21.
islamcıların ehl-i hadis ekolüyle değil de ehl-i rey ekolüyle uzlaşılarak belli dönemlerde kısmen de olsa temsil edilmiş bir siyasal akımdır.
bir zamanlar orta doğu’da tozu dumana katmıştır. günümüzde ise diriltilmesi veya revize edilmesi mümkün değildir bana göre.
bir zamanlar orta doğu’da tozu dumana katmıştır. günümüzde ise diriltilmesi veya revize edilmesi mümkün değildir bana göre.
devamını gör...
22.
(bkz: karmatiler)
devamını gör...
23.
gerçek sosyalizim bu değil.
islam zaten halihazırda kapitalizme karşıdır,
ziynet eşyanın veya malının 40'ta birini zekat olarak vermen gerekir,
tüm müslümanları dil ırk gözetmeksizin eşit kılar,
üstünlük ancak takvadadır diyerek sınıfsal ayrımı yok sayar,
işçinin ücretini alın teri kurumadan veriniz gibi emekçi hadisler bulunur.
vesaire vesaire.
bununla birlikte sosyalizmden farklı olarak islamiyet özel mülkiyete olanak verir.
yani bu bakımdan sosyalizm ile benzer yanları daha ağır basmaktadır.
ancak sosyalist ülkelere bakarsanız hepsinde liderler acımasız dikdatörlerdir.
sosyalizm halktan yana gibi görünse de gerçek hayatta halk sosyalizm ile ezilmiştir, büzülmüştür, hatta ve hatta ölmüştür.
islamda ise islamın altın çağını saymazsak realitede kapitalizme ağır bir şekilde kaymıştır.
hatta islami devletler kapitalizmin kölesi konumuna gelmiştir.
islam zaten halihazırda kapitalizme karşıdır,
ziynet eşyanın veya malının 40'ta birini zekat olarak vermen gerekir,
tüm müslümanları dil ırk gözetmeksizin eşit kılar,
üstünlük ancak takvadadır diyerek sınıfsal ayrımı yok sayar,
işçinin ücretini alın teri kurumadan veriniz gibi emekçi hadisler bulunur.
vesaire vesaire.
bununla birlikte sosyalizmden farklı olarak islamiyet özel mülkiyete olanak verir.
yani bu bakımdan sosyalizm ile benzer yanları daha ağır basmaktadır.
ancak sosyalist ülkelere bakarsanız hepsinde liderler acımasız dikdatörlerdir.
sosyalizm halktan yana gibi görünse de gerçek hayatta halk sosyalizm ile ezilmiştir, büzülmüştür, hatta ve hatta ölmüştür.
islamda ise islamın altın çağını saymazsak realitede kapitalizme ağır bir şekilde kaymıştır.
hatta islami devletler kapitalizmin kölesi konumuna gelmiştir.
devamını gör...
24.
hem solcu hem gerici.
düpedüz kabus bildiğin.
düpedüz kabus bildiğin.
devamını gör...
25.
islam'ın önüne, arkasına, yanına herhangi bir kelime eklenemez. islam eksiği ya da fazlalığı olmayan tamamlanmış bir dindir.
bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak islâmiyet’i beğendim. kim açlıktan bunalıp çaresiz kalırsa, günah sınırına varmaksızın yiyebilir. şüphesiz ki allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.*
bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak islâmiyet’i beğendim. kim açlıktan bunalıp çaresiz kalırsa, günah sınırına varmaksızın yiyebilir. şüphesiz ki allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.*
devamını gör...
26.
teknik açıdan kitabi dinler sosyalist olamaz; köküne kadar kapitalisttirler. en üstte kadir-i mutlak bir patron var her şeyden önce. kur'anda da eşitlik yoktur, gayet kapitalist bir taksim vardır. 50 sayfalık bakara suresinin yarısı malk mülk paylaşımı hakkındadır okursanız görürsünüz.
devamını gör...
27.
#2719364
islam ile sosyalizm birbirine yakın olarak anlatılmış. yazara ve entrysine saygım var ancak güldüm kanka kusura bakmayın.
