doğaüstü kavramlar ve efsaneler içerisinde en çok ilgimi çeken konuların başında gelendir. genel olarak doğaüstü kavramlara şüpheci yaklaşılması gerektiği kanısındayım ancak yeryüzünde var olan ilahi ceza-mükafat sistemleri içerisinde bana en ilgi çekici gelen muamma da budur.

evreni dünyadan, canlılığı da insandan ibaret sananlar için anlaması biraz zor olabilir bu kavramı ama çok ilgi çekici ve merak uyandırıcı olduğu bir gerçek. kimi zaman gerçek olmadığını düşünsem de gerçek olmasını ümit ederim kimi zaman da çeşitli biçimlerde tekrar tekrar hayat bulmak fikri bunaltıcı gelir.

ayrıca ezici çoğunluktaki ilahiyatçılar, hocalar kesin bir dille reddetseler de bazı görüşlere göre islam'a tamamıyla ters olan bir fenomen de değildir reenkarnasyon. bazı ayetleri buna yoran hocalar var. yanılmıyorsam ilahiyatçı süleyman ateş de bunu savunanlar arasındaydı. bunun haricinde hulul ve tenasüh inancına sahip birtakım islam ekolleri ve alt mezhepleri de vardır. örneğin nüsayrilik itikadında reenkarnasyonun önemli bir yer vardır. hatay ve çevresinde arada sırada haberlere de konu olan birtakım örnekleri hatırlayanlar vardır. yani bu inanç islam'da kesinlikle yoktur demek pek doğru olmaz. hululiye anlayışı islam tarihinde birçok yerde görülebilecek bir anlayıştır. en meşhuru da sanırım hallac'ı mansur örneğidir.

tabii reenkarnasyon için hinduizm, dürzilik, kuran'da ehli kitap grubu içerisinde kabul edilen sabiilik gibi dinlerden islam'a girmiştir, kuran ayetlerine buna yormak zorlamadır da denilebilir. ancak kültürlerin, inançların stabil olmadığı ve birbirleriyle sürekli etkileşim içinde olduğu, bunların arasında öge transferlerinin olabileceği de bir gerçektir. en güzel örnek kurtarıcı mehdi anlayışı olabilir buna. belki de reenkarnasyon anlayışı da bu şekilde islam'a eklenmiş olabilir.

konuya sadece sosyo-ekonomik açıdan bakıp hindistan'daki kast sistemine bağlamak da mümkündür ki bilimsel yaklaşırsak bu akla daha yatkın gelecektir.

(bkz: hululiye)
(bkz: tenasüh)
(bkz: vahdet-i vücud)
(bkz: vahdet-i şuhud)
(bkz: panteizm)
(bkz: panenteizm)
(bkz: hinduizm)
(bkz: budizm)
(bkz: karma)
(bkz: nirvana)
(bkz: fenafillah)
devamını gör...
acaba mı dediğim durumdur.
devamını gör...
bu konuyla alakalı bir anımı anlatayım. hatay'ın bazı mahalle ve ilçelerinde rastlayabileceğiniz bir şey.

bir gün hatay'da ikamet ederkene merkezden uzak mahallelerin birinde bir anne ve çocuğu.

anne çamaşır asmakta. çocuk ise köşede, toprakta bir şeylerle uğraşmakta. annenin gözü çocuğa ilişiyor.

çocuk elinde bir dal, bir kurbağayla oynuyor.

anne ne dese beğenirsiniz:
"dürtme, belki deden!"
devamını gör...
eski mısırlılardan, azteklere, kızılderililerden, hindulara ve uzak asya halklarına kadar yaygın spirituel bir inanç olan reenkarnasyon diğer adıyla ruh göçü ruhun tekrar bedenlenmesi inancına dayanır.
mısırlılar doğuşun yeniden aynı bedende olacağına inanırken, azteklerde ve kızılderililerde ruhun bedrnlenmesi doğa ya da hayvanlarla gerçekleşmektedir. hindular ise ağır kast sistemi nedeni ile reenkarnasyonu önceki hayatın cezası ya da ödülü olarak benimser. uzak asya da ise; kişinin ilk hayatındaki ahlaki yapısına bağlı olarak 3 kere reenkarne olunabileceğine inanılır.
ülkemizde özellikle antakya’da reenkarnasyona çok inanılır ve halk arasında kanıtsanmıştır.
devamını gör...
inkâr edilen gerçek
devamını gör...
ruhun tekamül edene kadar tekrar bedenlendiği inancı.
devamını gör...
lisede psikoloji dersinden aklımda kalanları aktarayım. reenkarnasyonla ilgili bir deney yapılıyor. kişi uyutulup sürekli on sene öncesine gönderiliyor.doğum tarihinden öncesine gelindiğinde denek başka bir hikaye anlatmaya başlıyor. anlattığı kişi bir çiftçi. nerede yaşadığını tarif ediyor. uyandırıldığında anlattığı yeri soruyorlar fakat denek şaşkın bir şekilde yeri bilmediğini hatta ilk defa duyduğunu söylüyor. anlatılan yere gidiyorlar yaşlı bir kadın görüyorlar. deneyi kadına anlattıklarında herkes suspus oluyor. bahsettiği kişi seneler önce vefat eden eşi.

