1.
meşhur; "düşmanınla çok kötü olma bir gün dostun olabilir, dostunla çok yakın olma bir gün düşmanın olabilir" sözü aklıma gelmiştir. insan bu, kötülük herkesin içindeki bir enerji. bu yönü hiç ortaya çıkmayan insanlar da var elbet.
devamını gör...
2.
sıradandır.
kötüler kendileri gibiler ile olan mücadelelerinin öğrettiği şeyleri yaşamın genel kültürü zannederler.
kötüler kendileri gibiler ile olan mücadelelerinin öğrettiği şeyleri yaşamın genel kültürü zannederler.
devamını gör...
3.
kötülük yapmak veya kötü bir eylemde bulunmak, "kötü" olmak için tek başına yeterli değildir diye düşündüm hep. kötü olmak için, kötülük yaparken bunu iyiliğe tercih etmiş olmak gerekir. daha açık yazarsam, insanı kötü yapan şey sadece eyleminin niteliği değil iyilik yapma şansı varken onu reddedip kötülüğe yönelmiş olmasıdır. aslında kötülük iyiliğin reddedilmesinden doğar. örneğin vahşi bir hayvan size zarar verirse bunu kötü olduğu için yapmaz, şüphesiz eylemi kötüdür, ama hayvanı kötü diye nitelemeyiz. aynı eylemi insan yaptığında kötü olarak isimlendirmemizin nedeni ise yukarıda da dediğim gibi, bu kötülüğü iyilik yapma şansı varken iyiliğe rağmen yapmış olmasıdır. elbette bu tanıma uymayacak, veya daha ötesi, sığmayacak örnekler verilebilir. ancak genellediğimizde ortaya çıkan çerçeve benim gözümde az çok bu şekilde.
peki bu durumda "kötülük sadece eyleme bağlı değildir, ondan önce iyiliği tercih etmemekten doğar." önermesini kabul edersek, herhangi bir kötü eylemde bulunmayan ancak şansı varken iyilik de yapmayan veya sessiz kalan birini de kötü olarak niteleyebilir miyiz? bence evet o da kötüdür, hatta o daha kötüdür. bile isteye işlediği bir suçu veya hatası olduğu için değil iyiliğin ortaya çıkmasına engel olduğu için. dünyada kötülüğün en yaygın -belki de biraz fazla yaygın- formu da budur diye düşünüyorum. çünkü bu tip kötülük bireyden topluma da sirayet eder, kalabalıktan güç alarak hakikate yön verebilir. tek tek bakıldığında herkes her şeyin farkındadır, birey kimi zaman acı dahi duyabilir, ancak sayısı artan kalabalık hissizleşir. gustave le bon , "kitleler asla hakikati aramaz" der. kesinlikle doğru, kitleler akıl ile değil duygular ile hareket ederler. tabii kitle halinde kaldıkları sürece. kalabalıkların duyguları ise kördür ve kolay yönlendirilebilir. böyle bir kalabalığın iyiliği reddetmesinden daha kötü ne olabilir ki? sessiz kaldıklarımız, dönüp bakmadıklarımız, elimizi uzatmadıklarımızdır o zaman bizi kötü yapan. ve sonuç olarak hepimizin, iyi olmak adına "biz" denen her ne ise ona karşı da sorumlu olduğumuzu gösterir.
öte yandan iyilik yapmayan birine kötü dersek, aynı şekilde kötülük yapmamak "iyi" olmak için yeterli midir? bence hayır. hatta daha da ileri gidiyorum, kötülük yapma şansı elde etmemiş birinin yaptığı iyilik dahi onu iyi diye nitelendirmeye yetmez. nasıl kötülük bir tercihten doğar dediysek, aynısının iyilik için de geçerli olduğunu düşünüyorum. iyiliği değerli yapan budur. kanıtlanması gerekir. tıpkı sabahattin ali üstadın yazdığı gibi, "iyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir."
tabii eylem olarak "iyi" ve "kötü" nedir, bunlara kim nasıl karar verir o bambaşka bir mevzu. nihayetinde hepsi insanın icat ettiği kavramlar. içeriklerine duyulan güven de bunu unutmadan olmalı. iyiyi ve kötüyü tanımlamak koca bir dünya tarihi. dinler, ideolojiler, fikirler... hepsinin derdi daha fazla insanı kendi iyi ve kötülerine inandırmak değil mi?
iyi kalın. artık sizin için o her ne ise.
