maladaptive daydreaming
başlık "negatifresimcikler" tarafından 28.12.2020 20:47 tarihinde açılmıştır.
21.
reel yaşamla alakalı zorlu işlerde birkaç ay dahi olsa çalışma önerisinde bulunabilirim. meşguliyet sizi bu durumdan uzak tutacaktır muhtemelen.
devamını gör...
22.
tesadüf eseri bende de olduğunu keşfettiğim bir hayal kurma bozukluğu. kendi kendine konuşmalar mı dersin, poz kesmeler mi? hiç susmayan bir kafa düşünün. gerçek hayat cazip gelmediğinde sığınabileceğim tek yer burası; hayal dünyam. bazen kafam patlayacakmış gibi hissetsem bile kendimi asla alıkoyamıyorum bundan.
devamını gör...
23.
bende de var galiba, bunu bastırmak için ders çalışıyorum, online oyun oynuyorum ya da resim çiziyorum/hikaye, şiir yazıyorum. kısacası kendimi meşgul tutuyorum ve iç dünyamı dışa yansıtmaya çalışıyorum. dizi/film izlememeye çalışıyorum çünkü hayal kurma isteği daha da artıyor.
devamını gör...
24.
insanın sokakta öylesine yürürken kendini hayali karakterlerinden biriyle konuşurken buluvermesidir.
devamını gör...
25.
uyuşturucu gibi düşünün. hayal kurarken her şey çok güzel ama etkisi bitince fark ediyorsunuz hayatınızı mahvettiğinizi, kendinize zarar verdiğinizi... ve sonra mahvolan hayatınızın yarattığı üzüntüyü mdd ile kapatmaya çalışıp bir döngüye giriyorsunuz... "sana zarar veren şey panzehrin olamaz" bunu unutmayın... ayrıca asla yalnız değilsiniz. bunu da unutmayın. mdd kontrol altına alındığı sürece bir hastalık olmaktan çıkıyor... kontrol altına almaksa imkansız gibi... mahvoluyorum her geçen gün...
devamını gör...
26.
çocukluğumda geliştirdiğim bir özelliğim. çocukken bir hayalet edilmişseniz, önce aileniz, bundan dolayısıyla kaybettiğiniz özgüveninizle ve hırçınlaşmanızla beraber, sonra arkadaşlarınız tarafından. kafanızda kurduğunuz dünyada yaşamaya başlarsınız.
ben hala bunu yapmayı bırakamadım, o kadar dalıyorum ki bazen, gerçek dünyaya döndüğümde ne ara o kadar yürüdüğümü fark edemiyorum. hatta orda da acı çekiyorum, mutlu oluyorum. hak ettiğimi düşündüğüm hayatı yaşıyorum. sonunda herkesin fark ettiği biri oluyorum.
ben hala bunu yapmayı bırakamadım, o kadar dalıyorum ki bazen, gerçek dünyaya döndüğümde ne ara o kadar yürüdüğümü fark edemiyorum. hatta orda da acı çekiyorum, mutlu oluyorum. hak ettiğimi düşündüğüm hayatı yaşıyorum. sonunda herkesin fark ettiği biri oluyorum.
devamını gör...
27.
bende , küçüklüğümden beri olan bir hastalıktı. hayatıma çok olumsuz etkileri olmadı. bir dönem insanlar çok üstüme gelmeye başladı ve ben de psikiyatriste gittim. bana bazı ilaçlar (bkz: risperdal) , (bkz: selectra) önerdi. o ilaçlar ile bu hastalık bende iyice vucut bulmuştu. herşeyi boşvermiştim. aklım başıma gelince de araştırma yaptım ve adının bu olduğunu gördüm. sonra bunu dindar insanlar ve onların yaptığı yanlışlarla karşılaştırdım.
mesela çok basit bir örnek vereyim. bir insan düşünün. bu insan inancına bağlı ve ufak bir köyde yaşıyor olsun. bir gün bu insanı , çocukluğundan beri birlikte büyüdüğü ve kendinden 10 yaş küçük amcasının kızı ile evlendiriyorlar. (bkz: ensest) sonra bu insan genetik danışma veya korunma bilmiyor gerçi nerden öğrensin orada cinsellik tabu dersek... ve evet. sürekli sakat çocuk üstüne sakat çocuk. allah vergisi , o çocuk sabretmeli , devlet zaten bunları karşılıyor bilmem ne.
akraba evliliği dediğimiz durumun bu kadar problem olmasının ve büyütülmesinin nedeni bu tiplerdir. gerçi benim verdiğim bu örnek en extrem örnektir. dindar insanlar , genelde çocukları ile pek ilgilenmemekte ve onları ihmal etmektedir. herşeye imtihan dünyası deyip geçiştirirler. tek kafalarındaki şey , o inandıkları cennettir. oraya girebilmek için savaş vermeyi , kan dökmeyi dahi göze alırlar. işte o an çocukluğunuzda öğretilen tüm kalıplar daha iğrenç gelir size.
toplumumuzun en büyük sorunlarından biridir. bir diğeri de belirli kalıpları olmayan ve yeni yetişen nesildir kanımca.
mesela çok basit bir örnek vereyim. bir insan düşünün. bu insan inancına bağlı ve ufak bir köyde yaşıyor olsun. bir gün bu insanı , çocukluğundan beri birlikte büyüdüğü ve kendinden 10 yaş küçük amcasının kızı ile evlendiriyorlar. (bkz: ensest) sonra bu insan genetik danışma veya korunma bilmiyor gerçi nerden öğrensin orada cinsellik tabu dersek... ve evet. sürekli sakat çocuk üstüne sakat çocuk. allah vergisi , o çocuk sabretmeli , devlet zaten bunları karşılıyor bilmem ne.
akraba evliliği dediğimiz durumun bu kadar problem olmasının ve büyütülmesinin nedeni bu tiplerdir. gerçi benim verdiğim bu örnek en extrem örnektir. dindar insanlar , genelde çocukları ile pek ilgilenmemekte ve onları ihmal etmektedir. herşeye imtihan dünyası deyip geçiştirirler. tek kafalarındaki şey , o inandıkları cennettir. oraya girebilmek için savaş vermeyi , kan dökmeyi dahi göze alırlar. işte o an çocukluğunuzda öğretilen tüm kalıplar daha iğrenç gelir size.
toplumumuzun en büyük sorunlarından biridir. bir diğeri de belirli kalıpları olmayan ve yeni yetişen nesildir kanımca.
devamını gör...
28.
herkeste olduğunu düşündüğüm ama birkaç arkadaşıma sorduğumda öyle bir şey olmadığını farkettiğim, hiç de azınsanmayacak kadar çok kişide olan, henüz hastalık olarak kabul edilmeyen ama bazı hastalıklarla birlikte görülme ihtimali olan bir durum. bazen çok güzel olsa da(mutsuz bi anında kendini dünyanın en mutlu insanı yapabiliyorsun) genel olarak zarar veren hayal kurma bozukluğu. abartınca insanlardan uzaklaşmak ve hayal dünyana çekilmek istiyorsun. tam olarak neden başlıyor bilmiyorum. bu konuda psikiyatrik yardım alanlar, varsa kurtulanlar mesaj atabilir.
devamını gör...
29.
hayal kurmayı nasıl engelleyebilirsin? bir şey nasıl bu kadar mutlu ederken mutsuz eder bilmiyorum.
devamını gör...
30.
ilk başlarda hoş gelir, gerçek hayatta elde edemediklerinizi kendi yarattığınız dünyada elde edersiniz ama sonradan çoğunlukla acıtır. hayalleriniz bölünüp gerçek dünyaya döndüğünüzde gerçekliğin çok farklı olduğunu ve kafanızdaki mükemmel karakterlerle senaryoların hiçbir zaman gerçekleşmediğini düşününce kahrolur, kendi benliğinize yabancılaşmaya başlarsınız. iki dünya arasına sıkışır, ikisine de ait hissetmezsiniz. aynı bünyede 2 kişi olursunuz, biri sizin içinizde yaşar. hala atamadım üzerimden, hem bırakmak istemiyorum hem de bıraksam diyorum. kafamdaki yüzünü ve sesini unutmaktan korkuyorum. hem yaşatıyor hem de içten içe öldürüyor.
devamını gör...
31.
bu başlığa yazıp yazmama konusunda çok kararsız kaldım ama birilerine bunu anlatma ihtiyacı hissettim.
bu hastalık bende 6-7 yıldır var. hastalık olarak kabul edilmiyor ama bu benim için basit bir şey olmaktan çıktı. tüm hayatımı ele geçirdi. sınav senemdeyim yani günü en verimli kullanmam gereken zamanlardayım. md sınav stresi ile birleşince son aylarda günümün yarısını-belki daha fazlasını- kulaklığımda müzik dinleyip hayal kurarak geçirmeme sebep oluyor. kendimi dış dünyadan soyutlamak, var olan sorumlulukları bi kenara atmak o kadar kolay ki. bi insan düşünün sabah kalkıyor kahvaltı yapıp kulaklık takıyor ve saatlerce müzik dinliyor, uyuyor. böyle söylenince gerçekten kötü hissettiriyor fakat tedavi almayı denedim. psikoloğa gittiğimde md’nin ne olduğunu bile bilmiyordu. klasik hayal kurma deyip geçti.
