seni öldürmeyen şey güçlendirir

seni öldürmeyen şey süründürür olmasın o?

arada sırada duyduğum cümledir.

bu cümlenin ilginç bir tarafı var. ne zaman bu cümleyi duysam içimden hassssevdir ordan diyorum. çok ilginç.

bir zamanlar dövme yaptıranların favori cümlesiydi: beni öldürmeyen şey güçlendirir.

nietzsche’nin olan bu sözün doğrusu şuymuş: bizi öldürmeyen şey güçlü kılar.

ölüm harici yaşadığımız her sorun, bizi hayata karşı daha dirençli yapar. sorunlar bizi olgunlaştırır, zırhımızı kuvvetlendirir.

bir kere çeviri yanlıştır. ama olsun.
bu sözden anlaşılması gereken şey en basit ve en kısa haliyle şudur.
bağışıklık kazanmak...

bir virüs sizi öldürmedi ve siz bir daha onunla karşılaştığınızda ilk sefer olduğu kadar sizi sarsmıyor... gibi gibi...
yani eski sevgiliye laf sokmak için düşünülmemiştir bu söz...
bizim basit kafalı insanlarımız sığlıkları nedeniyle bu türlü sözlerden başka anlamlar çıkarıp eski sevgiliye mesaj yollamak için kullanıyorlar. yazık...

öldürmüyorsa hayattasındır zaten. gücü zayıfı yoktur.

peki ya sakat bırakırsa diye düşününce çıkmaza sokan hayat mottosu

başına basit olaylar gelen kişilerin kendini motive etmek için uydurmuş olduğu cümle. o yüzden katılmıyorum. ben ölmüş olsaydım daha güçlü olabilirdim, ailem de daha güçlü olabilirdi. bir iki ay ağlarlardı belki ama ondan sonra hayatlarına güzel bir şekilde devam edebilirlerdi. işte beni öldürmeyen şey beni güçlendirmediği gibi, ailemi de güçsüzleştirdi.

her şey için geçerli olmayan önerme.
dayımdan bilirim migren seni öldürmez ama süründürür.

dengesiz insanlar. bir kaç kere daha maruz kalırsam az kaldı psikolog oluyorum.

şakası tabii ki de yapılabilir ama hakikaten öyle. "hani güçleniyoduk" demek işi biraz şova dökmek. şov da gerekli. hepimiz için neredeyse geçerli bir realite bu; eğer özne ortadan kalkmıyorsa o acı onu muhakkak güçlendirir. çünkü yaralandığın yer iyileştiğinde daha sert olur. cansız olmaz. sert olur. oradan bir daha vurulamazsın.

ama farkında olmak gerekli yaşanan acının. cümlenin sahibi farkındaydı. o başka bir kafanın adamıydı. hikayeyi sahiplenmek lazım. o zor sahiplendi ama sahiplendi. ki o zaman başka bir evreye geçiliyor. "hmm evet" diyor ve bitiriyorsunuz. bu hal sonrasında farkında olmadan öğrendiğiniz ama farkında olmayı seçtiğiniz müthiş bir bilgi birikimi sunuyor size. sadece tek bir kabulle erişeceğiniz eşsiz bir fırsat. farkında ol, sahiplen ama büyüteci acıdan çek. artık onu konuşma. artık ondan kök çekme.

acıyı kabul çok zor. acıyı çekmekten daha zoru onu kabullenmek nerdeyse. yine bu da hepimiz için böyle. ama daha önemlisi şu; seni güçlendirmesini umduğun şeyi ne için kullanacaksın? gücünü nereye yatıracaksın? nereden besleyeceksin? hayat bitmiyor. acı çektin ve son değil. bu kolay. bence, cümlenin sahibinin yaptığı gibi aşkım, acıyı çek, kabullen ve diğerlerini iyileştir. onlar için bir şeyler yap. onları da ayağa kaldır. kendinden büyük bir şey yap.

saatli maarif takvimine göre günün kişisel gelişim yalanı da bu değil mi

çok yersen çok uyursun

ülkece hulk olucaz az kaldı

öldürmeyen şey sakat da bırakmamışsa eğer ve sen tekrar ayağa kalkabildiysen tek başına artık daha güçlüsün demektir. en azından daha bilinçli olmuşsundur.

çok doğrudur öyle bir platonik aşk geçti ki hayatımdan bundan sonraki hiç bir platonik beni yıpratamaz.

amerikalıların pek bir sevdiği slogandır.

yılanların sloganıdır bir yılanı yaralı bırakırsan gelir seni bulurmuş.

yok anam beni öldürmeyen şey süründürüyor

yalandır. süründürür ve en son duyarsız ve duygusuz bir insan olarak yola devam edersiniz. tecrübe de çoğunlukla tepkisizlik demektir.

işin özünde söz doğrudur fakat bu kadar güç pompalaması bana artık gereksiz geliyor. artık sürekli güçlü olmak için çaba halinde insanlar. sonra olamayınca da başka problemler ortaya çıkıyor. bu sefer de o problemlerden kurtulmak için çabalıyor.
hayır ya her şeyi başarmak zorunda değiliz, her şeyi dört dörtlük yapmak zorunda değiliz. sürekli birilerinin başarısını geçmek zorunda değiliz. hep mutlu, hep güçlü görünmek zorunda değiliz. bazen yorulabilir, başaramayabilir, yıkılabiliriz. tamam bu durumlarda depresyona girmeyelim elbette ama kendimize biraz müsade edelim. nasılsa kalkacağız tekrar. o zaman her şeyi arkaya bir yere atıp, yaşamaya devam etmeli. kırgınlıklar, kızgınlıklar, yenilgiler, başarısızlıklar da yaşamaya dair. insanız.