peki bu durumda "kötülük sadece eyleme bağlı değildir, ondan önce iyiliği tercih etmemekten doğar." önermesini kabul edersek, herhangi bir kötü eylemde bulunmayan ancak şansı varken iyilik de yapmayan veya sessiz kalan birini de kötü olarak niteleyebilir miyiz? bence evet o da kötüdür, hatta o daha kötüdür. bile isteye işlediği bir suçu veya hatası olduğu için değil iyiliğin ortaya çıkmasına engel olduğu için. dünyada kötülüğün en yaygın -belki de biraz fazla yaygın- formu da budur diye düşünüyorum. çünkü bu tip kötülük bireyden topluma da sirayet eder, kalabalıktan güç alarak hakikate yön verebilir. tek tek bakıldığında herkes her şeyin farkındadır, birey kimi zaman acı dahi duyabilir, ancak sayısı artan kalabalık hissizleşir. gustave le bon , "kitleler asla hakikati aramaz" der. kesinlikle doğru, kitleler akıl ile değil duygular ile hareket ederler. tabii kitle halinde kaldıkları sürece. kalabalıkların duyguları ise kördür ve kolay yönlendirilebilir. böyle bir kalabalığın iyiliği reddetmesinden daha kötü ne olabilir ki? sessiz kaldıklarımız, dönüp bakmadıklarımız, elimizi uzatmadıklarımızdır o zaman bizi kötü yapan. ve sonuç olarak hepimizin, iyi olmak adına "biz" denen her ne ise ona karşı da sorumlu olduğumuzu gösterir.
öte yandan iyilik yapmayan birine kötü dersek, aynı şekilde kötülük yapmamak "iyi" olmak için yeterli midir? bence hayır. hatta daha da ileri gidiyorum, kötülük yapma şansı elde etmemiş birinin yaptığı iyilik dahi onu iyi diye nitelendirmeye yetmez. nasıl kötülük bir tercihten doğar dediysek, aynısının iyilik için de geçerli olduğunu düşünüyorum. iyiliği değerli yapan budur. kanıtlanması gerekir. tıpkı sabahattin ali üstadın yazdığı gibi, "iyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir."
tabii eylem olarak "iyi" ve "kötü" nedir, bunlara kim nasıl karar verir o bambaşka bir mevzu. nihayetinde hepsi insanın icat ettiği kavramlar. içeriklerine duyulan güven de bunu unutmadan olmalı. iyiyi ve kötüyü tanımlamak koca bir dünya tarihi. dinler, ideolojiler, fikirler... hepsinin derdi daha fazla insanı kendi iyi ve kötülerine inandırmak değil mi?
iyi kalın. artık sizin için o her ne ise.
devamını gör...
4.
insanın en büyük yaptigi kötülük kendine yaptığı kötülüktür.insan bunu kendine niye yapar amlamiyorum.birinin mahrem icerisine giricek şeylerin peşine düşmeye midem kaldirmaz.hadi saplantılı aşıksın diyelim uzaktan uzağa insan hiçbir şey kazanmiycağini bile bile kendine niye bunu yapar ?
devamını gör...
5.
ete kemiğe bürünüp ülke alev alev yanarken yoldaşlarıyla kol kola girerek saçını tarayanların ana besini.
devamını gör...
6.
kötülük problemine cevap: emre1974tr.blogspot.com/201...
devamını gör...
7.
"kötülük, her yanında kötülük gören masum bakışın kendisindedir." hegel
devamını gör...
8.
bazen çok açık ve net bazen de göreceli olan kavram.
kötülük olduğunda hepimizin hemfikir olduğu durumlar var. bunları ayırıyorum. bir de insanın birine iyilik yaptığını düşünürken aslında yaptığı kötülük var. işte en fenası da bu bence. diğerini ayırıp kötü olan kişiden uzak durmak belki daha kolay ama sizin iyiliğiniz için hareket ettiğini zannederken aslında size kötülük eden insanları çözmeniz bazen yıllar alabiliyor.
kötülük olduğunda hepimizin hemfikir olduğu durumlar var. bunları ayırıyorum. bir de insanın birine iyilik yaptığını düşünürken aslında yaptığı kötülük var. işte en fenası da bu bence. diğerini ayırıp kötü olan kişiden uzak durmak belki daha kolay ama sizin iyiliğiniz için hareket ettiğini zannederken aslında size kötülük eden insanları çözmeniz bazen yıllar alabiliyor.
devamını gör...
9.
mideye sindirilmeyen. kişiye zarar verendir. bir şeyin fazlasıdır ya da azıdır.
kesinlikle kaotik değildir.
hatta sistematik olabilir ve sistematik olduğunda kuvvetlenendir.
göz ardı edildiğinde sönen ama yine de verdiği zarar göz ardı edilemeyecektir.
telafisi var mıdır?
pek ala vardır.
kesinlikle kaotik değildir.
hatta sistematik olabilir ve sistematik olduğunda kuvvetlenendir.
göz ardı edildiğinde sönen ama yine de verdiği zarar göz ardı edilemeyecektir.
telafisi var mıdır?
pek ala vardır.
devamını gör...
10.
ingilizce karşılıklarından biri "evil" olan türkçe kelimedir ve evil'lık kutsal bir müessesedir.
yaşasın kötülük!
yaşasın kötülük!
devamını gör...
11.
yapması çok zevkli olan hededir.
devamını gör...
12.
insanların en savunmasız olduğu bir felaket anında ayyuka çıkarsa insanı insanlığından utandırandır.
devamını gör...
13.
akıllara gelen tek bir isim var.
devamını gör...
14.
neredeyse bir sene önce tanım girdiğim için yeni bir tanım girmeyi hak eden kelime.
gerçi düşünüyorum da güzel tanımlamışım lan. #1906196
iyi ya da kötü doğru ya da yanlış ayrımlarını muğlaklaştırdığınız zaman yani olabildiğince her perspektiften bakış açısıyla ve empatiyle bu iki güzel kelime arasındaki bağı sıkılaştırdıkça iyilik daha fazla iyilik, kötülük daha fazla kötülük gibi mi gelir?
ya da tam tersi midir?
keskin tanımlarınız olmadığında ne iyiliğe duyarlısınızdır ne de kötülüğe. dolayısıyla ne zarar görme ne de mutlu olma şansınız vardır.
her şey tanımlama kökenine iniyorsa ve tüm düşünsel dünyada üretilen kavramlar nesiller, nesiller arası değişime uğruyorsa kişi kendini nasıl koruyacaktır ya da mutlu olacaktır.
başa dönelim.
sizin kötünüz ile benim kötüm arasındaki uzlaşıyı belirleyecek faktörler ya da kişiler ya da düşünce sistemleri ve veya dinler, politik görüşler ne zaman var olacak?
bunun bir iletişim aracı var mıdır?
çok zorlanıyorum sözlük... felsefe okuyan arkadaşlar destek!
gerçi düşünüyorum da güzel tanımlamışım lan. #1906196
iyi ya da kötü doğru ya da yanlış ayrımlarını muğlaklaştırdığınız zaman yani olabildiğince her perspektiften bakış açısıyla ve empatiyle bu iki güzel kelime arasındaki bağı sıkılaştırdıkça iyilik daha fazla iyilik, kötülük daha fazla kötülük gibi mi gelir?
ya da tam tersi midir?
keskin tanımlarınız olmadığında ne iyiliğe duyarlısınızdır ne de kötülüğe. dolayısıyla ne zarar görme ne de mutlu olma şansınız vardır.
her şey tanımlama kökenine iniyorsa ve tüm düşünsel dünyada üretilen kavramlar nesiller, nesiller arası değişime uğruyorsa kişi kendini nasıl koruyacaktır ya da mutlu olacaktır.
başa dönelim.
sizin kötünüz ile benim kötüm arasındaki uzlaşıyı belirleyecek faktörler ya da kişiler ya da düşünce sistemleri ve veya dinler, politik görüşler ne zaman var olacak?
bunun bir iletişim aracı var mıdır?
çok zorlanıyorum sözlük... felsefe okuyan arkadaşlar destek!
devamını gör...
15.
iyilikten daha baskın bir kavram.
misal burada ki popüler yazarların büyük bir çoğunluğu kavgalarıyla, acı çektirmeleriyle, üzmeleriyle gündeme gelmiş yazarlardır.
hepimiz iyiliğin tarafını tuttuğumuzu söylesek de kötüye ve kötülüğe aşığız.
misal burada ki popüler yazarların büyük bir çoğunluğu kavgalarıyla, acı çektirmeleriyle, üzmeleriyle gündeme gelmiş yazarlardır.
hepimiz iyiliğin tarafını tuttuğumuzu söylesek de kötüye ve kötülüğe aşığız.
devamını gör...
16.
içimde gizli bir kötülük. darkside'a geçmemek için zor duran bir ben. belasını arayan bir hiçler.
devamını gör...
17.
iyiliğinizi isteyen insanlara yaptığınız kötülük, kötülük değildir. berbatlıktır. köpkötülüktür.
devamını gör...
18.
örgütlüdür.
devamını gör...
19.
iyilik niye varsa o yüzden vardır. ama kimse iyilik neden var diye sormuyor, bu işin doğası gereği var. neden var diye sorgulamak yerine kötülüğe önlem almakta fayda vardır. bazı insanlar safi kötü doğar. bazıları kötü doğar ama içinde iyilik kırıntıları vardır o yüzden de kendi içinde iyi olmak için mücadele verir, sonuç olarak değiştiremezsin. herkes ne ise o.
devamını gör...
20.
iyidir.
kötülüğü ortaya çıkarır.
bazı kötülükler ise kötü değildir. onlar vahşettir.
he, vahşet de kötüdür.
kötülüğü ortaya çıkarır.
bazı kötülükler ise kötü değildir. onlar vahşettir.
he, vahşet de kötüdür.
devamını gör...