stresten kaçışmış. bunun böyle olduğunu ben de biliyordum oysa.
günlerimi böyle geçirmekten bıktım. bi çaresi de yok. kaç kere bırakmayı denedim. sonucunda yine kendimi hayal kurarken buldum.
bu hastalık bende 6-7 yıldır var. hastalık olarak kabul edilmiyor ama bu benim için basit bir şey olmaktan çıktı. tüm hayatımı ele geçirdi. sınav senemdeyim yani günü en verimli kullanmam gereken zamanlardayım. md sınav stresi ile birleşince son aylarda günümün yarısını-belki daha fazlasını- kulaklığımda müzik dinleyip hayal kurarak geçirmeme sebep oluyor. kendimi dış dünyadan soyutlamak, var olan sorumlulukları bi kenara atmak o kadar kolay ki. bi insan düşünün sabah kalkıyor kahvaltı yapıp kulaklık takıyor ve saatlerce müzik dinliyor, uyuyor. böyle söylenince gerçekten kötü hissettiriyor fakat tedavi almayı denedim. psikoloğa gittiğimde md’nin ne olduğunu bile bilmiyordu. klasik hayal kurma deyip geçti.
stresten kaçışmış. bunun böyle olduğunu ben de biliyordum oysa.
günlerimi böyle geçirmekten bıktım. bi çaresi de yok. kaç kere bırakmayı denedim. sonucunda yine kendimi hayal kurarken buldum.
devamını gör...
32.
bana göre yalnızlıkltan ve boşluktan oluşan bir rahatsızlık.
devamını gör...
33.
bende de kendimi bildim bileli olan, gerçek dünyadan insanı çok büyük derecede koparan ve insanın gerçek hayatı için çabalamasını engelleyen olaydır.
devamını gör...
34.
bu ciddiye alınması gereken bir hastalıktır, zira ben çok hayalciyim yaa demekle bir değildir.
adı üzerinde bir hastalıktır. bunun hastalık olmasının sebebi ise abartılı dozu. bu hastalıktan muzdarip kişiler günlük hayatına devam edemeyecek, sorumluluklarını aksatacak ve hatta dikkat dağınıklığı sebebiyle ciddi dalgınlar yaşayacak kadar fazla hayal kurarlar. hatta şöyle söyleyeyim, hayal kurmak için bir iş gibi buna zaman ayırırlar. elindeki işi gücü bırakıp saatlerce hiçbir şey yapmadan hayal kurmaktan bahsediyorum. bir süre sonra hayattan kopuş elbette olacaktır.
geçen sene yabancı bir forum bulmuştum, umarım bu forumun linkini bulursam entryi editler koyarım. sandığımızdan daha fazla insan bu hastalıktan muzdarip ve hayal kurmanın önüne geçebilmek, birbirlerine destek olabilmek adına forumlarda buluşuyorlar. şu yabancıların grup tedavisine hayranım shhsjs
tedavisi var mı bilmiyorum, bu insanın kafasının içinde dönüp duran ve kendine asla engel olamadığı hayal kurma sorunu çünkü. düşünsenize işten izin alıp eve gelip hayal kuruyorsunuz. bence korkunç. yaşıyorsun ama sadece kafanın içinde, hayal ettiklerinde. bence bir süre sonra hayalleriyle gerçeklerini ayırt etmekte zorlanıyorlardır diye düşünüyorum.
adı üzerinde bir hastalıktır. bunun hastalık olmasının sebebi ise abartılı dozu. bu hastalıktan muzdarip kişiler günlük hayatına devam edemeyecek, sorumluluklarını aksatacak ve hatta dikkat dağınıklığı sebebiyle ciddi dalgınlar yaşayacak kadar fazla hayal kurarlar. hatta şöyle söyleyeyim, hayal kurmak için bir iş gibi buna zaman ayırırlar. elindeki işi gücü bırakıp saatlerce hiçbir şey yapmadan hayal kurmaktan bahsediyorum. bir süre sonra hayattan kopuş elbette olacaktır.
geçen sene yabancı bir forum bulmuştum, umarım bu forumun linkini bulursam entryi editler koyarım. sandığımızdan daha fazla insan bu hastalıktan muzdarip ve hayal kurmanın önüne geçebilmek, birbirlerine destek olabilmek adına forumlarda buluşuyorlar. şu yabancıların grup tedavisine hayranım shhsjs
tedavisi var mı bilmiyorum, bu insanın kafasının içinde dönüp duran ve kendine asla engel olamadığı hayal kurma sorunu çünkü. düşünsenize işten izin alıp eve gelip hayal kuruyorsunuz. bence korkunç. yaşıyorsun ama sadece kafanın içinde, hayal ettiklerinde. bence bir süre sonra hayalleriyle gerçeklerini ayırt etmekte zorlanıyorlardır diye düşünüyorum.
devamını gör...
35.
çocukluğumdan beri birlikte yaşadığım şey. henüz hastalık olarak kabul edilmediği için 'şey' diyorum bir bozukluk adı altında geçiyor, hayal kurma bozukluğu. aslında bu kavramı geçen sene yani 2021 yılında öğrendim. ve çok şaşırmıştım. youtube da video izlerken nasıl karşıma çıktı bilmiyorum . ama ben aratmadım , insan bilmediği bir kavramı aratamaz. o gün çok fazla şaşırmıştım ve mutlu olmuştum çünkü 7 veya 8. sınıfta en yakın arkadaşıma kafamda başka bir dünya var ve ikisi arasında yaşıyorum demiştim neyse ki ne dediğimi anlamadı ve bende lafı geçiştirdim. sonradan tabii çok pişman olmuştum saçmaladım diye . bunu demem boşa çıkmamış bu yüzden sevindim. kimseye de söylemedim ondan sonra . o gün akşamdı ve ailem yanımdaydı ertesi gün araştırmaya devam ettim. zaten benim araştırma yaptığım dönemde türkçe olarak çok az kaynak vardı. daha çok ingilizce videolardan izledim. semptomları anlatan bir kısım vardı videoda ve o zamana kadar bunlari yaptığımı fark etmemiştim. bir anda kendimi dışarıdan bir göz gibi gördüm ve tüm yaptıklarım aklıma geldi. fısıldayarak konuşma, konuştuğun kisiymis gibi onun mimiklerini yapma , aynada kendine her baktığında karşında biri varmış gibi yapma,hayallerinde uzuldugunde gerçek hayatta da üzülmek. olay örgüsü kurmak ve onu yaşatmak... bu kısımda kafamın artık almadığını söyleyebilirim , bu olay örgüleri bazen beynim yaniyormus gibi hissettiriyor. çok fazla sayıda karakter var ve bir günde 10 farklı karakterin yanında olabiliyorsun her birinde farklı bir olay kişiler var ve akış sürekli değişiyor. örneğin bir hayali kişi canlandırdım ve bunu düşünerek yapmıyorum. bir olay örgüsü gelişiyor sonrasında olay örgüsünde beğenmediğim kısımları değiştiriyorum belki hikayede 2 sene geçmiş (ciddi anlamda çok uzun sürüyor) en başa gidip yeniden başlıyorum. ve en önemlisi bazı karakterlerlerle olan anları milyon kere yaşadım. bir döngüye almış gibi ve hiç durmuyor. kesinlikle hayal kurmanın çok dışında bir şey. biraz uzun yazdım umarım okuyup kendini yalnız hissetmeyen çıkar çünkü ben öyleyim. bu yüzden bu kadar hayal kuruyorum. ilk defa anlattım bunları da daha anlatılacak çok şey var ama okuyan kişileri sıkmayayım.
devamını gör...
36.
bu hastalığa sahip kişiler sadece kendileri hakkında değil başkaları hakkında da hayal kurar. yani hayalin içinde illa da kendilerinin olması gerekmez. mesela kendinizi mafya gibi hayal etmek yerine sevdiğiniz bir dizi / film / animenin karakterleriyle kafanızda yeni bir senaryo kurmak gibi. bu karakterlere çok bağlanabilirler. fakat bu normal bir hayal kurma değildir. daha çok hayal ettiğiniz şeyi bir nevi tiyatro sahnesinde gibi canlandırma, jest ve mimiklerini taklit etme, replikleri fısıldama tarzı. ayrıca kişileri günlük işlerinden manyak gibi alıkoyar. kendinizi şizofreni zannedebilirsiniz fakat bu hayallerin gerçek olmadığının zaten farkında olduğunuzdan aslında şizofreniyle bir alakası yoktur. lanet üstü lanet bir şeydir. sanılanın aksine sadece yalnız ve asosyal insanlarda değil oldukça sosyal olan insanlarda da görülür. çünkü hayaller onlara sıkıcı hayattan daha cazip gelir. bazı insanlarda bir travma sonucu ortaya çıkarken, bazılarında sürekli can sıkıntısı sonucunda boy gösterebilir. oluşması da atlatması da uzun sürer.
devamını gör...
