öğretmen mi öğretemez yoksa öğrenci mi öğrenemez sorunsalı
başlık "dünyanıneniyibeşbininciyazarı" tarafından 17.01.2021 21:54 tarihinde açılmıştır.
21.
aslında şu örnek ve devamındaki soruların cevaplarını tam alabilsek, o zaman biseyler yapılabilir.
devlet okulunda öğretmenlik yapan öğretmenlerin, çocuklarını kendi eğitim verdikleri okullara değilde, özel okullara kayıt ettirmesi;
devlet okulundaki öğretmenin kendi verdiği eğitime güvenmemesi midir?
yoksa bu ülkedeki eğitim sisteminin tamamen çöktüğü anlamına mı gelir?
devlet okulunda öğretmenlik yapan öğretmenlerin, çocuklarını kendi eğitim verdikleri okullara değilde, özel okullara kayıt ettirmesi;
devlet okulundaki öğretmenin kendi verdiği eğitime güvenmemesi midir?
yoksa bu ülkedeki eğitim sisteminin tamamen çöktüğü anlamına mı gelir?
devamını gör...
22.
bir öğretmen adayı olarak bir sürü şey okudum konuyla ilgili ama bunlara girmeyeceğim. ben kendi isteğimle öğretmenlik mesleğini seçtim. bunun en önemli nedeni okumayı seviyorum. yeni şeyler öğrenmek beni mutlu ediyor. hiç kullanmayacağımı bildiğim halde gereksiz demeden merak ettiğim bir sürü şey var. garanti meslek diye düşünüp öğretmen olmak isteyen ve kitap okumaktan haz almayan birinin kimseye bir şey öğretebileceğine inanmıyorum. bir insanın beden dilinden bile ondan bir şey öğrenip öğrenemeyeceğinizi hissedersiniz.
öğrenci tarafına girmiyorum. ben okul öncesi öğretmeni olacağım. benim öğrencilerimin hepsi çok zeki hepsi birer melek neyini yazıyım.
öğrenci tarafına girmiyorum. ben okul öncesi öğretmeni olacağım. benim öğrencilerimin hepsi çok zeki hepsi birer melek neyini yazıyım.
devamını gör...
23.
öğretmen adayı bir öğrenci olarak 'öğretmen öğretemez' diyorum. doğru eğitim tekniği ve eğitim materyalleri seçildiğinde, yeterli pratik imkanı sağlandığında, uygun öğrenme alanı yaratıldığında herkesin her şeyi öğrenebileceği kanısındayım.
devamını gör...
24.
öğretmen öğretemedikten sonra öğrenci öğrenemez.
devamını gör...
25.
sorunun cevabı net değildir. çünkü öğretmenin öğretemediği zaman da olur, öğrencinin öğrenemediği zaman da. siyahla beyaz değil bu.
herkes her şeyi öğrenemez maalesef. fakat herkes ilgi alanları neticesinde bir şeyler öğrenebilir. öğretmen olunca acı bir şekilde tecrübe edeceksiniz bunu. fakat bu noktada acı olan şey tecrübe etmeniz. durumun kendisi acı değil çok doğal.
herkes her şeyi öğrenemez maalesef. fakat herkes ilgi alanları neticesinde bir şeyler öğrenebilir. öğretmen olunca acı bir şekilde tecrübe edeceksiniz bunu. fakat bu noktada acı olan şey tecrübe etmeniz. durumun kendisi acı değil çok doğal.
devamını gör...
26.
bu değişkenlik gösterebilir
devamını gör...
27.
dinamik süreçtir. bir tarafın öğretmeye diğer tarafın öğrenmeye çaba sarf etmesi gerekir.
devamını gör...
28.
öğrenemeyen çocuk yoktur, dersi sevmeyen çocuk yoktur. öğretemeyen ve sevdiremeyen öğretmen vardır. günümüzde hiçbir öğretmen işini doğru yapmıyor maalesef. çoğu çöp.
devamını gör...
