plasebo etkisi

işe yarayan bir etkidir.
tecrübeyle sabittir.

bomonti kafası gibi bir şey herhalde.

bilenler için etkisiz eleman.

(bkz: bile bile lades)

antidepresan kullandıktan 10 dakika sonra bu etkiyi yaşarım genelde.

öğrencilerde çok işe yarayan yöntem.

başı, karnı ağrıyana, kolu kopana, kötü espri yapana hadi lavaboya git elini yüzünü yıka diyorsun. işte o su var ya her derde deva.

plasebo etkisini sadece ilaç yerine bonibon vermek olarak görmek yerine sosyolojik konularda da ele alabileceğimizi ve aynı zamanda kitle kontrolü içinde etkin rol alabileceğini sanıyorum. kişi sayısı rakibine göre az olan a ordusunu biz daha kalabalığız diyerek kandırırsanız kazanma oranınızın artaması gibi. diğer tanımlarla daha uyuşan bir örnek istiyorsanız bu orduya güçlerini arttıracağını söyleyerek bonibon verin, kazanma ihtimaliniz yine artacaktır.

kanıta dayalı olmayan uygulamaların(non-evidence based practice) başarısının altındaki etki.

harry'nin ron'a sıvı şans diye su içirmesi ve ron'un quidichte iyi iş çıkarması olayının bilimsel adıdır plasebo etkisi

bir yerde plasebonun karşı tarafa söylenmesi hâlinde bile etkisini yitirmediğini okumuştum.

plasebo etkisine çok tanık oldum. anneannem çok yaşlı, sürekli bir yerleri ağrıyor. annem de hemşire. hastaneden vitamin getirip anneanneme iğne yapıyordu ve birden bütün ağrıları geçiyordu :d. ilginç gerçekten.

bence insan beyninin ve inancın gücünü canlı örneği

kısaca iyileşmeye inanmaktır.
plasebo etkisi bilindiği üzere hastanın kendi kendine düşünce yoluyla iyileştirmesi üzerine yöneliktir. bu yöntemle tedavide kullanılan ilaç yerine boş ilaç verilebilir ya da sahte bir operasyon yapılabilir
ve bu insanların belli bir kısmı hiç analiz etmeden gerçek ilacı ya da tedaviyi aldıkları düşüncesini kabul eder, ona inanır ve teslim olur.
(bu durumda otonom sinir sistemi tam olarak ilaç ya da tedaviyle olan kimyasalları kendi yapmaya ve vücudu buna göre programlamaya başlar)

plasebo etkisinin bize anlattığı şey kısaca şudur: her şeyden önce bu durumda iyileştirmeyi gerçekleştiren dışarıdan alınan madde değil.
vücudun iyileşmesini, var olan bir iç potansiyel sağlıyor. bu da zihin ile beden arasında bir bağlantının var olması anlamına geliyor. yani o hap; içen kişi içen mümküniyeti, umudu temsil ediyor.
*****
bir kişi üzerinde deneyince işe yaradığını görebilirsiniz. tedavi gören bir hastaya iyi şeyler söyleyerek, iyileşeceğine inandırarak psikolojik destek verirseniz hastanın iyileşme süresi kısalır.

yds denemelerinde ve sınavın kendisinde paragraf sorularında bol bol çıkan kavramdır. böyle olunca ingilizce bilmeseniz daha terimi biliyorsanız 5 soruluk okuma parçası tamam demektir.

keloğlan, futbol oynarken suratına top gelir. sonra toptan korkar ve bilgecan dedenin yanına gider. bilgecan dede iksir hazırlayacağını söyler ve keloğlan'a içi su dolu bir iksir şişesi verir. şişedekinin su olduğunu bilmeyen keloğlan iksiri içince top korkusu geçer.
keloğlan fnfnnc

işin içine özellikle ağrı girince gözlemlenmesi çok kolay bir etki. bence sanılandan çok daha etkili. bir de karşıtı var (bkz: unplacebo etkisi)

insan beyninin en şaşırdığım olayıdır. bir şeye inandığın/inandırıldığın noktada fiziksel ve psikolojik olarak onun etkilerini görebilmektir. eğer hastaysan ve sana 'bak bu ilaç acılarını dindirecek, doktor yazdı, şöyle iyi ilaç böyle iyi ilaç' diyerek şeker verdiler diyelim. kullanımın sonrası dinçleştiğini hissetmen bir plesebo etkisidir. gelgelelim beynimiz bu kadar çabuk ikna olup inanabiliyorsa neye nasıl güveneceğiz tam olarak. kendi varoluşumuzu nasıl kanıtlayacağız?*

gördüğüm en eski tanımı 2.yüzyılda miletus'ta yaşayan bir hekime ait olan tıbbi mesele. adını unuttuğum bu çok kral hekim, şifa bulmak için amulet takanların amulet sebebiyle şifa bulmasa bile şifa bulacağını düşündüğü için iyileşebildiğini kaydetmiş ve bunu yazılarında belirtmiş. daha eski bir tanımını bilen varsa bilgileri beklerim.

her zaman tutmaz ama etkilidir.
(bkz: psikosomatizasyon)

sevdiğim bi etki. bu konuda kardeşimi denek olarak kullanmışlığım var. işe yaratmıştı.

özetle açıklayacak olursak, kişinin kendine veya başkasına verdiği telkinin işe yaraması durumudur.

2. dünya savaşı’nda morfini biten askerlere boş morfin kapsülü vurulurdu, onlar da gerçekten morfini aldılar ağrıları kesilecek zannederdi ve savaşmaya devam ederlerdi.

zihnimizin gücünü hafife almamalıyız, neye inanırsan o oluyor; olmasa bile olma ihtimali artıyor.

bir keresinde asla uykusunu açamayan ve bana her türlü kahveyi içiyorum ancak etki etmiyor diyen bir arkadaşım olmuştu. benim de hep sert kahve içtiğimi bilen birisiydi. ne yapabilirim dedi. ben de plasebo etkisini denemek adına ona efsane bir karışım hazırlayacağımı söyledim, kahveli bir karışım. o da tamam dedi hazırla yarına getir falan. psikolojik olarak etkisini arttırabilmek için herhangi bir kalp rahatsızlığın, hipertansiyonun vs. var mı diye sordum. herhangi bir rahatsızlığının olmadığını söyledi, ertesi gün normal ölçekten bir tık daha fazla sade kahve yapıp götürdüm. içtikten 25-30 dakika kadar sonra oha bu neydi ya böyle iyi geldi tarifini versene her gün yapayım tarzında bir şeyler söyledi. durumu açıkladığım zaman da inanmamıştı bana ancak gerçek o kahvenin içine hiçbir şey katmadığımdı. kullanınız, etkisini görürsünüz.

tersine de nosebo etkisi adı verilmektedir.

hasta olduğu konusunda ısrarcı davranan adama ilaç yerine şeker verilmesi ve adamın iyileşmesi. plesabo etkisi hastalık hastaları için bulunmuş bir tedavi yöntemidir. aslında hastalık mucidi de benim, tedavim de kendimde der gibi, insanlara ilaç etkisi yaratan inandırma psikolojisidir.