141.
öğretmen öğretemez öğrenci öğrenemez.
kime göre neye göre.
salak öğrenci de var salak öğretmen de.
öğretmen yapamayan öğrenci üzerinde ayrıca duracak. rehberlik ve aile ile koordineli olarak öğrencinin neden öğrenemediğinin üzerine gidecek. onun öğrenebilmesi için çaba sarfedecek.
öğrenci öğretmeni ve dersi sevecek. en iyisi bile sevmiyorsa yapamıyor.
yapamaz da.
devamını gör...
142.
bunun zeka ile alakası olduğu kadar yetenekle ve ilgi alanıyla da alakası vardır. üniversitede türkiye’nin sayılı bilim insanlarından biri olan hocamız o kadar berbat ders anlatıyordu ki; hep asistanı girsin isterdik derse. çünkü asistan hoca çok daha iyi anlatırdı.
devamını gör...
143.
sistem öğrettirmez. bu durumda öğrenmek, öğrencinin çabasına,yeteneğine ve zekasına kalıyor.
devamını gör...
144.
bazı öğretmenler, öğretme konusunda yetenekli değilken bazı öğrenciler mal.
devamını gör...
145.
devamını gör...
146.
doğru yöntem ve teknikler ile her insan öğrenebilir. tabii bu öğrenmeyi herkesin her konuda uzmanlaşması gibi görmeyelim. herkes kendi kapasitesinde belli bir seviyeye gelebilir. zaten her konuda uzman olmanın bir manası yok. asıl hedeflediğimiz alana yönelik gelişimi tamamlayıp yanında diğer konular hakkında konuşabilecek ve kullanabilecek düzeyde bilgi sahibi olmak yeterli olacaktır. tabii bunun olması tek bir kişiye bağlı değildir. içerisinde birçok değişken yer alır. öğretmen ve öğrenci dışında aile, yaşanılan çevre vs. de girer.

herkesin söylediği gibi öğretmen-öğrenci-aile arasında oluşan bağ her şeyden daha önemli bir etkendir.
devamını gör...
147.
verici ne kadar etkili olsa da alıcı faktörü de etkilidir. hayırlı alışverişler.
devamını gör...
148.
bir sınıfta 30 öğrenci varsa ve 28 kişi öğrenemiyorsa öğretmen öğretememiştir. yine 30 öğrenciden sadece 2 kişi öğrenememişse diğerleri öğrenmişse öğrenci öğrenememiştir.
devamını gör...
149.
ilkokul 1., 2. sınıf'ta belli ederdi, "çalışkan" öğrenci kendisini.
uzunca bir dönem böyleydi.
belli ederdi ve o yolda da yürürdü...

şimdi işler değişti..
ezberci düzen öğretmenlerinin yetiştirdiği yine ezber odaklı öğrenciler, istila ettiler her yeri...
kim çalışkan kim değil, anlamak güç.
ayrıca çalışkanlık neye göre belirleniyor, orası hiç belli değil.

öğrenci, kapasitesi ölçüsünde öğrenir... öğrendiği bilgi ile yeni bilgilere ve o yolda da bir kariyere yelken açardı...
şimdi hiç gerek yok böyle şeylere.
yanında taşıyabiliyorsun artık bilgiyi, rahatlıkla.. beyni bu işlerle meşgul etmeye gerek yok.

velhasıl, öğretmen-öğrenci teoremindeki tüm gerçekler değişti, lütfen birbirimizi kandırmayalım.
ne öğretmen, öğrenci için, ne de öğrenci, öğretmen için "manevi" bir anlam ifade ediyor artık.
herkesin bir rolü var hayatta, onu yaşıyor.

