121.
başlığı görünce zülfü livaneli'nin bir sözü geldi benim aklıma, bir çok yazara yetecek diye düşünüyorum..
"durduk yere kendimi çok hüzünlü ve yorgun hissediyorum. kimbilir hangi birikmiş olayların ruhuma yansıması bu"
"durduk yere kendimi çok hüzünlü ve yorgun hissediyorum. kimbilir hangi birikmiş olayların ruhuma yansıması bu"
devamını gör...
122.
kendinizi ifade ettirmeye zorlayanlardan kaçının. aksi taktirde beyin kemiren virüs gibi git gide beyninizi saracaktır.
devamını gör...
123.
karşımdaki insanın beni anlamayacağını düşündüğümden değil de kendimi ifade etmede gerçekten kötü olduğum için uyguladığım durum. ben kendimi tanımıyorum bile, neyimi ifade edeyim?
devamını gör...
124.
mesela bana kazık atan biri vardı ismi lazım değil, kendisi hala neden konuşmayı kestiğimi bilmiyordur muhtemelen. sebep sorduğunda söylemedim bile. çünkü inkar edeceğine adım kadar emindim. bazen hayat böyledir dostlarım, açıklasan da bazı şeyler baki kalır.
devamını gör...
125.
laftan anlamayan insanlara laf anlatmaya çalışmaktan bıkmış insanın yılgın tavrı.
o kadar çok gerizekalı ve empati yoksunu insanla muhatap oldum ki artık açıklama yapmam gerektiği zamanlarda karşımdaki algısı kıt insana alenen bön bön bakıyorum, gözlerimi devirip he he diyip geçiyorum. aşağılayarak yapıyorum bunu ve acayip zevk alıyorum. bazen direkt dalga geçiyorum. çünkü insan beynini kullanabilmeli, kullanmayı beceremiyorsa da bundan utanmalı ya da en azından aptallığıyla başkalarını rahatsız etmemeli.
aptalsanız kendi bölgenizde kalın topluma karışmayın artık.
o kadar çok gerizekalı ve empati yoksunu insanla muhatap oldum ki artık açıklama yapmam gerektiği zamanlarda karşımdaki algısı kıt insana alenen bön bön bakıyorum, gözlerimi devirip he he diyip geçiyorum. aşağılayarak yapıyorum bunu ve acayip zevk alıyorum. bazen direkt dalga geçiyorum. çünkü insan beynini kullanabilmeli, kullanmayı beceremiyorsa da bundan utanmalı ya da en azından aptallığıyla başkalarını rahatsız etmemeli.
aptalsanız kendi bölgenizde kalın topluma karışmayın artık.
devamını gör...
126.
şu an yaşadığım. gözlerimden anla.
gerçekten çok yorgunum.
gerçekten çok yorgunum.
devamını gör...
127.
arada bir içine düştüğüm durum. yorgunlukla ve anlaşılamayacağını bilmekle alakalı. üşeniyorum bu durumda kendimi ifade etmeye. "ne düşünürler düşünsünler" diyorum kendi kendime.
devamını gör...
128.
ya bi açıklama yazardım şimdi buraya da üşendim
devamını gör...
129.
artık aptallardan o kadar sıkılmışsındır ki nasıl anlaşılacağını umursamıyorsundur.
devamını gör...
130.
şurada yazıyor olmak bile o kadar da üşengeç olmadığınızı gösterir.
devamını gör...
131.
nasıl olsa anlamayacaklar'ın verdiği üşengeçliktir. ancak direnmekteyiz.
devamını gör...
132.
ifadeye mahal bırakmayan insanları seçmeye yöneltir.
devamını gör...
133.
değmeyen insanlara uyguladığım tarifedir. kendilerini önemli sanmasınlar diye çok efor da sarf etmem. beni anlatsam da anlamayacak salaklara kılımı kıpırdatmam. insanı daha dinç hissettirdiğinden emin olabilirsiniz.
devamını gör...
134.
(bkz: hanım köye giden yol)
devamını gör...
135.
seni anlamayacağını bildiğin insana ne ifade etsen de ona bir şey etmeyeceği için öyle oturur onun cahilliğinde boğulmasını beklersin.
devamını gör...
136.
bunun bir kademe ötesi anlaşılma arzunu dahi kaybetmek, umursamamak, anlayıp anlaşılsam ne değişir demektir. tabi bu gerçekten bir kayıp mıdır yoksa hayatın karanlık realitelerini kabullenmekten ibaret midir tartışılır.
kısa tanım: ruhun ölüm yolculuğu.
kısa tanım: ruhun ölüm yolculuğu.
devamını gör...
137.
üşenmek değilde karşıdakinin anlayacağından emin olmadığın için anlatma hevesinin kaçması. sen o kadar anlat karşıdaki de anlamasın. zaman kaybı.
devamını gör...
138.
daha önce deneyip bir sonuca varamamış olmanın tezahürüdür.
nasılsa anlamayacak/lar şeklinde hangimiz düşünüp bundan vazgeçmedik ki?
insanın bir doygunluk ve bıkkınlık zamanı oluyor, bu vakite ulaşınca hiç böyle şeylere mesai harcamıyoruz. ya hiç anlatmıyoruz ya da nasıl anlıyorsanız öyle diyerek pat küt dalıyoruz.
biz bu hale kendiliğinden gelmedik, anlamamanız yetmedi bir de üstüne yargılamaya kalktınız.
hal böyleyken geriye de başka bir yol kalmadı, herkese bol şans.
nasılsa anlamayacak/lar şeklinde hangimiz düşünüp bundan vazgeçmedik ki?
insanın bir doygunluk ve bıkkınlık zamanı oluyor, bu vakite ulaşınca hiç böyle şeylere mesai harcamıyoruz. ya hiç anlatmıyoruz ya da nasıl anlıyorsanız öyle diyerek pat küt dalıyoruz.
biz bu hale kendiliğinden gelmedik, anlamamanız yetmedi bir de üstüne yargılamaya kalktınız.
hal böyleyken geriye de başka bir yol kalmadı, herkese bol şans.
devamını gör...
139.
fazla yasiyom ya bunu da.
devamını gör...
140.
ifade ettiğinde herhangi bir ilerleme, tepki ya da değişim, görülmediği için düşülen durum.
devamını gör...