29.
"öğretene öğretmen, öğrenene öğrenci denir.
yani; öğretemeyene öğretmen, öğrenemeyene de öğrenci denilmez." demiş 4 numaralı tanımda bir yazar.
çok haklı.
biraz açalım. "öğrenmek ve öğretmek kendi hallerine bırakılsaydı eğer en yüksek verim alınırdı." diyorum ben de.
işin içinden bir kişi olarak diyorum ki: eğitim sisteminde problem var. peki neden?
şunu belirtelim: öğretmen, öğretme konusunda pek özgür sayılmaz; öğrenci de öğrenme konusunda. çünkü eğitim ve öğretim 12 yıl zorunlu. sınıfta kalmak da çok zor. yani, okuma yazma becerisine erişememiş bir öğrenci liseye başlayabiliyor. lisedeki bu öğrenciye öğretmen ne verebilir, bu öğrenci öğretmenden ne alabilir!
halbuki bu öğrenci çok yetenekli bir traktör şoförü. 150 dönüm tarlayı başarılı bir şekilde çalıştırabiliyor ve bundan büyük bir zevk alıyor. ama biz onu traktörden çekip alıyoruz, okul denen yere tıkıyoruz. hiç istemiyor orada olmayı. yetenekleri akademik düzene uymuyor çünkü. mutsuz olduğu için problem yaratıyor. hem kendine hem sınıf arkadaşlarına hem de okul düzenine karşı sorunlar çıkarıyor. kendisi zararda olduğu için herkese zarar yaratıyor.
bire bir yaşadığım durumları aktardığım için bu kadar netim.
okul türü açısından bakalım bir de.
bir "fen lisesi" ya da "sosyal bilimler lisesi" özelinde düşünürsek:
buradaki öğrenciler en yüksek puanları aldıkları için bu liselerde öğrenciler. eğer bu liselerde bir başarısızlık söz konusu ise sorun kesinlikle öğretmenler ya da okul idarecilerindedir.
eğer yerel yerleştirmeyle öğrenci kabul eden bir "çok programlı lise" ya da "meslek lisesi"ni düşünürsek:
buradaki öğrenci ya okuma yazma bilmiyor ya da akademik anlamda tek yeteneği okuma yazma bilmektir. onu da zaten heceleyerek okuyor muhtemelen. bu öğrenciden beklentimiz akademik başarı o-la-maz, onu toplum hayatına hazırlamak olur anca. bu noktada da öğretmene, öğretemiyor diyemeyiz. o öğretmen eğer içlerinde akademik yeteneği olan öğrenci varsa kolayca ayıklayıp elinden geldiğince özel bir şekilde yardımcı olup onun hayatında iz bırakacaktır kesinlikle. öğretmenler bu konuda hiç zorlanmazlar merak etmeyin.
akademik anlamda yetenekli olmayıp, öğretmeni sebebiyle hayata çok güzel bir şekilde hazırlanmış bir öğrenciyi düşünürsek eğer; o öğrencinin öğretmeni meslek vasfını aşmış, ermiş kişiliğe ulaşmış yüce bir insan olmuştur artık. o öğretmeni, öğretmenlik mesleğine kıyas almak anlamsız olur. her insanın ermiş ya da peygamber olmadığı gibi.
çok kıyas ararsak eğer bakacağımız yer fen liseleridir. oradaki öğrencide yetenek vardır. eğer başarılı olamamışsa suç öğretmenleri ya da okulu idare eden öğretmenlerindedir (okul idarecileri öğretmendir. sadece ek görev olarak müdür ya da müdür yardımcılığı görevlerini üstelenirler).
yani; öğretemeyene öğretmen, öğrenemeyene de öğrenci denilmez." demiş 4 numaralı tanımda bir yazar.
çok haklı.
biraz açalım. "öğrenmek ve öğretmek kendi hallerine bırakılsaydı eğer en yüksek verim alınırdı." diyorum ben de.
işin içinden bir kişi olarak diyorum ki: eğitim sisteminde problem var. peki neden?
