161.
ben bugün asırlardır çözülemeyen bu bilinmezliğin bir başlık altında çözüme kavuştuğu güzel bir gün geçireceğim hayali ile yaşamamıştım, bu sebeple kalabalık ve boş laf ediyorum diye düşünmeden herkes gibi fikrimi söylemek istiyorum.
kabulü zor olsa da, kıymetsiz hissetirse de, neden çabaladım diye düşündürse de öyle olsa da böyle olsa da netice itibariyle hiçbir şey olmayacak ve biz döngüye katılma adına toprak altında çözülüp gideceğiz*
devamını gör...
162.
arzın gri yağmur perdesi kalkar ve heryeri gümüşi bir loşluk kaplar ve sonra görürsün, ak kıyıları ve ötesini, hızla doğan güneşin altındaki uzak yeşil ülkeyi.
devamını gör...
163.
yok olacağıma eminim öbür dünya diye birşey olduğunu sanmıyorum.
devamını gör...
164.
ne mi olacak nasıl yaşadıysan öyle muamele göreceksin. en adaletliside bu değil mi? öleceğimi biliyor olmak, iyikilerimin halay başı:)
devamını gör...
165.
böckelere yem.
devamını gör...
166.
pamuk
devamını gör...
167.
ömür boyu gördüklerimizin bir rüya olup olmadığını anlayacağız diye umut ediyorum.

matrix'i fazla kaçırdım herhalde.*
devamını gör...
168.
bunu düşünerek olumdej öncesini kaçırmamalı istemiyorum. dünyayı iyi bir insan olarak keşfettiğim sürece ölünce başıma gelecek en kötü şey çürümek olacak.
devamını gör...
169.
“evren, tekâmül üzerine kurulmuştur. varlıklar, tamamlanana kadar hayata gelip giderler. böyle diyeceğimi sanıyorsun, değil mi? tekâmül ne demek, biliyor musun? olgunlaşma, demek. evrim, demek. peki, bunların ne olduğunu biliyor musun? söyleyeyim: olgunlaşma, kimseye ve hiçbir şeye güvenmemeyi öğrenmektir. evrimse, boş bir ağızla doğup, gerektiğinde insan eti yiyecek kadar keskin dişlere kavuşmaktır. yeniden doğmak, ölümden sonra hayat, sonsuz bir ruh. çocukça bütün bunlar. ölümden sonra hayatta kalan hiçbir şey yoktur. beden, insan zihninin organik düzeneğidir. çalışıyorsa, hayattaysa düşünce üretir. beyindeki elektrik akışının sona ermesiyle ne ruh kalır ne de zihin. nasıl bir akü, elektriğin kendisi olduğunu iddia edemezse, insan da enerjinin kaynağı olduğundan söz edemez.”

ziyan
hakan günday
devamını gör...
170.
moderasyon bunalımda galiba. yok açık ilişki, yok sütyen bilmemnesi başlıklarını uplamayı bıraktılar, ölüm, mükemmeliyetçilik, kaçan çocukluk vs. daha enerji düşüren konuları uplıyorlar.

nooldu olmadı mı ilişki, ona mı üzüldünüz?
devamını gör...
171.
bunu öldükten sonra düşünürüz.
devamını gör...
172.
simülasyon sona erdiği için şükür namazı eda edeceğiz. oradaki gerçek kimliğimize alışıp biz ne yaşamışız böyle ya diyeceğiz. kendimize gelmek için yüzümüze bi su falan da çarparız. belli aralıklarla şeytan taşlama adeti gibi dünya taşlama yapacağız. burada hala simülasyona devam edenler attığımız taşları meteor düşmesi sanacak. yıldız kaydı deyip dilek tutacaklar. güleceğiz. güzel günler göreceğiz çocuklar, motorları maviliklere süreceğiz.
devamını gör...
173.
hesap var. adisyon gelecek. belli ki param yetmeyecek. iskonto yapan olmayacak. beni yakacaklar. üzülüyorum. beni yakacaklar. allah der ki, benden umut kesmeyin...

çok günahım oldu tabii ama cennete nail değilsem bile, cehennemlik bir hayatım da olmadı yav... büyük günahlar işlemedim pek fazla...

allahım yakma beni.
devamını gör...
174.
biraz sıcak olacak.
devamını gör...
175.

korkma
sadece toprağa gideceksin
sonra toprak olacaksın
sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin
oradan özüne ulaşacaksın
çiçeği özüne bir arı konacak
belki
belki o arı ben olacağım


(bkz: eşkıya)
devamını gör...
176.
eğer bilim adamları soğuk füzyonu bulamazlarsa, bir kaç milyon yıl sonra sabahın altısın'da işe gitmek için evden çıkan işçileri almaya giden bir servis aracının deposunda yakıt olarak bulunacağız.
devamını gör...
177.
bir ân- ı seyyale yaşamamış bebeler "biz öldükten sonra ne olacak?" diyorlar. ah yazık.
devamını gör...
178.
yaşıyor olduğumuzu seyrettiğimiz gibi ölüyor olduğumuzu da seyredeceğiz. bedenin ölümünün bedene ait olduğunu, bilincin zihin-bedenden ayrı bir oluşum olduğunu, esasında başından beri sadece tek bir bilincin içinde olduğumuzuu fark edeceğiz. yaşam fiil ölüm sıfatken, ölümün fiil yaşamın sıfat olduğunu deneyimleyeceğiz. beyinin yani düşüncenin durmasıyla düşüncenin olmadığı bir bilinç boyutundan bedenin algılarının yavaş yavaş azaldığını göreceğiz.

kişinin gerçeklik algısına göre bu ayrışma acılı ya da acısız olacak. inandığı deneyimlediği sadece madde dünya olan kişiler için bu ayrışma çok zorlu, olana izin veren, madde dünyanın geçici bir ikametgah olduğunun farkındalığıyla yaşamış kişiler için hafif olacak. madde dünyayı tek gerçeklik olarak benimsemiş kişi kendisine ait olanın kendisinden kopuşuna nasıl direniyorsa ona ait olan bedeninden kopuşuna da aynı şekilde direnecek. ve bu beyhude direnç kişiye acı olarak geri dönecek. işte "her nefs ölümü tadacaktır" ayetindeki mana biraz da budur. ölüm en nihayetinde tadılan, yani deneyimlenen bir süreç olacak.

burada bir ruh kavramından bahsetmiyorum, bahsettiğim şey evrenin total bilinci. tanrı bilincinin bir veçhesi olarak insan formunda yaşıyor oluşumuz üzerinden tanımlıyorum.

"kabir azabı; zihin-beden ve tanrı-bilincin birbirinden kopuşu sürecinin sancısına denir" diyebiliriz. bedenin yok oluşuna tanıklık etme süreci ve beden yok olurken tanrı bilincin içine çekilme süreci.

tedrici bir şekilde bedenden uzaklaşıp, artık ona dair bir iz kalmayınca içinde bulunduğumuz yeni süptil yaşamın - çünkü yaşam sonsuz yaşantılar sonludur - yeni durumları açığa çıkacak. süptil varlıklarla temas, iradenin zihin-bedenle birlikte ortadan tamamen kalkması, ve sürptil alanda yaşanacak şu anki algılarımızdan çok çok daha derin ve gerçekçi yeni durumlar. iradenin yalnızca tanrıya, yani evrenin bilincinin sahibine ait olduğunun farkındalığına zorunlu ve doğal olarak erişmeyle birlikte cennet ve cehennem dediğimiz merhalelere doğru yol alış süreçleri doğacak.

bedenliyken sebep olunan her duruma karşı sorumluluk yüklenilecek, çünkü o durumları tanrı-bilinç kümesinin içindeki zihin-beden unsuruyla yapıldı.

tam özgürlük için zihin-beden kişisinin belki de izlenimleri dahil tamamen kurtulmak gerektiğinden, onu tüm sebep olduğu durumlar da dahil olacak şekilde her şeyiyle geride bırakmak icap ettiğinden doğası gereği bu geride bırakış da sancılı olacak. "ölmeden önce ölmek" bu geriye bırakış sürecine burada henüz yaşarken girmek demek oluyor. diğer bir deyişle lokal zihin-beden bilincini evrensel tanrı-bilincin içerisinde eritip yok etme süreci.

ezcümle yaşarken ne oluyorsa ölürken de o olacak.
devamını gör...
179.
pamuğu tıkayınca önce bi flaş patlıyo, sonra ak sakallı bi dede çağırıyor:
-geel sesime geeeeel
-neden dede neden ben?
devamını linkte görebileceğiniz olay
devamını gör...
180.
diğer canlılara ya da maddeye ne oluyorsa o. çok korkunç değil fazla karanlık. fazla anlam yüklü. vaktinde öl!
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"öldükten sonra ne olacak sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim