normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
başlık "ışıkhüzmesindegezendoga" tarafından 14.11.2020 19:01 tarihinde açılmıştır.
1301.
devamını gör...
1302.
fazla problemli bir hayat yaşıyor olmak, hep zeze gibi hissettirdi. onu anlayan biri olarak böyle bir nick seçtim. birleşik yazdım, çünkü kalbin ayrı olduğu her varlık cansızdır. kim ister ki cansız bir nick...
devamını gör...
1303.
bir ben var benden içeri, benden öte benden ziyadeki ben. biraz hayal biraz rüya. belki bir düş, besbelli bir düşüş.
devamını gör...
1304.
2016 yılında bir oyuna girmeden önce kendime nick arıyordum, ve aklıma bir şey gelmeyince ben de dünya haritasına bakarak oradan bir bölge seçip üzerinde değişiklik yapmaya karar verdim ve dünya haritasına bakarken moğolistan'da gobi çölünü gördüm. oradan esinlenerek adımı gobien yaptım. çok uzun yıllardır bu nicki kullanıyorum. ardından lise yıllarında bir arkadaşımla instagramda bir mizah sayfası kurmaya ve adını anatolian nağmeler tarzı bir şey yapma kararı aldık, ama sonra bazı nedenlerden dolayı sayfayı kendim kurdum ve adını anatolian_memes yaptım (bu başka bir hikayenin konusu (bkz: evrim ağacı) ). ben de bu siteye girmeden önce anatolian_memes ve gobien'i birleştirerek anadolu goblini adını aldım.
devamını gör...
1305.
sitâre; yıldız, baht demek.. aslında bir hikayesi yok. sadece bu kelimeyi seviyorum. farsçadan geliyor.
devamını gör...
1306.
yıllar önce; evlere kapandığımız, baharın yeşilliğinin güzelliğini camdan özlemle izlediğimiz o covid döneminin günlerinden biriydi. online derslerden canım sıkılmıştı, artık evde duvarlar üstüme üstüme geliyordu. hızla üstümü değiştirdim, maskemi taktım ve aşağıya indim. mahallem yürüyüş yapan insanlarla doluydu, parklardaki yürüyüş yolları sanki araba yolu gibi insan trafiğinden yürülemez hale gelmişti. doğal olarak o bahar aylarında insanları evde tutmak imkansızdı ve bizler dışarıda nefes almaya muhtaçtık.
ben yürümeye devam ederken zamanla hava iyiyden iyiye kapandı ve sonunda bulutlardan o güzel bahar yağmurlarından biri yağmaya başladı. fakat bu beni hiç rahatsız etmedi çünkü o sıcak havalarda saçlarıma yavaş yavaş yağan damlacıklar, ben dışarıyı bu kadar özlemişken keyfimi kaçırmaya yetmezdi.
konumuza gelirsek, yolda yürürken aynı zamanda telefonumda ekşi sözlükte geziyordum ve rastlantı eseri normal sözlüğün başlığına denk gelmiştim. küfürsüz bir sözlüğün türkiye'de olabileceği o yıllarda hiç aklıma gelmemişti. yaptığım ufak bir araştırmadan sonra, ekşinin kaosundan bıkan ben bu küçük yeni sözlüğe kayıt olmaya karar vermiştim. tabi bunu ayakta yapamayacağım için parktaki tavanı kapalı kamelyalardan birine oturdum. ve işte o yağmurun ıslattığı çimenlerin karşısında nefes aldığımda, ben ''toprak kokusu'' sözlük hayatımda bana eşlik edecek o sevdiğim mahlasımı bulmuştum..
ben yürümeye devam ederken zamanla hava iyiyden iyiye kapandı ve sonunda bulutlardan o güzel bahar yağmurlarından biri yağmaya başladı. fakat bu beni hiç rahatsız etmedi çünkü o sıcak havalarda saçlarıma yavaş yavaş yağan damlacıklar, ben dışarıyı bu kadar özlemişken keyfimi kaçırmaya yetmezdi.
konumuza gelirsek, yolda yürürken aynı zamanda telefonumda ekşi sözlükte geziyordum ve rastlantı eseri normal sözlüğün başlığına denk gelmiştim. küfürsüz bir sözlüğün türkiye'de olabileceği o yıllarda hiç aklıma gelmemişti. yaptığım ufak bir araştırmadan sonra, ekşinin kaosundan bıkan ben bu küçük yeni sözlüğe kayıt olmaya karar vermiştim. tabi bunu ayakta yapamayacağım için parktaki tavanı kapalı kamelyalardan birine oturdum. ve işte o yağmurun ıslattığı çimenlerin karşısında nefes aldığımda, ben ''toprak kokusu'' sözlük hayatımda bana eşlik edecek o sevdiğim mahlasımı bulmuştum..
devamını gör...
1307.
tekrar üniversite okumak istedim.felsefe yazdim.şimdi 4. sınıftayım. denk geldiğim en sade felsefeci (düşünceleri net ve ve bu düşünceleri anlatımı harika) bnim icin hobbes.kant da en görkemlisi ve en geniş bilgiye sahip olanı.nietzsche ise en trajik olanı.o yüzden nietzsche fanatigi olmasam da hobbes ve kant vazgeçilmezim.
devamını gör...
1308.
once upon a time, nasreddin hodja went to the lakeside. he was carrying a yoghurt cup and he was eating yoghurt. someone from the village ask him;
- what are you doing hodja ?
- ı'm mayalaying the lake.
- hodja come on, you can not mayalaying.
hodja surprised. hodja turns, smiles and says;
- what if it happens ?
- what are you doing hodja ?
- ı'm mayalaying the lake.
- hodja come on, you can not mayalaying.
hodja surprised. hodja turns, smiles and says;
- what if it happens ?
devamını gör...
1309.
vizontele filminden bir alıntı. dürüst olmak gerekirse filmi izlemedim ama nedense duyduğum anda ulan tam nick yapmalık söz dedim. adımı da içermesi dışında pek bir esprisi yok aslında. düşündüm de harbiden saçlarım dökülmesin lan nickin laneti falan vurur.
devamını gör...
1310.
ismim asude iyelik eki kullanırsan asudem tersten okunuşu medusa. en değer verdiğim insanlardan bazıları bana uzaylı diye sesleniyor. öyle olunca ikisini birleştirdim
devamını gör...
1311.
uykusuz dergisini çok severim ve uyku problemim var. hep uykusuzum. o yüzden uykusuz mahlasını birkaç saat önce aldım *)
devamını gör...
1312.
siyahı çok severim ama o nicki alamadım. bu durumda alternatif üretmem gerekti bunu aldım. çokta sevdiğimi söyleyemem ama olsun yine de amacına uygun oldu.
devamını gör...
1313.
rahat battı fikirlerime.
devamını gör...
1314.
otro: ispanyolca öteki demek. 14 15 yaşlarında tanistigim bir devrimci tiyatrocu alfredo sayesinde kısa bir dönem ispanyolca merakım olmustu. o zaman kendimi nasil ifade edebilirim diye dusunup bunu bulmustum. sonra iste herkesin herkese öteki(ergenlik donemi, dusynce kesifleri vs) ve aslında bir o kadar beriki hallerini (tabii berikilik 25lerden sonra dank ediyor yavaştan) gozlemleyerek geçen bir hayat. çok bir numarası yok.
devamını gör...
1315.
kuzenimin adımı küçükken söyleyememesi(nur)bu yüzden nunun demesi ve öyle anılmam 20 yıl geçti hala unutmadılar dashdhas
devamını gör...
