1.
1940 doğumlu değerli, usta bir tarihçimiz.
devamını gör...
2.
emir timur hakkında bir makale yayımlamış ki evlere şenlik. kaldı ki bu makale selçuk üniversitesi edebiyat fakültesi dergisinin 1 aralık 1999 tarihli 13. sayısında yayımlanmış. ahanda link.
makalenin mahiyeti şu: mikail bayram isimli öğretim üyesi "menem timur-ı cihan-guşay" tespit ettiğim kadarı ile doğrusu "menem timûr-i cihân-güşâ" yani ben cihan fatihi timur'um isimli kitabı esas alarak timur'un hatıratından bazı bölümleri makalesine taşıyor.
özet geçeyim: timur, kendisine esir düşen yıldırım bayezid ile istanbul önlerine geliyor, ben bu şehri nasıl alırım hesapları yaparken yıldırım bayezid'e istanbul'u alamadığı için laf vuruyor, yıldırım bayezid diyor bunların elinde rum ateşi diye bir şey var, su ile sönmüyor, sonra timur bir komutanı ile birlikte bir kaç küçük gemiyi haliç'e yönlendiriyor, rum ateşi ile karşılık verilmesi üzerine gemiler yanıyor, bakıyorlar gerçekten su ile sönmüyor, sonra diyor benim memleketimde de yerden çıkan bir ateş var, o da su ile sönmez, toprak atarlar, ertesi gün bir kaç tane küçük gemi bu sefer yanlarında toprakla tekrar haliç'e yanaşıyor, gene rum ateşi ile karşılık veriliyor ama bu sefer hazırlıklılar ve rum ateşinin üzerine toprak atınca ateş sönüyor, sonra timur yanındaki fransız elçisi marifetiyle istanbul kuşatması için gemiler yapılması talimatını veriyor ama gemilerin bakırla kaplanmasını istiyor, fransız elçisi fransa'da bu kadar bakır yok, olan da pahalı diyor, timur siz gemileri yapın bakırı doğu'dan getirtiriz diyor, falan filan, cart curt, vs.
gelelim işin aslına... mikail bayram'ın sadece eser adı vererek yaptığım bu yayımdaki hatalı nokta şu böyle bir kitap yok. ha, var ama uydurma bir kitap var, anlatayım:
zebihullah mansuri diye iranlı bir herif var. bu herif işi gücü yalan yanlış kitap yazmak. bahse konu timur hatıratı tek vukatı değil. internette bu ismi aratırsanız bir çok haber görürsünüz. özellikle şiiliğin hak bir mezhep olduğunu kanıtlama çalışmaları var.
işte bu iranlı zebihullah mansuri 1964 senesinde bir kitap yayımlıyor. adı menem menem timûr-i cihân-güşâ olan bu kitabı yayımlarkende fransızda bir eserden tercüme ettiğini belirtiyor lakin kaynak gösterdiği fransızca metinle, tercüme arasında dağlar kadar fark var. iranlı abimiz zebihullah mansuri, neredeyse tamamen kendisi tarafından yazılan bu kitabın yazarı olarak marcel brion’u göstermekte, kendisinin yalnızca tercümeyi yaptığını iddia etmektedir. ayrıca kitabın adını ben cihan fatihi timur koyup altına timur’un kendi ağzından hayat hikâyesi ibaresini eklemek suretiyle kitaba, ebu talib turbati’ye ait mülfuzat-ı timuri’nin marcel brion tarafından düzenlenmiş bir versiyonu olduğu izlenimini vermiştir. kaldı ki bir önceki cümlede adı geçen eserin bugünkü adı ile anlatacak olursak timur'un günlüğü'nün hakikati dahi kesin değildir. ortada gene bir iranlı oyunu vardır.
bir önceki paragrafta izah edildiği şekilde zebihullah mansuri, ustaca bir sahtekârlıkla, mülfuzat’tan tüzükat-ı timur'dan yararlanarak, tamamen kendisi tarafından yazılmış roman niteliğindeki kitaba marcel brion’un adını koymak suretiyle bilimsellik kazandırmış oluyor ve okuyucunun gözünde, sözde timur tarafından yazılan bu kitabın inanılırlığını artırmış oluyordu.
daha detaylı bilgi için bahse konu makaleden işkillenmem ve kaynağını araştırmaya koyulmam üzerine karşıma çıkan ve beni aydınlatan türkiyat mecmuası'nın 22 aralık 2017 tarihinde yayımlanan 27. cilt, 2. sayısında abdul ahat andican imzalı makalenin linkini aha da buraya bırakıyorum.
buna benzer, kahramanızın platon olduğu bir entry için link burada.
makalenin mahiyeti şu: mikail bayram isimli öğretim üyesi "menem timur-ı cihan-guşay" tespit ettiğim kadarı ile doğrusu "menem timûr-i cihân-güşâ" yani ben cihan fatihi timur'um isimli kitabı esas alarak timur'un hatıratından bazı bölümleri makalesine taşıyor.
özet geçeyim: timur, kendisine esir düşen yıldırım bayezid ile istanbul önlerine geliyor, ben bu şehri nasıl alırım hesapları yaparken yıldırım bayezid'e istanbul'u alamadığı için laf vuruyor, yıldırım bayezid diyor bunların elinde rum ateşi diye bir şey var, su ile sönmüyor, sonra timur bir komutanı ile birlikte bir kaç küçük gemiyi haliç'e yönlendiriyor, rum ateşi ile karşılık verilmesi üzerine gemiler yanıyor, bakıyorlar gerçekten su ile sönmüyor, sonra diyor benim memleketimde de yerden çıkan bir ateş var, o da su ile sönmez, toprak atarlar, ertesi gün bir kaç tane küçük gemi bu sefer yanlarında toprakla tekrar haliç'e yanaşıyor, gene rum ateşi ile karşılık veriliyor ama bu sefer hazırlıklılar ve rum ateşinin üzerine toprak atınca ateş sönüyor, sonra timur yanındaki fransız elçisi marifetiyle istanbul kuşatması için gemiler yapılması talimatını veriyor ama gemilerin bakırla kaplanmasını istiyor, fransız elçisi fransa'da bu kadar bakır yok, olan da pahalı diyor, timur siz gemileri yapın bakırı doğu'dan getirtiriz diyor, falan filan, cart curt, vs.
gelelim işin aslına... mikail bayram'ın sadece eser adı vererek yaptığım bu yayımdaki hatalı nokta şu böyle bir kitap yok. ha, var ama uydurma bir kitap var, anlatayım:
zebihullah mansuri diye iranlı bir herif var. bu herif işi gücü yalan yanlış kitap yazmak. bahse konu timur hatıratı tek vukatı değil. internette bu ismi aratırsanız bir çok haber görürsünüz. özellikle şiiliğin hak bir mezhep olduğunu kanıtlama çalışmaları var.
işte bu iranlı zebihullah mansuri 1964 senesinde bir kitap yayımlıyor. adı menem menem timûr-i cihân-güşâ olan bu kitabı yayımlarkende fransızda bir eserden tercüme ettiğini belirtiyor lakin kaynak gösterdiği fransızca metinle, tercüme arasında dağlar kadar fark var. iranlı abimiz zebihullah mansuri, neredeyse tamamen kendisi tarafından yazılan bu kitabın yazarı olarak marcel brion’u göstermekte, kendisinin yalnızca tercümeyi yaptığını iddia etmektedir. ayrıca kitabın adını ben cihan fatihi timur koyup altına timur’un kendi ağzından hayat hikâyesi ibaresini eklemek suretiyle kitaba, ebu talib turbati’ye ait mülfuzat-ı timuri’nin marcel brion tarafından düzenlenmiş bir versiyonu olduğu izlenimini vermiştir. kaldı ki bir önceki cümlede adı geçen eserin bugünkü adı ile anlatacak olursak timur'un günlüğü'nün hakikati dahi kesin değildir. ortada gene bir iranlı oyunu vardır.
bir önceki paragrafta izah edildiği şekilde zebihullah mansuri, ustaca bir sahtekârlıkla, mülfuzat’tan tüzükat-ı timur'dan yararlanarak, tamamen kendisi tarafından yazılmış roman niteliğindeki kitaba marcel brion’un adını koymak suretiyle bilimsellik kazandırmış oluyor ve okuyucunun gözünde, sözde timur tarafından yazılan bu kitabın inanılırlığını artırmış oluyordu.
daha detaylı bilgi için bahse konu makaleden işkillenmem ve kaynağını araştırmaya koyulmam üzerine karşıma çıkan ve beni aydınlatan türkiyat mecmuası'nın 22 aralık 2017 tarihinde yayımlanan 27. cilt, 2. sayısında abdul ahat andican imzalı makalenin linkini aha da buraya bırakıyorum.
buna benzer, kahramanızın platon olduğu bir entry için link burada.
devamını gör...
"mikail bayram" ile benzer başlıklar
mikail
24