laiklik

din ve devlet kavramlarının birbirinden ayrılması gerektiğini savunan, devlet yönetiminde dinin
 veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik 
karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan görüş olarak tanımlanır.

laïcité

din ve devlet işlerinin su ve zeytinyağı gibi birbirinden ayrılması gerektiği, birbirinden bağımsız olmaları gerektiği olarak ezberletilen, atatürk'ün ilke ve inkılaplarından biridir.

dinin referans alınmaması gerektiğini, bilimden ayrılmamak gerektiğini savunan görüştür de diyebiliriz.
gazi mustafa kemal atatürk ise sadece din ve devlet işlerinin ayrılmasına indirgememiş, herkesin ifade özgürlüğünü, din ve ibadet özgürlüğünü savunmuştur.

laik bir ülkede kimse kimseye dininden veya inancından, mülhidliğinden dolayı karışamaz, hakaret edemez, cebrene başvuramaz. seküler olmak anlamına da gelir.

türkiyede fetö'nün oluşumuna zemin hazırlayan uydurma sistem. nüfusu yüzde 99 müslüman olan bir ülkede dini baskılarsan bu bir yerden patlar. hem de fena patlar. patladı da. ama bakıyorsun hala ders almıyorlar. bu ülkenin 100 yılını bir laiklik, iki milliyetçilik adı altında ırkçılık çöp etti. dindarlara ve kürtlere ve diğer milletlere uygulanan baskı ve zulüm bu ülkenin tüm enerjisini, kaynaklarını resmen yedi bitirdi. ama kimse de bir el atalım şuna aga demiyor. herkes ekmeğinde. sistem öyle dizayn edilmiş çünkü.

uzun uzun anlatırdım ama fotoğraf her şeyi anlatıyor gerek yok...

evet mustafa kemal sayesinde tanıştığımız bir kavram. ama mustafa kemal'in asla öngörmediği biçimde uygulanmakta. gerçek bu. laiklik bir din ya da mezhebin bekçilliği ve propagandasının kurumlaştırılması değildir. laiklik, siyasal erkin ilahi olduğu iddia edilen ilkeler!le değil, toplumsal güçlerin özgür seçim ve anlaşmaları ile kararlaştırdığı ilkelerce yönetimi demektir, inançlar, kişisel sınırlarından taşmadan ve kendi dışındakilere düşmanlaştırılmadan sürdürülebilirler. aksi davranış yaptırım görür.sistem tüm inançların (bir ötekine karşı) hem savunucusu hem de denetleyicisi olabilir.

türkiye'de içki, zina ve yarıçıplak gezebilme ahlaksızlığı için savunulan siyasal görüş. dinin; iktisat, hukuk ve ceza ayetlerinin yok sayılması. bağzı angutlar layikliğin " dinsizlik" olmadığını savunur. oysaki kur'an'a uygulandığı zaman layiklik ,ortada kur'an diye bir şey kalmaz; lakin yeni bir din çıkar. bu dinin adı kemalizmdir. kemalist devletin dinidir.

bağzı ağzından bevledenler sahneye çıkmış. ülkeye " kemal paşa" ayağına sahip çıkıyor, layiklik karşıtlarını göndemek istiyor ülkeden!

sanki 7 düvelle harb eden asker; içkici, zinacı, sarhoş, gotü- başı açık, allah- kitap tanımayan layikçilerdi. dingil, savaşı müslümanlar kazandı; ama rejim onlara ihanet edip senin gibileri çoğalttı. yine o günler geliyor bakalım. taptığınız israyil bölgeyi kana boyayacak. göreceğiz layiklik ve kemalizm size ne katmış?

haa kendinden bu kadar eminsen, delikanlı ol ve layikliği halk olylamasına sun . bu ülke kiminmiş gör.

dinini yaşamak isteyen bir insanın bu özgürlüğünü sağladığı gibi dinden uzak insanların da özgürlüğünü sağlar. özellikle eğitimde ve yargıda laiklik ilkesi çiğnendiği için cedes gibi eğitim programları uygulandığı için toplum gizli olarak ideolojik olarak kodlaniyor.
laikliğin olduğu bir ülkede din para kazanma ya da siyasi bir aygıt olmaz.

o yüzden diyoruz ki yaşasın laik cumhuriyet.

malesef bizde erk ile mücadele edebilecek bir burjuva sınıfı oluşmadı,tüm olay bundan ibaret.

tartışmaya açan orevladıdır.