mevlana celaleddin-i rumi

eğer dünya da bir aşık varsa, ey müslümanlar, o benim
eğer dünyada bir mümin, kâfir ya da hristiyan keşiş varsa, o benim
sarhoş, sâki, şarkıcı, cümbüş ve musiki,
sevgili, mum, içki ve içki neşesi o benim
dünyadaki yetmiş iki inanç ve mezhep
gerçekten var değildir; allah’a yemin olsun ki her inanç ve mezhep o benim.

demiş bizi bizden almıştır.

ey gönül...
gülü seviyorsan, dikenini de seveceksin deryâyı seviyorsan, dalgalarını da seveceksin
vuslatı seviyorsan, firâkını da seveceksin
sevgiliyi seviyorsan, nazını da seveceksin
hayatı seviyorsan, ölümü de seveceksin..

arberry tarafından dünyanın en büyük mistik şairi ilan edilmiştir.

"gönlüm gürültüsüz, patırtısız, harfsiz ve sessiz bir söz istiyor." sözünün sahibidir.

mevlana celaleddin-i rumi ve şems

mevlana ve şems bildiğim kadarıyla konya da karşılaşırlar. mevlana çok dindar bir adamdır. bir gün bir olaylar gerçekleşiyor mevlana ve şemsi bir odaya kapatıyorlar onları odaya kilitlemenin sebebi mevlana nın şemse aşık olması şems o kadar güzel konuşur ki mevlana onun konuşmasına aşık olur halk mevlana’nın dinci biri olduğunu biliyorlar ama şemse aşık olduğunu görürler ve onları bir odaya kilitlerler. aradan bir ay geçer ve kapılar açılır şems mevlanaya bakmadan düz bir şekilde konya dan ayrılır insanların dedikodusuna dayanamayıp konya’dan ayrılır şems. mevlana şemsin dedikodulardan dolayı gittiğini öğrenir ve bir şiir yazar (bkz: etme şiiri)

etme

duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

sen yadeller diyarında ne arıyorsun yabancı?
hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.

çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme..

ey ay, felek harap olmuş, altüst olmuş senin için...
bizi böyle harap, öyle altüst ediyorsun, etme.

ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.

sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.
gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.

aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

ey, cennetin cehennemin elinde olduğu kişi,
bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.

bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.

harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.

isyan et ey arkadaşım,söz söyleyecek an değil.
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.


mevlana nın şemse yazdığı şiir bu şiirini tuncel kurtiz ya da serdar tuncer den dinlemenizi tavsiye ederim hatta alta bırakıyorum dinleyin

bugünün cihangir solcusundan farksız yaşadığı coğrafyadan bi haber düşman moğollarla iş birliği yapmış bir kişi.

konya civarı ilk pasif.

vay efendim aşkından bahseden mi dersin, fotoğraf koyarak sözlerinden kolaj yapan mı dersin, özlü sözle yüreklere işlemeye çalışan mı dersin. her bir popüler kültür ögesinin anlatılıp adamın asıl adının ne olduğunun söylenmediği başlık. hakkatten bu müslüman cengavere neden rum anlamına gelen rumi yakıştırması yapmışlar acaba? her şeyi de devletten beklemeyin canım.

oğlu sultan veled ile birlikte herif resmen moğollara çalışmış. anadolu'daki türk varlığının sembol ismi nasreddin hoca'yı müridi nureddin caca'ya öldürtmüştür. üstüne bu ölüme sevinç naraları eşliğinde uzun bir şiir yazmış. bugün ümmet ayağı altında anadolu'da yapılan türk düşmanlığının devrindeki yansıması bu mevlana'dır yani kısaca zamanının fetullahıdır.
kaynak: halil inalcık

tarihçilerin kafasını bulandıran, radikal dincilerin aksine ruhları baltalayan, dini mübin islam halklarına çalışacağına moğollar'a hizmet eden, tebrizli şems ile tanıştıktan sonra edebi yönü çağlayan, kimya isminde kerimesi olan, muttakilerin ve müminlerin "mevlana" olarak andığı mutasavvıf, edebiyatçı, düşünür.

bu isim çok su kaldırır. ben kendisini rumi olarak anıyorum. mümin ve mümineler de onu "mevlana" diyerek anmamalarını salık veriyorum. zira kur'an'a göre yegâne mevlana allah'tır. ayetler var kardeşim ayetler!!!

etme şiiri ise şems gittikten sonra yazılmış şiir değildir. zira şems zaten gitmemiş, gidememiştir. öyle ki rumi'nin oğulcuğu tarafından boğularak/boğdurularak kuyuya atılmıştır.

mevlana sözcüğüne gelecek olursak; gelmeyelim. her şeyi devletten beklemek modu olur ki yanlış mod.

türkçe bilmediğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım, meğersem türkleri sevmezmiş zaten. osmanlı gibi türkleri aşağı görüyordu muhtemelen (bkz: etrak-ı bi idrak)

sonra nasrettin hoca diye bildiğimiz ahi evran'ı, ki kendisi anadolu'daki moğol işgaline karşı direnişin sembolü idi o zamanlar, öldüren şahıs mevlanın öğrencisi imiş (bkz: nurettin caca)

hacı bektaşi velî'den de şeytanın kardeşi diye bahsedermiş bu çok mübarek zât.

gruplar halinde cahil ziyaretine uğruyo bu başlık ilginç

yapmayın, etmeyin efendiler. efendi olun! yaklaşık yedi yüz yıl önce yaşamış birinden söz ediyorsunuz. her şeyi geçtim. diyelim ki söylediğiniz olumsuz olayların bir kaçı doğru, bir insanın yaşamında, birden çok evresi vardır. cahil alim olur, zalim mazlum olur.. biz kendisini iyi bilir, iyi anarız..

moğol ajanı, türkleri sevmeyen eşcinsel tarikat lideri.

moğolların işgaline sevinen, moğollara karşı kılıç kaldıran ahi evran'ı ki kendisinin nasreddin hoca olduğu söylenir, katlettiren, inalcık'ın deyişiyle bir saray adamıdır.
mesnevi denilen kitapta geçen şehvetin sonu, gergedan boynuzu vb. hikayeler, nasıl bir kafaya sahip olduğunun kanıtıdır.
lakabının rum olması tesadüf mü?

etme

"duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için...
bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme."

ülkemizde ve dünyada bir çok ülkede de tanınan, ölümü sonrası ardından ''mevlevi'' tarikatı kurulmuş olan, osmanlı döneminde anadolu'da yaşamış mütefekkir ve din alimi. onu tanıyanları keskin bir biçimde ikiye ayıran iki temel zıt, farklı grup vardır. birincisi ; mevlana çok büyük bir alim, din adamı, sayısız öğrenci yetiştirmiş, allah'ın lütfu olan bir evliyadır. ikinci grup fraksiyona göre ise; tam tersi istikamette olan, moğol ajanı, dinle alakası olmayan, kaleme aldığı mesnevilerinde artı 18 hikayeler anlatmış olan, kendisini dönemin peygamberi addeden bir kişi.

her gün bir yerden göçmek ne iyi.
her gün bir yere konmak ne güzel.
bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
dünle beraber gitti, cancağızım,
ne kadar söz varsa düne ait.
şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

kendisi nihilist bir şairdir. dünya hayatının geçici ve anlamdan yoksun olduğu görüşünü şiddetle savunur.