kuryelere bahşiş verilmeli mi sorunsalı

verilebilir, verilmeli degil. oyle yasa yok. ısteyen verir. evet.

bence verip kendinizi güldürmeyin
muhtemelen sizden iyi kazanıyor

sirf kuryeye degil, hic kimseye bahsis vermenin bir anlami yoktur.

sonucta bir urun, bir hizmet icin sana bir fiyat soyleniyor. sende o ucreti odeyerek o hizmete, o urune sahip oluyorsun.

sana hizmet eden elemanin ucretide bu ise dahil.

onun disinda garsona, bilmemkime ekstradan bir para vermenin yoldan gecen birine canim istedi diye vermekten hicbir farki yok.

ayrica hizmete karsilik bir para normalse, ornegin kaciniz markette kasada oturan kiza bahsis veriyor? yada otobuse bindiginizde sofore " cok guzel surdun, sag salim getirdin evime" deyip para veriyor????

ınsanin yapitigi herseyin bir mantigi olmasi lazim. eger sirf herkes boyle yapiyor deyip yapiyorsan, koyundan farkin yok demektir.

yağmurlu ve karlı havalarda ufak bir bahşiş ateşlemeniz moral olur. eviniz 5. 6. kattaysa ve merdiven yoksa yine ufak bir bahşiş vermeniz gerekir diye düşünüyorum.

ben veriyorum. kargomu getiren kuryeye, hizmet veren garsona, poşetimi dolduran manavın çırağına, balığımı temizleyen çalışana. arabamı parkeden valeye. tanınmak, bilinmek, daha güzel hizmet almak ve birilerini mutlu etmek hem bana iyi geliyor hem karşımdaki hizmet vereni hoş ediyor. hayata karşı küçük dokunuşlardan zarar gelmez. ayrıca benim neden para biriktiremediğim belli oldu, iflah olmaz bir har bulup harman savuranım. neyse battı balık yan gider…

başlığı kureyşlilere bahşiş verilmeli mi diye okudum. *

hava muhalefeti, asansörsüz ev, ekstra güleryüz, maç günü(kadikoydeyim) durumlarinda elimden geldiğince 3 5 vermeye çalışıyorum.

ama bu aralar kuryeyle işim yok, malum boykot

bahşişi sadece tanıdık garsonların çalıştığı ve bana iskonto geçtiği restoranlarda bizzat garsona veririm onun dışında olağanüstü bir durum olmadıkça bahşiş verilmez hem kurye kim, kurye ne a*k koca kı*ınzı kaldırıp markete gidin yatalak değilsin bir şey değilsin

keyfime bağlı. beklenti içinde olduğunu sezersem ve böyle bir arsızlık içinde olursa 1/3 ini alır.

ister ver ister verme keyfi olay. önceden bozuklukları bırakırdık bahşiş niyetine ama şimdi bozukluk bırakmak adama hakaret gibi :d gerçi o 1 tlye ihtiyacım var ondan alıyorum hepsini, devir biriktirme devri. ben de isterim milyonlarım olsun etrafa saçayım

kuryeler "bahşiş verilmeli" tribinde olmamalı. zira kuryeler şımarmaya çok yatkın bir meslek grubu. oluşacak algılara dikkat etmek gerek. adamlar video çekip müşteri için "bu yağmurda x siparişi vermiş tiee allahım yeaa" modunda iş yapıyorlar. onun dışında senin keyfine kalmış bir şey.

evet verilmeli.
benim eve tüp getiriyor eleman. üç kat ve hımınısını mımısını şey ettiğim mimar dimdik yapmış merdivenleri. adam 27 kg ağırlığı 3 kat yukarı taşıyor. tüp 970tl iken 1000tl verip üstünü almıyordum. 30 tl çok bir şry değil ama itibarını artırıyor.

muhtemelen benden iyi kazandıkları için vermeme taraftarı olduğum sorunsal. ben kapıya gelen kuryelere abi çekiyorum yav belki üç beş bişe atarlar diye.

hava gerçekten berbat derece ise bi'sigara parası veririm. onun dışında bana ne.

mesela kargoculara hiç bahşiş veriyor musunuz?
bu bir sorudur yani.
e ne yapayim vermiyorsanız o sizin bileceğiniz iş.

kuryelere de verilir. hizmet sektöründeki herkese bahşiş verilebilir. isterse mekanda paspasçı olsun, isterse evine gelen klimacının çırağı.

tekelin adamcağızı geldi gündüz hiçbir boka yaramayan o ulu banknotumuzu takdim ettim özür diledim bu sıcakta filan...
akşam yine geldi, çıkardım uzattım hemen.

-abi gündüz verdin ya.
dedi,
abi o gündüzdü, bak gün değişti." dedim.

bahşiş, cömertlik demek. *kalbin cömertse, 20 lira versen de olur, 1000 lira versen de olur. takılma.

bahşiş değil ama bir kaç kez puan vermemi isteyenler oldu ben de puanladım.

hayır. bunu yaygınlaştırırsanız şirketler bahşiş verilmesini göz önünde bulundurarak maaşlarını daha da düşük tutarlar. patrona karşı dik duramayan işçi, müşteriyle münakaşaya girer, pizzasına tükürür vs. buradan zamanla bahşiş keyfiyetten (bkz: zorunlu)luğa dönüşür. siz aldığınız ürün yada hizmet karşılığında şirkete para ödüyorsunuz, çoğu zaman fiyata kargo bedeli de ekleniyor zaten. çalışanının ne kadar maaş alacağa ise, işçi ve patron arasındaki anlaşmayla belirlenir. aklı başında toplumlarda eğer patron çalışanına hak ettiğinden düşük ücret veriyorsa işçi bunu bahşişle kapatmaya çalışmaz. işçi örgütlenir, greve gider, protesto yapar, hakkını arar. hatta halk da destek verir, çünkü çok azımız şirket sahibiyiz. pek çoğumuz bir yerlerde yaka rengimiz fark etmeksizin işçiyiz, sınıf bilinciyle hareket etmeliyiz, değil mi?

ama türkiye'de işçi, grev hakkını gidip akp'ye oy verdiği için kaybeder. chp yada diğer solcu geçinen partilerin vatandaşın hakları konusunda etkili bir muhalefet yaptığını da göremezsiniz. patronlara vergi avantajları sağlanır, vergi kaçırma şansı sunulur vs. o yüzden işçilerin hakkı olan ücreti ödemek müşteriye düşmez. zaten aldığı hizmet veya ürün enflasyon, fahiş fiyatlar, banka payı, astronomik kar marjı, kalitesiz ham madde, internetten satış payı gibi sebeplerle yükselmiş fiyatlara katlanmak zorundayız. bir de patronlar daha da zengin olurken onların işçilerinin maaşlarına destek vermek içinde bulunduğumuz iğrenç ekonomik sistemi daha da iğrençleştirir.

sen adamlar işini düzgün yapıyor yada düzgün yapsın diye bahşiş vermeyeceksin kardeşim. sen ürününe çekilmiş fiyatı ödeyeceksin, işçinin işini düzgün yapıp yapmadığını patron kontrol edecek. yemin ederim, (bkz: misafirperver)liğiyle ünlü bir millet olup da bahşişi haklı bulmak kadar saçma bir şey yok.(bkz: japonya)'da adamlar bahşişi hakaret olarak kabul ediyor. insan bir işi yapıyorsa zaten elinden gelen en iyi şekilde yapmalı. işini iyi yaptın yada işini iyi yap diye bahşiş verilmemeli. yoksa kurye bahşiş veren müşterinin kölesi olurken bahşiş vermeyen müşteriye köpek çeker, surat asar, hatta siparişini götürmek bile istemez. (taksicilerin kısa mesafe bahanesiyle müşteri almayıp turist kovalamaları gibi) etik olarak memurlara yada yetkili özel şirket çalışanlarına da işinizi hallettiği için hediye verilmesi rüşvete giriyor. satın almacıya "hediye" veren tedarikçi adamı sevdiği için, arkadaş oldukları için bunu yapmaz. yüz bin euro'luk ham maddeyi ondan alsın diye "hediye" verir. yada doktorlar en değerli hediyeyi veren ilaç mümessilinin ilaçlarını hastaya dayar. böylece sistem sağlık alanında bile paranın ve zenginin kölesi olur.

abd başkanlık seçimlerindeki bağışlar bunun nelere sebep olabileceğinin göstergesi, parayı bastıran siyasetçileri ve başkanları satın alıyor, koca ülkeyi kontrol ediyor. halk da demokrasi var sanıyor. türkiye'de bakanlar "hizmetleri karşılığında" uluslararası suç örgütü mensuplarından yüz binlerce dolarlık saat** "hediye" alırlar falan. bahşişsiz, bağışsız, rüşvetsiz kimseye iş yaptıramaz hale gelirsiniz. bahşiş bu şekilde sistemi yozlaştırmaya en alttan başlayan bir uygulama.

ahlaki üstünlüğünüzü meşru kılma çabası için değil;

1) sürekli iş yaptığınız ve işini beğendiğiniz insanlarla iyi iletişim kurabilmek ve bunu devam ettirebilmek,
2) ortaya çıkan işin daha iyi ve verimli olması için teşvik etmek,
3) hayal ettiğiniz toplumda yaşamak 100 birimlik bir başarıysa bunun bir birimi olmak

için bütçe yetiyorsa/yettiğince bahşiş verilmelidir. teşvik, serbest ekonominin olmazsa olmazıdır.

avrupa amerika işletmelerinde faturada neden ''gratitude' gibi bir hane var?

memnuniyet hanesine uygun görüyorsanız %10-20 ek ödeme yapıyorsunuz?

hiç bir dejenere edici yön gözlemedim bu uygulamada. patron-işçi -işletme ilişkileri de bozuk değildi? acaba 'memnuniyet-gratitude' ödemesi bu ilişkileri bozmuyor da 'bahşiş' ödemesi mi bozuyor?

yoksa zaten malzeme mi bozuk? ve bahşiş bahane ahlaksızlık şahane mi?

kibar ve işini iyi yapıyorsa verilmeli. ama tc şartlarında biraz zor.
işini iyi yapana kesinlikle işinde iyi olduğu söylenmeli ve takdir edilmeli.