beni öldürmek isteyen birini öldürüyorum ve o kişi bir anda diriliyor, ardından da yine o kişiyi öldürmeye çalışıyorum ama o kişi bir anda tabak oluyor ve ben de o tabağı parçalıyorum.
devamını gör...
bir insan 3 yıl önceki okulunun müdürünün evine temizliğe gittiğini de görmez yani. bir de evde misafirleri de vardı.
devamını gör...
bir kazan yemek yapılıyordu ve yemeğin malzemesi bendim. bir de kepçeyle karıştırıyorlar. neyini karıştırıyorsun zaten tek bir parçayım ya.
devamını gör...
efendim, hangi birini anlatayım. bilinçaltım 6. yüzyıl batı avrasya bozkırları gibi. aklıma ilkin birkaç yıl önce gördüğüm geldi. kopuk kopuk:
hatırlayamadığım veya olmayan bir sebepten ötürü dekan beni üniversite bahçesinde kovalıyordu. onu bir şekilde atlatıp amfiye girdim. kürsünün orada bir kahvehane masası, üstünde iskambil destesi, 4 sandalye var, yalnızca biri dolu. oturan elemanı yandan görüyorum ama tanıyamıyorum bir türlü. gitgide masaya yaklaştım, bir baktım ki ömer seyfettin. sandalyelerden birine oturdum, o kartları eline aldı, başladı karmaya. -ek bilgi: o aralar amansızca pis yedili ve batak çeviriyorduk arkadaşlarla- dağıttı, iki üç kart oynadık, sonrasında bi' sırıttı "al ulan sana" dedi ve suratıma sahte jokeri fırlattı... senaristliğini onur ünlü yaptı herhalde bu rüyanın, başka açıklaması yok.
devamını gör...
bir tanesiyle geçen muhattap olduğum rüyalar kategorisi.

istanbul'daki eski evdeyim.

ancak ev kentsel dönüşüm gibi bir şeye girmiş. yıkılacak. hatta yıkım başlamış bile. evin sadece dış iskeleti, duvarları filan kalmış. ben de yıkan kişi/kurumla bir anlaşma yapmışım, yeni bina yapılınca bana bir daire verecekler.

bu arada olay istanbul'da geçiyor, ama ülkeyi avrupa ya da kanada gibi modern bir devlet yönetiyor. vatandaşın hakları çok iyi gözetiliyor, herkesin işini düzgün yapmaya çalıştığı, kanun ve yönetmeliklerle adil bir şekilde yönetilen bir ülkedeyiz.

sonra devlet bir karar veriyor,

yıkım kanunsuzmuş.

inşaat işi duruyor.

benim haklarımı koruyacaklarmış.

lan benim daire ne olacak? diyorum. sinirleniyorum. evsiz kaldım amk resmen.

gidiyorum bir apartmanın içinde sigara içiyorum sinirle.

sonra bizim eski apartman görevlisi recep abi geliyor. elinde kağıtlar. meğerse adamlar ben kapalı yerde sigara içtiğim için bana ceza yazmışlar. 4000 türk lirası.

bir tane de küçük tek motorlu eski bir uçağım var sarı renkli. her tarafı paslı filan. uçak uçmuyor ama karada gidiyor jfdshsd. üstünde denizaltı gibi bir kapak var, içine ordan giriliyor.

neyse diyorum. uçağı satar cezayı öderim zaten bir boka yaramıyor.

ama yine de cezaya itiraz ediyorum.

dava avrupa insan hakları mahkemesine gidiyor. bildiğin ingiliz belçikalı yargıçlar filan benim kapalı yerde sigara içme davasına bakıyorlar ve 4000 rakamının haksız olduğuna karar veriyorlar. cezayı 2000 "dolara" indiriyorlar.

lan diyorum bu nasıl indirmek?

diyorlar ki biz buna birim olarak bakıyoruz. 4000 birimin hatalı olduğuna karar verdik ve 2000 birime indirdik. her şey sizin iyiliğiniz için, biz sizleri düşünüyoruz.

benim ceza bir anda 15.000 tl oluyor.

ben iyice deliriyorum. basın toplantısı düzenliyorum. dünyanın 4 bir yanından muhabirler geliyor.

diyorum ki sizin ben çağdaşlığınızı modernliğinizi si*yim lan. birisi yolda yan baksa komisyon kuruyorsunuz, iki çocuk kavga etse savaş suçları mahkemesi kuruluyor. biri birine taş atsa cenevre savaş hukukuna göre değerlendiriyorsunuz.

