osmanlıca

eskişehir anadolu üniversitesinde, tarih bölümünde yanlış hatırlamıyorsam mehmet topal isimli çok değerli öğretim görevlimiz osmanlıca değil de osmanlı türkçesi denmesini söylerdi. çok da güzel bir şekilde dersi anlatırdı gerçekten, bilenler belki burada da vardır kendisini. onunla birlikte, osmanlı türkçesini, özellikle osmanlıca 1 ve 2 derslerini çok rahat öğrenmiştim. yanlış değilsem iki dersi de "aa" notuyla geçtim. 3 ve 4'te biraz benim gayretsizliğim biraz dersin zorlaşması derken ders notum biraz düşmüştü ne yazık ki. ama yine de bu dersi ve genel olarak osmanlı türkçesini severim. böyle özellikle bir yerlerde denk gelince okumaya çalışıyorum, adeta bulmaca çözüyor gibi keyif veriyor.

çok yakında resmi yazı dili olarak okullarda öğretilecektir. yeni öğretmen alınmamasının sebebi budur. osmanlıca eğitimi uzun süredir, devlet okullarında dışarıdan yaş gruplarına verilen kurslarla tedavüle sokulmaktadır. bu işin sancak gemisi görevini de (bkz: yazıcılar) olarak bilinen nurcu grubun, kültür ve dini matbuattan sorumlu kuruluşu (bkz: hayrat vakfı) üstleniyor.

rte apo gelsin mecliste konuşsun hengamının ilk günlerinde ''haftaya hepsini unutturacak başka bir gündem olacak '' derken bu olmasa da buna benzer bir ana eksenden saptırıcı bir şeyi kastediyordu. şu anki maarif nazırımız, kendisini net bir şekilde islam nizamının yer yüzüne hakimiyeti hususunda bir hizmetkar olarak görmektedir. rte'nin de tensip ve teşvikleriyle türkiye'de kemalist devrimi tersine çevirecek bu uygulamanın kendisine nasip olması için her gece dua ediyordur. yine çok değil on sene sonra bildiğimiz manada türkiye cumhuriyeti diye bir ülke kalmadığında ihvancı-islamcı rejimimizin onca yıkılış emaresi içerisinde yaptığı kamikaze uygulamalardan birisi olarak gelecek nesiller bunu tarih kitaplarında okuyacaklardır.

not: söz konusu yorum müspet veya menfi bir bakışı değil durum tespiti içermektedir. kemalist olmadığım gibi islamcılıktan da çok uzun seneler evvel talak-ı selase ile boşandım. ilginç zamanları müşahede eden bir tarih yolcusuyum. kanın evine sıçramaması için dua eden.

okuyup, yazabildiğim dildir. okuması, çözmesi eğlencelidir.

böyle bir dil yok. osmanlıca denilen dil , saray eşrafının konuştuğu yapay bir dil.
halkın dili hep türkçedir.
asırlardır bu böyledir. onun için yunus'u , karacoğlan'ı anlarken , nedim'i anlamayız.
atatürk , yeni bir dil yaratmadı. bilakis halkın dilini devlet dili yaptı.
bu sayede devlet erkânının söylediklerini halk anlayabiliyor.

temel mektuplari okuma acisindan 2 haftada ogrenilebilen dil. turkceyi ogrenmek cok daha zordur.

aöfde tarih okumak isterseniz bu arkadaşın dersini almak zorundasınız.

yıl olmuş 2024 hala osmanlıca yazı dili olacak diyen var.

adından da anlaşılacağı üzre, bir aile(saray) çevresi için uydurulmuş, farsça arapça kırması bir saray çevresi sınırını taşmamış bir özenti "dilimsi"dir. osmanlı bir ulus değil, aile (ki kendi içinde bile bir soy, din, kültür birliği yoktur.) kendisine bir "dil !" jargon uydurdu diye, o dilbilim gereğince ciddi bir dil sayılamaz, aileyle/saltanatla sınırlı bir ömrü olur, nitekim öyle de olmuştur.. sadece eğitimli varlıklı çevrece kullanılmış abartılı, ağdalı bir jargondur. o kadar.
ciddi bilimsel, yazınsal bir yaratı repertuarı da yoktur. farsça ve arapça desteği/kaynağı olmaksızın, kendi başına varlığından dahi sözedilemez.. (zaten osmanlıcılar bile bunu 'osmanlı türkçesi' diye yutturmaya takdime çalışırlar. oysa osmanlı, uygur, kazak, azeri vb. özellikler taşıyan bir topluluk değildir ki, kendine özgü türkçesi olabilsin.)