101.
ınsanlarin cogunun birbirine karsi yaptigi sey. onden yargiya varma durumu.
devamını gör...
102.
bazen bir düşünceye/kanıya ön yargı demek, güneşin tam tepede olduğu, gizli saklı ne varsa aydınlattığı bir saatte; hatta hissetmenin, sezmenin hiç de gerek olmadığı, yani her şeyin ayan beyan ortada ve gözle görülür olduğu "gerçekler" üzerine oluşturulan yargının, aynı gerçekliğin nedenlerini, izlerini ve hatta belgelerini sırf işine gelmediği için, yüzleşmek cesareti olmadığı için karşı yakanın "ne alakası var canım" olarak değerlendirilmesidir.
ulan denir insana, gördüğüme mi inanayım sana mı?
ulan denir insana, gördüğüme mi inanayım sana mı?
devamını gör...
103.
iyidir oğlum. sizi ahmaklardan korur , ha yanlış fikirdeyseniz iyi olanla illa ki tanışırsınız.
devamını gör...
104.
kendi adıma konuşursam ön yargılarımın çoğunda haklı çıkmışımdır ama arkadaşlar hayat tecrübenize göre, bilgi birikiminiz hangi alandaysa ona göre yapın bu işi. çok büyük konuşan insanın kınadığı şey başına gelmiştir. bu da bizzat tecrübeyle sabittir.
devamını gör...
105.
ornekle anlatmam gerekirse:
benim en buyuk sıkıntım basıma gelen seylerin tesaduf oldugunu dusunmek yerine bana kasten yapıldıgına inanmak. bunu yıllardır daha ust bir farkındalık duzeyine ceviremiyorum.
velhasılı bir gun taksiye bindim. yolu tarif ediyorum. kurt genc bir cocuk taksici. sag don diyorum, sola donuyor, suradan git diyorum, anlamamazlıga geliyor. o kadar sinirlendim ki bi anda. biraz dikkatli dinlesen dedim sert bir sekilde. bana dedi ki "bana kurt oldugum icin kotu davranıyorsunuz." yanlıs yorumluyorsunuz beni, kaba davranmak istemedim, bir an sinirlendim, kusura bakmayın dedim sonra.
velhasılı birkac hafta sonra taksiye bindim. genc turk bir cocuk. o da dinlemiyor. asık mıdır nedir. suraya gidicez, su yoldan diyorum, kafasına gore bi seyler yapıyor filan. birden sinirlendim. sert cıkıstım.
velhasılı ben birine kurt veya turk oldugu icin ters davranmıyorum, beni iplemeyip dinlemedigi icin sinirleniyorum gordugunuz uzere.
ama kurtler kimi zaman her yasadıkları gunluk negatif seyi kurtluklerine yoruyor, bu onyargı iste mesela, kaldı ki ben kurtleri gereckten severim, oyle insanları ayrıstıran bir kafam yoktur.
velhasılı bir kadın var diyelim. ya da bir adam. o adam ya da kadın sizi burnunuz buyuk oldugu icin, eliniz kucuk oldugu icin, gobeginiz tombik oldugu icin, cv niz cok şık olmadıgı icin filan istemiyor degil cogunlukla. bunlar sizin kendinize dair onyargılarınız. neden istemedigini de kendiniz bulun;)
benim en buyuk sıkıntım basıma gelen seylerin tesaduf oldugunu dusunmek yerine bana kasten yapıldıgına inanmak. bunu yıllardır daha ust bir farkındalık duzeyine ceviremiyorum.
velhasılı bir gun taksiye bindim. yolu tarif ediyorum. kurt genc bir cocuk taksici. sag don diyorum, sola donuyor, suradan git diyorum, anlamamazlıga geliyor. o kadar sinirlendim ki bi anda. biraz dikkatli dinlesen dedim sert bir sekilde. bana dedi ki "bana kurt oldugum icin kotu davranıyorsunuz." yanlıs yorumluyorsunuz beni, kaba davranmak istemedim, bir an sinirlendim, kusura bakmayın dedim sonra.
velhasılı birkac hafta sonra taksiye bindim. genc turk bir cocuk. o da dinlemiyor. asık mıdır nedir. suraya gidicez, su yoldan diyorum, kafasına gore bi seyler yapıyor filan. birden sinirlendim. sert cıkıstım.
velhasılı ben birine kurt veya turk oldugu icin ters davranmıyorum, beni iplemeyip dinlemedigi icin sinirleniyorum gordugunuz uzere.
ama kurtler kimi zaman her yasadıkları gunluk negatif seyi kurtluklerine yoruyor, bu onyargı iste mesela, kaldı ki ben kurtleri gereckten severim, oyle insanları ayrıstıran bir kafam yoktur.
velhasılı bir kadın var diyelim. ya da bir adam. o adam ya da kadın sizi burnunuz buyuk oldugu icin, eliniz kucuk oldugu icin, gobeginiz tombik oldugu icin, cv niz cok şık olmadıgı icin filan istemiyor degil cogunlukla. bunlar sizin kendinize dair onyargılarınız. neden istemedigini de kendiniz bulun;)
devamını gör...
106.
on yargi baska gordugumuzde icimizin isinmadigi her insanda sonradan bi b.kluk cikmasi baska. ben genelde ikincisini yasiyorum
devamını gör...
107.
kapağına bakıp kitap almak gibi bir şeydir. bazı durumlarda çok etkili çalışırken bazen de büyük bir yanılmasamaya ve hüsrana yol açar.
einstein "ön yargıları kırmak atomu parçalamaktan zordur" derken george orwell. "her gördüğün gerçek olsaydı eline aldığın su mavi olurdu" der.
einstein "ön yargıları kırmak atomu parçalamaktan zordur" derken george orwell. "her gördüğün gerçek olsaydı eline aldığın su mavi olurdu" der.
devamını gör...
108.
her şey gibi o da olsun ama ön yargının kendisi olmayın.
devamını gör...
109.
toplumun en derin yaralarından biri. bebeklikten itibaren öğrendiğimiz kalıplar, hayat boyu peşimizi bırakmıyor. farklılıkları kucaklamak yerine, insanları kategorilere ayırıyor ve birbirimizden uzaklaştırıyoruz. bu durum, hem bireysel ilişkilerimizde hem de toplumsal hayatta büyük sorunlara yol açıyor.
ön yargılar, kalplerimize koyduğumuz duvarlar gibidir. insanları tanımadan önce onları yargılayarak, kendimizi de onlardan mahrum bırakırız. farklılıklar zenginliktir, korkulacak bir şey değil.
ön yargılar, kalplerimize koyduğumuz duvarlar gibidir. insanları tanımadan önce onları yargılayarak, kendimizi de onlardan mahrum bırakırız. farklılıklar zenginliktir, korkulacak bir şey değil.
devamını gör...
110.
bazen doğru, bazen yanlış çıkan yine de insanların vazgeçmediği eylem.
devamını gör...
111.
önyargı. yada yargı. ikisi de birbirinden beter. insanı zehirleyen bir histir. bazı zamanlar da rahatlatır tabii. bu kişi zaten böyle deriz ve rahatlatırız kendimizi.
hiçbir halt bilmiyoruz ve bilmediğimiz şey hakkında doyasıya konuşuyoruz. daha doğrusu tabiri caizse atıp tutuyoruz.
hepimiz öyle yollardan öyle hayatlardan geliyoruz ki. bazen bir katili bile anlama düşüncesine koyuluyorum bu yüzden. ne oldu ne yaşadı da böyle oldu. öyle ki hiçbirimizin garantisi yok kötü bir yola düşmeyeceğimize dair. bunu öğrendiğimden beri daha hafifim. kimseyi yargılamıyorum. sadece dinliyorum. anlamaya gayret ediyorum az da olsa. anlaşılmadığımızdan ötürü kötüye yalınayak koşuşuşumuz çünkü.
diyeceğim o ki elimden gelse sözlükten siler atardım bu kelimeyi. fakat şimdi sözlüğe ekliyorum ve uyarıyorum.
yapmayın!
hiçbir halt bilmiyoruz ve bilmediğimiz şey hakkında doyasıya konuşuyoruz. daha doğrusu tabiri caizse atıp tutuyoruz.
hepimiz öyle yollardan öyle hayatlardan geliyoruz ki. bazen bir katili bile anlama düşüncesine koyuluyorum bu yüzden. ne oldu ne yaşadı da böyle oldu. öyle ki hiçbirimizin garantisi yok kötü bir yola düşmeyeceğimize dair. bunu öğrendiğimden beri daha hafifim. kimseyi yargılamıyorum. sadece dinliyorum. anlamaya gayret ediyorum az da olsa. anlaşılmadığımızdan ötürü kötüye yalınayak koşuşuşumuz çünkü.
diyeceğim o ki elimden gelse sözlükten siler atardım bu kelimeyi. fakat şimdi sözlüğe ekliyorum ve uyarıyorum.
yapmayın!
devamını gör...
112.
devamını gör...