bu dinin peygamberinin mesleği tüccarlık. adam kapital yani, islami sosyalizm falan hayal bunlar kankalar :d
ayrıca aşağıya kur'anda ki zekat ile ilgili ayetleri ekledim alıntı olarak. eğer gözümden kaçan varsa dm'den iletsin editleyim. ancak ne hikmettir ki ayetlerde zekat miktarına dair bir ibare yok. şu an kabul edilen zekat miktarı 40'ta bir. ancak bu da peygamber sünneti olarak uygulanıyor. tıpkı namazın nasıl kılınacağı, abdestin nasıl alınacağı, hac ibadetinin nasıl yapılacağı gibi. hadi hac, namaz, abdest gibi şeylerin tatbik esasını peygambere bırak ama ortada gelirin nasıl dağıtılacağı gibi tüm toplumu ilgilendiren bir konu var. diğerleri daha bireysel. bu arada farkettiniz mi, islam'daki tek toplumsal ibadet zekat. onun dışındaki hepsi bireysel ibadetler. topluma katkı sağlayacak tek bir ibadet /farz getirilmiş o da zekat. ancak onu da ne kadar vericez, napıcaz allah baba belirtmemiş. peygamber beyfendinin belirlediği miktarı esas almışız.
neyse. biz yine de ezeli ve ebedi kabul edelim peygamberin dediği miktarı (ki böyle bişi mümkansız aslında islamda, allah ne derse o. peygamber kim?) 40ta bir oranında alalım zekat oranını. şöyle bir simülasyon yapalım. diyelim ki benim gelirim aylık 1 milyon tl. yıllık 12 milyon tl. ben aylık gelirim üzerinden %40 mı vereceğim, yıllık gelirim üzerinden mi? o da belli değil. hadi diyelim yıllık gelirimin %40'ını zekat verdim. 4,8 milyon tl ediyor.
peki diyelim aylık 12bin tl asgari ücret kazanıyorum. yıllık 144bin tl eder. yüzde 40'ı da; 57.600 tl ediyor. daha bunun içine giderleri katmadım. giderleri katarsam daha farklı bir hesap çıkıyor. farkındayım ama genel olarak baktığımızda günümüz asgari ücretinde çalışan bir kişi gelirinin %40ını zekat verse aç kalıyor, gelirinin üçte biri zekata gidince adama kalanla adamın yaşaması mümkün değil. ancak aylık bir milyon kazanan kişi yıllık gelirinin %40ını zekat verse ona koymuyor bile.
şimdi denebilir ki; zekat belli şartlara ve kişilere göre farz kılınmıştır. yok kardaşım öyle bişi. islamın beş şartından biri olarak zekat vermeyi insanlara dayatıyor ve bunu gelir düzeyine göre düzenlemiyorsan; sen adil değilsin. sosyalist hiç değilsin. islam'ın beş şartına uymak zorunda olan asgari ücretli adam %40 verdiğinde don atlet ortada kalıyorsa sen baya bildiğin kapitalist, tüccar mantıklı bir soyguncusun. aynı günümüz iktidarları gibi seni destekleyecek, büyütecek sermayeye kıyak geçip fakirleri din ile uyutup ütüyorsun.
işin içine giderleri katsak. asgari ücretli adam da, aylık 1 milyon tl kazanan adam da giderlerini düşüp kalan miktarın %40ı üzerinden zekat hesabı yapsın diyelim. lan yine adil olmuyor. aylık 12bin kazanan adamla 1milyon kazanan adamın gideri bir mi?
daha vergi adaletsizliğine girmedim bakın. müslimlerden alınan vergi ve gayri müslimlerden alınan vergiler arasındaki uçurum bambaşka. islam ekonomik sistemi ticareti ve sınıfsal üstünlüğü önde tutan bir dindir. bu net.
yanlışım ya da eksiğim varsa, düzeltecek kişilerin mesaj atmasını rica ederim. ikna olursam bu entry'i ona göre editlerim. neyse çok uzadı.
velhasılkelam; islam ne sosyalist bir dindir, ne de sosyalist veyahut toplumsal gelişmeyi/refahı önemseyen bir dindir. mesleği tüccarlık olan bir peygambere tebliğ edildiği iddia edilen ve %1000000000000000000 itaat gerektiren bir dindir. itaat etmeyen yok olur ya da sefil bir hayat yaşar, itaat eden ya da kendine göre düzenleyen/yorumlayan ölmeden cenneti yaşar.
aşşağıda kur'anda zekat kelimesinin geçtiği ayetler yer alıyor. bulabildiklerimi ekledim. isteyen okur. ilk mesaj oku ne de olsa (:
hadislere girmedim, isteyen google'dan bulur. ancak hadisler ne kadar güvenilir, 6 kitap dışındaki hadisleri kim neden ipler o benim değil, ilahiyatçıların sorunu. neyse hadi kaçtım ben.
