ama onca bilgi temalı entry boş dururken burası dolmuş.
herkes benim gibi cemaatlerin kötülüğünü kanıtlamaya çalışmış ama anlama kapasitesi olmayana da anlatmak zordur.

hırsız çetesine girmedim, mafyanın içine karışmadım, ihaleye fesat karıştıranlarla beraber iş yapmadım, terör örgütüne katılmadım hatta inanır mısınız hiç aşçılık yapmadım ama yemek kötüyse anlarım.

hiç alkol tüketmediği halde alkolün tüm kötülüklerin anası olduğunu savunmak var bir de. o zaman alkolü de kötülemeyin çünkü içmediniz . yoksa içtiniz mi ?

zırttan bir "tanısan sen de çok seversin" ayağıdır.
cemaatlerle fiili bir bağımız olmayabilir ancak onların yarattığı iklim ve toplum düzeninin yıllardır bedellerini ödüyor olmamız, onlarla ilgili fikir sahibi olmak için yeterli. bugün marketten aldığınız süt kutusu bile sayısız değişim geçirirken bunların ezber ve goygoyları, yüzyıllardır aynı. beslendikleri en büyük kaynak da cehalet. topluma ve insanlığa faydalı, somut tek bir üretimleri yok. tüm mevzuları, hayali bir dünya ile ilgili hayal ve umut tacirliği yapmak ve bundan menfaat elde etmek. dünya, insan ve toplum realitelerinden izole bir dünyada bulundurdukları her bir insanla da kendini ayrıcalıklı gören, her şeyi kendine sunulmuş nimet gibi gören ve yediği her pisliğe hoşgörülü yaklaşan bir tanrıya sahip, cinsel sapkınlık potansiyeli yüksek insanlar imal ediyorlar. kurbanları da hep güçsüz çocuklar... çalınan sınav sorularını falan geçtim, sırf bunların kuyruğuna takılarak yolunu bulanların haklarını yedikleri, hayatlarını kararttıkları insanları düşününce, hala nefret sınırlarında kalabilmek bile bir büyük başarı. üstüne bir de hala daha kalkıp cemaat şöyle böyle güzellemeleri dizmek de, terbiyesizliğin dik alası.

efendim içine girmedim ama şu ünlü ismailağa cemaatlerinin yurtlarında üç ay kaldım. yatılı yaz kursuydu. çocuklara zarar vermedikçe, halkın paralarını siyasiler aracılığıyla ceplerine indirmedikçe ne kadar kötü oldukları benim umrumda değil. isterse onarlı birbirlerine takıp halka yapsınlar. * neyse umarım benim gibi kıyısından köşesinden bile tanışmış olmazsınız da tüm pisliklerini sadece uzaktan öğrenirsiniz. geçici öğrencilerine bir şey yapmayıp onları kalıcı ve ömürlük öğrenci yaptıktan sonra kullan babam kullanırlar.

şu tiplere bakın ve gözlerindeki kini görün.


cemaat dediğin şey camide toplanan insanlar değil elbette.
tarikatlar devlet için ciddi tehlike arzeden ve sadece kendi çıkarını düşünen tehlikeli örgütlerdir.
toplumun bütünlüğünü sarsmada en az mülteciler kadar risk taşırlar.

uyanık olun arkadaşlar, bu işin şakası yok. sempati duyacaksanız dine duyun, allah'a duyun.
allah'a iman için bir grubun üyesi olmak zorunlu değil!

bir şeyi tecrübe etmeden kötü demek elbette doğru değil ama basında yer alan haberleri görünce insan nefretle doluyor.
maalesef günümüzde gücü elinde bulunduran kim varsa bunu ya maddi kazanç sağlamak için kullanıyor ya da bu tip çirkin olaylar yansıyor bize.
ben de dahil çoğumuzun açıp kuran okuduğunu sanmam. biz bir de okuyan yazan insanlarız.
cemaatler de işte bu durumu çok güzel kullanıyor. evet bir cemaate girmeden de ona kötü diyebiliriz ve bunu canımız pahasına savunabiliriz.
sadece maddi destek için bu yurtlara gönderilen çocuklar var.
aile cahil takip edemiyor ki çocuğu ne yaşıyor orada.
taciz, tecavüz, şiddet. küçük yaşta çocukların kafasına sokulan onca düşünceyi saymıyorum. bu haberleri duymadığımız gün savunmayız cemaatleri.
cem evleri ile karşılaştırmak çok uygun değil.hiç böyle haberler gelmiyor cem evlerinden.
bir de şey var. bundan kaç zaman önce türkçe olimpiyatları için gün sayan insanlar şimdi kandırılmış durumda...
şu an cemaatleri destekliyorlar. ama bir gün desteklenmediğinde onlar da kötüleyecek.


iki satır bir şey yazacaktım. uzadı.

bokun bok olduğunu kokusundan, görüntüsünden anlarsın. illa kafanızı sokmanıza gerek yok. ne biliyorsun cemaatin kötü olduğunu muhterem diyen anasının gözü cemaatçilere, bu felaketi anlamanız için illa badelenmenize gerek yok demek isterim.

kaldı ki türkiye'de kangren bir sosyal olgu haline gelmiş bu olgu hakkında bilgi ve fikir sahibi olmayan kişinin geri zekalı olması gerek. neredeyse herkesin çevresinde yok mu bu tiplerden? kaldı ki, hem teoriyi, hem deneyimleri içeren, yığınla yazılı ve görsel kaynak var. ne menem şeylermiş araştırın kardeşim. sosyal olgulara ilişkin gözlem, okuma, analitik bakış bizlere pek çok bilgi ve deneyim birikimini sunar.

diğer yandan memlekette son 30 yıldır çocuk tecavüzleri, iç hesaplaşma cinayetleri, kamu kaynaklarının hortumlanması, çağdaş yaşam biçimlerine müdahale, adam kayırmacılık, soru çalınmalar, vahşi kadrolaşması, yargı skandalları ve en son darbe teşebbüsü cemaatlerin, tarikatların değil de, musiki sevenler cemiyetinin marifeti mi?

basın gidin lan cin yavruları...