patagonyalı ile sözlükteki sesiniz radyo programı
başlık "patagonyalı" tarafından 15.04.2024 12:56 tarihinde açılmıştır.
761.

selam güzel insanlar. bu akşam benim yayın günüm ve programımızı yapacağız. biliyorum 2 gündür kafanızı şişirmiş, tadınızı kaçırmış olabilirim, bundan dolayı mazur görün beni. bu akşam daha çok istek parçalarınızı çalıp tanımlarınızı okumaya gayret göstereceğim. daha eğlenceli bir yayın olmasına gayret edeceğim.
bir konuk almak için plan yapmıştım ama müsaitlik durumu olamadığı için ertelemiş oldum. yayının gidişatına göre konuk almak da olabilir. bakalım bu gecenin rengi bizi nerelere sürükleyecek.
sizin sesiniz olmamı istediğiniz tanımlarınızı ve istek parçalarınızı bekliyorum dostlar.
saat: 21:00'de buluşmak üzere.
radyo linki
konuk olmak için discord adresi: patagonyali_1907
devamını gör...
762.
sevgili patagonyalı konuğuna ve sana iyi yayınlar diliyorum. istek kabul ediyorsanız, şöyle iliştiriyorum : sevgiler,
devamını gör...
763.
üçüncü sınıf lilith acaba mejanin ismini ağzına alırken besmele çekmiş midir?
devamını gör...
764.
yayına katılan herkese çok teşekkür ediyorum. iyi ki varsınız dostlar. iyi geceleriniz olsun, hoşça kalın.
devamını gör...
765.
---! alıntı !---
80 öncesini yaşayan yazarlardanım. inanın ilkokulda okuyan çocuğun şu anda üniversite okuyan bir öğrenciden daha fazla bilgisi vardı.
---! alıntı !---
(bkz: 80 öncesini yaşayan yazarlar uçurulsun)
80 öncesini yaşayan yazarlardanım. inanın ilkokulda okuyan çocuğun şu anda üniversite okuyan bir öğrenciden daha fazla bilgisi vardı.
---! alıntı !---
(bkz: 80 öncesini yaşayan yazarlar uçurulsun)
devamını gör...
766.
kaybeden ve tutunamayanlara selam olsun.
devamını gör...
767.

bu güzel sözlüğün güzel insanları. hepinize selam ve saygılarımı iletiyorum. bu akşam farklı bir akşam olacak. bu akşam şiir okuyacağız, şiirlerden bestelenmiş şarkıları hep beraber dinleyeceğiz. bu akşam duygulanacağız, belki en derinden bir ah sesi gelecek.
bu akşam dertleşeceğiz, yad edeceğiz, anı sandığının o tozlu kapağını aralayacağız belki de.
programımıza çok değerli bir misafirimiz var ve sevgili killerqueen aramızda olacak. benim renksizliğimi bir nebze siz değerli dinleyenler için çekilir hale getirmeye çalışacak.
evet bu akşam yüreğin en derinlerinden gelen sesleri dinleme akşamı olacak. yüreği güzel insanlar, buyurun davetlisiniz.
beğendiğiniz veya bizzat sizin kaleme aldığınız dizeler ve bestelenmiş şarkılarıyla beraber sizleri bekliyoruz efendim.
saat: 21:00'de buluşmak üzere güzel insanlar.
radyomuzun linki: buyurun
devamını gör...
768.
e2: aferin. seni kovmayaçam.
üst edit: daha yayını yapmadan sabote edilmeye başlandı bile. eeeeyyy, dıjjjj güçler! sizi bulacağım olom! alaçam köyü, kovaçam sizi.
çok eğleneceuk çok. keyifli olacak. şarap alıp geleceğim.
üst edit: daha yayını yapmadan sabote edilmeye başlandı bile. eeeeyyy, dıjjjj güçler! sizi bulacağım olom! alaçam köyü, kovaçam sizi.
çok eğleneceuk çok. keyifli olacak. şarap alıp geleceğim.
devamını gör...
769.
çoook geç. inanılmaz geeeçç. kesin uyurum. gülücek.
21:00 ideal sayılır. bak bu saate geç demek insafsızlık olur. 21 iyidir.
21:00 ideal sayılır. bak bu saate geç demek insafsızlık olur. 21 iyidir.
devamını gör...
770.
yiii o kadar güzel olacak kii
şiir isteğinde bulunabiliyor muyuz?
şu sıralar yorgun ruhuma bir dinlenme molası bırakmak iyi olacak.
şiir isteğinde bulunabiliyor muyuz?
şu sıralar yorgun ruhuma bir dinlenme molası bırakmak iyi olacak.
devamını gör...
771.
iki duble rakı içip, bir kitap alıntısı okuyup peşine bir şiir patlattıktan sonra yayına bağlanan birine sizinle sevişmiş miydik sayın dinleyici diye sormazsanız darılırım. *
devamını gör...
772.
harika bir yayın olacağa benziyor, hiç unutmam çok tuhaf bir dolunaylı akşamda bestelediğim şarkımla orada olacağım!
devamını gör...
773.
holalaa!
devamını gör...
774.
bakkal ve manav dostlarımla birlikte sabırsızlıkla bekliyorum.
devamını gör...
775.
uzun zaman oldu yazmayalı.
şimdiden yüreğinize sağlık güzel,
güzel ve mutlu olmayı hak eden insanlar.
kaltak umutlar ans*iklopedisi
durum vaveyla
küsenler atlı
mutlular suçlu
kaç gecedir patika yollarından sana çıkasım vardı,
bilemezsin kaç yağmur akıttı makyajımı dallı budaklı.
dert, bela hüzün
sahi dert, bela hüzünden umuda ne kaldı.
ne kadar kar ettin adımlarından bana. gelirken.
kırık beyaz yağlı boyalı ahşap pencereden dışarı
pencerenin ardı derin,uzak ve sandığımdan çok daha dışarı.
kumsaldan satır başlarına uzanan resitaller
şezlonga yasladığım bira akşam güneşiyle ısı
gün ameliyathanesine çağırılıyor umudun ahı
yarım kalmak. diye bir şey yere düşen. gonca.
işte. sermek yere. almak ahı
bin. ahın hakkı. kırk bir yııl mı sürüyor sahi
o zaman
dert, bela, hüzün.
ardından sevmek seni çağlara, deryalara
ruj izi alın yazısı
zatı muhterem kadehler
sonu gelen manzaranın mavisini hafife alma
gülüşlerini öne atma
geri durma
çıkmaya yeltenip yükselmekten korktuğun ahşap merdivenler var ya
yenmiş olacak düşünce haşerelerince
unutma.
umursama.
içten içe seninle büyümeyi bırakan her şey biraz,
tütsülerle darmadağın odamı aforoz ederken verdiğin hırka
kasvetinle geldi
dert, bela, hüzün
yarını yanıltmaya çalıştığımız kadar karşımıza çıkacak
melankolik mutluluklar çeşmesi bir yanın
diğer yanınaysa hesaplarca dikilecek rutubetli duvarlar.
paslı bir hava gazı fabrikasını soluyorum
sadece merakımdan
üstelik biraz da acele ediyorum
derken duruyorum
ardıma bakıyorum
sonra koşuyorum gerisin geri
ve soruyorum
artık lanetli bi bela mı bulsa beni?
bilirsin
bi şekilde olmuyor işte
dert, bela, hüzün.
yollara!
diyorum beş gün beş gece
ve gülmek istiyorum seni yeşilce
seni yeşilce anlatmak dahi
korkusundan titriyor şah unutur diye yarın yaşayacağını
sanmaklardan dikiyor kendini şehre
öyle deme
nur’un kök saldı da asfalt parladı.
sonra beni kun demenin ehemmiyeti sardı
bırakmak yarımları da unutmak sana
ve değmek teninden ile vazgeçmek yüzündenleri biriktirmek cebinde
çevreli yüzündenler ahın gidişi dahi
deme bana neden devrimin devrik
deme bana neden dalların savruk
gülmekler de yitiyor şehre
ve her şeyden önce geliyorsun.
sen, iyilik, güzellik
şimdiden yüreğinize sağlık güzel,
güzel ve mutlu olmayı hak eden insanlar.
kaltak umutlar ans*iklopedisi
durum vaveyla
küsenler atlı
mutlular suçlu
kaç gecedir patika yollarından sana çıkasım vardı,
bilemezsin kaç yağmur akıttı makyajımı dallı budaklı.
dert, bela hüzün
sahi dert, bela hüzünden umuda ne kaldı.
ne kadar kar ettin adımlarından bana. gelirken.
kırık beyaz yağlı boyalı ahşap pencereden dışarı
pencerenin ardı derin,uzak ve sandığımdan çok daha dışarı.
kumsaldan satır başlarına uzanan resitaller
şezlonga yasladığım bira akşam güneşiyle ısı
gün ameliyathanesine çağırılıyor umudun ahı
yarım kalmak. diye bir şey yere düşen. gonca.
işte. sermek yere. almak ahı
bin. ahın hakkı. kırk bir yııl mı sürüyor sahi
o zaman
dert, bela, hüzün.
ardından sevmek seni çağlara, deryalara
ruj izi alın yazısı
zatı muhterem kadehler
sonu gelen manzaranın mavisini hafife alma
gülüşlerini öne atma
geri durma
çıkmaya yeltenip yükselmekten korktuğun ahşap merdivenler var ya
yenmiş olacak düşünce haşerelerince
unutma.
umursama.
içten içe seninle büyümeyi bırakan her şey biraz,
tütsülerle darmadağın odamı aforoz ederken verdiğin hırka
kasvetinle geldi
dert, bela, hüzün
yarını yanıltmaya çalıştığımız kadar karşımıza çıkacak
melankolik mutluluklar çeşmesi bir yanın
diğer yanınaysa hesaplarca dikilecek rutubetli duvarlar.
paslı bir hava gazı fabrikasını soluyorum
sadece merakımdan
üstelik biraz da acele ediyorum
derken duruyorum
ardıma bakıyorum
sonra koşuyorum gerisin geri
ve soruyorum
artık lanetli bi bela mı bulsa beni?
bilirsin
bi şekilde olmuyor işte
dert, bela, hüzün.
yollara!
diyorum beş gün beş gece
ve gülmek istiyorum seni yeşilce
seni yeşilce anlatmak dahi
korkusundan titriyor şah unutur diye yarın yaşayacağını
sanmaklardan dikiyor kendini şehre
öyle deme
nur’un kök saldı da asfalt parladı.
sonra beni kun demenin ehemmiyeti sardı
bırakmak yarımları da unutmak sana
ve değmek teninden ile vazgeçmek yüzündenleri biriktirmek cebinde
çevreli yüzündenler ahın gidişi dahi
deme bana neden devrimin devrik
deme bana neden dalların savruk
gülmekler de yitiyor şehre
ve her şeyden önce geliyorsun.
sen, iyilik, güzellik
devamını gör...
776.
#3067709
bundan sonra program biter zaten dağılabilirsiniz arkadaşlar.
bundan sonra program biter zaten dağılabilirsiniz arkadaşlar.
devamını gör...
777.
778.
şiirden o kadar hoşlanmıyorum ki muhtemelen çok uzun süre dinleyemem amma velakin iki güzel insanın sunuyor olması harika! şimdiden iyi yayınlar şekerler.
bu arada, şiirden hoşlanmıyorum derken, serbest şiiri kastediyorum. ölçülü, uyaklı şiirleri sevebilirim ama onda da biraz seçiciyim. ilkokul çocuğu elinden çıkmış gibi duran, aşırı basit ve kısa cümleli olanları yine sevmiyorum. günümüzde çoğunlukla serbest şiir iş yaptığı için hâliyle kaçıyorum böyle programlardan.
yorumun buradan itibaren olan kısmında 2 adet uzun şiir yazacağım. isterseniz okumayın ama "format bu, okuyacağız" derseniz, o başka.
mesela cemal safi şiirleri çok güzeldir bana göre. bestelenenleri de var içlerinde, meşhur sanatçıların söylediği. adam bence güzel anlatıyor duygularını.
örneğin şu:
bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.
akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.
nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
saçlarına hasreti tanımayan ellerim,
rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.
ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.
dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
aynalarda kendimi göresim sende kalmış.
sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
can diyorum sana can kafesim sende kalmış.
allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
sanki her noksanımı mecburum itirafa,
hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.
gel tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
kelime-i şahadet getirmem için gerek,
son diyorum sana son nefesim sende kalmış.
bir de halil soyuer'in şiirlerini severim. örnek:
sen sonsuz ufukların dile gelen meltemi
sen, renklerin üstünde kaynaştığı manzara
sen gönül kafesine demir atan ilk gemi,
sen, bağrımda açılıp kapanmayan ilk yara
unutmak istesem de bu benim elimde mi?
yağmur ol damla damla arık toprağıma ak,
yatıştır içimdeki hırçınlaşan denizi
sen, bahtımın burcunda dalgalanan ilk bayrak,
sen, ıssız yollarımın kaybolmayan ilk izi,
kendini görmek için göz bebeklerime bak
bırak gezeyim köy köy, sorayım şehir şehir,
benim için de olsun bugünün dünden farkı
sen, gönül kitabından okuduğum ilk şiir,
sen, bahar rüzgarından dinlediğim ilk şarkı
geceler bir damla yaş, günler bir damla zehir
bunca yıl sabrederek boyun eğdim kadere,
söyle, kavuşacağım günler pek çok mu uzak?
sen, ruhumu suyunda yıkadığım ilk dere,
sen, gönlümün tutulup çırpındığı ilk tuzak
gitsin mi bunca emek bunca dilek boş yere
göster bakışlarını zaman zaman ve yer yer
gönlüm intizardadır senden gelecek emre
sen, bağrıma saplanan merhametsiz ilk hançer
sen, gönül toprağına gelip düşen ilk cemre
bunalan içerime bir parça teselli ver
bu sert rüzgar başımdan hep böyle mi esecek,
hep böyle mi saracak varlığımı bu diyar
sen, bir bahar sabahı kokladığım ilk çiçek
sen, ömrümün kışında gülümseyen ilk bahar,
ne derin bir acı duy, ne sonsuz bir keder çek
oydum gönül dalına adını hece hece,
gel de gör can evime işledi uykusuzluk
sen, aklımı peşinde sürüyen ilk düşünce
sen, bütün varlığımda duyduğum ilk susuzluk
neyim var senden güzel, neyim var senden önce
ne olur üstüme dök bütün sıcaklığını,
başımı saran sisi hem parçala hem dağıt
sen, ömrümün yolunda gıcırdayan ilk kağnı
sen, üstüne derdimi işlediğim ilk kağıt
eyleme hislerimi bir avuç kül yığını
sen, sonsuz ufukların dile gelen meltemi
sen, renklerin üstünde kaynaştığı manzara
sen, gönül körfezine demir atan ilk gemi
sen, bağrımda açılıp kapanmayan ilk yara
yıllar geçse de seni unutmak hiç elde mi?
***
bir de erol kavşit'in şiirleri çok güzeldir. internette bulamıyorum. kitabı elime alıp tek tek yazmam gerekiyor. ona da ben üşendim şimdi, yalan yok. rahmetle anıyorum bu güzel sanatçıları.
bu arada, şiirden hoşlanmıyorum derken, serbest şiiri kastediyorum. ölçülü, uyaklı şiirleri sevebilirim ama onda da biraz seçiciyim. ilkokul çocuğu elinden çıkmış gibi duran, aşırı basit ve kısa cümleli olanları yine sevmiyorum. günümüzde çoğunlukla serbest şiir iş yaptığı için hâliyle kaçıyorum böyle programlardan.
yorumun buradan itibaren olan kısmında 2 adet uzun şiir yazacağım. isterseniz okumayın ama "format bu, okuyacağız" derseniz, o başka.
mesela cemal safi şiirleri çok güzeldir bana göre. bestelenenleri de var içlerinde, meşhur sanatçıların söylediği. adam bence güzel anlatıyor duygularını.
örneğin şu:
bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.
akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.
nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
saçlarına hasreti tanımayan ellerim,
rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.
ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.
dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
aynalarda kendimi göresim sende kalmış.
sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
can diyorum sana can kafesim sende kalmış.
allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
sanki her noksanımı mecburum itirafa,
hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.
gel tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
kelime-i şahadet getirmem için gerek,
son diyorum sana son nefesim sende kalmış.
bir de halil soyuer'in şiirlerini severim. örnek:
sen sonsuz ufukların dile gelen meltemi
sen, renklerin üstünde kaynaştığı manzara
sen gönül kafesine demir atan ilk gemi,
sen, bağrımda açılıp kapanmayan ilk yara
unutmak istesem de bu benim elimde mi?
yağmur ol damla damla arık toprağıma ak,
yatıştır içimdeki hırçınlaşan denizi
sen, bahtımın burcunda dalgalanan ilk bayrak,
sen, ıssız yollarımın kaybolmayan ilk izi,
kendini görmek için göz bebeklerime bak
bırak gezeyim köy köy, sorayım şehir şehir,
benim için de olsun bugünün dünden farkı
sen, gönül kitabından okuduğum ilk şiir,
sen, bahar rüzgarından dinlediğim ilk şarkı
geceler bir damla yaş, günler bir damla zehir
bunca yıl sabrederek boyun eğdim kadere,
söyle, kavuşacağım günler pek çok mu uzak?
sen, ruhumu suyunda yıkadığım ilk dere,
sen, gönlümün tutulup çırpındığı ilk tuzak
gitsin mi bunca emek bunca dilek boş yere
göster bakışlarını zaman zaman ve yer yer
gönlüm intizardadır senden gelecek emre
sen, bağrıma saplanan merhametsiz ilk hançer
sen, gönül toprağına gelip düşen ilk cemre
bunalan içerime bir parça teselli ver
bu sert rüzgar başımdan hep böyle mi esecek,
hep böyle mi saracak varlığımı bu diyar
sen, bir bahar sabahı kokladığım ilk çiçek
sen, ömrümün kışında gülümseyen ilk bahar,
ne derin bir acı duy, ne sonsuz bir keder çek
oydum gönül dalına adını hece hece,
gel de gör can evime işledi uykusuzluk
sen, aklımı peşinde sürüyen ilk düşünce
sen, bütün varlığımda duyduğum ilk susuzluk
neyim var senden güzel, neyim var senden önce
ne olur üstüme dök bütün sıcaklığını,
başımı saran sisi hem parçala hem dağıt
sen, ömrümün yolunda gıcırdayan ilk kağnı
sen, üstüne derdimi işlediğim ilk kağıt
eyleme hislerimi bir avuç kül yığını
sen, sonsuz ufukların dile gelen meltemi
sen, renklerin üstünde kaynaştığı manzara
sen, gönül körfezine demir atan ilk gemi
sen, bağrımda açılıp kapanmayan ilk yara
yıllar geçse de seni unutmak hiç elde mi?
***
bir de erol kavşit'in şiirleri çok güzeldir. internette bulamıyorum. kitabı elime alıp tek tek yazmam gerekiyor. ona da ben üşendim şimdi, yalan yok. rahmetle anıyorum bu güzel sanatçıları.
devamını gör...
779.
geri sayım başladı
devamını gör...
780.
781.
göztepe'de bir akşam üstü,
güzel yarim bana küstü.
rakıya meze olmuş yüreğim,
birdenbire boşluğa düştü.
ben sende tutuklu kaldım...
şimdi nasıl unuturum seni?
bana bırak diyorsun, ne diyorsun?
aklımdan hiç çıkmaz ki, masmavi gözlerin...
ha seni bırakmak, ha bir gökdelenin tepesinden atlamak...
seni anan kimin için doğurmuş?
sus yok... olmaz güzelim... öyle kolay mı seni unutmak?
biliyorum... çok zengin değilim...
babam emekli bir göz müteahhıssısı...
peki bu mudur senin gönlünün aynası?
gözler yalan söylemez bebeğim, bu mu aşkının ispatı?
peki, paran olmasaydı beni sever miydin? yanıt ver...
peki... paran olsaydı sever miydin?gözlerim dolu dolu oluyor, sen buradan çekip giderken.
şimdiden özledim, özledim teninin kokusunu tuzunu...
göztepe'de bir akşam üstü, yağmur yağdı.
sevgilim bana, ben şiire... şiir sevgilime, sevgilim bana... ben sevgilime, şiir yalancı gözlere... ben... sevgilim, şiir, yağmur...
sevgilim, sevgilim... bu şiir, senin için...
saygılar, sevgiler, seni seven süheyl.
ne diyorsun?
devamını gör...