1.
insanın kendine tıpkı bir dostuna yaklaştığı gibi şefkatle, merhametle, saygıyla yaklaşması. kendini anlaması. zor anlarda "evet bu zor bir an. şu an çok zorlanıyorum, ne yaparsam bu süreci daha kolay yaşayabilirim?" demesi. kendine yardımcı olması. o kadar güzel bir duygu ki. elbette öz şefkati pratiği yaparken bir yandan da farkındalık pratiği yapmış oluyorsunuz çünkü acınızı fark ediyor ve ona yargısızca tanık oluyorsunuz, onu kabul ediyorsunuz.
öz şefkat pratikleri için faydalı bulduğum kitaplar:
pembe fili düşünme (öz şefkate başlangıç için iyi bence)
öz şefkatli farkındalık - christopher k. germer (uygulama kitabı da güzel)
mindfulness - zümra atalay
birkaç tane de link bırakayım:
www.zeynepselvili.com/tr (bunu link olarak ekleyemedim nedense. öz şefkat hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için zeynep selvili'nin sitesine bakabilirsiniz)
öz şefkat üzerine bir video
christopher germer'in öz şefkat meditasyonu
öz şefkat pratikleri için faydalı bulduğum kitaplar:
pembe fili düşünme (öz şefkate başlangıç için iyi bence)
öz şefkatli farkındalık - christopher k. germer (uygulama kitabı da güzel)
mindfulness - zümra atalay
birkaç tane de link bırakayım:
www.zeynepselvili.com/tr (bunu link olarak ekleyemedim nedense. öz şefkat hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için zeynep selvili'nin sitesine bakabilirsiniz)
öz şefkat üzerine bir video
christopher germer'in öz şefkat meditasyonu
devamını gör...
2.
self compassion.
hayatınızın bir noktasında kendi öz şefkat duygunuzu azaltan kişisel ilişkilere girerseniz ve seçim yapmak durumunda kalırsanız, kendi öz şefkatinizi seçiniz. insan, kendi öz duygusunu sağlayamadığı, kendini besleyemediği ilişkilerde eksilir ve dağılır.
hayatınızın bir noktasında kendi öz şefkat duygunuzu azaltan kişisel ilişkilere girerseniz ve seçim yapmak durumunda kalırsanız, kendi öz şefkatinizi seçiniz. insan, kendi öz duygusunu sağlayamadığı, kendini besleyemediği ilişkilerde eksilir ve dağılır.
devamını gör...
3.
kas gibidir; kullanıldıkça gelişir ve doğal bir hal alır.
devamını gör...
4.
kendinize, omzunuzu öperek gösterebilirsiniz.
devamını gör...
5.
kendimizle pozitif ilişki kurmamızdır. insanın kendi ile dost olması durumu. bir başkasına teselli verdiğinde sen yaparsın, atlatılmayacak bir şey değil gibi mantıklı düşünme uyarlamasını sıra kendine geldiğinde de yapabilmektir. size de oluyor mu, keşke senin gibi olabilsem diyenlerin yanında hafif karizmatik bir gülümsemeyle yok canım demenin gururunu yaşama isteği. oysa bir bilse kendimde aynı onun verdiği gibi tepki gösteriyorum. bana da aynı akılla gelene ben de vay be diyorum. neden başkalarına bu kadar hoşgörülü olup sıra kendimize geldiğinde çuvallıyoruz?
kendimizi zor zamanlarda sert eleştirir ve suçlarsak stres seviyemizi daha çok yükseltiriz. halbuki böyle zamanlarda iyimserlikle enerjimizi yükseltmeyi başarabilirsek kaygımızı bir nebze azaltabiliriz. tamamen hayatımızı etkileyecek bir şey bu. kendimizi sevmemizi sağlayacak ve başarı getirecek bir kavram.
benim anlayışlı bir iç sese ihtiyacım var.
iç sesim beni duydun mu?*
kendimizi zor zamanlarda sert eleştirir ve suçlarsak stres seviyemizi daha çok yükseltiriz. halbuki böyle zamanlarda iyimserlikle enerjimizi yükseltmeyi başarabilirsek kaygımızı bir nebze azaltabiliriz. tamamen hayatımızı etkileyecek bir şey bu. kendimizi sevmemizi sağlayacak ve başarı getirecek bir kavram.
benim anlayışlı bir iç sese ihtiyacım var.
iç sesim beni duydun mu?*
devamını gör...
6.
depresyona girmemek için geliştirilmesi gereken yeti.
kendine özenmenin anne gibi olan hali.
canım ben, kız bi tanesin sen.
girizgah benden devamı sizden.
depresyon diyorum, ona göre.
kendine özenmenin anne gibi olan hali.
canım ben, kız bi tanesin sen.
girizgah benden devamı sizden.
depresyon diyorum, ona göre.
devamını gör...
7.
öz şefkat; değer verdiğimiz insanlara gösterdiğimiz anlayış, ilgi ve hassasiyeti kendimize de gösterebilmemizdir. kendimizi insanlardan ne çok üstün ne de çok daha aşağıda görmemek, herkesle bir ortaklık taşıdığımızın bilincinde olabilmektir. şefkat, acının nasıl karşılandığı ve nasıl kabul gördüğüyle ilgili bir kavram. bir nevi acının doğasını anlamaktır. bu noktada da merhametten ayrılır. çünkü merhamet, karşıdaki insanın acıyı nasıl kabullendiği ve yaşadığından çok ona karşı hissettiklerimizle ilgilidir. hatta merhamet, acı çeken insanı güçsüz görme eğilimindedir. oysa bu noktada şefkat aynı şekilde yaklaşmaz. "şefkatte bir hiyerarşi yoktur."*
"senin iyilikseverliğin eğer seni de kapsamıyorsa bu ne iyiliktir ne de sevgidir."
zümra atalay/şefkat, syf. 36
bu cümlenin büyük bir sırrı açığa çıkarmadığını, bilindik bir noktaya parmak bastığını biliyorum ancak okuduğum anda çok çarpıcı buldum. şefkatin ve öz şefkatin tam olarak ne olduğunu öğrendikçe bundan ne kadar uzak olduğumu fark ettim. insanlara nasıl davranmam gerektiğini düşünürken kendimi ne çok hırpalıyormuşum meğer. kimseye asla sarf etmeyeceğim sözleri kolaylıkla kendime söyleyebiliyormuşum. davranışların yalnızca dışa dönük olduğunu varsayma yanılgısı belki de. hâlbuki kendimizi incitebilir ve kendimize karşı kaba olabilirmişiz.
bu noktada "öz nezaket" kavramı devreye giriyor. öz şefkatin 3 temel unsurundan biri olan bu kavramı güçlendirirsek ve yeterince üstüne düşersek birçok meseleyi de halletmiş oluyoruz aslında. kendimize bakış açımızı ve düşünce biçimimizi yeniden inşa etmek mümkün mü bilmiyorum ama bir yerden de başlamak gerekir. kendimize kızdığımızda ya da bir başarısızlık karşısında seçtiğimiz kelimeleri düşünelim. umarım siz düşününce üzülmemişsinizdir çünkü ben çok üzüldüm. öyle acımasızlaşmışım ki kendime karşı.. bu yaklaşımımın tıpkı çocukken ebeveynlerimin bana olan yaklaşımına benzerliğini fark ettiğimde daha da çok üzüldüm. yıllar içinde büyüyoruz, artık onlar aynı şekilde davranmayı bırakıyor ama biz kendimize alıştığımızı vermeye devam ediyoruz. ne acı.
birkaç gündür aynaya baktığımda, uyumadan önce düşünürken ya da öylece bahçede turlarken bilhassa olumlu yaklaşıyorum kendime. biraz pişmanlık, biraz mahcubiyet. telafi etmek için kendimi zorlamıyorum. sadece iki ayrı ben olduğunu ve diğerini ne çok üzdüğümü, mükemmeli zorlayarak yorduğumu yeni anladım. artık olduğundan/olduğumdan fazlasını beklemiyorum.
