sezen aksu

bu kadının şarkı sözlerine çok büyük edebi değeri varmış gibi anlam yükleyen kitleye kahraman tazeoğlu şiirleri okumak yakışır.

seçici olmakla övünen kişilerin seviyesi buysa geçmiş olsun bize zaten.

68 sene önce bugün hayata gözlerini açan türk pop müziğinin mihenk taşı. sadece yazmakla, bestelemekle kalmadı; piyaya sertab erener, levent yüksel ve aşkın nur yengi gibi sanatçıları da kazandırdı.

iyi ki doğdun, iyi ki varsın sezen. sanatla dolu nice senelerin olsun.

şarkı tabi ki belli

şarkılarını beğendiğim sesini beğenmediğim sanatçı.

hani böyle klasikleşmiş bir güzel kadın sesi vardır ya, işte bu kadının sesi de tam ondan. sesi fazla güzel ama bana hitap etmeyen türden.

'kavaklar' şarkısının şairi rahmetli metin altıok'un ahı tuttu da sonunda doğru yolu buldun, dediğim besteci, şair, şarkıcı. ama 'dilini koparırız' lafına kadar neredeydin? neden onlarlaydın?

sezen aksu'nun gerçek isminin fatma olduğunu ve onu keşfeden insan tarafından sahne adı olarak sezen isminin verildiğini bilen kaç kişiyiz

kendisini dinlemenin bir yaşı ya da dönemi olduguna inandigim sanatci. her yasin, insanin her doneminin bir parcasi olamayacak kadar olgundur kendileri.

bir zamanların yetmez ama evetçisi bir zırtapozun tekidir. siyasal islamcıların gerçek yüzünü gördü tabiki şimdi akıllandı ama yemezler minik serçe, senin ve senin gibi oportünistlerin ciğerini biliyoruz biz.

söyle abla söyle. söyle deşilsin yaralar.

siyasi duruşuymuş, yanardöner tavrı varmış falan hepsi bir yana, etrafında uçuşan o bilindik kelimeleri teldeki kuşlar gibi öyle güzel diziyor ki insan hayret ediyor. nasıl, ne zaman böyle dokunuyor? başka dudaklardan dökülse de onun sesi ile daha bir derine saplanıyor. güçsüzmüş, yorgunmuş, çağlamıyormuş, bana mısın demiyor. insan en çok kendini dinliyor ve bir köşede kendini bildin bileli sana eşlik ediyor. değişsen de, büyüsen de, hep aynı yerde duruyor. eskiyen sen olsan da taze bir anı gibi dinleniyor. en alakasız yaşlarında canını sıksa da her haliyle vurabiliyor. bu ülkede belli yaşı geçmiş insanların birçoğu için odalarında hiç eksik olmayan bir parça sanki; kendi de şarkıları gibi.

firuze çok güzelsin ya .*

ahmet k.'nın denizlilisidir.

kıskanmasın rengini, baharda yeşiller... sevda büyüsü gibisin sen, firuze...

ah, aslında aysel gürel.*

ampüle bastığı günleri unutmayacağız.
ayrıca kötü bir bestekar.

lolll looo hadi cop gel porti porti
loll loo bu nedir harbi harbi..

dandik besteleriyle ergen eğlendirsin.

kokainci, nemfoman, biseksüel serçe.

kıra döke isimli yeni bir şarkısıyla az önce spotify’den bildirimle haberdar olduğum sanatçı. şarkıdan pek bir şey anlamadım.
[open.spotify.com/track/4HES...]

sezen aksu'nun hangi şarkısı anlaşılıyor ki? üstelik her şarkısında mutlaka yuvarlayarak söylediği bir kelime oluyor ve ne söylediği belli olmuyor.

sezen aksu 70 lerde 80 lerde zorlarsan 90 larda vardı. şimdi ise elle tutulur guzel bestesi yok. o zamanlarda onno tunç ve uzay heparinin oldugunuda unutmamak gerek

git... git...
git... me dur ne olursun
gitme kal yalan söyledim
doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim
aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var
gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim
gitme dur ne olursun
gitme kal yalan söyledim...

uzun zaman sonra bugün "gülümse" albümünü tekrar dinledim. 1991'de çıkmış o zamanki adıyla "kaset". çocuk aklımla dinleyip geçtiğim şarkıları, yılların getirdiği tecrübe, olgunluk, adına ne derseniz onunla dinledim. bambaşka keyif aldım. yine de kulağımız farklı ezgilere alıştığından olsa gerek, albüm başa döndüğünde sıkılıp ikinci kez dinleyemedim. hızlı tüketim ruhumuza işlediğinden de olabilir...

magazin söylemleri ve gazino dönemleri pek bilinmeyen, bilinenleri de kolay unutulan, hakkındaki kötü olayları yazmasınlar diye her çarşamba gazetecileri eşleriyle evine çağırıp yemek veren (bir nevi rüşvet), uzunca bir dönem yaptırdığı estetiklerden dolayı insan içine çıkamayan, en son kendini göstermek amacıyla merhametli görüneyim diye deprem bölgesine gidip acılı insanların yanında keyifle bacağını bacağının üzerine atıp sandalyeye kurularak poz veren ve dolayısıyla tüm bunlar göz önünde bulundurulunca yaptığı zanaatın (sanat dersem sanatı kirletirim) umrumda bile olmadığı bir kadın.
ben tüm bunları bilmeden önce 2 yıl evvel, türkan şoray’ın gençlik yıllarında sevenlerine hatıra olsun diye çıkartmak istediği albümün sezen aksu yüzünden çıkamamış olduğunu duyunca zaten dolmuştum kendisine. üstüne bir yenisi, bir yenisi derken duyduğum skandalların haddi hesabı yok. bir insanın karakteri sağlam olmadıktan sonra zaten yaptığı iş beni zerre ilgilendirmiyor artık.