sizi neden işe alalım sorusu

genelde verilen cevaplar üstü kapalı şekilde "benden daha iyi köle bulamazsınız." minvaline evrilmiş durumda. eskiden böyle saçma soruları muhtemelen abd'de bile sormuyorlardır. çünkü o zamanlar eleman ihtiyacı çokmuş, selam veren üniversite mezununa pazartesi gel işe başla diyorlarmış. şimdilerde piyasa iş verenin lehine, beyaz yakalının aleyhine dönmüş durumda. koca koca teknoloji firmaları bile gözünü kırpmadan prestijli üniversite mezunu tecrübeli çalışanlarını işten çıkarabiliyorlar. columbia son sınıf mühendislik öğrencileri bile aylarca işe yerleşemiyor. insanlar da diyemiyor ki, "ilanı sen açmadın mı? demek ki elemana ihtiyacın var. ben de başvurdum işte. cv'm de önünde duruyor. zaten gelmeden önce bir ton form doldurup test çözdürdünüz. hatta bilişimcilere bedavadan kod bile yazdırıp projelerinizde kullanıyorsunuz. yani mülakata çağırdığına göre sokaktaki dayıdan farkım olduğunu anladığın için çağırmışsındır herhalde. o yüzden niye abuk sabuk şeyler sorarak vaktimizi harcıyorsun? kıçını yalamamı istiyorsan dön, yoksa boş yapma kardeşim. evde çocuk ekmek bekliyor." ama işin gerçekleri öyle değil işte. günümüzde geç dönem kapitalizm öyle iğrenç bir hal aldı ki şirketler kendilerini büyüyor göstermek adına yada ik'cılarını eğitmek adına ghost jobs denen, aslında eleman ihtiyacı olmasa da ilan açma utanmazlığını yapıyorlar. yani mülakata bile gitsen adi herifler yüzüne baka baka sanki seni işe alacakmış gibi aptalca sorular sorup sonra yol verebiliyorlar. hiçbir yaptırım da uygulayamıyorsunuz, çünkü özellikle türkiye'de beyaz yaka işçiler kendilerine işçi denmesinden hoşlanmadığı için hiçbir sendikal aktiviteye dahil olmuyor. koca koca okumuş etmiş insanlar sınıfsal ayrımın(çalışan sınıf(u: working class heroes baby) v. işveren sınıf) farkına varıp birlik olmaktansa birbirinin ayağını kaydırarak işini korumaya çalışıyor. arkadaş sen mürekkep yalamış halinle böyle yapıyorsan mavi yakalı ne yapsın? bu da kapitalizmin ayrı bir başarısı. insanlık medeniyetinin düştüğü bir başka çirkin durum. kısaca tanım: lanet olası bir corporate america üretimi sorudur efenim.

ilk mezun olduğumda buna benzer bir soru almıştım. içimden bu nasıl bir kafa falan diyorum. verdiğim cevap da “çalışana ihtiyacınız vardı, benim de işe ihtiyacım vardı. mantıklı olarak kurumunuza başvurdum” şeklindeydi. hanımefendinin keyfini kaçırmıştım. yüz ifadesi fena düşmüştü, hiç istifimi bozmadım. aslında makul bir cevaptı bu ama 22 yaşındaki tecrübesiz çocuğun, kendisini överek kurumda nasıl çalışkan biri gibi davranacağını anlatmasını bekledi herhalde. (sonuç olumsuz oldu.)

bence net ve mantıklı olunmalı. bu soruyu tamamen mantıksız buluyorum. adama zorla kendini övdürtemezsin.

uzun zamandır iş görüşmesine dahil olmuyorum ve bundan sebep halen soruluyor mu bilemediğim, küfür olmayan ama küfür etkisi yaratan söz öbekleri kapsamında ele alınabileceğini düşündüğüm bir öbecik. peki neden, neden böyle olması, neden ortada bir iş ve bu işi yapmaya aday kişiler varken, yani konu belliyken bu saçma kompozisyonda yer almak zorundayız. neden kendimi sana ben diğerlerinden daha iyiyim, onu alma beni al diye küçük şirinliklerle seni cezbetmeye mecbur hissetmeliyim, aslına bakarsanız konu sizin karşı tarafı, diğerlerinden daha yetenekli, daha deneyimli, stres altında daha dişli tırnaklı olduğunuza ikna etme meselesi de değil bu, tamamen hangi pozisyonlarda ne derece kanırtılabileceğinizi merak eden biri var ve sizin kanırtılma konusunda ne kadar şehvetli olduğunuzu anlamak istiyor sanki; oh yeah bebeğim ben haftasonlarında da kahrolası raporları hazırlar, yıllık hedefi daha ilk üç aylık dönemde tamamlaman için müşterilerinin kapısından ayrılmam. çünkü beni her türlü ve her şekilde her konumda her işe gelirim. bunu arıyor, buna dair bir iz arıyor.

yoo dostum yoo, yemezler. bak şimdi tam şu anda dedim ki kendimi sizi neden işe alalım pek sevgili pagan poetry, kendine dedim. dürüst olmak gerekirse ben sistemsel çöküşün geldiği şu durumda senin yerinde olsam beni işe almam. çünkü beni işe almakla doymak bilmeyen açlığının, rant ve sömürü ağının tam kalbine her an patlamaya hazır bir parça yerleştirmiş olursun. çünkü bana bahşedeceğin sağlık sigortası ya da yemek kartından sağlayacağım fayda yerine senin de ağzının yüzünün sistemsel olarak dağılabildiğini görmeyi tercih ederim. evet bunu ederim.

bu soruyu sorduklarında kalkıp giderim ya.
param yok. para lazım ya hani bir şey satın aldığı da.
neyse bırak beni şimdi sana da mı soruyu sordular mı? ne cevap verdin?
köle olmaya ihtiyacım var dedin mi yoksa hırs yapıp yükselicem ve aynı soruyu ben de bir başka ezeceğim insana sorucam böylelikle mission completed olacak ve benim bde başım göğe erecek mi dedin?
bunları cevaplarsan iş görüşmesine devam edebiliriz diyebilirsiniz.

kimseye biat etmem agalar patron olsa lafımı söylerim. kovulursam kovulayım bana ne
böyle sindirileceğime sindirim sistemine takılırım daha iyi. rahatsız olsunlar.

hakkaten ya. di'mi? neyse bana müsade deyip kalkıp gidecesun. ne saçma sapan sorular bunlar ya.