öğretmen mi öğretemez yoksa öğrenci mi öğrenemez sorunsalı
başlık "dünyanıneniyibeşbininciyazarı" tarafından 17.01.2021 21:54 tarihinde açılmıştır.
81.
öğrenmek isteyen öğrenir
aksi takdirde ne öğreten öğretebilir ne de öğrenen öğrenebilir.
öğrenmeyi istemek içinde bilmediğini biliyor olmak lazım.
bilmediğini bilenler bilir...
aksi takdirde ne öğreten öğretebilir ne de öğrenen öğrenebilir.
öğrenmeyi istemek içinde bilmediğini biliyor olmak lazım.
bilmediğini bilenler bilir...
devamını gör...
82.
öğretmen öğrenciye kendini sevdiremediği sürece hiçbir şey öğretemez .
devamını gör...
83.
ilgin olmayan, hoşuna gitmeyen, zorla öğrenmen için diretilen hiçbir şeyi öğrenemezsin. yani sistem öğretemez ve hem öğrenciyi hem öğretmeni mağdur eder maalesef.
devamını gör...
84.
öğretemiyor ama kabullenemiyor da, öğrettiği şey şu ama "nasıl öğretilmeyeceğini" çok güzel anlıyorsunuz. uygulamalı örneğini dersler boyunca yaşıyorsunuz..
devamını gör...
85.
elimizdeki tüm öğretim yöntem ve tekniklerini en aktif şekilde kullansak bile grup içinde mutlaka başarılı ve başarısız öğrenciler olacaktır çünkü gelişim bireye özgüdür ve çoklu zeka kuramina göre herkes herşeyi aynı derecede öğrenmek zorunda değildir. hepsinin başarılı olma ihtimali amaç ve kazanımları yaşa ve gelişim düzeyine uygun secmediginizi gösterir. öğrencinin ogrenememesi ise öğrencinin ihtiyacı dahilinde olmayan bilginin zorla verilmeye calisilmasindadir. ve günümüz için geçerli olan tek gerçek; sistem öğretmemizi de ogrenmemizi de istemiyor.
devamını gör...
86.
kişilerin değil, sistemin sorgulanacağı bir karşılaştırma daha doğru olacaktır. eğitim sisteminde "öğretmek" fiilini geri planda bırakarak "öğrenmek" fiilini ön plana çıkarmak doğru olacaktır. kuşaklar, teknoloji, dünya değişmekte ancak eğitim sistemi sabit kalmaktadır. en temel eğitim sorunumuz da burada yatmaktadır.
öğrencinin kendi bilişsel sürecini kurgulayacağı bir model üzerine düşünülmelidir.
öğrencinin kendi bilişsel sürecini kurgulayacağı bir model üzerine düşünülmelidir.
devamını gör...
87.
ikisi de yanlıştır.
doğrusu; sistem öğrenmeye ve öğretmeye izin vermez.
doğrusu; sistem öğrenmeye ve öğretmeye izin vermez.
devamını gör...
88.
insan malını pazarlamasını da bilmeli ayrıca doğru insanlara da pazarlamalı. bu ne sadece hocayla olur neden sadece öğrenciyle. her iki tarafında aktif rolü bulunmaktadır. yoksa sen istediğin kadar anlat karşı taraf anlamak istemiyorsa hoca bir şey yapamaz. her iki tarafında rolünü iyi yapması mükemmeli doğuracağına inanıyorum.
devamını gör...
89.
cahil kalmak ikisinin ortak cabası ile olur.
devamını gör...
90.
devamını gör...
91.
başlığın altındaki entryleri okudukça gözüme şöyle görünmeye başladı:
+sınavdan kaç aldın kanka?
-90 aldım
+sınavdan kaç aldın kanka?
-25 vermiş
başarısızlık genelde eğitmenlere-öğretmenlere yıkılır. 3 yıl boyunca içinde bulunduğum bir durumu kısaca özetleyeyim;
bir dönem yazılım alanında derslere girdim, eğitimler verdim. 6 ayda junior seviyesine gelen de gördüm 2 yıl ciddi anlamda çalışıp çabalayıp ancak junior olabilen de gördüm. diyeceğim o ki; herkesin her alanda başarılı olması mümkün değil. bunu ilk ve orta öğretim düzeyine de indirebilirsiniz. herkes matematikte iyi değildir, herkes enstrüman çalamaz, resim çizemez vs.
kötü öğretmen tabii ki vardır ama bence öğrenememenin altındaki en temel sebepler altyapı ve yetenek eksikliği.
+sınavdan kaç aldın kanka?
-90 aldım
+sınavdan kaç aldın kanka?
-25 vermiş
başarısızlık genelde eğitmenlere-öğretmenlere yıkılır. 3 yıl boyunca içinde bulunduğum bir durumu kısaca özetleyeyim;
bir dönem yazılım alanında derslere girdim, eğitimler verdim. 6 ayda junior seviyesine gelen de gördüm 2 yıl ciddi anlamda çalışıp çabalayıp ancak junior olabilen de gördüm. diyeceğim o ki; herkesin her alanda başarılı olması mümkün değil. bunu ilk ve orta öğretim düzeyine de indirebilirsiniz. herkes matematikte iyi değildir, herkes enstrüman çalamaz, resim çizemez vs.
kötü öğretmen tabii ki vardır ama bence öğrenememenin altındaki en temel sebepler altyapı ve yetenek eksikliği.
devamını gör...
92.
eğitim biraz karmaşık bir alan ve bazı mottoları var bunlardan biri de herkes öğrenebilir kimi a zamanda d yöntemi ile kimi b zamanda c yöntemle öğrenir ama bir şeyler öğrenir. burada öğrenci ve öğretmene birlikte sorumluluk düşüyor. öğrenci gayret etmeli ve hocasına dürüst olmalı öğretmen ise yöntemlere vakıf olmalı , iyi bir gözlemci olmalı ki öğrencisinin öğrenme yolunu bulsun
devamını gör...
93.
öncelikle öğretmen öğretemez. bir öğretmen öğretemediğinde öğrenci asla öğrenemeyeceğini düşünür ve aksini düşünene kadar o öğrenci bir daha asla öğrenemez
devamını gör...
94.
bir öğretmen karşısındaki öğrencinin aldığı kadar iyi olabilir ancak..
devamını gör...
95.
kuramsal açıdan bakınca bir öğretmen adayı olarak carrol'e göre öğrenemeyen öğrenci yoktur öğretemeyen öğretmen vardır.
devamını gör...
96.
öğretmenin mesleğine sevgisi ve saygısı yoksa öğretemez. öğrenci öğrenciliğini bilmezse, hevesi ve çabası yoksa öğrenemez.
devamını gör...
97.
yukarda anlatılanlara ek; öğrenci isteği, öğretmenin öğretim metotları, ailenin ilgisi, müfredatın yeterliligi dışında bir de ogrencideki psikoloji çok önemli..malum ülkemizde gelir sıkıntısı yaşayan 20 milyona yakın insan var. bu insanların çocukları ebeveynlerinin bu streslerinden elbette ki kendi paylarına düşeni alıyorlar. haliyle bu çocuklar ailede şiddet veya ekstrem bı olay mevzu değilse zaten otomatik olarak gelir sıkıntısı yüzünden mutsuzlar..mutsuz olan çocuklardan kaliteli öğrenme beklenmesi de saçmalikdir.
devamını gör...
98.
bence öğrenmek iki taraflıdır biri öğretmek için çabalar digeri bilgiyi almak için çabalar bir taraf eksikse bilgi yarım kalır.
devamını gör...
99.
bazen öğretmen öğretemez bazen de öğrenci öğrenmez.
-bazı öğretmen mesleki yetersizlik, tecrübesizlik, iş ahlakı eksikliği, belki de bıranşı olmayan derse girdiğinden ya da sistem sorunlarından öğretemeyebilir. tabi bi de öğretmen daha çok kişiye ulaşmak için sınıf ortalaması düzeyde dersi anlatıyor genelde. bu durumda bazen derste çok iyi olanlar sıkılırken çok kötü olanlar yine anlamayabiliyor. ders süresi de sınırlı, ömür dediğin de. tabi kötü niyetli biri de olabilir.
-bir ilköğretim öğrencisini düşünün. her tür dersi almak zorunda. ilgi alanına göre bi seçim yapma yok. zira o yaşta çocuk sağlıklı seçim de yapamaz, tabi bi de lise çağına gelince çocuğun tercihleri çok değişiyor. haliyle bütün dersleri okumalı. bundan ötürü çocuk mesela matematiği sevmiyor ve almıyor bünyesine ya da zihinsel olarak yeteneği yok matematiğe ne bileyim. ama aynı çocuk yine mesela türkçe dersinde sular seller gibi olabilir, kitaplar yazmak bile isteyebilir. bu örnekte matematiği öğrenememe sebebi daha çok öğrenci kaynaklı oluyor.
-bi de aile var. öğrenci her zaman okulun, eğitimin ve bilginin önemini bilemiyor. ödev yapmıyor, derse hazırlanmıyor, uzaktan eğitime katılmak yerine uyuyor ya da telefonda oyun oynuyor. öğretmen doğrusunu anlatınca ise -öğretmen değil mi, başka ne diyecek ki zaten- diye düşünüp kulak arkası ediyor. o noktada aileye görev düşüyor. bu görev de çocuklarını yönlendirmek, teşvik etmek gibi şeyler...
-bazı öğretmen mesleki yetersizlik, tecrübesizlik, iş ahlakı eksikliği, belki de bıranşı olmayan derse girdiğinden ya da sistem sorunlarından öğretemeyebilir. tabi bi de öğretmen daha çok kişiye ulaşmak için sınıf ortalaması düzeyde dersi anlatıyor genelde. bu durumda bazen derste çok iyi olanlar sıkılırken çok kötü olanlar yine anlamayabiliyor. ders süresi de sınırlı, ömür dediğin de. tabi kötü niyetli biri de olabilir.
-bir ilköğretim öğrencisini düşünün. her tür dersi almak zorunda. ilgi alanına göre bi seçim yapma yok. zira o yaşta çocuk sağlıklı seçim de yapamaz, tabi bi de lise çağına gelince çocuğun tercihleri çok değişiyor. haliyle bütün dersleri okumalı. bundan ötürü çocuk mesela matematiği sevmiyor ve almıyor bünyesine ya da zihinsel olarak yeteneği yok matematiğe ne bileyim. ama aynı çocuk yine mesela türkçe dersinde sular seller gibi olabilir, kitaplar yazmak bile isteyebilir. bu örnekte matematiği öğrenememe sebebi daha çok öğrenci kaynaklı oluyor.
-bi de aile var. öğrenci her zaman okulun, eğitimin ve bilginin önemini bilemiyor. ödev yapmıyor, derse hazırlanmıyor, uzaktan eğitime katılmak yerine uyuyor ya da telefonda oyun oynuyor. öğretmen doğrusunu anlatınca ise -öğretmen değil mi, başka ne diyecek ki zaten- diye düşünüp kulak arkası ediyor. o noktada aileye görev düşüyor. bu görev de çocuklarını yönlendirmek, teşvik etmek gibi şeyler...
devamını gör...
100.
bloom'a göre gerekli vakit ayrıldığında herkes öğrenebilir.
devamını gör...