hiçbir neden yokken gelen mutsuzluk hissi

tekdüze hayatta sık sık yaşanılandır. ilacı hayatına gerçekten bağlanabileceğin bir amaç koymaktır. ha ben daha koyamadım merhem yok yani ortada, koyan çıksın ayrıca kasıyor. (bkz: swh)

sabah kalktık ki hava buz. bugün de soğuk yağmur atıştırıyor. baktım mesaj falan yok. whatsapp da yok ınstagram da yok.
telefona gelmemiş .
sözlükte yok. sonra dedim ben bari atayım kime atayım. neden atayım.

iş yerine geldim oturdum. bakıyorum boş boş etrafa.

biraz deşince altından bir neden çıkıyor illa ki. sabah böyle uyandım, başta düşündüm bir sebep yok gibiydi. sonra biraz daha düşündüm. ulan dedim 00zero, daha ne sebebi arıyorsun ki kabak gibi ortada her şey. yine beceremiyorsun hiçbir şeyi.

çalıkuşu'nda muazzam bir bölüm var. tüm gün eğleniyor, hayatında hiç olmadığı kadar. eline ufacık diken batıyor ve ağlamasını durduramıyor. turgut uyar' ın şu dizesi ise tam anlatıyor : ' yapay ve dikey mutsuzluğundan bahsetmek istiyorum insanoğlunun.'

genelde üstü örtülen mutsuzlukların birden hatırlanmasıdır.

halk arasında rahatlık batması olarak bilinir.

geçmiş yılların birikmiş hissidir o, nedensiz değildir yani.

bir ekmek ya da hart hurt kavgasının olmadığı, üzüntü hissinin hiç deneyimlenmediği, insanlarla hiç uğraşılmadığı, öfke, hırs ve egolarla enerjinin tüketilmediği, ilk yaşam tecrübelerimizin de salt mutluluk ve huzur dünyasından ibaret olduğu ana rahminin korunaklı yuvasını terk etmek zorunda kalan her adem-i beşerin, bu dünyaya adım attıktan sonra, ara ara maruz kaldığı terk edilmişlik duygusudur.

olur bazen arada "normal" dir.
hayatın akışına "uyamadığınızda" beliren ruh halidir.
ama şimdi "hiçbir neden yokken"yazısını görünce benim aklıma bir şarkı geldi.

"hiçbir neden yokken ya da biz bilmezken tepemiz atmış ve konuşmuşuzdur,
onca neden varken ya da tam sırası gelmişken hiçbir şey yapmamış ve susmuşuzudur.
aynı anda aynı sessiz geceye doğru içim sıkılıyor demişizdir.
belki benim kağıt param bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir.
olamaz mı olabilir?"

"aşk tesadüfleri sever" filmin adı.
bu arada bu konuyla çok ilgili bir husus daha var: eylül geldi.

(bkz: hiçbir neden yokken aldatmak)

arada olur öyle şeyler.

beslendiğiniz gıdadan, uyku düzensizliğinden, dopamin patlamasının ardından seviyenin normale düşmesinden sonra durgunluklar yada bir huzursuzluk yaşanabilir.

kendinize zaman tanıyın ve sigara, alkol gibi şeylere çok bel bağlamayın.

şu saatlerde daha çok kapıyı çalan histir sabah küfür etmek istediklerime ağlayasım var gibi..hemen uyumam lazım hemen

gece saatleri hüzün saatidir. çünkü bedenimiz o saatlerde uyuyor olmaya programlı.

sık sık bu durum yaşanıyorsa hastasınız ve hemen doktora gitmeniz gerekir.

olmadık zamanlarda insanın başına gelebilen histir. başlığı görünce açıkçası çok şaşırdım. neyse ki sadece bana olmuyormuş böyle şeyler. düşünsenize günlerden cuma olmuş, hafta sonunun verdiği heyecan ve keyifle kalkıp işe gitmişsiniz. hele bir de o gün yoğun geçmiyorsa günü çay, kahve içerek çalışma arkadaşlarınızla goy goy yaparak geçiriyorsunuz. üstelik işe gitmeye yani pazartesi gününe daha üç gün var. işte tam bu halet-i ruhiye içindeyken mesai bitimine doğru niyeyse birden o pozitif enerji düşmeye başlar. bütün akşam ve tüm hafta sonu için yaptığınız planlar nedense artık pek de iyi fikirler değilmiş gibi görünür ve mesai bitip de dışarıya adımınızı attığınızda içinizi bir mutsuzluk sisi kaplar.

hiçbir neden yokken gelen mutluluk hissiyle ölümüne kapışır.*

instagrama bakmak yeterli oluyor herkes yurt dışına gidiyor hayatını değiştiriyor birşeyler başarıyor , güzel yerlere tatile gidiyor , eğleniyorlar sense onları izliyorsun hayatını yaşayamıyorsun lanet olsun.

ya kızmayın ama bu başlığı görünce bana "nedense" mutsuzluk değil, mutluluk hissi geliyor.
sabahın 5'inde bunu düşünmek için çok haklı sebeplerim var bakın.
gerçekten.
anlatsam inanamazsınız.
eylül ve yağmurlar falan.
(belki yarın hepinize anlatırım.)
çok da uzatmadan;
tanım: arıza olduğum için ben de ters tepki yapan başlık.

tuhaf bir duygu durumudur. bazen öyle bir anda gelir ki işler daha da ilginçleşir. aslında mutlu olmanız gereken bir olay vardır ama beş dakika güldükten sonra gülmenin ve mutlu olmanın anlamsızlığı vurur. öylece boş boş durursunuz. bazen de uyanır uyanmaz bu ruh halinde olursunuz. tüm gün herkesi tersler, etrafa negatif enerji yollarsınız.

kapalı havalar insanı daha mutsuz ediyor. soğuk güneş yok. bir büyük belirsizlik var hava da sanki yağmur yağacak belki güneş çıkacak. bir üşüyorsun biraz yürü sıcak oluyor. vücudun bile alışamıyor.

edit. bu başlığa daha önce de yazmışım vay be.
#2166073