reenkarnasyon

reenkarnasyon bir cin çarpmasıdır ben demiyorum o diyor.

ruh göçü anlamına gelip özüne indiğimizde; materyalizm ile çeliştiğini görürüz

ruh yoksa ruh göçü de olmayacaktır.

safsatadır. bir canlı öldüğü zaman yaşadığı tüm anılar da benliği de onunla ölür. "ruh" kavramının temelinde "benlik" yatar ve canlılardaki ölen bir bireyin* "benlik" kavramının da tekrar başka bir bedende aynı şekilde hayat bulması, aktarılması imkansızdır. kökeni çok eski asya inançlarına dayanır.

alevilikte (devriye inancı), budizmde ve hinduizmde (samsara) varlığına inanılan şey, ruh göçü.

genelikle kazalardan ve masumların ölümünden sonra reenkarnasyon olduğunu gördüm.
twenty cases suggestive of reincarnation, virgina university press, 1980.
okumanızı öneririm.

benim de ailemde çocukken tüfeğin kazara ateş almasıyla ölen
ve komşu ailede yeniden dünyaya gelen bir örnek var.
doğum lekesi olarak saçma (mermi) izi de mevcut.

ek olarak ruhun dünyaya gelişi insan formunda olmak zorunda da değildir.

güruh-i naciye özümü kattım
adem sıfatında çok geldim gittim
bülbül oldum firdevs bagında öttüm
bir zaman gül için zara düş oldum


(bkz: insan-ı kamil)

(bkz: oğlum siz beni çıldırtmaya mı çalışıyorsunuz lan)

yok oluşu ve evren karşısındaki kendi değersizliğini kabul edemeyen insanların inandığı yeniden vucut bulma hadisesi.
yani ruhun tekrar tekrar gelse ne gelmese ne. insanı insan yapan anılarıdır. anılar olmadıktan sonra yeniden vucut bulsan ne olacak. sadece vucut bulduğunu bilsen ne olacak?

ben bir mucizeyim, harikayım. o zaman ben yok olamam. vucud ölünce toprağa karışıyor. o zaman bir de elle tutulup, görülemeyen, ispatlanamayan bir şey daha olması lazım. öyle bir şey olmalı ki bu yok olmasın ölümden sonra da devam etsin. evet, ben harikayım.
nedense böyle düşünenler geçmişte de hep bir prens, çar veya prenses olur.

cihana bir daha gelmek hayâl edilse bile
avunmak istemeyiz boyle bir teselliyle

demis yahya kemal

kendisi bir daha mi gelecegiz dunyaya diyerek yasamis ustadin boyle demesi bence normal :))

islam'da kadercilik , hindu veda inancında kast, mitraizm inancında kast olarak ortaya çıkan; sosyolojik sömürünün dini argüman ile legalize edilmesinin adıdır reenkarnasyon.

budizm ve vedaizm felsefesinin asıl kavgası da reenkarnasyon inancından kaynaklanır. buda, hintli olmasına rağmen, budizm inancı hindistan'dan çin topraklarına sürülerek çin topraklarında genel kabul görmüştür. çünkü; buda'nın devrimci duruşu, hindu tapınaklarını tehdit ediyor idi. budizm her ne kadar sonradan ilk çıkış noktasından uzaklaşmış olsa da; temel olarak veda inancının temel duruşu olan kadercilik inancına ters olduğu için bir tehdit olarak algılandı.

reenkarnasyon kaderciliğin kılıfıdır. çünkü; insanın başına gelen musibetler geçmiş hayatında yaptığı kötülükten kaynaklanmaktadır. renekarne olan bir köle, geçmiş hayatında yaptığı hatalar yüzünden şimdiki zamanda köledir. köleliğine razı olup iyi bir köle olur ise; bir sonraki hayatında krishna veya brahman bile olması içten bile değildir. bu felsefenin kendisi, kast sistemini besleyen en büyük argümandır. bu düşünceye göre; kölelik kader, kölelikten kurtulmanın en büyük yolu ise bir sonraki hayata kadar iyi bir köle olmaktan geçer.

lütfen olmasın bir daha gelmek istemiyorum.