hikaye anlatıldığında bana çok inandırıcı gelmedi. öğretmenime sordum peki siz inanıyor musunuz diye. bununla ilgili yapılan araştırmalar var ve bir çoğu olabileceğini öngörüyor ama kesin bir sonuç yok dedi. bu konuyla ilgili bilgili bir insanın görüşü beni reenkarnasyon'un olup olmaması sorusunda hep muallatta bırakmıştır.
devamını gör...
ölüm hadisesinin amaçsızlığını vurgulayan alemler arası gidiş dönüş yolculuğu.

(bkz: yaslı gittim şen geldim)
devamını gör...
devamını gör...
ruh, öldükten sonra dünyaya tekrar gelir. başka bir beden de yaşam bulan ruh, o bedende yaşamaya devam eder. tanımı budur.
benim düşünceme gelecek olursam;
bi yerde duymuştum
insanlar öldüklerinde bedenleri çürümeye başlarmış zamanla çürür ve toprağa karışırmış. su döngüsü, yağmurlar,rüzgarlar, erezyonlar, ve polenleşme sayesinde toprak olan beden gübre olurmuş zamanla. bu bana mükemmel geliyor düşünsenize ölmüşsün ama hala varsın belki bir çiçeğin köklerinde belki bir ağacın yapraklarında müthiş değil mi?
çiçek olmak isterdim ben ölünce üzerine şiirler yazılan bir çiçek.
inanıyorum ki ben ölsem bile asla yok olmayacağım bir çiçek kokusunda, yaprağında olacağım.
benim reankarnasyon inancım böyle.
devamını gör...
var olduğuna inandığım bir olaydır. ne zaman yaşamak isteyip de yaşayamadığım şeyler aklıma gelse başka bir hayatta bunları yaşayacağımı düşünerek kendimi kandırırım.*
devamını gör...
ruhun pin pon topu olduğunu sanmaktır.
git gel, dönüşüm!
devamını gör...
konuyla ilgili başlık altında çok farklı yorumlar mevcut, kimi tamamen imkansız olduğunu belirtirken, kimi de materyalist görüş ile olamayacağını net şekilde belirtmiş, bazıları da islamın toptan bu konuyu reddettiğine dair haklı yorumlarda bulunmuş..

reenkarnasyon öğretisi genel olarak bizim topraklardaki dinsel öğreti temellerine oturmuyor görünmekle birlikte içerik açısından daha detaylı incelediğinde özellikle tasavvuf bakış açısında benzerlikler hemen göze çarpabilmektedir.

insanların bu dünyadaki zorluklar ve acılardan tek seferde kurtulup ya hiçliğe ya da cennet ya da cehenneme kavuşma fikri tekrar tekrar bu zor dünya koşullarına geri dönerek burada deneyim yaşamaktan daha cazip gelmektedir ..

bu bağlamda hayat planlarımızda belli bir seviyeye gelebilmek %99'umuz için neredeyse imkansıza yakındır ve bir varlığın tek bir yaşamda iyi doğru vicdanlı bir varlığa dönuşebilmesi çok ama çok zordur *

reenkarnasyon fikri ve ekolü şu anda dünya üzerinde bulunan tüm tek tanrılı din ekollerinden daha eski zamanlardan beri insanlar arasında aktif şekilde bulunmaktadır fakat anlayış biçimleri kültürden kültüre farklılıklar göstermektedir.. (bkz: brahmanizm) (bkz: hinduizm)

fakat bu yüzyılda özellikle deneysel ruhçuluk (bkz: deneysel ruhçuluk) ekolünün yaptığı geçmiş yasam regresyon (bkz: regresyon terapisi) ve hipnotizma çalışmaları neticesinde varlıkların önceki yaşamlarına ve hatta öte dünyaya göçmüş varlıkların oradan aktardıklarına ait ciddi miktarda bir külliyat oluşmuştur..

yapılan çalışmalar kapsamında bu fikrin özeti ruh varlıklarının dünya maddesi ile temas etmeye başladıktan sonra gelmeden önce varlığın kendindeki bilgiyi keşfetmesi yolunda çıktığı dünya yolcuğunda özgür irade yasası ile verdiği kararlar neticesinde oluşturduğu kaderi (bkz: mukadderat) ile öldükten sonra kendi yaptıklarının üzerinden geçmesi (bkz: kadir azabı) eksik kaldığı yönleri belirlemesi (bkz: cehennem)(bkz: karma) ve belirlediği bu eksiklikler ile dünyaya dönme hazırlığı yaparak eksik yönlerini tamamlayabilecek en doğru bedeni seçerek yeniden doğuşu gerçekleştirmesidir..

türkiye'de de benzer şekilde çalışmalar yapılmış olup bilyay vakıf ve ruh ve madde yayınlarından çıkmış bulunan kitaplar konuyla ilgilenenler için ilgi çekici olabilir. bilyay vakfının kurucusu ergün arıkdal'ın konuyla ilgili 1996 yılında verdiği bir konferans reenkarnasyon, ölüm, ölüm ötesi ve yeniden doğuş kavramları ile ilgili ilginç bilgiler barındırmaktadır..

ergün arıkdal'ın 1996 yılındaki reenkarnasyon konferansı

konu halen tartışmaya açık olup konunun avrupa'daki öncüsü olan allan kardec'in (bkz: allan kardec) yaşamı ve de kitapları öte dünya, ruhlar , reenkarnasyon konularında araştırma yapmak isteyen zihinler için doğru seçenekler olacaktır ..

ruhlar kitabı
devamını gör...
diğer dinleri bilemem de budizm hakkında biraz bilgim olduğu için budizmdeki haliyle değerlendireceğim.
budizm'de ölüm yoktur. doğuş ve yeniden doğuş vardır. yani ruh ölümsüzdür. bir insan ölmez, sadece ruhu beden değiştirir. yani yeniden doğar. budizm'de amaç bu doğuş ve yeniden doğuş zincirini kırarak aydınlanmak yani "buda"lık mertebesine erişmektir. bazı budalık mertebesine ulaşan insanlar, bu doğuş ve yeniden doğuş zincirini kırıp aydınlığa ulaşmalarına rağmen, diğer insanlara aydınlığa ulaşma yolunda rehberlik etmek için
kendi istekleriyle dünyada kalmaya devam ederler. bu yol göstericilere de "bodisatva" denir.
devamını gör...
tam da bu konuda bi kitap okuyorum. kafamda bi sürü soru işareti ve araştırılacak şeyler var. yaşanmış örnekleri de varken , bazı insanlar geçmiş hayatını hatırlıyo da genelimiz neden hatırlamıyo ? bazıları en özel , en detay şeyleri dahi bilirken çoğumuz neden hiçbir şeyi bilmiyo ? gerçekliği , temeli ne tam olarak ? istisnasız her insan , her ruh için var mı bu durum yoksa bazı ruhlar için mi geçerli ? bu durumu yaşayan ve ona tanık olan kişilerin psikolojileri , yaşantıları ne durumda ?
...
devamını gör...
lütfen olmasın öyle bir şey, tekrar gelmek istemem. ben bu hayattan bile sıkıldım bitse de gitsek modundayım.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
bir alg olarak doğmak ihtimali ödümü patlatıyor.
devamını gör...
yaşamaya mola verme sanatı.
devamını gör...
kendi içinde bir sistematiği olan, ruhun en kaba halden en süptil hale doğru ilerleyerek yol alması durumu

şöyle ki; madde olarak tezahür eden bilinç, sonsuz tanrının sonlu bir ifadesi olarak önce maddenin en kaba haliyle, mineral formunda dünyaya gelir. mineral formunun hepsini deneyimledikten sonra taş formu olarak, tüm taş formlarını deneyimledikten sonra, bitki olarak gelir sonra böcek, akabinde kuş, kuştan sonra ayağı yere basan hayvanların tümü ve en son insan olarak gelir. bir ruhun mineralden insan olmasına kadar geçen süre yaklaşık 500bin yıldır.

insan olarak ölen bir ruhta geçirdiği ömrün sadece izlenimleri kalır. her ölüm ve reenkarsyon arasında dünya'da yapıp ettiklerine göre bedensiz bir şekilde askıda kalınan süre cennet ya da cehennem olarak algılanır, bu şekilde erginleşip aydınlanıncaya kadar dünyaya geliş gidişler devam eder, her geliş gidişte biraz daha erginleşilir. tanrı idrakine varıncaya kadar bu şekilde devam eder. tanrı idrakine varmak ruhun özgürleşip tanrı'nın sonsuz bilinciyle bir olduğunu idrak etmesidir, böylelikle damla okyanusa geri döner tüm okyanusla bilinçli bir şekilde bir olur. tanrı idrakine varmanın en kestirme yolu ise bu idrake çok yakın bir ruhun tedrisatından geçmektir. öğretmen öğrenci ilişkisine hiç benzemeyen bu öğreti islamda mürşid-mürit, hinduizmde guru-sanyasi olarak isimlendirilir.

mürşid mürit ilişkisine en güzel örnek hazreti musa ve hızır kıssasıdır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"reenkarnasyon" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim