normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
başlık "ışıkhüzmesindegezendoga" tarafından 14.11.2020 19:01 tarihinde açılmıştır.
1181.
zurna ile zorro arasında nasıl bir bağlantı kurdum onu düşünüyorum şu an.
hatırlayınca bi hikayesi olacak benimkinin de. inşallah.
hatırlayınca bi hikayesi olacak benimkinin de. inşallah.
devamını gör...
1182.
yarasa lakabım. babam tarafından takılan.
seneca ise, filozof evet ancak oda arkadaşlarımın yaptığı bir yakıştırmaydı. seneca'nın perhizini bilirsiniz. bir dönem bu perhiz yüzünden çok zayıf düşüyor ve hasta bir görünüme sahip oluyor. işte bundan ötürü söylenmişti.
iki alakasız şeyi niye bir araya getirdim diyorsanız..
seneca ise, filozof evet ancak oda arkadaşlarımın yaptığı bir yakıştırmaydı. seneca'nın perhizini bilirsiniz. bir dönem bu perhiz yüzünden çok zayıf düşüyor ve hasta bir görünüme sahip oluyor. işte bundan ötürü söylenmişti.
iki alakasız şeyi niye bir araya getirdim diyorsanız..
devamını gör...
1183.
vampirillo coqueto'dan geliyor. hızlı zamanlarımdan.
devamını gör...
1184.
ismimden gelen bir takma ad.
devamını gör...
1185.
pek bilinmeyen bir müzisyenden çaldım. elektronik müzik yapıyor.
buradan bir parçasını dinleyebilirsiniz (çalıntı nick kullanmak yasaksa değiştirebilirim)
buradan bir parçasını dinleyebilirsiniz (çalıntı nick kullanmak yasaksa değiştirebilirim)
devamını gör...
1186.
ilk defa kadavra göreceğimiz zaman arkadaşlarıma yaptığım şakaydı.
devamını gör...
1187.
maksat memleketin reklamı olsun.
devamını gör...
1188.
mavii: maviye çalan demek (siyahi gibi) maviyi çok sevmem hasebiyle kullandığım nicktir
devamını gör...
1189.
benim hikayem 1887 yılına dayanıyor, çocuklar.
şimdi buraya yazsam kültür farklı, zaman farklı, gelgelelim insanlar farklı; e anlatmasam hiç anlayamazsınız...
iyisi mi? londra'ya gelin. size rehberlik eder, sizi karşılamak için sabırsızlanırım.
şimdi buraya yazsam kültür farklı, zaman farklı, gelgelelim insanlar farklı; e anlatmasam hiç anlayamazsınız...
iyisi mi? londra'ya gelin. size rehberlik eder, sizi karşılamak için sabırsızlanırım.
devamını gör...
1190.
ben anlatırım ama yürek dayanmaz bu hikayeye neyse nickimle alakalı daha fazla şaka yapmak istemiyorum.
devamını gör...
1191.
durumumum olmadığı zamanların hüznü ile alınmış olan bir nick.*
devamını gör...
1192.
junkie dönemlerimizde keyifliydik afiyetteydik. italyanca afiyet olsunun bencesidir.
devamını gör...
1193.
+bana bi nick bul yiaa
-bölümün neydi
+halkla ilişkiler ve tanıtım
-halkla ilişkisizlik uzmanı olsun o zaman
+aaaa mükemmel
+: ben -: (bkz: thelastwoodenbender)
-bölümün neydi
+halkla ilişkiler ve tanıtım
-halkla ilişkisizlik uzmanı olsun o zaman
+aaaa mükemmel
+: ben -: (bkz: thelastwoodenbender)
devamını gör...
1194.
68’i ters çevir 98 98den 68i çıkar kaldı mı sana 30 98in 8ini al 30dan çıkar oldu mu 22 20yle 20 yi birleştir etti mi sana 2022 anladınız mı şimdi mart ayında açıklanacak yeni admin kim.
devamını gör...
1195.
çünkü yazdıklarımı kimse okumuyor. sadece burada bazılarını paylaştım ve okuyan birileri oldu
devamını gör...
1196.
eski yakın arkadaşım doğum günü hediyemin yanında "sen benim yephiel'imsin. kötü ruhlardan koruyan meleğimsin." yazan bir not yazmıştı. hayatımda aldığım en güzel hediye ve iltifatlardan biriydi. sosyal medyada çoğu zaman bu nickle takıldım. hem ben olarak farklı bir benliğim olarak kullandığım bir nicktir. nickimi veren arkadaşımla şimdi samimiyetimiz kalmadı maalesef. ondan kalan bir iz işte.
devamını gör...
1197.
dünyalı olmak bana çok basit ve insan olmak kötü olduğu için.
devamını gör...
1198.
informisin anlamı formsuz, şekli olmayan demek. kendini arayan kayıp bir ruh için .
devamını gör...
1199.
bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı'da… babası zabıtaydı. alkolik, hasta bi’ adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan… bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi’ şeyler. bi’ de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filmciydi yeşilçam’da. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine âşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne bok varsa, hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı… sonunda o da geldi, gittik. bizde de herkes bunu bekliyormuş, gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan… nikâhlandık. iki taksi, bi’ dükkân verdi peder. dükkânda koltuk moltuk satardım. bi’ gün bu orospu çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi’ etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi’ bluz, saçlar maçlar… pırlanta anlayacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi’ soruşturma… dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagor’a kesikmiş. zagor’da kaftiden içerde o sıra. bi’ gün süslenmiş püslenmiş, zırt, geçti dükkânın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs, otobüs, geldik sağmalcılar'a, benim içimde bi’ sıkıntı… işi anladım tabii; zagor’u ziyarete gidiyor. bi’ tuhaf oldum, piçi de kıskandım. uzatmayalım, çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi’ duyduk, kaçmış bunlar. altı ay mı, bi’ sene mi, kayıp. hep rüyalarıma girerdi orospu. o gün dükkâna gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi’ daha duyduk ki, iki kişiyi deşmiş zagor; biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna… arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle… önce öldü dediler zagor'a, sonra komalık. ankara'da oluyor bunlar. bizimki bi’ gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi’ sabah dükkâna geldim, baktım bu oturuyor. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornavida yemiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi’ surat… ama bu sefer başka güzel orospu… orhan’ın şarkıları gibi… kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi ‘para lazım, çok para.’ zagor'a avukat tutacakmış. ilerde öderim, dedi. esnafız ya biz de, “nasıl?” diye sormuş bulunduk. orospuluk yaparım, dedi. ‘istersen metresin olurum.’ içime bi’ şey oturdu, ağlamaya başladım, ama ne ağlamak! işte o gün bi’ inandım, orospuyla tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor'a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki piç! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyor. orospu da peşinden… sonunda dayanamadım, ben de onun peşinden… önce dükkân gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu tınmıyor hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyor milletin altına. gel dönelim diye çok yalvardım. ‘evlenelim, pederi kandırırım, zagor'a bakarız.’ yok. kancık köpek gibi izini sürüyor itin. ne yaptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul'a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kâr etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bi’ keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile… beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyor. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyor başka bi’ şey demiyor. sinop'ta oluyor bunlar. ben de döndüm istanbul'a. doğumuna yakın zagor bi’ isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyor gene. o halinle kalk git sen diyarbakır'a, üç gün ortadan kaybol… herif kafayı yiyor tabii. dönünce bi’ dayak buna, eşşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden. sonra çocuğu doğuruyor. durum hemen anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi’ gece esrarı çekip takıyor herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır'a, zagor'un peşine. allah’tan herif delikanlı çıkıyor da şikâyet etmiyor. ben o ara istanbul'da taksiden yolumu buluyorum. epey bi’ zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu… zagor'un diyarbakır ceza evinde olduğunu duymuştum o sıralar. bi’ gece bi’ büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabii. bi’ ara gözümü açıp baktım karlı dağlar geçiyor. bi’ daha açtım, başımda bi’ çocuk. kalk abi, diyarbakır'a geldik, diyor. baktım, sahiden diyarbakır'dayım. bi’ soruşturma… kale mahallesi vardır oranın, bi’ gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bi’ şey demedik.
o gece oturup düşündüm. ‘oğlum bekir!’ dedim kendi kendime. ‘yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi.’ o gün bugün usul usul yürüyorum işte.
devamını gör...
1200.
hiçbir hikayesi, mantığı, anlamı, esprisi yok. bomboş. ben gibi.
devamını gör...