"sizin yüzünüzden 14000 cezayla evsiz kaldım lan, bi rahat bırakın vatandaşı amk modernleri. boğazıma ot tıkadınız amk. artık acıkınca uçağı yerim"

sonra uyanıyorum, gülüyorum.

bu ne lan=)
devamını gör...
renk körü bir kuştum ve gta görevi benzeri şeyler yapıyordum. ödül olarak da renk körlüğüm gidecekti.
devamını gör...
rüyamda savaş çıkmış. fransa donanmasını yollamış. ben de oradayım. havadan ve karadan kolonya püskürtülmesini savunuyorum. sonra bunlar en sonunda beni dinleyip havadan ve karadan eyüp sabri tuncer kolonyası döküyorlardı. bütün donanmaların motorları bozuluyordu hepsi şok oluyorlardı.
devamını gör...
rüyamda bizim ev seksenler dizisinin setiymiş. ergun plak bizim eve hassas tartı almış. ama tartı 0’dan değil 6’dan başlıyor. ergun plak hadi bi tartıl bakayım diyor. bi tartılıyorum 58 kilo geliyorum. çok moralim bozuluyordu bütün set ekibi beni teselli etmeye çalışıyordu 58 kilo çok değil diye. sonra ergun plak kendi tartılıp 62 kilo çıkınca bana hava atıp önümde roman havası oynuyordu benim de iyice moralim bozuluyordu.
devamını gör...
(bkz: rüyada disneyland'a gitmek)
devamını gör...
bir rüyamda lotr’daki sam,frodo’yu bizim evin duşunda sıkıştırıp gandalf’tan uzak durmasını söylüyordu. başka birinde de halam,thanos’la evlenip babaanneme iç güveysi olarak geliyordu ve ben gece uyurken kulağıma eğilip “hepsi dünyayı kurtarmak için” falan diyordu. geçen hafta gördüğümde de alice harikalar diyarı’ndaki gibi damalar üzerinde lotr ve vampirler ekibi karışık savaş yapıyorduk. vampir ekibinde damon salvatore,birkan sokullu ve vampire benzettiğimiz bir arkadasim vardı. bizim ekipten eowyn ölünce koşarak damon’a sarılıyordum sonra da bizim evin mutfağında damon saçımı tararken birkan sokullu annemlerle salonda twilight izliyordu...
devamını gör...
dün gece gördüğümdür. olası bir marvel filminin hikayesi olabilir.

şimdi iki adamı başka bir gezegene gönderiyoruz. adamlardan biri kafayı yiyor ve intihar etmek için tuhaf bir bombayı patlatmaya karar veriyor. tam patlatıcakken arkadaşı hey adamım ne yapıyorsun filan diyor ve bizimki bombayı patlatıyor. her yer cennet gibi bembeyaz. bir anda bizimki uyanıyor, lan nasıl ölmedim demeye kalmadan arkadaşının vücuduna bakıyor. ne görse iyi? arkadaşı uzun bacaklı, koca gözlü beyaz tenli bir uzaylıya dönüşmüş! hemen koşmaya başlıyor. uçarcasına ilerliyor ama anlık heyecandan bu özelliğinin farkına varmıyor. bir su birikintisinin önünde durunca gerçeğin farkına varıyor: o da artık bir uzaylıdır! sonra uyandım ama bence dünya'ya bir süper kahraman olarak dönüp iyilik yapmaya başlayabilir.

nasıl bir rüyadır bu anasını satayım?
devamını gör...
bakın az önce uyandım fırından yeni çıkmış bir rüya. rüyamda aşiretimiz vardı bizim. belalılarımız bize savaş açınca elimde tüfeğimle adam topluyordum. ben. vay anasını. neyse sonra uzun bir yolun sonunda köpeğin biri hafif bacağıma dokundu ve ısırdı küçücük. o hafif ısırışı sonrasında tatlıcıya girdik profiterol yedik. tatlı güzeldi ama savaşıp vurulmayı tercih ederim. *
devamını gör...
en güzel yerinde uyanıp bombayı imha ettik mi acaba diye devamını sorguladığım şey.
zekinin biri dev bir konser salonunun ses sistemini komple bombaya çevirmiş, bir bas notası var ona basılınca tüm salonun kolonları patlayacak falan.
ben orda çalışıyormuşum. artık gişede miyim, teknik ekip miyim, grubun roadiesi miyim bilemiyorum, sahne arkasında görevliyim ama. neyse... ekipte karanlık tipler var, biz -bir kadın daha var- bombayı fark edince peşimize düşüyorlar. dev konser salonunun arka koridorlarında biteviye bir kovalamaca başlıyor, bizi buldukları an öldürecekler.
bina içine dağılmış teknik odalardan birine giriyoruz. ben önümdeki mikserlere şalterlere düğmelere bakınırken tartışmaya başlıyoruz, nasıl devre dışı bırakırız diye. o ara bam güm odaya biri giriyor. bina ses sisteminin başındaki herif. yanımdaki arkadaş öldürecek bu bizi gibi bir hamleyle saldırmaya çalışıyor ama nafile, adam resmen dev gibi elinin tersiyle öteliyor kızı. elinde bir kağıt var, harita gibi bir şey, bana veriyor ve basçının jaklarını kesersek bomba devre dışı kalır diyor. -saçmalık işte! şimdi yazarken bana da komik geliyor ama o an etkileyici bir an çünkü adam çok yakışıklı, aslında tipim de değil normalde ama...- neyse. ya işe yaramazsa, bu adamlar terörist, tek senaryoya bağlamazlar bombayı diyor diğer arkadaş. haklı! biz adamla bakıyoruz birbirimize, adam bana verdiği haritaya bakıyor ve yine konuşuyor -sesi de çok etkileyiciydi bak-
arkada kalan tüm ses koridorlarlarını küçük küçük patlamalarla yıkabiliriz. ses sistemi çöker ve tüm bağlantıları kesmiş oluruz. bombayı değil ama bombanın bağlı ve kurulu olduğu devreyi yok etmiş oluruz.
diğer arkadaş bu fikri beğenmiyor. manyaklaşmayın hepimizi öldürürler, terörist öldürmese patronlar öldürür, binayı yok etsek daha az pahalı falan gibi abudik gubulik bir şeyler söylüyor, bu bina bu ses sistemi bizden daha değerli gibi.
yine adama bakıyorum yapabilir miyiz diyorum. onaylar şekilde ama çok üzgün bir tavırla kafa sallıyor. üzülür tabi, o ses sistemi çocuğu gibi bir şey adam için, içi gidiyor yazık. var gücümle sarılıyorum adama. geçecek, başaracağız, herkesi kurtaracağız falan derken durumun romantizmi ve erotizmi ağır basmasın diye bir yandan da odayı inceliyorum kapıları tutabilir miyiz, gelenin odaya girmesine bizi öldürmesine neyle engel oluruz diye hesaplar yapıyorum.
ve uyandım. küfür kıyamet bini bir para! öyle bir anda uyanılır mı?!
devamını gör...
teoman breakdance yapıyordu
devamını gör...
bundan birkaç hafta önce gördüğüm rüyada elon musk'la cennete gitmiştim.
devamını gör...
severus snape bana sarılıyordu sonra birlikte ağlıyorduk.*
devamını gör...
ronaldo galatasaray'a geliyordu, çevirmeni ve yakın arkadaşıydım.
not: ronaldo bana çekici gelen bir tip değildir.
devamını gör...
babamın bilgisayara dönüştüğünü görmüştüm bir keresinde ahsjajdksmf.
devamını gör...
yalan yok messiyle basketbol oynamıştım. rüya işte bu olacağı varsa oluyor.
devamını gör...
annem bana "bak oğlum, ben senin babanım" diyordu.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının gördüğü en saçma rüya" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim