sezen aksu

örgütçü müzik söyleyicisi. zamanında millete haksız yere telif atıp üç kuruş parasına göz diktiğini de unutmayalım. nerede çıksa kapatırım.

o bet, bir oktavı ancak geçen yetersiz, çatlak sesi ve nota bilmezliğiyle yarım asırdan bu yana "türk pop"unun kaymağını yediğini düşününce "benim ne eksiğim var" dedirten muganniye.
ergenlere ve duygusuz insanlara duygu satan bir bezirgandır.

oldum olası sevemedim. evvelden kendisiyle politik husumetimiz vardı ama hazzetmeyişimin nedeni artık politik değil. mevzuyu açmayayım, tatsız anılarımız var. adını duyunca dahi tabanlarım, belim ağrımaya başlıyor.

yetmez ama evet’çiliğinden, demokrasi özelinde tüm cumhuriyetin kazanımlarına dinamit koyan siyasal islamcılarla kurduğu yoldaşlıktan nedamet getirdiği bir şarkısı vardı. bak onu severim.

“23 nisan yaşıyor ömrüm
gel benim yarim oluver şimdi
seni gül gibi öpe koklaya
gözümden dilimden sakınır saklar
bugünkü aklımla severim şimdi”

kalbim ege'de kaldı şarkısını bilirsiniz. ben de biliyorum lakin hinayesini öğrenince "vay arkadaş, kadın yıllardır gözümün önünde ama hiç duymamıştım kanada'da yaşadığını" dedim.
sezen aksu'nun ilk evliliği hatta soy adını aldığı eski kocası ile evliliğinin ilk yillarinda kanadanin haliflax şehrinde yaşamislar. orada marika adında bir izmir'de yaşamış rumla tanışmış. onunla sohbet edermiş. sonra bu şarkıyı da onun yazmış. yeni öğrendim. siz de bilin diye yazıyorum. gerçi siz her b.ku bildiğiniz için ne anlatiyon dayı demiş olabilirsiniz. sağlık olsun. *

21 single, 30 albüm ve 18 milyon dolar...

babasının, fetö’ye ait ilk okullardan olan yamanlar kolejinin kurucusu olduğu söyleniyor.

sezen abla beni de şu fotoğrafın içine alsalar keşke be. yanağından bi öpesim geldi. o kadar güzelsin ki...

5 yıl aradan sonra 12 şarkıdan oluşan paşa gönül şarkıları adını verdiği albümü bu gece yayınlanmış olan sanatçı.

albümdeki şarkılar buradan

şuh nefes, bahçe, sen ağla, abanoz'daki emine, yandı içim, bana sor, dümenci, ey aşk, nanik, yaygara, gemiler, doğrucu ve linç

albüm çıkarmış haspam.
70'inden sonra şuh nefes diye de şarkı yapmış.
40'ından sonra azanı teneşir paklıyordu da 70'ten sonrası için bir malumat yok bak.
iki cihanda lekeli albümünü de gider-ayak yapar artık.
yıllarca garo'nun, onno'nun ekmeğini yedin, kazancın kralını bizden yedin; azdın, sayısız sanatçıyı tükettin azdın, azdıkça azdın zesençim.
hadi başka kapıya canım.

#1707411

mantıklı ve tutarlı analiz yapabilen herkes, çok ciddi seviyede uyuşturucu kullandığını düşünebilir. röportajlarında ki söylemleri- el / kol hareketleri veya mimiklerinin analizi bana uyuşturucu alışkanlığı olduğu izlenimini veriyor. eğer detaylı kendisini takip eden biriyseniz, aslında hiç bir şeyinin normal olmadığını anlayabilirsiniz.

gençliğinden beri yaptığı söyleyişiler, sahne performanslarında konuşma biçimleri, kendi fikirlerini beyan ediş tarzı, tutarlı durmuyor. iyi parça yazabilmek/ hissettiklerini doğru şekilde kaleme alabilmek için, uyuşturucu kullandığı görüşündeyim. şarkılarının genelde duygu durumu birbirine çok benzer. aşağı yukarı benzer duygular için yazılmış, sayısız şarkısı var. duyguları yoğun ama bu geçirgenliği sağlayabilmek adına, kimyasal takviye aldığını düşünüyorum. uyuşturucu zihnini açtığı için, kafasına estiği her zaman/ istediği her parçayı besteleyebiliyor gibi geliyor.

ayrıca hakkında çokta iyi söylemler mevcut değildir. türk müzik piyasasını kendi kontrolü altına aldığı ve istediğini ( sanatçı) parlatıp, istediğini batırdığı söylenmektedir. ne kadar doğru bilinmez ama böyle bir sistematik kontrol tutkusu varsa, sanıldığı kadar ne iyi bir sanatçıdır ne de müzik piyasasına gerçekten katkı sağlamıştır.