renkarnasyon, bazı inançlara göre ölen bir kişinin dünya'ya yeniden başka bir kişi olarak gelmesidir. orta doğu kökenli semavi dinlerde reenkarnasyon yoktur, onun yerine ölen kişilerin ruhlarının ahirette tanrı tarafından yargılanması vardır; reenkarnasyon, daha çok panteist uzak doğu dinlerine özgü bir şeydir. fransızca kökenli bir sözcük olan renkarnasyonun türkçe'deki karşılığı ruhgöçüdür.

buda dini olmayan başka bir safsatadır.
öbür dünya masalları tutmayınca "olum orası olmazsa burası var lan bi daaakine kesin kralsın" hesabı bir saçmalıktır.
boşkoy gitsin.

(bkz: öldükten sonra reenkarnasyonun gerçek olduğunu ögrenmek)

ölmeden bilemeyiz dostlar.

hani yoktu? bu ne şimdi yeminle sinirlerim bozuldu adam kıta kıta dolaşıp kötülük saçıyor resmen.

çocukluğumdan beri türkiye'de yaşanan sözde reenkarnasyon örneklerinin neden hep çukurova, tarsus, adana gibi bölgelerde olduğunu yeni anlıyorum. bu bölgeler zaten coğrafya olarak suriye ile ortak bir alanda, modern türkiye ve suriye arap cumhuriyetleri'nin sınırlarını çizmiş olması bu etnik, kültürel yakınlığı ortadan kaldırmıyor. onu bırak bu esad denen herifin öz amca çocuğu süleyman demirel zamanında hatay devlet hastanesi'nde başhekim idi. şimdi gelelim reenkarnasyon meselesine.

buraların bir kısmı araplaşmış, türkiye kısmı da türkleşmiş olsa bile inanç anlamında heterodoks yapılar var. şamanizme dayanan alevi türk islamı ve fenike uygarlığı, hristiyanlık ve islam'dan etkilenmiş nusayrilik ile dürzilik. dürzilikte ölenin ardından ağlanmaz ve yas tutulmaz. çünkü kişilerin başka bir bedende tekrar hayata geleceğine inanılır. hatta bir köyde yaşlı öldükten sonra, doğan bebeğin onun ruhunun tekamül ettiği başka bir beden olduğuna inanılıyor. dananın zart dediği yer de burası. bu hatay, lazkiye, lübnan aslında tek bir coğrafya. kadim fenike inancından kalan hurafeler, cehaletle harmanlanınca bunu alttan alta işleyen bir kültür de olduğu için reenkarnasyona dair rivayetler de artıyor. ulan bu reenkarnasyon hikayeleri niye sünni kürdlerde olmuyor, etnik olarak ermenilerden gelen hemşinli müslümanlarda niye görülmüyor diye sormak lazım.

hayvanlarda da vardır. öyledir.

lan 1 kere geldim, başıma yıkıldı. bir daha istemem bu lanet dünyayı.

unla kek yapınca kek unun reenkarne olduğu hali mi oluyor acaba. önceki hayatı da buğday mıydı unun mesela. buğday bıdı bıdı büyüdü bir ton şeyi kabul etti ondan olmayan ama işine yarayan şeyleri sonra çok pişti hop koparıldı öldü buğday sonra dirildi ayyy neler geldi başına bir ton süreç sonra da öğütüldü ayrıştırıldı kepeğinden bir şeylerinden de beyaz un oldu. beyaz un kek oldu ama öyle kolay olmadı yine ondan olmayan ama onu kek yapacak olan tüm o yabancımsı şeylerle karıştı yandı pişti ama kek oldum demedi kek olucam demeliydi ama onu bile demedi galiba sonra da onun haberi bile yokken kek oldu bunu bizzat insan gördü. insan keki yedi kek insanın midesinde bir daha can buldu gerisini anlatmıcam ayrıca buğdaydan öncesi de var kaç kere çileler çekti demeye dilim varmaz. acaba bir daha hayata buğday olarak gelirsem falan diye konuşurken buğday, kek ona gülür müydü yoksa kek unutmuş muydu buğday halini de un halini de yoksa bunlar bi yalan mı.