öğretmen mi öğretemez yoksa öğrenci mi öğrenemez sorunsalı

öğretmen öğretemez.

din kültüründen büte kaldım ben. bana özel bi gıcığı vardı.

'öğretmen öğretemez'
öğretmen istediği kadar bilgili olsun önemli olan bunu öğrenciye geçirebilmektir iyi bir öğretmen olmanın şartıda en çok bilmek değil, en iyi aktarabilmektir.

arkadaşlar tamam öğretmen çok önemli bir unsur ama bazı öğrenciler de suya yazı yazmak gibi.

öğretmen öğretemez. eğitim sabir işidir. patetes soğan yetiştirmeye benzemez. yillar içinde çocuğun değişimini, zamanın değişimini, eğitimin butunselligini gözünün de bulundurmak gerekir.

öğretemeyen öğretmen de öğrenemeyen öğrenci de olur elbet lakin kişi belli bı yaşa geldikten sonra okuldaki öğretmene ihtiyaç duymuyor isteyen her şeyi öğrenir ama maalesef isteyen her şeyi öğretemez

türkiye için konuşuyorsak öğretmen öğretemez çünkü kendisi bilmiyordur.öğrenci öğrenemez çünkü böyle bir merakı ve talebi yoktur.ben derslerimde öğrencilere okuma kültürü kazandırmaya çalışıyordum.romanlardan,şiirlerden, denemelerden filan bahsediyordum.öğrencilerin yüzde doksanı iyi de hoca bunlar ne işimize yarayacak kafasındaydı. sınavda ne yapacağım yani ben bu kitaplarla? dolayısıyla bu soruyu sordurtan eğitim sisteminin tamamen yeniden ele alınması gerekiyor.

öğretmen öğretmeyi bilmiyorsa hiç bir çocuktan verim alamaz. dersinden geçen çocuklar ya kendi çabalarıyla ya da sağdan soldan desteklemelerle başarır.
öğretmenin öğretmeyi bildiğini ve mükemmel bir eğitimci olduğunu varsayalım -ki böyle öğretmenlerim oldu, gerçekten çok başarılı ve ilgiliydiler- yine de %100 başarı elde edemez. çünkü her çocuğun öğrenme becerisi farklı. e herkese özel ders verilemeyeceği için çocukları belli davranışlarına göre kümelere ayırsalar sanki iş daha kolay olacak gibi.
işitsel beceriyle öğrenen bir çocuk görsel olarak ne kadar etkilenebilir veya görsel becerisi kuvvetli olan bir çocuk işitsel olarak ne kadar verim alabilir bilmiyorum, bu işi bilen kimseler söylesin.
bunlardan bağımsız özel eğitime muhtaç olan çocuklar da var. kendi sınıfımdan hatırlıyorum üç çocuk vardı ve bunlar üçüncü sınıfa kadar okuma yazma öğrenemediler bir türlü. sınıf öğretmeni onları sonra özel eğitime yönlendirdi. çocuklar bu süreçten sonra iyi kötü okuma yazma öğrenebilmişlerdi. öğretmenimiz ilgisiz, çocuk ayıran biriydi ama yine de merhametli bi tarafı varmış ki o çocukları öylece bırakmadı. *

kötü öğrenci yoktur kötü eğitmen vardır.

duruma göre değişir, öğretmen iyidir çocuk dersle ilgisizdir ya da en basitinden kafa basmıyordur. evet kafa basmaması da normal bir durumdur hemen kızmayın, uzun sürede anlıyor olabilir herkesin illa sözel ya da sayısal zekası kuvvetli olacak diye bir kaide yok. öğretmenin iyi anlatamadığı durumlar da olabilir.

saçma sorudur, lan dünyada her şey 0 veya 1 olabilir mi? bu nasıl soru. hulk gerçek olabilir mi?

tam öğrenme kuramına göre öğrenemeyen öğrenci yoktur öğretemeyen öğretmen vardır. gerekli koşullar sağlandığında herkes öğrenebilir.
ben demiyorum bloom diyor.

"modemin fişi çıkmış da olabilir" dediğim başlıktır.

öğretmen öğretemez

kuantum fiziğini falan bilemeyeceğim ama lise müfredatı normal zekada bireylere yönelik hazırlandığı için teoride tüm öğrenciler kavrayabilir. ancak konunun öğrencinin anlayacağı şekilde anlatılması, öğrencinin de dikkatini vermesi gerekir. öğretmen değilim ama matematikten sıfır alan bir öğrenciye matematik çalıştırdım, 80 aldı. o deneyimden çıkarımım karşımdakine bir bilgi verebilmek için benim on katını bilmem gerektiği ve bir şekilde anlamazsa başka şekilde anlatmam gerektiği. kısacası öğrenci istiyor ama anlamıyorsa öğretmen anlatamıyordur. öğrencinin anladığı şeyin kalıcı olabilmesi (öğrenme) içinse tekrar gerekir. bilgi zaman içerisinde beynimizden buharlaşır. her tekrar bilgiyi eski seviyesine getirir ve unutulma hızını düşürür. yeterince tekrardan sonra unutulma hızı çok düşer ve o bilgi kalıcı denebilecek hale gelir.

öğretmen de öğretir, öğrenci de öğrenir ama bu sistemle değil. ayrıca ne yetişen öğretmenler donanımlı ne de öğrenciler hevesli. dostlar alışverişte görsün işte. iki tarafın da eksiği var eğitimde. ayrıca işin yönetici ve veli boyutu da var falan. aman uff boşverin.

sistem öğretme eylemine karşı olduğu için; öğrenciyi tembelliğe, öğretmeni gayretsizliğe sevk ediyor. nasreddin hoca'dan kıssayla "sen de haklısın, sen de..."

bence genellenmemesi gereken bir durum lise ve ortaokul da bazı hocaların nasıl üniversite mezunu olup bide üstüne pedagoji dersi aldıklarına şaşar kalırdım öğrenci tarafından bakmak gerekirse öğrenmek istemiyorsa kesinlikle eğitemezsin ilgili oldukları alana yönlendirmek gereklidir.

öğretmen ne öğreniyor da öğrenciye bir şeyler anlatsın. 16 senelik eğitim hayatında en çok atanan bölüm ingilizce öğretmenleridir ama adam akıllı ingilizce öğrenen bir öğrenci gören yeşillendirsin .

öğretmen öğretemez
eğer zeka sıkıntısı yoksa ve temeli iyi atılmışsa öğrencilerin bir konuyu az buçuk öğrenememesi için bir sebep yoktur, sorun öğretmenlerin işlerini sevmemeleri ya da sevenlerin de öğretmen olamamasından kaynaklanıyordur.

belki de müfredat sıkıntılıdır...