sezen aksu

yeni bir kanal de ısmarlama dizisinin müziği ile sahaya sürülen vasat altı şarkıcı, kullanışlı aparat.
tekrar gündeme getirdikleri süreç isimli ucubenin eski aktörlerini bir bir sahaya sürmeye başladılar.
şimdi de iki cihanda da lekeli lafını utanmadan kullanan bu kadın çıkıyor piyasaya.
neresinden alındığı belli olmayan yağlarla pörtletilmiş dudakları ve botoks basılmaktan babaanne yorganına dönmüş suratıyla arz-ı endamına az kaldı demek ki.
taze operasyonların şişlerinin inmesi mi bekleniyor ne oluyorsa artık? buz bassın iyi gelir...
bu arada dizinin müziği dediysek dinleyenler rodrigo gitar konçertosunu şakkadanak tanıyacaklardır.
hayırdır; güzel insan, minik serçe, artık üretemez mi oldu?
yoksa önceden de sırtlarına hiç utanmadan geçirdikleri eski, sakil ve kirli ısmarlama "dava" gömleğini üzerine tekrar geçirmeye kalkınca, bünyesi diğer estetik operasyonları gibi ret mi ediyor?
edit: kelime falan...

fav sanatçımm

ptt memuru. *

1 selda bagcan olmayan overrated. evet.

çok şarkı devşirmiş. buna iyice gıcık olmaya başladım. tonla var. bir örnek

de mardin; (bkz: fairuz) le beirut 1989.

kusura bakma şarkısının yeri bende ayrıdır. duygularımı ve söylemek istediğimi anlattığı için üzgün olduğum zamanlarda en çok dinlediğim şarkıdır kendisi.

ben türk müziğinin nevâsı, çargağıyım
her günümde ve anımda "sezen'in " hayranıyım.

konserine 2 defa gittim serçe.
ilki 2001.
ikincisi 2008.

her zaman yeri çok çok başka bende.

bu kadının sezen aksu söylüyor( 1989) albümünde karanlik, gizemli, çekici bir hava var. şarkıların müzigine, introsuna sinmiş. sanki bir ekim sonu akşamında güneş battıktan 1 2 saat sonra yürüyorsun, senenin ilk soğuğunu tatlı bir urpermeyle vücudunda hissediyorsun. sen yürürken karanlık içinde derinleşiyor. kış masalı, gamsız, son bakış'ta zirveye çıkıyor bahsettiğim his hatta sonraki sene( 1990) çıkacak olan aşkın nur yengi'nin ayrılmam şarkısında aynı gizemli ve haz veren karanlıktan bir şaheser doğuyor. şarkıyı yaratanlar yine diğer üç şarkı gibi sezen aksu ve onno tunç.

hem besteleriyle, hem okuduğu şarkılarla türk müziğine katkısı oldukça büyük olan üretken sanatçı. severim.

" kaldırımlara sümbüli bir yağmur inerdi,
ve tiz bir kadın sesinde bir devir inlerdi."

ölünce birçok gazetede ve tv'de kendi şarkısına ait olan bu sözler başlık olarak atılacak. edip akbayram ölünce aklıma geldi.

her aşk bir sezen şarkısıyla başlar ve başka bir sezen şarkısıyla biter.

(bkz: vazgeçtim)

siyasi seçimlerinden bağımsız konuşmak gerekirse, türkiye'den çıkan en olağanüstü seslerden birisine sahiptir.

kendisi için şarkı sözü yazdım, alsın bestelesin:
bir bidon içme suyu boca etsen
lağım için fark eder mi?
lağımdan bir damla koysan
o bidondan su içilir mi?

gerisini getirir zaten, yedmez ama eved.

son derece agresif "yetmez ama evet" çıkışından yaklaşık 15 sene sonra "aklıselime çağrımdır" diyerek bir şeyler gevelemiş olan müzisyen. geçmiş olsun bu saatten sonra. o kadar çok insanın hakkına girdiniz ki, iki cihanda da lekelisiniz.

yasayan efsane. vefat edince anlasilacak. evet.

'seçilmiş insan' diyoruz

sesi değil ciğerden yazılmış sözlerini şarkı edişi ile ''müzik divası'' düzeyine varmıştır

anca 'edith piaf'* ile karşılaştırılabilmiştir diyecem de kime...neyssse

keskin bicak ta gitme diye neredeyse ayagina kapanacak, sari odalarda efeler gibi gider, arkasina bakmaz, kal kalabilirsen bensiz der.
nerden baksan tutarsizlik:p
hangisisin be kadin?

güdük serçe