[[alıntı]]
(gbkz: bakara / 43. ayet)
namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rukû edenlerle beraber siz de rukû edin.
bakara / 110. ayet
namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin. kendiniz için önceden her ne iyilik yaparsanız, mükâfatını allah’ın yanında bulacaksınız. çünkü allah, bütün yaptıklarınızı görmektedir.
bakara / 177. ayet
yüzlerinizi doğu ya da batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. asıl iyilik; allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan; malını sevdiği halde akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren; namazı dosdoğru kılıp zekâtı ödeyen; antlaşma yaptığında sözünde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin
yaptığıdır. kulluklarında samimi ve dürüst olanlar işte bunlardır; gerçek takvâ sahipleri de yine bunlardır.
a'râf / 156. ayet
“bize dünyada da âhirette de iyi ve güzel olanı takdir buyur. şüphesiz biz sana yöneldik, senin yolunu tuttuk.” allah şöyle buyurdu: “azabım var, onu kimi dilersem onun başına dolarım. rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. fakat rahmetimi özellikle bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize iman edenlere nasip edeceğim.”
tevbe / 60. ayet
zekâtlar ancak fakirlere, yoksullara, zekâtların toplanmasında görevli memurlara, kalpleri islâm’a ısındırılacak olanlara, kölelere, borçlulara, allah yolunda cihâd edenlere ve yolda kalmışlara verilir. allah’ın bu konudaki kesin emri ve taksimi böyledir. allah her şeyi hakkiyle bilen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.
hac / 41. ayet
allah’ın dinine yardım eden o mü’minler, kendilerine yeryüzünde bir hâkimiyet verdiğimizde, namazlarını dosdoğru kılarlar, zekâtlarını verirler, her türlü iyiliği emredip yayar, kötülük ve yanlışlıkları yasaklayıp önünü almaya çalışırlar. bütün işlerin neticede varıp değerlendirileceği yer allah’ın huzurudur.
mü'minûn / 4. ayet
onlar zekâtı vermek, iyilikleri artırmak ve nefisleri temizlemek için sürekli faaliyet hâlindedirler.
lokman / 4. ayet
onlar namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, âhirete de tam ve kesin bir şekilde inanırlar.
mücâdele / 13. ayet
peygamberle gizli ve özel görüşmeden önce muhtaçlara sadaka verdiğiniz takdirde fakirliğe düşeceğiz diye korktunuz mu? mademki siz bunu yapmadığınız takdirde allah sizi bağışladı; öyleyse siz de artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, allah ve rasûlü’ne itaat edin. zira allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
bakara / 83. ayet
hani biz, isrâiloğulları’ndan: “sadece allah’a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilikte bulunacaksınız!” diye söz almış ve: “insanlara güzel söz söyleyin, namazı hakkıyla kılın, zekâtı verin!” diye emretmiştik. sonra sizden pek azı müstesna, sözünüzden döndünüz ve hâlâ yüz çevirmeye devam ediyorsunuz.
bakara / 277. ayet
iman edip sâlih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılıp zekâtı verenler yok mu, işte onların rableri katında mükâfatları vardır. onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir.
nisâ / 77. ayet
ne zaman savaş izni verileceğini sorup durdukları bir zamanda kendilerine: “şimdilik elinizi savaştan çekin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin” denilen kimseleri görmedin mi? nihâyet üzerlerine savaş farz kılınınca içlerinden bir kısmının, allah’tan korkar gibi, hatta daha da fazla insanlardan korkmaya başladığını ve: “rabbimiz, bize savaşı niçin farz kıldın? bize biraz daha mühlet verseydin olmaz mıydı?” dediklerini görürsün. onlara de ki: “dünyanın menfaati pek azdır ve kısa bir süre içindir. âhiret ise, allah’a karşı gelmekten sakınanlar için bütünüyle hayırdır ve size orada kıl kadar bile bir haksızlık yapılmaz.”
nisâ / 162. ayet
fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ile, sana indirilene ve senden önce indirilen kitaplara iman eden mü’minlere; özellikle namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, allah’a ve âhiret gününe iman edenlere pek büyük bir mükâfat vereceğiz.
mâide / 12. ayet
allah isrâiloğulları’ndan kesin ve bağlayıcı bir söz almıştı. biz onlardan, her bir kabileye bir kişi olmak üzere on iki temsilci tâyin etmiştik. allah şöyle buyurmuştu: “ben elbette sizinle beraberim. şayet namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, peygamberlerime inanır, onları bütün gücünüzle destekler ve allah rızâsı için güzel bir borç verirseniz ben de mutlaka sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştiririm. artık bundan sonra hanginiz inkâra saplanırsa, dümdüz yolun ortasında kesinlikle sapıtmış olur.”
mâide / 55. ayet
sizin dostunuz ancak allah, o’nun peygamberi, bir de allah’a tam boyun eğerek namazı dosdoğru kılan ve zekâtı veren mü’minlerdir.
tevbe / 5. ayet
o haram aylar sona erince müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayın, esir edin, geçebilecekleri bütün yolları ve geçitleri tutup kendilerini kontrol altında bulundurun. eğer şirkten vazgeçer, namazı kılar ve zekâtı verirlerse yollarını serbest bırakın. şüphesiz allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
tevbe / 11. ayet
her şeye rağmen eğer tevbe edip yaptıklarından vazgeçer, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, bu takdirde onlar sizin din kardeşlerinizdir. biz, bilip anlayacak kimseler için âyetleri böyle ayrıntılarıyla açıklıyoruz.
tevbe / 18. ayet
allah’ın mescitlerini ancak allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve sadece allah’tan korkan kimseler gerçek mânada îmâr edebilir. doğru yola ermiş olmaları umulanlar işte bunlardır.
tevbe / 71. ayet
mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostu ve yardımcısıdırlar. iyiliği emir ve tavsiye eder, kötülüklerin önünü almaya çalışırlar. namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, allah’a ve rasûlü’ne itaat ederler. işte onlar, kendilerine allah’ın merhametle muâmele edeceği seçkin kimselerdir. şüphesiz ki allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.
meryem / 31. ayet
"nerede olursam olayım beni hayır ve bereket sebebi kıldı. hayatta kaldığım müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti”.
meryem / 55. ayet
ailesi başta olmak üzere halkına namaz kılmayı ve zekât vermeyi emrederdi. o, rabbinin rızâsına ermiş seçkin bir kuldu.
enbiyâ / 73. ayet
biz onları, emrimizle insanlara doğru yolu gösteren önderler yaptık. onlara hayırlı işler yapmayı, namazı dosdoğru kılmayı ve zekâtı vermeyi emrettik. onlar, kendilerini sadece bize kulluğa adamış kimselerdi.
hac / 78. ayet
allah yolunda gerektiği şekilde cihâd edin. o sizi bunun için seçti ve dîni yaşama konusunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi. haydin, atanız ibrâhim’in dinine uyun. allah, önceki kitaplarda da, kur’an’da da sizi “müslümanlar” olarak isimlendirdi. tâ ki, islâm’a bağlılığınız hususunda peygamber size şâhit olsun, siz de diğer insanlara şâhit olasınız. öyleyse namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve allah’ın dinine sarılın. o sizin mevlânızdır. o ne güzel mevlâ, ne güzel yardımcıdır!
nûr / 37. ayet
o erler ki, ne ticâret ne de alış veriş onları allah’ı zikretmekten, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyabilir. onlar, kalplerin halden hâle girip alt üst olacağı ve gözlerin dehşetten donakalacağı bir günden korkarlar.
nûr / 56. ayet
öyleyse, namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve peygamber’e itaat edin ki allah’ın rahmetine erişesiniz.
neml / 3. ayet
onlar ki namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve âhiretin varlığına da kesin olarak iman ederler.
rûm / 39. ayet
insanların malları içinde artacağını düşünerek fâize verdiğiniz para, zâhiren artar gibi gözükse de, allah katında artmaz. oysa allah’ın rızâsını isteyerek karşılıksız verdiğiniz zekât cinsinden şeylere gelince, işte böyle yapanlar, mal ve sevaplarını kat kat artıranların tâ kendileridir.
ahzâb / 33. ayet
dışarı çıkmanızı gerektiren zarurî bir sebep olmadıkça evlerinizde ağırbaşlılıkla oturun. mecburi bir iş için çıkmanız gerektiğinde ise, eski câhiliye devri kadınlarının yaptığı gibi, süslerinizi ve câzibenizi dışarı vurarak çıkmayın. namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, allah ve rasûlü’ne itaat edin. ey peygamber’in şerefli hâne halkı! allah bu emirleriyle sizden her türlü kiri gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor.
fussilet / 7. ayet
onlar zekâtı vermezler. âhireti de zâten büsbütün inkâr içindedirler.
müzzemmil / 20. ayet
rasûlüm! rabbin, senin gecenin üçte ikisine yakın kısmını, bazan yarısını, bazan da üçte birini ibâdetle geçirdiğini, beraberindeki mü’minlerden bir kısmının da böyle yaptığını elbette biliyor. geceyi ve gündüzü yaratıp sürelerini takdir eden allah’tır. o, gece ibâdetini gerektiği şekilde yapamayacağınızı bildiği için size lutuf ve merhametiyle muâmele edip, kolaylaştırmaya gitti. artık kur’an’dan kolayınıza gelen miktarı okuyun. allah şunu da biliyor ki, içinizden hastalar olacak; bir kısmınız allah’ın lutfundan nasibini aramak üzere yeryüzünde dolaşacak; bir kısmınız da allah yolunda savaşacak. bundan böyle kur’an’dan kolayınıza gelen miktarı okuyun, namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, bir de allah’a gönül hoşluğuyla güzel bir borç verin. kendiniz için iyilik olarak önden ne gönderirseniz, allah katında onu daha hayırlı ve mükâfatı kat kat artmış olarak bulursunuz. günahlarınız için allah’tan bağışlanma dileyin. şüphesiz allah, çok bağışlayıcıdır, sonsuz merhamet sahibidir.
beyyine / 5. ayet
halbuki onlara da ancak, taat ve ibâdeti yalnızca allah’a has kılıp sadece o’nun rızâsını hedef alarak, bâtıl dinleri terk edip dupduru bir tevhid inancı içinde sadece allah’a kulluk etmeleri, namazı dosdoğru kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. işte sağlam, dosdoğru ve kıyâmete kadar bâkî kalacak din budur!
[[/alıntı]]
islam ile sosyalizm birbirine yakın olarak anlatılmış. yazara ve entrysine saygım var ancak güldüm kanka kusura bakmayın.
bu dinin peygamberinin mesleği tüccarlık. adam kapital yani, islami sosyalizm falan hayal bunlar kankalar :d
ayrıca aşağıya kur'anda ki zekat ile ilgili ayetleri ekledim alıntı olarak. eğer gözümden kaçan varsa dm'den iletsin editleyim. ancak ne hikmettir ki ayetlerde zekat miktarına dair bir ibare yok. şu an kabul edilen zekat miktarı 40'ta bir. ancak bu da peygamber sünneti olarak uygulanıyor. tıpkı namazın nasıl kılınacağı, abdestin nasıl alınacağı, hac ibadetinin nasıl yapılacağı gibi. hadi hac, namaz, abdest gibi şeylerin tatbik esasını peygambere bırak ama ortada gelirin nasıl dağıtılacağı gibi tüm toplumu ilgilendiren bir konu var. diğerleri daha bireysel. bu arada farkettiniz mi, islam'daki tek toplumsal ibadet zekat. onun dışındaki hepsi bireysel ibadetler. topluma katkı sağlayacak tek bir ibadet /farz getirilmiş o da zekat. ancak onu da ne kadar vericez, napıcaz allah baba belirtmemiş. peygamber beyfendinin belirlediği miktarı esas almışız.
neyse. biz yine de ezeli ve ebedi kabul edelim peygamberin dediği miktarı (ki böyle bişi mümkansız aslında islamda, allah ne derse o. peygamber kim?) 40ta bir oranında alalım zekat oranını. şöyle bir simülasyon yapalım. diyelim ki benim gelirim aylık 1 milyon tl. yıllık 12 milyon tl. ben aylık gelirim üzerinden %40 mı vereceğim, yıllık gelirim üzerinden mi? o da belli değil. hadi diyelim yıllık gelirimin %40'ını zekat verdim. 4,8 milyon tl ediyor.
peki diyelim aylık 12bin tl asgari ücret kazanıyorum. yıllık 144bin tl eder. yüzde 40'ı da; 57.600 tl ediyor. daha bunun içine giderleri katmadım. giderleri katarsam daha farklı bir hesap çıkıyor. farkındayım ama genel olarak baktığımızda günümüz asgari ücretinde çalışan bir kişi gelirinin %40ını zekat verse aç kalıyor, gelirinin üçte biri zekata gidince adama kalanla adamın yaşaması mümkün değil. ancak aylık bir milyon kazanan kişi yıllık gelirinin %40ını zekat verse ona koymuyor bile.
şimdi denebilir ki; zekat belli şartlara ve kişilere göre farz kılınmıştır. yok kardaşım öyle bişi. islamın beş şartından biri olarak zekat vermeyi insanlara dayatıyor ve bunu gelir düzeyine göre düzenlemiyorsan; sen adil değilsin. sosyalist hiç değilsin. islam'ın beş şartına uymak zorunda olan asgari ücretli adam %40 verdiğinde don atlet ortada kalıyorsa sen baya bildiğin kapitalist, tüccar mantıklı bir soyguncusun. aynı günümüz iktidarları gibi seni destekleyecek, büyütecek sermayeye kıyak geçip fakirleri din ile uyutup ütüyorsun.
işin içine giderleri katsak. asgari ücretli adam da, aylık 1 milyon tl kazanan adam da giderlerini düşüp kalan miktarın %40ı üzerinden zekat hesabı yapsın diyelim. lan yine adil olmuyor. aylık 12bin kazanan adamla 1milyon kazanan adamın gideri bir mi?
daha vergi adaletsizliğine girmedim bakın. müslimlerden alınan vergi ve gayri müslimlerden alınan vergiler arasındaki uçurum bambaşka. islam ekonomik sistemi ticareti ve sınıfsal üstünlüğü önde tutan bir dindir. bu net.
yanlışım ya da eksiğim varsa, düzeltecek kişilerin mesaj atmasını rica ederim. ikna olursam bu entry'i ona göre editlerim. neyse çok uzadı.
velhasılkelam; islam ne sosyalist bir dindir, ne de sosyalist veyahut toplumsal gelişmeyi/refahı önemseyen bir dindir. mesleği tüccarlık olan bir peygambere tebliğ edildiği iddia edilen ve %1000000000000000000 itaat gerektiren bir dindir. itaat etmeyen yok olur ya da sefil bir hayat yaşar, itaat eden ya da kendine göre düzenleyen/yorumlayan ölmeden cenneti yaşar.
aşşağıda kur'anda zekat kelimesinin geçtiği ayetler yer alıyor. bulabildiklerimi ekledim. isteyen okur. ilk mesaj oku ne de olsa (:
hadislere girmedim, isteyen google'dan bulur. ancak hadisler ne kadar güvenilir, 6 kitap dışındaki hadisleri kim neden ipler o benim değil, ilahiyatçıların sorunu. neyse hadi kaçtım ben.
[[alıntı]]
(gbkz: bakara / 43. ayet)
namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rukû edenlerle beraber siz de rukû edin.
bakara / 110. ayet
namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin. kendiniz için önceden her ne iyilik yaparsanız, mükâfatını allah’ın yanında bulacaksınız. çünkü allah, bütün yaptıklarınızı görmektedir.
bakara / 177. ayet
yüzlerinizi doğu ya da batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. asıl iyilik; allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan; malını sevdiği halde akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren; namazı dosdoğru kılıp zekâtı ödeyen; antlaşma yaptığında sözünde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin
yaptığıdır. kulluklarında samimi ve dürüst olanlar işte bunlardır; gerçek takvâ sahipleri de yine bunlardır.
a'râf / 156. ayet
“bize dünyada da âhirette de iyi ve güzel olanı takdir buyur. şüphesiz biz sana yöneldik, senin yolunu tuttuk.” allah şöyle buyurdu: “azabım var, onu kimi dilersem onun başına dolarım. rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. fakat rahmetimi özellikle bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize iman edenlere nasip edeceğim.”
tevbe / 60. ayet
zekâtlar ancak fakirlere, yoksullara, zekâtların toplanmasında görevli memurlara, kalpleri islâm’a ısındırılacak olanlara, kölelere, borçlulara, allah yolunda cihâd edenlere ve yolda kalmışlara verilir. allah’ın bu konudaki kesin emri ve taksimi böyledir. allah her şeyi hakkiyle bilen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.
hac / 41. ayet
allah’ın dinine yardım eden o mü’minler, kendilerine yeryüzünde bir hâkimiyet verdiğimizde, namazlarını dosdoğru kılarlar, zekâtlarını verirler, her türlü iyiliği emredip yayar, kötülük ve yanlışlıkları yasaklayıp önünü almaya çalışırlar. bütün işlerin neticede varıp değerlendirileceği yer allah’ın huzurudur.
mü'minûn / 4. ayet
onlar zekâtı vermek, iyilikleri artırmak ve nefisleri temizlemek için sürekli faaliyet hâlindedirler.
lokman / 4. ayet
onlar namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, âhirete de tam ve kesin bir şekilde inanırlar.
mücâdele / 13. ayet
peygamberle gizli ve özel görüşmeden önce muhtaçlara sadaka verdiğiniz takdirde fakirliğe düşeceğiz diye korktunuz mu? mademki siz bunu yapmadığınız takdirde allah sizi bağışladı; öyleyse siz de artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, allah ve rasûlü’ne itaat edin. zira allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
bakara / 83. ayet
hani biz, isrâiloğulları’ndan: “sadece allah’a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilikte bulunacaksınız!” diye söz almış ve: “insanlara güzel söz söyleyin, namazı hakkıyla kılın, zekâtı verin!” diye emretmiştik. sonra sizden pek azı müstesna, sözünüzden döndünüz ve hâlâ yüz çevirmeye devam ediyorsunuz.
bakara / 277. ayet
iman edip sâlih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılıp zekâtı verenler yok mu, işte onların rableri katında mükâfatları vardır. onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir.
nisâ / 77. ayet
ne zaman savaş izni verileceğini sorup durdukları bir zamanda kendilerine: “şimdilik elinizi savaştan çekin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin” denilen kimseleri görmedin mi? nihâyet üzerlerine savaş farz kılınınca içlerinden bir kısmının, allah’tan korkar gibi, hatta daha da fazla insanlardan korkmaya başladığını ve: “rabbimiz, bize savaşı niçin farz kıldın? bize biraz daha mühlet verseydin olmaz mıydı?” dediklerini görürsün. onlara de ki: “dünyanın menfaati pek azdır ve kısa bir süre içindir. âhiret ise, allah’a karşı gelmekten sakınanlar için bütünüyle hayırdır ve size orada kıl kadar bile bir haksızlık yapılmaz.”
nisâ / 162. ayet
fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ile, sana indirilene ve senden önce indirilen kitaplara iman eden mü’minlere; özellikle namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, allah’a ve âhiret gününe iman edenlere pek büyük bir mükâfat vereceğiz.
mâide / 12. ayet
allah isrâiloğulları’ndan kesin ve bağlayıcı bir söz almıştı. biz onlardan, her bir kabileye bir kişi olmak üzere on iki temsilci tâyin etmiştik. allah şöyle buyurmuştu: “ben elbette sizinle beraberim. şayet namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, peygamberlerime inanır, onları bütün gücünüzle destekler ve allah rızâsı için güzel bir borç verirseniz ben de mutlaka sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştiririm. artık bundan sonra hanginiz inkâra saplanırsa, dümdüz yolun ortasında kesinlikle sapıtmış olur.”
mâide / 55. ayet
sizin dostunuz ancak allah, o’nun peygamberi, bir de allah’a tam boyun eğerek namazı dosdoğru kılan ve zekâtı veren mü’minlerdir.
tevbe / 5. ayet
o haram aylar sona erince müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayın, esir edin, geçebilecekleri bütün yolları ve geçitleri tutup kendilerini kontrol altında bulundurun. eğer şirkten vazgeçer, namazı kılar ve zekâtı verirlerse yollarını serbest bırakın. şüphesiz allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
tevbe / 11. ayet
her şeye rağmen eğer tevbe edip yaptıklarından vazgeçer, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, bu takdirde onlar sizin din kardeşlerinizdir. biz, bilip anlayacak kimseler için âyetleri böyle ayrıntılarıyla açıklıyoruz.
tevbe / 18. ayet
allah’ın mescitlerini ancak allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve sadece allah’tan korkan kimseler gerçek mânada îmâr edebilir. doğru yola ermiş olmaları umulanlar işte bunlardır.
tevbe / 71. ayet
mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostu ve yardımcısıdırlar. iyiliği emir ve tavsiye eder, kötülüklerin önünü almaya çalışırlar. namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, allah’a ve rasûlü’ne itaat ederler. işte onlar, kendilerine allah’ın merhametle muâmele edeceği seçkin kimselerdir. şüphesiz ki allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.
meryem / 31. ayet
"nerede olursam olayım beni hayır ve bereket sebebi kıldı. hayatta kaldığım müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti”.
meryem / 55. ayet
ailesi başta olmak üzere halkına namaz kılmayı ve zekât vermeyi emrederdi. o, rabbinin rızâsına ermiş seçkin bir kuldu.
enbiyâ / 73. ayet
biz onları, emrimizle insanlara doğru yolu gösteren önderler yaptık. onlara hayırlı işler yapmayı, namazı dosdoğru kılmayı ve zekâtı vermeyi emrettik. onlar, kendilerini sadece bize kulluğa adamış kimselerdi.
hac / 78. ayet
allah yolunda gerektiği şekilde cihâd edin. o sizi bunun için seçti ve dîni yaşama konusunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi. haydin, atanız ibrâhim’in dinine uyun. allah, önceki kitaplarda da, kur’an’da da sizi “müslümanlar” olarak isimlendirdi. tâ ki, islâm’a bağlılığınız hususunda peygamber size şâhit olsun, siz de diğer insanlara şâhit olasınız. öyleyse namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve allah’ın dinine sarılın. o sizin mevlânızdır. o ne güzel mevlâ, ne güzel yardımcıdır!
nûr / 37. ayet
o erler ki, ne ticâret ne de alış veriş onları allah’ı zikretmekten, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyabilir. onlar, kalplerin halden hâle girip alt üst olacağı ve gözlerin dehşetten donakalacağı bir günden korkarlar.
nûr / 56. ayet
öyleyse, namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve peygamber’e itaat edin ki allah’ın rahmetine erişesiniz.
neml / 3. ayet
onlar ki namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve âhiretin varlığına da kesin olarak iman ederler.
rûm / 39. ayet
insanların malları içinde artacağını düşünerek fâize verdiğiniz para, zâhiren artar gibi gözükse de, allah katında artmaz. oysa allah’ın rızâsını isteyerek karşılıksız verdiğiniz zekât cinsinden şeylere gelince, işte böyle yapanlar, mal ve sevaplarını kat kat artıranların tâ kendileridir.
ahzâb / 33. ayet
dışarı çıkmanızı gerektiren zarurî bir sebep olmadıkça evlerinizde ağırbaşlılıkla oturun. mecburi bir iş için çıkmanız gerektiğinde ise, eski câhiliye devri kadınlarının yaptığı gibi, süslerinizi ve câzibenizi dışarı vurarak çıkmayın. namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, allah ve rasûlü’ne itaat edin. ey peygamber’in şerefli hâne halkı! allah bu emirleriyle sizden her türlü kiri gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor.
fussilet / 7. ayet
onlar zekâtı vermezler. âhireti de zâten büsbütün inkâr içindedirler.
müzzemmil / 20. ayet
rasûlüm! rabbin, senin gecenin üçte ikisine yakın kısmını, bazan yarısını, bazan da üçte birini ibâdetle geçirdiğini, beraberindeki mü’minlerden bir kısmının da böyle yaptığını elbette biliyor. geceyi ve gündüzü yaratıp sürelerini takdir eden allah’tır. o, gece ibâdetini gerektiği şekilde yapamayacağınızı bildiği için size lutuf ve merhametiyle muâmele edip, kolaylaştırmaya gitti. artık kur’an’dan kolayınıza gelen miktarı okuyun. allah şunu da biliyor ki, içinizden hastalar olacak; bir kısmınız allah’ın lutfundan nasibini aramak üzere yeryüzünde dolaşacak; bir kısmınız da allah yolunda savaşacak. bundan böyle kur’an’dan kolayınıza gelen miktarı okuyun, namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, bir de allah’a gönül hoşluğuyla güzel bir borç verin. kendiniz için iyilik olarak önden ne gönderirseniz, allah katında onu daha hayırlı ve mükâfatı kat kat artmış olarak bulursunuz. günahlarınız için allah’tan bağışlanma dileyin. şüphesiz allah, çok bağışlayıcıdır, sonsuz merhamet sahibidir.
beyyine / 5. ayet
halbuki onlara da ancak, taat ve ibâdeti yalnızca allah’a has kılıp sadece o’nun rızâsını hedef alarak, bâtıl dinleri terk edip dupduru bir tevhid inancı içinde sadece allah’a kulluk etmeleri, namazı dosdoğru kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. işte sağlam, dosdoğru ve kıyâmete kadar bâkî kalacak din budur!
[[/alıntı]]
devamını gör...
28.
bizim ülkede kuva-yi seyyare ve yeşil ordu cemiyeti tarafından temsil edilmiştir.
devamını gör...
29.
bir sultangaliyev aradım girdilerde bulamadım, eksik tartışma.
devamını gör...
30.
akp'nin dahil olmadığı. bu partiye allahçı komünist parti diyen herkes en hafif tabirle dangalaktır. türkiye'de gerçek bir islami komünist'in en çok seveceği kelime müsadere olur mesela, dört elle sarılır bu geleneğe.
devamını gör...
31.
islam ile sosyaliizm hiçbir zaman aynı gibi düşünülemez. özel mülkiyeti ve miras hakkını güvence altına alan, ticareti ısrarla teşvik eden, fiyatlara narh koymayıp “serbest pazar”ın önünü açan islamiyet aslında sosyalizm ile değil kapitalizm ile uyumludur..
devamını gör...
32.
#411956
islami sosyalizmi bilmem de
tarihteki ilk sosyallist diyebileceğimiz kişi ebu zer'dir. bu dinden böyle kişilikler çıkmış ise islamın etkisi yadsınamaz. islam dini yapısı itibariyle sosyalizm ile bir çok noktada benzerlikler arz eder.
bu noktada yaşar nuri'nin islam sosyalizmi ve ebu zer kitaplarını tavsiye ederim.
islami sosyalizmi bilmem de
tarihteki ilk sosyallist diyebileceğimiz kişi ebu zer'dir. bu dinden böyle kişilikler çıkmış ise islamın etkisi yadsınamaz. islam dini yapısı itibariyle sosyalizm ile bir çok noktada benzerlikler arz eder.
bu noktada yaşar nuri'nin islam sosyalizmi ve ebu zer kitaplarını tavsiye ederim.
devamını gör...