şunu belirtelim: öğretmen, öğretme konusunda pek özgür sayılmaz; öğrenci de öğrenme konusunda. çünkü eğitim ve öğretim 12 yıl zorunlu. sınıfta kalmak da çok zor. yani, okuma yazma becerisine erişememiş bir öğrenci liseye başlayabiliyor. lisedeki bu öğrenciye öğretmen ne verebilir, bu öğrenci öğretmenden ne alabilir!
halbuki bu öğrenci çok yetenekli bir traktör şoförü. 150 dönüm tarlayı başarılı bir şekilde çalıştırabiliyor ve bundan büyük bir zevk alıyor. ama biz onu traktörden çekip alıyoruz, okul denen yere tıkıyoruz. hiç istemiyor orada olmayı. yetenekleri akademik düzene uymuyor çünkü. mutsuz olduğu için problem yaratıyor. hem kendine hem sınıf arkadaşlarına hem de okul düzenine karşı sorunlar çıkarıyor. kendisi zararda olduğu için herkese zarar yaratıyor.
bire bir yaşadığım durumları aktardığım için bu kadar netim.
okul türü açısından bakalım bir de.
bir "fen lisesi" ya da "sosyal bilimler lisesi" özelinde düşünürsek:
buradaki öğrenciler en yüksek puanları aldıkları için bu liselerde öğrenciler. eğer bu liselerde bir başarısızlık söz konusu ise sorun kesinlikle öğretmenler ya da okul idarecilerindedir.
eğer yerel yerleştirmeyle öğrenci kabul eden bir "çok programlı lise" ya da "meslek lisesi"ni düşünürsek:
buradaki öğrenci ya okuma yazma bilmiyor ya da akademik anlamda tek yeteneği okuma yazma bilmektir. onu da zaten heceleyerek okuyor muhtemelen. bu öğrenciden beklentimiz akademik başarı o-la-maz, onu toplum hayatına hazırlamak olur anca. bu noktada da öğretmene, öğretemiyor diyemeyiz. o öğretmen eğer içlerinde akademik yeteneği olan öğrenci varsa kolayca ayıklayıp elinden geldiğince özel bir şekilde yardımcı olup onun hayatında iz bırakacaktır kesinlikle. öğretmenler bu konuda hiç zorlanmazlar merak etmeyin.
akademik anlamda yetenekli olmayıp, öğretmeni sebebiyle hayata çok güzel bir şekilde hazırlanmış bir öğrenciyi düşünürsek eğer; o öğrencinin öğretmeni meslek vasfını aşmış, ermiş kişiliğe ulaşmış yüce bir insan olmuştur artık. o öğretmeni, öğretmenlik mesleğine kıyas almak anlamsız olur. her insanın ermiş ya da peygamber olmadığı gibi.
çok kıyas ararsak eğer bakacağımız yer fen liseleridir. oradaki öğrencide yetenek vardır. eğer başarılı olamamışsa suç öğretmenleri ya da okulu idare eden öğretmenlerindedir (okul idarecileri öğretmendir. sadece ek görev olarak müdür ya da müdür yardımcılığı görevlerini üstelenirler).
devamını gör...
30.
her iki tarafında motivasyonu önemli.bunsan sonra öğrenme gerçekleşmiyorsa öğreten kendini sorgulamalı.
devamını gör...
31.
öğretmenlik stajımda, bir öğrencim “hocam biz hapisanedeyiz, siz de gardiyansınız.” demişti. bir şeyler öğretmeye çalışmaktan önce halledilmesi gereken başka meseleler var sanırım.
devamını gör...
32.
eğitim sadece öğretmende bitmiyor. öğrencide hiç bitmiyor. yani ikiside değildir
devamını gör...
33.
öğretemeyen öğretmen olsa hiçbir öğrenci öğrenemezdi. oysa her mutlaka başarılı öğrenciler var. demek ki öğretmen öğretme görevini yerine getirebilmiş. ancak bazıları çok öğrenirken bazıları az öğrenmiş. karşınızdaki robot değil, insan. hepsinin algılama, anlama, kavrama, yorumlama becerisi aynı değil. bu çok normal.
bir ailede çocuklar arasındaki farkı nasıl açıklayacaksınız peki? eğitemeyen anne baba mı diyeceksiniz? aynı anne baba ama bir çocuk sorumluluk sahibi, akıllı diğeri sorumsuz, iş bilmez. bu fark anne babadan mı kaynaklanıyor yoksa çocuklardan mı?
o yüzden burada ahkam kesen yazarları, öğretmen adaylarını pistte görmek isteriz.
bir ailede çocuklar arasındaki farkı nasıl açıklayacaksınız peki? eğitemeyen anne baba mı diyeceksiniz? aynı anne baba ama bir çocuk sorumluluk sahibi, akıllı diğeri sorumsuz, iş bilmez. bu fark anne babadan mı kaynaklanıyor yoksa çocuklardan mı?
o yüzden burada ahkam kesen yazarları, öğretmen adaylarını pistte görmek isteriz.
devamını gör...
34.
bakış açısına göre değişir. zira herkesin öğrenme kapasitesi farklıdır. her ne kadar öğrenciler tarafından öğretmen öğretemiyor ve öğretmenler tarafından öğrenci anlamıyor şekilde lanse edilse de. kişinin içinde bulunduğu reddetme durumu karşıda suç aramaya sebep oluyor. öncelikle kişisel muhasebe yapılmalı ve mutlaka öğrenmek isteyen kişinin öğrenebilecek kapasitede olduğu göz önünde bulundurulmalı.
devamını gör...
35.
birçok mesajı okudum.arkadaşlar olay öğrenme veya öğretme değil çocuğun içselleştirebilmesidir.bunun için de her şeyin başı ailedir.ailenin ilgisi,sabrı ve işbirliği çocuğun başarısını belirler.yoksa az çok her ogretmen aynı şeyi öğretir zaten.başarısız emek vermeyen parami alirim yatarim diyen ogretmen yok mudur tabiki vardır.ama düşünüldüğü gibi çok fazla değildir.
devamını gör...
36.
bir öğretmen olarak diyorum ki "öğretmen öğretemez. "
devamını gör...
37.
bir öğretmenin "öğretmen öğretemez" netliği tek taraflı bakmak olur bu sorunsala. öğrenci çok ister öğretmen öğretemez, öğretmen çok isteklidir öğrenci kapılarını kapatmıştır öğrenci öğrenemez. sorunlara tek taraflı faktörlerle bakılmamasını tavsiye ediyorum.
devamını gör...
38.
ülkeye göre değişir. o ülkenin politikası eğitimi, bilimi, sanatı yükseltmekse öğrenci de öğrenir öğretmen de öğretir.
ama ülkenin devlet politikası eğitimi yükseltmeyi pek de önemsemiyorsa öğrenci de talep etmez öğretmen de öğretmez.
ama ülkenin devlet politikası eğitimi yükseltmeyi pek de önemsemiyorsa öğrenci de talep etmez öğretmen de öğretmez.
devamını gör...
39.
öğretmen öğretemez.
ıq problemi olmayan birisini bir şeyi öğrenememesi imkansız. ki öğretilecek şeyler quantum fiziği değil ortalama ıq için hazırlanmış içerikler.
öğrencinin öğrenememesi için konuşulan dili anlamaması gerekiyor.
ıq problemi olmayan birisini bir şeyi öğrenememesi imkansız. ki öğretilecek şeyler quantum fiziği değil ortalama ıq için hazırlanmış içerikler.
öğrencinin öğrenememesi için konuşulan dili anlamaması gerekiyor.
devamını gör...
40.
aynı derste bir sene en düşük notları alırken diğer sene hoca değişince en yüksek notları almama bakarsak. öğretmen öğretemez.
devamını gör...