1316.
sene 2010-2011, ortaokuldaki en yakın arkadaşım ve ben ogame oynadığımız bir esnada kavga edip küsmüştük. o dönemler boş kavgalar edip boş küslükler yaşıyorduk, mühim bir olay değildi bu. lakin bu küslük biraz uzun sürmüş olsa gerekti ki ben arkadaşımı özledim ve yeni bir hesap açarak ismini o dönem oynadığımız rpg cabal online'ın hikayesinde bulunan bir karakter olan patren koydum.
bu oyunun hikayesince insanlık vaktiyle büyük bir savaş geçirmiş ve medeniyeti neredeyse sıfırlayan bir yıkım yaşamıştı. savaşın doruk noktasında bu yıkıma sebep olan kişi ve daha sonra insanlara astral enerjiyi kullanma yeteneğini vererek yaratıklar ve canavarlarla dolu bu yeni dünyada hayatta kalmalarını sağlayan kişi aslında aynı tanrısal kişinin farklı suretleriydi. oyunun başında görevlerin bizi götürdüğü patren isimli çocuk esasında bu tanrısal kişinin reankarnasyonuydu ve kendisi de bu gerçekten habersizdi. bunu öğrendiğimizde patren ne yazık ki değişimini tamamlıyor ve oyunun tank olmayan bir çok sınıfı için saç baş yolduracak zorlu bir dungeonı tamamladıktan sonra patreni öldürüyoruz. eski hikayede biz öldürürdük, artık arionell diye bir hanımcağız patrenle konuşuyor ve patren intihar ediyor.
bu vesileyle konuşmak istediğim lakin konuşamadığım arkadaşım ile ogame'den yazışarak bir kez daha arkadaş olmuştum*. daha sonra reelde barışınca bana ogame'de edindiği yeni arkadaşından bahsettiğinde durumu açıklamıştım, epey bir dumura uğramıştı.
çok benzer bir hamleyi çok daha büyük ölçekte ve çok daha fazla manevi yük taşıyarak kişisel sebeplerden ötürü atıldığım eski arkadaş grubumun discord kanalına girerken yapacaktım. durumun benzerliği aklıma geldi ve 10 yıl kadar sonra 2021 ilkbaharında aynı nick'i kullanarak açtığım discord hesabıyla sunucularına sızdım, uzunca bir süre konuşmalarını dinledim ve insanlar dağılacağı esnada en güzel sesimle baka mitai söyleyerek kimliğimi ifşa ettim ve sunucudan atıldım. daha sonra temel işletim sistemi olarak linux kullandığım bilgisayarıma arkadaşımın ısrarı üzerine windows yükledim ve ana discord hesabımı kullanmak yerine windows kullandığım süre boyunca patren'i kullandım.
buraya ilk kaydolduğum zaman nick'im "tf is a maflas" idi. kayıt olurken seçtiğimiz nick'in yerinde "takma ad seçiniz (maflas)" yazıyordu. yoldaş muhtemelen siteyi inşa ederken imla hatası yapmış olsa gerekti. ben de "o ne a**" dercesine pek de yaratıcı olmayan önemsiz bir nick almıştım kendime. profil fotoğrafı olarak bu anlattığım olaylara yakın bir zaman aralığı olduğu için patren'i koymuştum. sözlüğe geri döndükten sonra bu hikayenin kendi aklımda perçinlendiği, asla varolmamış bir memlekete duyulan özlemi çağrıştıran i left my heart in hyperborea videosundan esinlenerek mahlasımı bu şekilde değiştirme talebinde bulundum. komik bir rastlantı eseri o dönem de ogame oynamış ve çok sevdiğim water planet'ın madenleri kurulmadan önceki engin deniz manzaralı çizimi arkaplan yapmıştım. bu gezegenin hyperborea haritalarına benzediğini nickimi değiştirdikten sonra fark ediyorum.
bengaripsengüzeldünyaumutlu da sağolsun mahlasımı değiştirdi. gerisi miyav.
bu oyunun hikayesince insanlık vaktiyle büyük bir savaş geçirmiş ve medeniyeti neredeyse sıfırlayan bir yıkım yaşamıştı. savaşın doruk noktasında bu yıkıma sebep olan kişi ve daha sonra insanlara astral enerjiyi kullanma yeteneğini vererek yaratıklar ve canavarlarla dolu bu yeni dünyada hayatta kalmalarını sağlayan kişi aslında aynı tanrısal kişinin farklı suretleriydi. oyunun başında görevlerin bizi götürdüğü patren isimli çocuk esasında bu tanrısal kişinin reankarnasyonuydu ve kendisi de bu gerçekten habersizdi. bunu öğrendiğimizde patren ne yazık ki değişimini tamamlıyor ve oyunun tank olmayan bir çok sınıfı için saç baş yolduracak zorlu bir dungeonı tamamladıktan sonra patreni öldürüyoruz. eski hikayede biz öldürürdük, artık arionell diye bir hanımcağız patrenle konuşuyor ve patren intihar ediyor.
bu vesileyle konuşmak istediğim lakin konuşamadığım arkadaşım ile ogame'den yazışarak bir kez daha arkadaş olmuştum*. daha sonra reelde barışınca bana ogame'de edindiği yeni arkadaşından bahsettiğinde durumu açıklamıştım, epey bir dumura uğramıştı.
çok benzer bir hamleyi çok daha büyük ölçekte ve çok daha fazla manevi yük taşıyarak kişisel sebeplerden ötürü atıldığım eski arkadaş grubumun discord kanalına girerken yapacaktım. durumun benzerliği aklıma geldi ve 10 yıl kadar sonra 2021 ilkbaharında aynı nick'i kullanarak açtığım discord hesabıyla sunucularına sızdım, uzunca bir süre konuşmalarını dinledim ve insanlar dağılacağı esnada en güzel sesimle baka mitai söyleyerek kimliğimi ifşa ettim ve sunucudan atıldım. daha sonra temel işletim sistemi olarak linux kullandığım bilgisayarıma arkadaşımın ısrarı üzerine windows yükledim ve ana discord hesabımı kullanmak yerine windows kullandığım süre boyunca patren'i kullandım.
buraya ilk kaydolduğum zaman nick'im "tf is a maflas" idi. kayıt olurken seçtiğimiz nick'in yerinde "takma ad seçiniz (maflas)" yazıyordu. yoldaş muhtemelen siteyi inşa ederken imla hatası yapmış olsa gerekti. ben de "o ne a**" dercesine pek de yaratıcı olmayan önemsiz bir nick almıştım kendime. profil fotoğrafı olarak bu anlattığım olaylara yakın bir zaman aralığı olduğu için patren'i koymuştum. sözlüğe geri döndükten sonra bu hikayenin kendi aklımda perçinlendiği, asla varolmamış bir memlekete duyulan özlemi çağrıştıran i left my heart in hyperborea videosundan esinlenerek mahlasımı bu şekilde değiştirme talebinde bulundum. komik bir rastlantı eseri o dönem de ogame oynamış ve çok sevdiğim water planet'ın madenleri kurulmadan önceki engin deniz manzaralı çizimi arkaplan yapmıştım. bu gezegenin hyperborea haritalarına benzediğini nickimi değiştirdikten sonra fark ediyorum.
bengaripsengüzeldünyaumutlu da sağolsun mahlasımı değiştirdi. gerisi miyav.
devamını gör...
1317.
meslekten matematikci değilim.ama geometriyi ve topolojiyi severim.matematikte en cok zevk aldığım konudur bu ikisi.
devamını gör...
1318.
insanın yataktan çıkmak için her gün motivasyonunu koruması gerekiyor. hayat yaşamak için , yaşama tutunmak için neden bulamadığımız zaman fiilen bitiyor.
ölüm kapımızı çaldığında bugün değil diyebilmek , yaşama tutunmak gerektiğini hatırlamak için tercih ettim.
ölüm kapımızı çaldığında bugün değil diyebilmek , yaşama tutunmak gerektiğini hatırlamak için tercih ettim.
devamını gör...
1319.
uykusuz dergisi müptelasıyım
devamını gör...
1320.
merak.meraklı yapımdır.
duydum evet, başına ne gelirse ya meraktan ya çomaktanmış.ne fark eder ki, hallederiz be kadir.
duydum evet, başına ne gelirse ya meraktan ya çomaktanmış.ne fark eder ki, hallederiz be kadir.
devamını gör...