zorunluluklar var sadece.
öğretme ve öğrenme zorunlulukları.
kimi için olabildiğince kolay, kimi içinse son derece zorlu.
başarabilen, bir üst seviyeye çıkıyor, olay bu.
başaramayan da, kendine başka bir yol çiziyor.
devamını gör...
150.
aileler eğitim için gerekli ortamı sağlamadıkça ne öğretmen öğretebilir ne de öğrenci öğrenebilir.
devamını gör...
151.
sıfır bilim, tamamen kendi çıkarımlarıma dayanarak şunları söyleyebilirim. tüm öğrenciler ortalama 7 yaşında okula başlıyor. zihinsel engeli olmayan herkes aşağı yukarı aynı derslikte öğretim görüyor. herkesin genetik yatkınlıkları farklı ve herkesin hazır bulunuşluk düzeyi farklı. liseye kadar çok parlak bir öğrenciyken ergenlik ve psikolojik durumlar öğrenme isteğini ve algıları çok etkiliyor. öğretmen bütün bu etkenleri bertaraf edemiyor, edemez de. iyi öğretmen de var iyi öğrenci de var ancak kötü öğretmen her zaman suçludur öğrenci kötü olsa bile.
devamını gör...
152.
en iyi öğretmenin en mükemmel materyaller ile bir öğrencinin öğrenimine katkısı %35'tir. %65'i öğrenciye bağlıdır.
hürriyet gazetesinde geçen bir haber.
hatta orada %30 öğretmen %50 genetik faktörler denip %20 de diğer faktörler olarak sınıflandırılmış.
devamını gör...
153.
her öğrenci birbirinden farklıdır. bilişsek duyuşsal özellikleri birbirinden farklıdır. öğretmenlere gelecek olursak her öğretmenin de öğretim düzeyi birbirinden farklıdır. bu yüzden birçok yönüyle ele almak gerekir.
devamını gör...
154.
çok geniş bir konu aslında. mesele öğretmen ve öğrenciyle de bitmiyor. öğrenme dediğimiz eylemi etkileyen birçok faktör vardır örneğin sistem, akranlar, ebeveynler, okul ortamı, öğrenciler arasındaki farklılıklar, ilgi, öğrencinin ders dışı yaptıkları, çevre hem fiziki hem davranış anlamda ve tabi öğrenci ve öğretmen. bu liste uzayıp gider tabi genişleyerek...
devamını gör...
155.
sizlere (bkz: cahil hoca) kitabını önermek istiyorum.
öğrenmeyi öğrenmek bir öğrenciye öğretir. öğretmen yol gösterici konumunda olmalıdır bana göre.
öğrenmek için illa bir öğreticiye ihtiyacınız olmadığını fark ederseniz hayatınız daha da güzelleşir.
devamını gör...
156.
çok ayaklı bir masa bu. aile, öğretmen, öğrenci , eğitim bakanlığı yani devlet, yaşanılan çağ. hepsi etkili. böyle basit bir versusa indirgeyemeyiz.
devamını gör...
157.
bebe derste tesbih çekiyor. not umurunda değil, öğretmen bırak "höt" demeyi, "gık" dese veli, müdür akbaba gibi üṣüṣüyor. mesleğini yapabilmen kimin adamı olduğuna, yetkinin korunmasına bağlı.

veli öğrettirmez, düzen öğrettirmez oldu artık. hoca ne yaparsa yapsın.

bunun dıṣındaki düzgün aile çocuğuna iyi öğretmen öğretir. kötü olan çoğunluk da bebeyi ezikliğine kum torbası yapar.
devamını gör...
158.
ikisi de mümkündür. sınıf genelinin durumuna bakılır.
genelde öğrenme oranı yüksek ve yalnızca az sayıda öğrencide öğrenmeme durumu varsa sorun öğretmende değildir. öğrencinin dikkati dağınıktır, dersi takip etmemiştir, devam problemi olmuştur ya da doğrudan ortalamanın altında zekaya sahiptir.
buna karşılık sınıf geneli konuyu kavrayamamışsa bu durumda öğretmende eksiklik aranır. anlayıp öğrenenler de büyük ihtimal özel öğretmen, üst sınıftaki abla abi vb desteklerle dışarıdan takviye alarak konuya vakıf olmuştur.
devamını gör...
159.
bir öğretmen olan babamın, milli eğitim şurasında bir vesile söylediği söz: "bir öğretmen öğrenciye bir şey öğretemez. öğretmen bir fenerdir. öğrenciye yol gösterir. o yoldan gidip gitmeyeceği öğrenciye kalmıştır. milli eğitim bakanlığı o fenerin kandil yağına hile katmaktadır"
bir başka söylemi yüzünden tekdir almıştı. bu da tüy dikmişti rahmetlinin öğretmenlik kariyerine.
devamını gör...
160.
eğitimin birçok paydaşı var. doğru, kalıcı öğrenmelerin meydana gelebilmesi için herkesin görevini layığıyla yapması gerekir. öğretmen, öğrenci, idareci, veli okul çevresi... uygulanan eğitim politikaları, ekonomi... o kadar çok etken var ki. ama nedense yeni sistemde topun ağzında hep öğretmen var. bazen açılan başlıkları görüyorum hep öğretmen aşağılayıcı başlıklar. ücra bir köyde öğrencileri için imkansızlıklara rağmen didinen bir öğretmen bu başlıklara yazılanlara baksa mesela, demoralize olmaz mı? belki de zaten çok hassas dengeler üzerinde yaşamını idame ettiriyor? işte bakın eğitim sürecini siz de etkilediniz. haksız zenginleşen insanlara korkudan ses çıkaramayıp öğretmenlerin yoksulluk sınırının altındaki maaşlarına göz diktiğinizde de etkilediniz. sözün etkisi büyüktür, böyle başlıklar açarak ne ileride çocuklarınızı emanet edeceğiniz öğretmenleri ne de geleceğimizin teminatı biricik çocuklarımızı hedef gösterin. önce bir aynaya bakın derim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"öğretmen mi öğretemez yoksa öğrenci mi öğrenemez sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim