181.
hayatım her gün daha da farklı biçimde berbatlaşıyor. doğum günüm ama buruk bir hüzün var içimde. sehabe dinliyorum.
devamını gör...
182.
bok.
devamını gör...
183.
müsait.
devamını gör...
184.
kötüyüm, yaşamak için ikna etmeye çalışıyorum kendimi. ben veya başka birisi bir antakya gezisinde olabilirdi 4 ay önce ve cenazemiz bile bulunamamış olabilirdi. deprem beni hayattan kopardı, keşke herkes gidip görseydi o şehirleri.
devamını gör...
185.
+nasılsın?
-aynı.
bu soruya sıklıkla bu cevabı veriyorum. bu cevabı vermediğim zamanlardaysa hiç cevabını veriyorum. ama ikisinden de aynı anlam çıkartılabilir, yani hiç değilse ben o anlamlarda bu cevabı veriyorum. nasıl olduğumu anlatmak istemiyorum veya anlatamıyorum ve bunun sebebini de anlatmak istemiyorum veya anlatamıyorum. uzatmamak için de bu tarz kısa ama geçiştirici kelimeler kullanmak zorunda kalıyorum.
aynı ve hiç kelimeleri her ne kadar nasılsın sorusuna verilmesi gereken cevaplar olmasa da çevremdeki insanlar artık alışmışlardır sanırım. aynıyım *, hiç* . hatta artık o kadar alışkanlık haline geldi ki iyi olduğumda, nasıl olduğumu anlatabilecek durumda olduğumda bile aynı kelimeleri kullanıyorum.
zaten nasıl olduğumu soran birkaç kişi var, onlar da bu muameleye maruz kalıyorlar. ama ne diyeceğimi de bilmiyorum ki.
+nasılsın?
- yani aslında kötü hissedeceğim bir durum yok fakat buna rağmen kötü bir şey olacakmış gibi hissettiğim için kötü hissediyorum. yüksek ihtimalle kötü bir şey olacağı yok fakat bu his kafamın içinden gitmediği için mantıklı da düşünemiyorum ve mantıklı düşünemediğim için duygularımı ve düsüncelerimi de yönetemiyorum. öyleyim işte ya ,sen nasılsın?
yok ya, olmuyor bu.
ben hiç olmakla devam edeyim mantıklı ve kısa bir cevap bulana kadar.
-aynı.
bu soruya sıklıkla bu cevabı veriyorum. bu cevabı vermediğim zamanlardaysa hiç cevabını veriyorum. ama ikisinden de aynı anlam çıkartılabilir, yani hiç değilse ben o anlamlarda bu cevabı veriyorum. nasıl olduğumu anlatmak istemiyorum veya anlatamıyorum ve bunun sebebini de anlatmak istemiyorum veya anlatamıyorum. uzatmamak için de bu tarz kısa ama geçiştirici kelimeler kullanmak zorunda kalıyorum.
aynı ve hiç kelimeleri her ne kadar nasılsın sorusuna verilmesi gereken cevaplar olmasa da çevremdeki insanlar artık alışmışlardır sanırım. aynıyım *, hiç* . hatta artık o kadar alışkanlık haline geldi ki iyi olduğumda, nasıl olduğumu anlatabilecek durumda olduğumda bile aynı kelimeleri kullanıyorum.
zaten nasıl olduğumu soran birkaç kişi var, onlar da bu muameleye maruz kalıyorlar. ama ne diyeceğimi de bilmiyorum ki.
+nasılsın?
- yani aslında kötü hissedeceğim bir durum yok fakat buna rağmen kötü bir şey olacakmış gibi hissettiğim için kötü hissediyorum. yüksek ihtimalle kötü bir şey olacağı yok fakat bu his kafamın içinden gitmediği için mantıklı da düşünemiyorum ve mantıklı düşünemediğim için duygularımı ve düsüncelerimi de yönetemiyorum. öyleyim işte ya ,sen nasılsın?
yok ya, olmuyor bu.
ben hiç olmakla devam edeyim mantıklı ve kısa bir cevap bulana kadar.
devamını gör...
186.
(bkz: bu seni hiç alakadar etmez)
devamını gör...
187.
nasılsın, iyi misin, sorarsam söyler misin?
yabancı sen kimsin çağırsam gelir misin?
sözleriyle ajda pekkan'ın sesini kulaklarımda duyarım...
ve ardından
tri lay lay li, tri lay lay li
tri lay lay li, tri tri lay lay li, tri lay lay la
tri lay lay li, tri lay lay li
tri lay lay li, tri tri lay lay li, tri lay lay la
diyerek eşlik ederim.
yabancı sen kimsin çağırsam gelir misin?
sözleriyle ajda pekkan'ın sesini kulaklarımda duyarım...
ve ardından
tri lay lay li, tri lay lay li
tri lay lay li, tri tri lay lay li, tri lay lay la
tri lay lay li, tri lay lay li
tri lay lay li, tri tri lay lay li, tri lay lay la
diyerek eşlik ederim.
devamını gör...
188.
gripin'in bir şarkısı güzel ifade eder:
nasılım biliyor musun
kafam karışık
kaçırmışım hayatı
meçhule yolculuk...
nasılım biliyor musun
kafam karışık
kaçırmışım hayatı
meçhule yolculuk...
devamını gör...
189.
sarhoş olur gibiyim. sen nasılsın ey şey?
devamını gör...
190.
ay iyiyim hayatım sen
devamını gör...
191.
cevabı en fazla umursanmayan soru budur. duyulan şeyin ne olduğunu bile bilmek istemeyip göremeyecekleri için yalan yanlış geçiştirme ile karşılık bulur. yalnızca yönetmenin oturduğu boş koltuklara oynanan ucuz bir oyunun provası. o da biliyor ya bu gerçeği, hadi yine iyisin; hep böyle cevap verilsin.
devamını gör...
192.
istanbul gibi dışardan ışıl ışıl içerden karanlık
devamını gör...
193.
iyi sen nabıon?
devamını gör...
194.
bombikto
devamını gör...
195.
bazen çok sormayı isteyip soramadığım sorudur. yani mesela dünyanın bir ucundaki insan şu an napıyor? bombaların altında kalan çocuk nasıl hisseder? kalbi buruk insan nasıldır? dertleri dert etmeyen nasıldır? ve ben bunları bilmiyorum, dünya küçüldükçe soramadığım, sorusuna muvaffak olamadığım insanlar artıyor. bu küçüklük koskoca bir kalabalık halini alıyor, büyüyor büyüyor ve kafamın içinde patlıyor.
devamını gör...
196.
iyiyim de.. çok sıcak ya!
bu ne!
allahım biraz kıs ya! bizde sana inanıyoruz!
bu ne!
allahım biraz kıs ya! bizde sana inanıyoruz!
devamını gör...
197.
asidi kaçmış kola gibiyim.
devamını gör...
198.
fazlaca ayığım. gerek yoktu bu ayıklığa. çoktan uyumalıydım.
devamını gör...
199.
"bu saatte olmamam gereken kadar uyanığım." dedirten başlık.
devamını gör...
200.