yine birkaç gündür meditasyon tekniklerine merak saldım. deneyimlediğim kadarıyla iyi geldiğini düşünüyorum. ruhumu ve ruhumda çakılı kalmış her şeyi serbest bırakıyorum tek tek. en azından çabalıyorum. tonglen epey ilgimi çekti. yeterince araştırmadan denemeyeceğim. bir de şu alaycılığı kenara bırakma kararı aldım. ciddiyetimi ve derinliğimi özlemişim sanırım.
"senin iyilikseverliğin eğer seni de kapsamıyorsa bu ne iyiliktir ne de sevgidir."
zümra atalay/şefkat, syf. 36
bu cümlenin büyük bir sırrı açığa çıkarmadığını, bilindik bir noktaya parmak bastığını biliyorum ancak okuduğum anda çok çarpıcı buldum. şefkatin ve öz şefkatin tam olarak ne olduğunu öğrendikçe bundan ne kadar uzak olduğumu fark ettim. insanlara nasıl davranmam gerektiğini düşünürken kendimi ne çok hırpalıyormuşum meğer. kimseye asla sarf etmeyeceğim sözleri kolaylıkla kendime söyleyebiliyormuşum. davranışların yalnızca dışa dönük olduğunu varsayma yanılgısı belki de. hâlbuki kendimizi incitebilir ve kendimize karşı kaba olabilirmişiz.
bu noktada "öz nezaket" kavramı devreye giriyor. öz şefkatin 3 temel unsurundan biri olan bu kavramı güçlendirirsek ve yeterince üstüne düşersek birçok meseleyi de halletmiş oluyoruz aslında. kendimize bakış açımızı ve düşünce biçimimizi yeniden inşa etmek mümkün mü bilmiyorum ama bir yerden de başlamak gerekir. kendimize kızdığımızda ya da bir başarısızlık karşısında seçtiğimiz kelimeleri düşünelim. umarım siz düşününce üzülmemişsinizdir çünkü ben çok üzüldüm. öyle acımasızlaşmışım ki kendime karşı.. bu yaklaşımımın tıpkı çocukken ebeveynlerimin bana olan yaklaşımına benzerliğini fark ettiğimde daha da çok üzüldüm. yıllar içinde büyüyoruz, artık onlar aynı şekilde davranmayı bırakıyor ama biz kendimize alıştığımızı vermeye devam ediyoruz. ne acı.
birkaç gündür aynaya baktığımda, uyumadan önce düşünürken ya da öylece bahçede turlarken bilhassa olumlu yaklaşıyorum kendime. biraz pişmanlık, biraz mahcubiyet. telafi etmek için kendimi zorlamıyorum. sadece iki ayrı ben olduğunu ve diğerini ne çok üzdüğümü, mükemmeli zorlayarak yorduğumu yeni anladım. artık olduğundan/olduğumdan fazlasını beklemiyorum.
yine birkaç gündür meditasyon tekniklerine merak saldım. deneyimlediğim kadarıyla iyi geldiğini düşünüyorum. ruhumu ve ruhumda çakılı kalmış her şeyi serbest bırakıyorum tek tek. en azından çabalıyorum. tonglen epey ilgimi çekti. yeterince araştırmadan denemeyeceğim. bir de şu alaycılığı kenara bırakma kararı aldım. ciddiyetimi ve derinliğimi özlemişim sanırım.
devamını gör...
8.
kısaca insanın kendine olan sevgisidir. ben psiyatristimin önerisi üzerine, özşefkat meditasyonu yapıyorum düzenli olarak.
yaklaşık 3 aydır yapmaktayım ve faydasını görmekteyim.
yaklaşık 3 aydır yapmaktayım ve faydasını görmekteyim.
devamını gör...
9.
icimizdeki merhamet hissi
devamını gör...
"öz şefkat" ile benzer başlıklar
şefkat
21