kırmayan yormayan tartışmayan ilgilenen güler yüzlü kadın

kırmayanda elenen bir kadın olarak erkeklerin tartışmayı evden pişirip geldiğimize inanmaları beni bir miktar şaşırttı. herhangi bir şey yapmadan kadın kendi imkanları ile tartışma çıkarmaya çalışıyor ise delidir o deli! hele ilgilenen denmesi ulen bir ara herkes elinde havuçlu kekle, ben ayrılmak istiyorum ada diye dolandı. sanki işsiz adam gibi ilgilenince tribe girmiyorsunuz. nazlanmayı falan anlamayan erkekler rica ediyorum hiçbir güzelliğin vaktini çalmasın.

(bkz: ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler)

kıymetleri bilinmez.

kırmak ve yormak istemiyorum seni hiç tartışmayalım bu konularla ilgilenmiyorum gülücük. *

(bkz: inanma kredi kartını isteyecek)

kadınların erkeklere işi düşmese iyi davranmazlar.

olm herhalde sizdede suç var la. ilgilenen kadın ne aga ilgilenilmek isteyen erkek bana komik geliyor. bu kafadan çıkmak lazım.

annemin alacağı köyden kız yormazmış, kırmazmış.

suyunu verin.
çiçek gibi kadındır ma güldür.
bulursanız saklayın valla kaparlar elin boş, gözün yaş bakarsın.

aslında her yerde olan kadındır ama birileri onu yorup, kırıp, ilgisiz bıraktığı için bunları yapmaktan vazgeçmiştir. erkekler gerekli ilgiyi sevgiyi göstersin, kadın ilgisinden, gülümsemesinden, sevgisinden erir o adama. kadın güvende hissetmediği yeri yıkar, eksik hissettiren kişiyi yorar. eğer bir erkeğin hayatındaki kadın başlıktaki gibi değilse o erkek bı aynaya baksın "ben ne yaptım ya da ne yapmadım" desin..

(bkz: normal sözlük'e bir daha gelinse alınacak nickler)

yaşanmışlıklar sonucunda, tüm bu "pamuk prenses ruhu öldürülmüş" insan haline gelen kadındır. bana oldu şahsen.

insanların anlamadığı bir konu hakkında konuşmak istiyorum. hepimiz hayata "maximum toleranslı" başlıyoruz. aslında fıtratımızda iyi niyet üstüne kurulu fakat zamanla suistimal edildikçe ve iyi niyetiniz itina ile binbir dalavere yoluyla çalındıkça, katı ve soğuk bir insan haline geliyorsunuz çünkü "kul hakkı" dediğiniz şey önce kendinize olan borcunuzdur. başkalarını kırmamak- üzmemek için sürekli kendi içinizden geçtirmeniz, kendi hakkınıza suistimal anlamına gelir. bu sefer kendinize borçlanırsınız. kadınlar bu noktada, genelde daha fazla suistimal edilmemek adına daha farklı ve kompleks bir karakter biçimlendirirler. biçimlendirdikleri bu karakteristik yapı çok şiddetli dönüşümler içerir çünkü kadının duygusallığı çok kuvvetlidir. kuvveti büyük olan her şeyin dönüşümü ise evrim niteliğinde olur. güçlü bir duygusallık, güçlü bir prensipler mekanizmasına çevrilir. bu daha gaddar, daha katı ve daha kuralcı olmayı içerir. böylelikle geçmişinizde size zarar veren insanlara benzeyen kimseyi hayat döngünüze almazsınız. buna ( genel çerçevede) "olgunlaşmak veya yetişkin bir insan olmak" adı verilir.

freud'un "hayatımın 30 yılını insanları anlamaya adadım ama kadınların ne istediğini hala bilmiyorum." dediği rivayet edilir.

bu söz belki gerçekte söylenmemiş de olabilir ama anlatmak istediğime ışık tutuyor. her şeyin bir normali var.

nasıl bir yemeği yediğimizde olmuş ya da olmamış diyebiliyoruz. aynı şey kadınlar için de geçerli.

başlıktaki kadın sevgili normaline uygun değil. ha anne olarak olabilir ama başlık onu tartışmaya açmıyor.

bir balığa yüzme demek ne kadar anlamsızsa kadınlar için de bazı şeyleri yapmasın demek böyle anlamsız.

fabrika ayarı olarak gelen cinsiyet özelliklerini göz ardı etmek, yok saymak sizi mutluluğa götürmez.

hayali / kurgusal canlılara yönelmek yerine kendi acı eşiğimizi arttırmamız daha verimli olacaktır.

elbette ben bu çabaya girmem diyenler de çıkacaktır. belki haklıdırlar da ama erkekleri yetiştiren kadınlar olduğu için erkekler bu dünyadaki varlıklarını önce anneleri ile kurdukları ilişki üzerinden daha sonra da bu ilişkinin şekillendiriyor olduğu algısal şemalarla okuyor.

bir kadınla anlamlı bir ilişki kurmayı reddetmek bana göre bir erkeğin varoluşunu reddetmesine kadar giden bir süreci tetikleyebilir.

sonuçta erkekler hemen hemen her şeyi kadınlar için daha doğrusu onların nazarında değerli olmak için yapıyor.

kadının istediği kaba dökülüp yeniden şekillenecek bir erkekten bahsetmiyorum. kendi olmayı başarmış ve kendiyle barışmış erkeğin kadınlarla ya da belli bir kadınla uzlaşmanın bir yolunu bulması gerekiyor.

hayatta kalan en zekiler en güçlüler değil en iyi uyum sağlayanlarsa kadınlarla uzlaşmayı başarmak hayatta kalmak yani varoluşsal krizi çözmenin belki de en kestirme yoludur.

(bkz: kayıp atlantis halkı)

gerekli şeyler bacılarım tarafından yazılmış… ayrıca böyle bir kadını hak etmek için siz ne yaptınız ki. en düşünceli geçinenin bile belki yetişme şartları belki de fıtrat gereği bünyesindeki öküzlük, odunluk oranı haddinden çook fazla iken siz bu kadını hak etmiyorsunuz sevgili dostlar. size tavsiyem lütfen ahiret hayatınız için çabalayın, en azından huriler bu şartları sağlıyor olabilir.*

neyi ne kadar yaşadınız böyle hanımlar :) yorumları okumaya gelmiştim ama tebessüm ettirdiniz. bu kadar kırılgan olmayın yahu sanki hepiniz 35 üstü deliberate housewife :)

kırmam,
yorarım,
tartışırım,
ilgilenirim,
duruma göre güler yüzlüyüm.

2.5/5 eh, fena sayılmam.

kırarım, yorarım, tartışırım, ilgilenirim, güler yüzlüyüm.
ayrıca; ağlarım, susarım, giderim, dönmem.

yani, benden olmaz!

ölü kadın sanırım.

ben ilk şartta elendim. yarışmacı arkadaşlara başarılar da dilemiyorum. banane.

bir temenni.

alt metninde anneciğinin düştüğünde dizindeki taşları temizleyen şefkatli elini arayan başlık. bir ilişkide var olmak tartışmanın, yorulmanın, ilgilenip ilgilenilmenin karşılıklı olduğu bir müessese. tartışmayı, biraz incinmeyi, sonra yeniden inşa etmeyi göze alamıyorsak ortada bir ilişkiden bahsedebilir miyiz?