1.
(bkz: royal mail ship) dönemin en büyük gemisi. buz dağına çarparak trajik bir son ile okyanusun dibine gomulmustur. hikayesine şahane bir film cekilmistir. (bkz: titanic)
devamını gör...
çıktığı ilk seferinde bir buz dağına çarparak 2 saat 40 dakika içerisinde batan transatlantik.

geminin orijinal adı rms titanic'ti. irlanda'da üretilmişti ve birleşik krallık'taki white star line adlı şirkete aitti. cunard line adlı şirketin gemileriyle rekabet etmek maksadıyla üretilmişti. yolcuların yanı sıra posta da taşıyordu ve zamanının en lüks gemisiydi.

tık

***

geminin ilk seferi ingiltere'den new york'aydı. kaptan smith komutasında çıktığı bu ilk yolculuğunda, bütün gün aldığı buz dağı uyarılarına pek de kulak asmadığı için, gece saatlerinde son pişmanlığın fayda etmediği o hatayı yaptı. son ana dek hız kesmedi ve buz dağını fark ettiğinde hız kesmeyi denediğindeyse artık çok geçti. gemi, 1514 kişinin ölümüne neden olacak şekilde buz gibi sularda yok olup gitti. bunca insanın ölmesinin en büyük nedeni ise, gemiye "geminin görünüşünü bozacağı" gerekçesiyle yeterince filika yüklenmemiş olmasıydı. yani aslında bunca insan (ve hatta evcil hayvanları) pisi pisine ölmüştü.

aslında gemi ilk birkaç bölmenin su alması durumunda bile batmayacak şekilde tasarlanmıştı. ancak bölmelerden bir tanesi hatalı yapılmıştı ve diğerlerinden küçüktü. eğer bu bölme buz dağı tarafından çizilmeseydi, gemi yine de batmayacaktı. ancak çizildiğinde sular diğer bölmelere bu bölme üzerinden geçiş yapmıştı. anlaşılan o ki o gemidekiler o gece her türlü şanssızlığı yaşamışlar. belki de "tanrı'nın bile batıramayacağı gemi" olarak anılmaması gerekirdi, kim bilir...

***

meraklıları için bir video linki bırakacağım. videoda geminin batışı gerçek zamanlı olarak modellendiğinden, 2 saat 41 dakika boyunca neler olduğunu, sanki oradaymış gibi izleyebilirsiniz. tabi ki tek tek tüm insanları falan modellemekle uğraşmamışlar, sadece geminin nasıl battığı konusunu işlemişler. ancak tam da batmadan önceki kısma ekledikleri çığlık sesleri nedeniyle tüylerim diken diken olmuştu izlerken.

video linki
devamını gör...
bu gemiyi tanrı bile batıramaz dedikleri için yukardan ceza kesilen gemi. (bkz: e tabi batırmak şart olur)
devamını gör...
"bi kere bile binemeden battı" dediğimdir.
devamını gör...
"bu gemi nasıl olsa batmaz" denilerek ve zengin yolcuların göz zevki bozulmasın diye fazla filika konulmamış ve ilk yolculukta bilmem nereden gelen bir buz dağının çarpması sonucu batmıştır. "ne olur ne olmaz bir kenarda dursun" aklının ve tedbirleri almanın önemi görülmüştür.
devamını gör...
daha ilk sefferinde buz dağına çarpan ve atlantik sularına gömülen, dünyanın en büyük yolcu gemisiydi. 1514 kişinin ölümü ile sonuçlanmıştır. 1985 yılında geminin enkazını robert ballard bulmuştur.
devamını gör...
bileti olduğu halde, geç kaldığı için yüzen mezarlığa katılamayan tek kişi besim ömer akalın'dır. ayrıca ölen 1514 kişinin 1352'si erkektir. bunun sebebinin filikalara binme önceliğinin kadınlar ve çocuklara ait olması gösteriliyor. filmine harcanan bütçenin, geminin gerçek maliyetinden fazla olması da ilginç.
devamını gör...
insanoğlunun denizleri aşmak için yarattığı büyük şahaser.
devamını gör...
hollywood'un son yüz yıldır şahane ekmek çıkardığı popüler gemi kazası.
devamını gör...
güzel bir pr çalışması yapılıp sonrasın da batırılıp sigortadan güzel para kazandırmış gemicik.
devamını gör...
dört bacalı görkemli bir gemi. yapıldığı anda efsane oldu. batmayacağına kesin gözüyle bakılırken daha ilk yolculuğunda bir buzdağına çarpıp batınca efsane kalıcı duruma dönüştü.
devamını gör...
tanrı bile batıramazdı o buzdağı olmasa :)
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel cobh kasabasından, new york'a doğru çıktığındaki son fotoğrafı. 12 nisan 1912.

