laiklik

ülkemizi ortadoğu karanlığına çekmek isteyenlerin kaldırmak istedikleri mustafa kemal atatürk ilkesidir.

laikliğin kaldırıldığı ülkelere bir göz atalım.

laiklik din ve ibadet özgürlüğünün güvencesidir. devletin din işlerine karışmaması değil, devletin din konusunda tarafsız olmasıdır. laiklik olmadan modern bir devlet kurulamaz. laiklik olmadan din ve ibadet özgürlüğü, barış içinde bir toplum mümkün değildir. ayrıca laiklik, kimsenin tekelinde değildir. her toplumda, o toplumun özelliklerine göre değişiklik gösterir (tıpkı farklı bir kavram olan sekülerizm gibi). kökeni ise fransız ihtilaline dayanır.

yönetme meşruiyetinin tanrı'dan alınıp insana verilmesidir.

insanın sahip olduğu hakların teminatıdır.

laik bir ülkede yaşamıyorsanız, hayatınızın her alanına müdahale edilebilir.

kişilerle değil devlet yönetimiyle ilgili bir kavramdır. devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmaması demektir. türkiye eğer ortadoğu ülkelerinden daha iyi bir durumdaysa bunu büyük oranda laiklik ilkesine borçludur.

siyasal islamcıların bu kavramdan hoşlanmamaları normal. onların elinde milleti kontrol etmenin en büyük anahtardır dini her şeye alet etmek.

din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. bazı özgürlük düşmanları, bu ilke adı altında milletin hayatına ve başörtüsüne karışır.

din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması anlamına gelir. ama istisnalar olsa da laik insanlar genelde insanların hayatlarına karışmayı ve yasakçılığı çok severler. böyle insanlar yüzünden ülkedeki çoğu insan; laiklik, sekülerizm vb. kavramlara öcü gibi bakar.

namaz kılan camiye layıktır, içki içen meyhaneye layıktır. namaz kılan içki içene karışmıyorsa, içki içen de namaz kılana karışmıyorsa bunun adı laikliktir.

insanı insan yapan değerlerden birisi.

en güzel tanımı laiklik düşmanı denilen erbakan hoca'dan gelmiştir.

ülkemizi baz alırsak:
sözde tanrı emri olan din inancının, devlet üzerindeki etkisini tamamen ortadan kaldırarak araptapar kudurtan mükemmel anlayış.

insan zihninin ürünü olan kavramların çoğunu açıklamak zor. 'özgürlük' tanımı için sayfalarca okumak zorunda kalırız. tarih kitaplarının ilk iki sayfası 'tarih nedir?' sorusuna cevap arar. 'demokrasi' için uzlaşılmış bir tanım ararız da bulamayız; baksanıza, hangi ülke demokratik hangisi değil, her gün tartışılıyor.

'laiklik'nin tanımı ise bu kavramlar fırtınasının içinde basitliği ile parlamakta: din ve devlet işlerinin ayrılması. bu kadar... tanım aynı zamanda pratiktir de; bir devlet kurumunu bu açıklamaya dayandırarak inşa edebilirsin. anayasa yazarsın; mahkemede yargıya yol gösterir. kısaca devlet kurarsın. ki kurduk.

bu kadar açık ve seçik bir tanımı sulandırmak, zorlamayla başka yanlara çekmek entellektüel madrabazlıktır. madrabazlıktı. yirmi yıl okudunuz onları. pratik, basit bir şeyi ancak onu yıkmak için eleştirirsiniz. kimdi bunlar? din devleti isteyenler. şimdi olanca boylarıyla önümüzde dikilmekte...

aslında türkiye laik sananlar yanılıyor. gerçek anlamda laiklik devletin din işleri ile hiçbir ilişkisi olmaması ve aynı şekilde dini öğelerin de devletin işlerinde yeri olmaması demektir. devlet, tüm dinlere ve onların tüm mezheplerine eşit mesafede durmalıdır. ayrıca devlet imam hatip liseleri gibi dini eğitim veren okullar açamaz. çocuklarına dini eğitim aldırmak isteyen ebeveynler bunu kendi gelirlerinden yaptıkları bağışlarla oluşturulan özel eğitim kurumlarında diledikleri gibi yapmalıdırlar.

atatürk devleti laik yapıp nasıl sünni diyanet kurar pek anlamak mümkün değildir..

sağcıların yani arap mitolojisine tapan arapperestlerin nefret ettiği kavram. aynı zamanda bu sağcılar cumhuriyet düşmanıdır.

devletimizin bugün ortadoğu çöplüğünde ayakta kalmasının yapı taşı.
rahmet olsun atatürk ve silah arkadaşlarına, lanet olsun bölücü ve irticai rejim düşmanlarına.

din bazlı holiganların şerrinden koruyan koruyucu kalkan. mustafa kemal atatürk'ün büyük devrimlerinden biridir.

din ve devlet işlerinin ayrıldığı muhteşem, adaletli bir sistem. gelgelelim, islam ve musevilik gibi dinlerde laiklik olmaz çünkü bu iki din, giyinmeden taharetlenmeye, yemeden içmeden insanlar arası ilişkiye kadar her şeye burnunu sokar. atatürk'ün de deyimiyle "laiklik, adam olmaktır."

din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması tanımı hatalıdır. bu devletin bir dini olabileceğini ima eden bir tanımdır. laiklik devletin tüm din ve inanışlara eşit uzaklıkta olması demektir. böylece hiçbir dinin hiçbir mezhebinin meşrebine uygun yasalar çıkartılmaz.

şeriat devleti isteyebilme özgürlüğünü yine laikliğe borçlu olduğunu bilmiyor tabii adam. dünyası o kadar.