37.
hastaliga mal ismiyle baslayinca direkt insanın aklina geliyor boyle bir sey olabilecegi.
devamını gör...
38.
kendimi bildim bileli bende bulunan bozukluk, nerede nasıl başladı hiç hatırlamıyorum fakat bir tuhaflık olduğunu ilk nasıl farkettiğimi çok iyi hatırlıyorum. ortaokuldayken serviste oturup müzik dinlerken yanımdaki çocuğun ve hoşlandığım çocuğun "deli bu galiba, kendi kendine konuşuyor" diye dalga geçtiğini duydum. dediğini o zaman anlamamıştım kimseyle konuşmadığımı söylesem de inandıramadım.. anneme o zamanlar sorduğumda "kafandakini dışarı yansıtıyorsun büyük ihtimal, insanlar bunu yapar bazen" demişti ve o zaman rafa kaldırmıştım bu olayı. çocukluğumdan beri sürekli volta atarım, volta atamazsam oturduğum yerde bir oraya bir buraya sallanırım, hoşuma giden bir dizi kesitini kafamda canlandırıp oymuş gibi davranırım veya izleyip çok etkilendiğim birden çok projeden esinlenerek kendi kafamdan senaryo yazarım. bunları kaleme dökmeyi denedim fakat volta atarken daha rahat hayal kurduğum için beceremedim. bunu neden yaptığımı bir yere kadar hiç sorgulamadım, çünkü hayal dünyası insanı gerçekten mutlu eden bir şey ve insan o kadar mutlu oluyor ki bunun bir sorun olabileceğinin farkında bile olmuyor. sadece bir kere volta atarken bunu hep yapar mıyım diye kendime sorduğumu hatırlıyorum bir de o zaman "birden kalkıp volta atmak istemek" diye google'a yazdığımda çıkmamıştı onu hatırlıyorum. çocukluğumda okuldaki herkes tarafından sevildiğimi, çok popüler bir kız olduğumu veya okulumdaki popüler kızla çok samimi bir arkadaşlığımız olduğunu, bazen de disney dizilerinden etkilenip rock star veya herkes tarafından hayranlıkla izlenen bir ana karakter olduğumu düşünerek hayal kuruyordum (oyunculuğa ilgimin buradan geldiğini düşünüyorum) haliyle o yaşlardaki hele ki dikkat eksikliği de olan bir çocuk için derslerin başına oturmak çok zordu. derse oturduğum an hayal kurmaya başlar ve hemen kalkıp volta atmaya başlardım. bunu yaparken kadar zamanın nasıl geçtiğini hiç farketmezdim. şu an eğer hiç müzik dinlemezsem az da olsa kontrol altına alabiliyorum derslere az da olsa odaklanabiliyorum, arkadaş grubuyla birlikte yürürken eğer ilgimi çekmeyen bir konuşma geçiyorsa ister istemez dalıp çok hızlı yürümeye başlıyorum ve seslenilene kadar farketmiyorum. onlar için sinir bozucu bir durum olsa gerek fakat gerçekten elimde değil. iyi bir tarafı hiç sıkılmıyor oluşum. insanlar karantinaya girdiğinde ne kadar sıkıldıklarından bahsediyorlardı fakat ben halimden gayet memnundum. bu arada hâlâ izlediğim yapımlardan veya reelsdeki editlerden etkilenip volta atarak hayal kuruyorum. bunun yüzünden zaman yönetimim berbat. daha da can sıkıcı olan kısım artık gerçek hayattan hiç zevk alamıyor oluşum maalesef, kafamdaki kurduğum hayalleri, yarattığım dünyayı dışarıda bulamıyorum. yansıtamıyorum da fakat alıştım eskiden terapi almak istiyordum onların da fiyatlar malum. akışına bıraktım.
devamını gör...
39.
dikkati sürekli dağınık, hala çocuk gibi gerçek hayattan kopuk insanların sahip olduğu hastalıktır. tek bir tedavi yöntemi var: hayal kurmamak. ben denedim bir 10 dakika işe yarıyor.
devamını gör...
40.
şarkı açınca çok hayal kurarım. insanın içini kemiren birşeyler vardır, ondan kuruyoruz hayalleri. hani olmayacak biliyoruz ama, olursa da güzel olur be.
devamını gör...