833 birinci sınıf, 614 ikinci sınıf ve 1.006 üçüncü sınıf olmak üzere, toplam 2.453 yolcu taşıma kapasiteli transatlantik yolcu gemisi. tam taşıma kapasitesi ise 3.547 kişidir.

geminin iç tasarımında rönesans'tan xv. louis'e değin farklı dekoratif stillere yer verilmiş, bir ingiliz malikanesine uygun şekilde tasarlanmıştı.

titanic'in sahibi white star line şirketinin amacı, yolcuları bir gemiden ziyade, oteldeymiş gibi hissetmelerini sağlamaktı. ve bir yolcu şirketi doğrularcasına şöyle diyordu titanic için; "gemide olduğunuz hissini hemen unutuyor ve sanki kıyıda büyük bir evin salonuna girmiş gibi hissediyorsunuz..."

birinci sınıf yolcular için titanic son derece cömert davranıyordu; 2 metre derinliğinde bir tuzlu su yüzme havuzu, gym salonu, squash alanı, buhar odası, masaj odası, soğuk oda, türk hamamı.

ortak odalar oldukça etkileyiciydi; versay sarayı tarzında bir salon, okuma ve yazma odası, resepsiyon odası, erkek sigara içme odası.

la carte restoran, cafe parisien , verandah cafe ve geminin d-deck bölümündeki, en büyük odası olan 600 kişinin aynı anda bulunabildiği yemek salonu da, yolcuların hizmetindeydi.

üçüncü sınıf yolcuların bölümü ise, iki ve bir kadar lüks olmasa da, birçok gemiden daha iyi durumdaydı.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel titanic gymnasium.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel robert douglas spedden, güvertede topaç oynuyor. titanik battığında 6 yaşındaydı, kurtuldu fakat 3 sene sonra araba çarptı, vefat etti.
devamını gör...
her batışın bir yükselişi de vardır kral takma kafaya bunları demek istediğim gemi.
devamını gör...
son günlerde yine aklıma takılmaya başlayan talihsiz transatlantik. başlığı da rms titanic olarak değiştirirseniz çok mutlu olacağım.

ilk tanımdakilere ilave olacak başka bilgiler de vereyim dedim. *

bu geminin batmasının tek bir sebebi yok. birkaç neden bir araya gelmiş ve el birliğiyle gemiyi batırmışlar diyebiliriz. her ne kadar esas sorumlusu buzdağı gibi görünse de bundan başka nedenler de var.

yapım aşamasındaki sorunlar:

1- henüz sefere çıkmadan yaklaşık 3 hafta kadar önce titanic'in gövde kısmında hasar bırakan bir yangının meydana geldiği yıllar sonra ortaya çıkarıldı. ortaya çıkarmak çok da doğru bir deyim olmadı belki çünkü aslında titanic battıktan birkaç gün sonra gazete haberlerinde de bu olay ele alınmıştı. titanic'in gövde kısmında, iç tarafta bulunan kömür depoları nedeniyle bir deformasyon oluşmuştu. aşağıdaki fotoğrafta da göreceğiniz üzere bu deformasyon, geminin buzdağına çarptığı sağ yanda bulunuyor:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı

2- gövdenin iç kısmındaki bölmelerle ilgili olan sorun.

titanic 14 bölmeden oluşuyordu. bunlardan 4 tanesinin suyla dolması bile geminin batmasına neden olmuyordu. fakat geminin buzdağından aldığı yara 5. bölmeye kadardı. üstelik 5. bölme (aşağıdaki fotoğrafta no 5. boiler room olarak görünen) diğer 4 taneden biraz daha kısa olduğundan buraya su dolması demek, çok kısa süre içerisinde 6. bölmeye de su dolması anlamına geliyordu. oradan da 7'ye, 8'e...

bu arada fotoğaf sizi yanıltmasın. bölmelerin tamamı aynı genişlikte gibi çizilmiş ancak gerçekte böyle değil.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı

aslında geminin "batmazlığı"na olan güven biraz da bundan kaynaklıydı. su altından yara alsa bile uzun süre stabil kalabilmesi mümkün olan bir gemi olarak görülüyordu. dolayısıyla sorun büyük olsa da insanların kurtarılması için vakit olacağı düşünülüyordu. belli ki kimse "ya daha farklı bir senaryo gelişirse ne olur?" diye sormamış ya da o senaryolardan birinin gerçekleşeceğine bile ihtimal vermemişler.

3- filika mevzusunu ilk tanımda da yazmıştım. yeniden yazayım.

titanic'te 48 filikalık yer varken, yola çıktığında sadece 14 filikası vardı ve bunun nedeni 48 filika yüklemenin, geminin güzelliğini bozacağı düşüncesiydi. buna nasıl izin verildi? dönemin ticaret odası kararnamelerinde titanic kadar büyük gemilerle ilgili herhangi bir kural yoktu. zira ilk kez bu kadar büyük ve ağır bir gemi yapılmıştı. kararname eskiydi ve buna uygun şekilde hareket edilmesi yeterliydi. dolayısıyla işi kitabına uydurmuşlar ve yeterli filika sayısından kaçınmayı başarmış(!)lardı.

filikalara ek olarak birtakım bot şu bu tarzı seyir araçlarıyla birlikte toplam sayı sadece 20'ydi.

***

gelelim insan hatalarına...

1- kaptanın gün boyunca verilen buzdağı uyarı mesajlarına kayıtsız kalması, bu hataların ilkiydi.

titanic buzdağına çarptığı sırada görece yakın olan gemiler de hemen hemen o bölgelerde seyahat etmekteydi. ancak hiçbiri o tehlikeli yerde titanic gibi tam gaz devam etmiyordu yola. buzdağı bölgesine girmekte oldukları da kendilerine telgrafla bildirilmiş ve dikkatli olmaları söylenmişti. ancak kaptan ne hikmetse bu uyarıları dinlememiş ve kazanlar harıl harıl çalışır şekilde bölgeye dalınmasına göz yummuştu.

2- telgrafçının hataları...

telgraf başındaki jack phillips, zengin yolcuların şımarıkça mesajlarını sağa sola iletmekle meşguldü o saatlerde. bu sırada, titanic'e en yakın gemi olan * californian yine buzdağı uyarısı yollayan bir telgraf göndermişti. ancak phillips, californian'ın telsizcisine "kes sesini! şu an işim var" şeklinde kaba bir cevap yollamıştı. bunun üzerine californian telsizcisi, mesaisinin bittiği gerekçesiyle telsizi kapatıp odasına gitmişti ve gece boyunca titanic'in mesajlarını alan gemiler arasında, en yakındaki californian yoktu. daha sonra ölenler arasında telsizci phillips de vardı.

o sırada 25 yaşında olan phillips:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı

daha sonra californian'ın kaptan köprüsünden, titanic'in süratle yol aldığı da görüldü ve onunla ışıklar aracılığıyla iletişim kurulmaya çalışıldı ancak titanic'ten buna herhangi bir yanıt da gelmedi.

3- filikaların yola çıkarken aldığı yolcu sayısı da anlamsız olmuştu. hâlâ durumun ciddiyetinin farkında olmayan ve filikaya binmeyi reddeden insanlar da buna biraz çanak tutmuş olmalı.

1 filikanın kapasitesi 65 kişiydi. yani aslında yeterli filika olsaydı ve filikalar kapasitesi kadar insan alsaydı 3120 kişi bile kurtarılabiliyordu bu kazadan. mürettebat ile birlikte 2300 kişi bile yoktu gemide ve herkesin rahatlıkla kurtulması mümkündü.

1 no'lu filika sadece 12 yolcu almıştı. bunlardan 5'i birinci sınıf yolcuydu. geri kalanlar ise mürettebattandı. diğer filikaların çoğu da 20-30 küsur kişiyle gemiden ayrıldı. az sayıdaki filika 40 kişi üzerinde insan aldı. gemi batmaya başlayınca megafonla yapılan "geri dönün. filikaların kapasitesi o kadar az değil. insanları alın" çağrıları ise yanıtsız kaldı. zira o sırada can havliyle suda çırpınan insanlar artık filikaları da batıracak sayıya ulaşmıştı.

hep ölen insanlardan bahsediyoruz ama 3 adet köpek dışında onlarca kedi, köpek, kuş gibi hayvan da titanic'ten sağ çıkamayanlar arasında ne yazık ki.

bir de "fun fact" ekleyeyim yazıyı bitirmeden. titanic'in 4 kocaman bacası var. dikkat ettiyseniz filmde ya da batma animasyonlarında sadece 3 tanesinden duman çıktığını görürsünüz çünkü 4. baca sadece estetik durması amacıyla yapılmıştı ve fonksiyonel değildi.

***

bu kazanın beni çok etkileyen bir tarafı olmuştur hep. su altındaki görüntülerinde insanlardan geriye kalmış sağlam birkaç parça eşya çok hüzün verici. örneğin tam da batma esnasına denk gelen anlarda durmuş olan saatler insanın içini acıtıyor.

geminin tüm katları batma anında üst üste çöktüğünden enkazın tamamına girilemiyor. belki de üstlerine çöken odalarda kalmış insanların kemikleri hâlâ oradadır. sapasağlam kalmış bardak ve sürahi detayı da birkaç saat önce eğlenceli, mutlu saatler geçirmiş insanların bunları kullanacak kadar hayatla iç içe olduğunu düşününce çok garip bir tat bırakıyor insanın zihninde. hayat bu kadarcık işte...

***

bu görkemden:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı

geriye kalan:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı
devamını gör...
doğrudur, yanlıştır bilmem, artık bilinemez de, şöyle bir iddia da var:

meşhur titanic gemisi, kız kardeşleri olympic ve britannic ile birlikte irlanda'da inşa edildi. önce olympic, sonra da titanic denize indirildi. olympic ilk yolculuklarından birinde, henüz titanic deneme aşamasındayken bir savaş gemisiyle çarpıştı ve savaş gemisinin burnu olympic'te çok ağır bir yara açtı. bu yara agaç bloklarla takviye edilip gemi onarılmak üzere irlanda'ya gönderildi. ırlanda'da yapılan araştırma ve inceleme geminin yarasının umulandan da büyük ve tümden sökülmesinin daha ekonomik olduğunu gösterdi. ancak sökülme durumunda, sigorta şirketi geminin sigorta bedelini vermiyordu.
bunun üzerine gemi tamire alınmış gibi yapıldı ve bir ay gibi sürede tamiri bitti. bitme zamanı tam da titanik'in bitme zamanına denk geliyordu. sonra bir gece (ya da bir hafta sonu) titanic'le olympic yer değiştirdi.firma sigorta şirketinden tamir ücretini aldı. yaralı ve yarası tedavi edilmemiş olympic de titanic adıyla okyanusa çıktı. buzdağına çarptı. ve battı. firma bu geminin parasını da sigorta şirketinden aldı. bir taşla iki kuş.
devamını gör...
battı.
devamını gör...
otobüs yolculuklarında tepedeki küçük televizyonla gösterilen film.
devamını gör...
"bu gemiyi tanrı bile batıramaz" deyip nasıl abarttıysalar filmi de aynı şekilde abartmışlar.
hele rose ve jack * üzerinden eşsiz romantizm algısı yapanlara ayrı bir sinir oluyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"rms titanik" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim