pişman olmamak için yapılması gerekenler
başlık "piyanist" tarafından 26.11.2020 02:40 tarihinde açılmıştır.
81.
sonucu ne olursa olsun aklında olanı yapmak. sonuç olumsuz olduktan sonra aynı şeyi tekrarlamamak.
devamını gör...
82.
pişmanlık denildiğinde adanalı bir bebenin şu sözü aklıma gelir 'yaptıklarımdan pişman değilim aklım hala yapamadıklarımda' ... benimde mottom şudur yapmadığım için pişman olacağıma yaptığım için pişman olayım.. en azından yaptım derim...
devamını gör...
83.
aklını kullanmak olabilir ama o bende yok sözlük biliyorsun.
sürekli pişman oluyorum.
duygularım olmuş yalama, inanmış bir yalana...
gözün arkada kalmış hep iç çekmişsin yarım aklına.
ah nida ah hep dert alırsın dertsiz başına...
yo,yo!
sürekli pişman oluyorum.
duygularım olmuş yalama, inanmış bir yalana...
gözün arkada kalmış hep iç çekmişsin yarım aklına.
ah nida ah hep dert alırsın dertsiz başına...
yo,yo!
devamını gör...
84.
içinizde ukde, pişmanlık kalmaması için ne yapmak istiyorsanız yapın. başarısız olun yada üzülün. belkilerle hayat yaşanmaz. hep kafada bir soru işareti olur, zaten olumsuz olan bir şey daha ne kadar kötü veya üzücü olabilir ki?
devamını gör...
85.
o an ne gerekiyorsa onu yapmak.
devamını gör...
86.
pişman olacak şeyler yapmamak.
devamını gör...
87.
pişman olmamak için yaptığım şeylerden bile pişman olmak.
devamını gör...
88.
çok yememek, çok uyumamak, çok abartmamak.
devamını gör...
89.
özellikle anne ve babanın kalbini kırmamak.en büyük pişmanlıklarım kesinlikle aile içinde gerçekleşen olmuştur.gerisi hikaye ve gelip geçici pişmanlıklar sadece.
devamını gör...
90.
çok çok iyi düşünüp öyle karar vermek.
devamını gör...
91.
yapmadığın için pişman olacağın şeyler tabii ki . yaptıktan sonra pişman olmayacaksın . olursan salaksın kardeşim . net .
devamını gör...
92.
gerektiği zaman kalkıo gitmek
devamını gör...
93.
bazı hataları yapması gerekir insanın, pişman olmamak için önce pişman olup pişmanlığın ne olduğunu öğrenmek gerekir. hani hayatta güzel öğretmendir anlatarak değil uygulatarak öğretir.
devamını gör...
94.
sevdiklerinize daha çok sarılın, daha fazla “seni seviyorum” diyin.
devamını gör...
95.
gözü kapalıyken ağzını her yere dokundurmamaktır.
sonrasındaki bozuntuya vermemeye çalışmaktan şekilden şekle giren ağız ve suratla gelen gülünçlük, bilinçli gelişmeyen bir komik olma trajedisi içerir. hani bir kelimeyi bilerek yanlış kullanmakla dil sürçmesi arasındaki fark kadar, aynı malzemeyi size çok başka gösterir.
homosapiensin kollektif yaşamıyla gelen iş bölümü, herkese yeteneği ölçüsünde bir çalışma alanı tanımlıyor. bu yüzden bazı çabalar, ne kadar zorlansa da tavuk rektalinden kaz yumurtası çıkarmaya çalışmak kadar beyhude kalıyor.
hayalci olmak da büyük pişmanlıklar getirir.
sonrasındaki bozuntuya vermemeye çalışmaktan şekilden şekle giren ağız ve suratla gelen gülünçlük, bilinçli gelişmeyen bir komik olma trajedisi içerir. hani bir kelimeyi bilerek yanlış kullanmakla dil sürçmesi arasındaki fark kadar, aynı malzemeyi size çok başka gösterir.
homosapiensin kollektif yaşamıyla gelen iş bölümü, herkese yeteneği ölçüsünde bir çalışma alanı tanımlıyor. bu yüzden bazı çabalar, ne kadar zorlansa da tavuk rektalinden kaz yumurtası çıkarmaya çalışmak kadar beyhude kalıyor.
hayalci olmak da büyük pişmanlıklar getirir.
devamını gör...
96.
ne olursa olsun üşenmeyip, yapmak. çünkü keşke yapsaydım pişmanlığı, keşke yapmasaydım pişmanlığından daha ağırdır.
(bkz: zamanında yapılamamış bir şeyin içe dert olması)
(bkz: zamanında yapılamamış bir şeyin içe dert olması)
devamını gör...
97.
iyi düşüneek hareket etmektir diyebilirm.
ama şu var ki ne yaparsan yap snunda pişman olacaksın bu kaçınılmazdır.
hangi yolu seçersen seç, aklın seçmediğin yolun sonunda ne olduğunda kalacaktır.
ama şu var ki ne yaparsan yap snunda pişman olacaksın bu kaçınılmazdır.
hangi yolu seçersen seç, aklın seçmediğin yolun sonunda ne olduğunda kalacaktır.
devamını gör...
98.
içine sinmeyen hiçbir şeyi yapmamak
başkaları dilediklerini düşünsün, günün sonunda yastığa başımızı koyduğumuzda yanımızda biri veya birileri de olsa içimizdeki sesi sadece biz duyabiliyoruz. ve ona güveniyorum açıkçası. beni en iyi tanıyan kendisi.
başkaları dilediklerini düşünsün, günün sonunda yastığa başımızı koyduğumuzda yanımızda biri veya birileri de olsa içimizdeki sesi sadece biz duyabiliyoruz. ve ona güveniyorum açıkçası. beni en iyi tanıyan kendisi.
devamını gör...
99.
dostlarınla normal arkadaş ayrımını iyi yapmak. bazen bana diyorlar abi niye buna böyle davranıyorsun iyi ya da kötü değilde mesafeli bir şey yapınca. onun düğününe gitmedik bununkine gittik vb .
diyorum ben bununla bir ömür görüşmek isterim. bir ömür boyu görüşmek istediğim insana ayrı davranırım. öyle yapmak lazım. bazen alttan almak bazen yardımcı olmak fedakarlık yapmak işte öyle şeyler.
bazı insanları kaybetmek istemezsin.
herkesin hayatında dolu insan var. hatta sosyal medyasında yüzlerce insan. kaç tanesiyle bir bağı var. sürekli bir ilişkisi.
zor bulunan insanlara değerini vermek gerekir alabildiğince fazlasını.
yatırım insana .
diyorum ben bununla bir ömür görüşmek isterim. bir ömür boyu görüşmek istediğim insana ayrı davranırım. öyle yapmak lazım. bazen alttan almak bazen yardımcı olmak fedakarlık yapmak işte öyle şeyler.
bazı insanları kaybetmek istemezsin.
herkesin hayatında dolu insan var. hatta sosyal medyasında yüzlerce insan. kaç tanesiyle bir bağı var. sürekli bir ilişkisi.
zor bulunan insanlara değerini vermek gerekir alabildiğince fazlasını.
yatırım insana .
devamını gör...
100.
pek bir şey yoktur aslında. her insan pişmanlığı tadacaktır, şöyle ki:
zülkarneyn aleyhisselâm ordusuyla gece yolda giderken ordusuna:
- ayağınıza takılan şeyleri toplayın, diye emir verir.
ordu bu emri duyunca; içlerinden bir grup:
-çok yürüdük, çok yorgunuz. gece vakti bir de ayağımızı takılan şeyleri toplayarak boşuna ağırlık mı yapacağız? hiçbir şey toplamayalım,
diyerek hiçbir şey toplamıyorlar.
ikinci grup ise;
- madem komutanımız emretti, birazcık toplayalım, emre muhalefet etmeyelim. zira ordunun komutanına itaat etmek gerekir, diyerek az birşey topluyorlar.
üçüncü grup ise;
-komutanımız bir şeyi boşuna emretmez. muhakkak bildiği bir şey vardır. bir hikmet vardır, diyerek bütün abalarını ağzına kadar dolduruyorlar.
sabah olduğunda bir de bakıyorlar ki, meğer bir altın madeninden geçmişler de, ayaklarına takılan şeylerin altın olduğunun farkına varamamışlar.
bunu anlayınca:
hiç almayan birinci grup;
-ah niçin almadık! nasıl dinlemedik komutanımızın sözünü. keşke alsaydık! bir tane bari alsaydık diyerek pişman oluyorlar.
az alan ikinci grup ise;
-ah ne olaydı da biraz daha fazla alsaydık. ceplerimizi, abalarımızı hınca hınç doldursaydık diye sitem ediyorlar kendilerine.
çok alan üçüncü grup ise:
- keşke gereksiz, lüzumu olmayan eşyalarımı atsaydım, daha çok toplasaydım. her şeyimizi doldursaydık, daha fazla alsaydık diyerek, fazla almalarına rağmen üzülüyorlar.
işte bu misalde olduğu gibi, ahirette bütün insanlarda bunun gibi pişmanlıkla beraber ağıtlarda bulunacak.
kafir olan;
- keşke iman etseydik, keşke inansaydık da hiç olmasa cehenneme girdikten sonra iman etmemiz sonucunda cennete girseydik, ebedi cehennemden kurtulsaydık,
mümin, fakat az sevabı olan;
-keşke biraz daha sevap işleseydim de, biraz daha ikrama mazhar olsaydım.
mümin, çok sevabı olan ise;
-ah ne olaydı da makamımı biraz daha yükseltecek bir vakit daha namaz kılsaydım, biraz daha fazla sadaka verseydim, oruç tutsaydım, biraz daha sevap işleyecek ameller yapsaydım... diyeceklerdir.
zülkarneyn aleyhisselâm ordusuyla gece yolda giderken ordusuna:
- ayağınıza takılan şeyleri toplayın, diye emir verir.
ordu bu emri duyunca; içlerinden bir grup:
-çok yürüdük, çok yorgunuz. gece vakti bir de ayağımızı takılan şeyleri toplayarak boşuna ağırlık mı yapacağız? hiçbir şey toplamayalım,
diyerek hiçbir şey toplamıyorlar.
ikinci grup ise;
- madem komutanımız emretti, birazcık toplayalım, emre muhalefet etmeyelim. zira ordunun komutanına itaat etmek gerekir, diyerek az birşey topluyorlar.
üçüncü grup ise;
-komutanımız bir şeyi boşuna emretmez. muhakkak bildiği bir şey vardır. bir hikmet vardır, diyerek bütün abalarını ağzına kadar dolduruyorlar.
sabah olduğunda bir de bakıyorlar ki, meğer bir altın madeninden geçmişler de, ayaklarına takılan şeylerin altın olduğunun farkına varamamışlar.
bunu anlayınca:
hiç almayan birinci grup;
-ah niçin almadık! nasıl dinlemedik komutanımızın sözünü. keşke alsaydık! bir tane bari alsaydık diyerek pişman oluyorlar.
az alan ikinci grup ise;
-ah ne olaydı da biraz daha fazla alsaydık. ceplerimizi, abalarımızı hınca hınç doldursaydık diye sitem ediyorlar kendilerine.
çok alan üçüncü grup ise:
- keşke gereksiz, lüzumu olmayan eşyalarımı atsaydım, daha çok toplasaydım. her şeyimizi doldursaydık, daha fazla alsaydık diyerek, fazla almalarına rağmen üzülüyorlar.
işte bu misalde olduğu gibi, ahirette bütün insanlarda bunun gibi pişmanlıkla beraber ağıtlarda bulunacak.
kafir olan;
- keşke iman etseydik, keşke inansaydık da hiç olmasa cehenneme girdikten sonra iman etmemiz sonucunda cennete girseydik, ebedi cehennemden kurtulsaydık,
mümin, fakat az sevabı olan;
-keşke biraz daha sevap işleseydim de, biraz daha ikrama mazhar olsaydım.
mümin, çok sevabı olan ise;
-ah ne olaydı da makamımı biraz daha yükseltecek bir vakit daha namaz kılsaydım, biraz daha fazla sadaka verseydim, oruç tutsaydım, biraz daha sevap işleyecek ameller yapsaydım... diyeceklerdir.
devamını gör...