öyle- böyle, türkiye'nin sayılı değerlerinden biridir. ben kendisini çok sevmem- dinlenmem de( bireysel bir garezim yok. sadece müzik tarzı bana uygun değil)

yine de söylemeden geçmek istemiyorum. zeki müren, emel sayın, bülent ersoy, cem karaca , barış manço, ayten alpman vb tonlarca gırtlağı dehşet şekilde güçlü sanatçı varken, kendisinin namesi pek okunmaz.

keza bu sanatçıların hepsi, ağızlarını açmalarıyla, arka plandaki müziği bastırmalarıyla ünlüdür. live'da bu insanlara yetişemezsiniz.

not: yaş olarak denk değil fakat teoman'ı bir live dinleyin.

olumlu yönleri paylaşılmış, biraz da olumsuz yönlerinden bahsedelim.
- türkiye'nin 90'lı yıllardaki müzik otoritesidir. öyle bir otoritedir ki onun istemediği kimse, sesi veya şarkıları ne kadar iyi olursa olsun, albüm çıkaramaz; televizyonda görünemezdi. özlem tekin bu durumun en bilinen mağdurudur.
- sesi kötüdür. sizin "ay çok güzel" demeniz, sezen aksu'nun sesini güzel yapmıyor maalesef. 24 tane stüdyo albümü olan herhangi birinin ki bu kişilerin de arkasında onno tunç ve uzay heparı'nın olduğunu varsayarsak, en az sezen aksu'nun şatkıları kadar popüler şarkıları olur.
- normal bir ülkede, suç bireyseldir ama türkiye'de değildir çünkü sistem bozuk olduğundan, torpil kavramı kanıksanmış, doğal bir hak olarak görülür. babası türkiye'nin en ünlü fethullahçı okulunun yöneticisi olan, sesinin hiçbir özelliği olmayan birinin türkiye'nin en güçlü müzik otoritesi olması (bence) tesadüf değildir.
- türkiye bugünkü kötü durumundaysa, bunda televizyonun ve müziğin de önrmli payı vardır. filmlerde ve dizilerde mafyanın ve bireyselleşmenin övülmesi ve arabesk müziğin (sezen aksu'nun yaptığı müzik de aslında arabesktir ve enstrümanları değiştirirseniz, rahatlıkla arabesk dinlermiş gibi dinleyebilirsiniz) öne çıkarılması, türkiye'ye dikilen gömleğin giydirilmesinde önemli araçlar olmuştur.

kadınla çalıştığım halde ben bu kadar fikir sahibi değilim. tek bildiğim minik değil. (bkz: swh)

en sevdiğim ve saygı duyduğum sanatçılardan biridir. öyle ya da böyle yaklaşık 50 yıldır bu ülke insanının duygularına tercüman olur. kaç yaşına geldiği halde albüm çıkardığı zaman herkes merakla gidip tüm şarkılarını dinler, herkes bu albümü konuşur. bunu yapabilen bir de tarkan var. fabrika gibidir, binlerce şarkısı, yüzlerce hiti vardır. pek çok şarkısı klasikleşmiştir. ha elbette ki zevkler tartışılmaz ama sesi de çok güzeldir.

ha evet bilhassa son dönemdeki politik duruşu tartışılabilir. ben de tasvip etmiyorum. yine müzik mafyalığı olayı da keza öyle. ama bu camia bildiğimiz gibi biraz böyle. kimler kimlerin ayağını kaydırıyor, kimlerin ne pisliği var. kimler nerelere gelebilmek için ne tavizler veriyor. keşke böyle olmasa ama bu piyasada dönen para akışı çok büyük ve fazla olduğu için bu denli pisliğe batılmasını da normal karşılıyorum bir yerde. keza aynısı futbolda da geçerli.

öyle ya da böyle sezen aksu bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük seslerinden, en büyük sanatçılarından biridir. en azından benim için öyle. son albümünden de ey aşk şarkısını sürekli ayıla bayıla dinliyorum. sezen'i sezen yapan şarkıların tadında.

ben sezen erkeğiyim. sezen bir kültürdür. sen seversin sevmezsin bilmem.

bana göre de over over rated olan birisi. ne şarkılarını, ne bestelerini ne şarkı sözlerini ne de siyasi/politik duruşunu sevmiyorum. sevemiyorum. şinanay dışında hiç bir şarkısını sevmiyorum, sevemiyorum. şinanay da gese'ye çok yakışan bir şarkı o yüzden seviyorum nabayım akslşda çok övülen ahhh sezen yaaa, açalım bi sezen vs kafasını anlayamıyorum. firuze, aşk için ölmeli aşk, tükeneceğiz, sarı odalar, son bakış, sen ağlama falan aşşşşırı aşşırı bayık, sıkıcı geliyor. urufum daralıyor dinlerken. bulunduğum ortamda sezen aksu çaldığı zaman (şınanay hariç) o ortamı koşarak terkedesim geliyor.

bir küçük paragraf ile sevmediğimi açıkladığım şarkıcı, besteci.

#3635773 sen şaka mısın arkadaş.
boş boş konuşmayı ne kadar çok seviyorsunuz...