sokak köpeklerinin uyutulmasına yönelik yasa teklifi

itperest lafı ekşiden yayıldı. köpekperver, köpekperest ve en sonunda itperest. üç dört yazar aynı anda kullanmaya başladık. "ben onların bokunu yerim bokunu" diyen birileri için bundan daha iyi bir tanım mı olur? ne o? kanofil mi diyeceğiz?
insanları hiç önemsemeyen, bugüne dek itler tarafından boğazlanan, parçalanan, hayatları kaydırılan insanlardan tek kelime söz etmeyip itler aklına gelince ağzı köpüren, kuduran kim varsa ben onların taaaa....
istediğiniz, yaşattığınız şey şuydu:

zulme uğrayan çocuklarımızın bazıları da bunlar, büyütüp bakın:

ağzı köpüre köpüre itleri savunan "solcu" vekiliniz sera da bu:

size insan düşmanı, insanlık düşmanı, çocuk düşmanı, itperest diyorum, alınıyorsunuz. alınmayanın taaaaa....
itperest lafına alınanlara yazılmıştır.

hay sizin körelmiş ve yok olmuş vidanınız ve kendinizden başka her canlıya olan şu bitmek bilmeyen nefretiniz yerin en dibine batsın!

not: uyutma değil katliamdır.

illa konuşturacaksınız beni. bazı geri zekalılar sanıyor ki hayvanlar öldürülmesin derken sokaklarda çocuklara saldırmaya devam etsin demek istiyoruz. ulan beyinsiz, biz de aynı yolları kullanıp; aynı sokaklarda yaşıyoruz tabii ki bu durum normal değil ve çözülmeli ama sence bu katledilerek mi yapılmalı? 20 küsür yıldır başta olan iktidar partisi neden çözemedi bunu? zamanında kısırlaştırma yapsa bu hayvanlar böyle çoğalır mı? biraz kafayı çalıştırın çok zor bir şey değil.

yasanın ucu çok açık. insan sağlığına risk oluşturan durumlar deniyor; köpeklerden hastalık bulaştı diye bir haber yıllardır görmedim, belki tek tük kuduz vakası vardır.

olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda demişler yine, benim bundan anladığım hav diyen köpek bile riskli diye katledilebilir.

velhasıl, hükümet problem çözme değil, çözemediği problemi yırtıp atma yoluna gidiyor.

(bkz: https://www.hurriyet.com.tr...).
sahipsiz köpeklere ötanazi uygulanacak mı?
hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında, akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda, davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilir. ötenazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır." hükümleri uygulanacak.

edit.kanunun tam metni yok 2004'deki kanuna benziyor. gazetedeki bilgi bu kadar, ön yargılı olmayın.
gaziantep büyükşehir belediyesi’nin 5 yıldır bu konuya dair sürdürdüğü çalışmalar adeta örnek oldu. cnn türk ekibinden serdar er ve doğukan yıldırım hayvanlar için kurulmuş doğal yaşam alanını yerinde görüntüledi. (bkz: https://www.cnnturk.com/tur...) işte örnek belediye çözmüşler. bir ara yazmıştım çorum valiliği'de örnek çözümler öneriyordu. belediyelerin çoğu chp'de değilmi adam gibi iş yapsınlar bizde tebrik edelim.

itperest değilim bu yasaya da sonuna kadar karşıyım. burjuva kesimi de temsil etmiyorum grup halinde gezen köpeklerden de her zaman korkmuşumdur. insanın, hayvanın hiçbir canlının hayatını kolaylaştırmak için bir şey yapmayan aksine karşılıklı kendi ceplerini doldurmak için belediyecilik adı altında oluşturulmuş bu şeytani kurumlardan nefret ediyorum. zamanında kısırlaştırıp, sahiplendirip, satışını yasaklayıp barınak açacaklarına kendilerine avmler, oteller yapmakla meşgul olan bu güruh şimdi yalandan bir kesimi memnun etmek için o hayvanları katledicek. işlerine gelen neyse öyle davranıyorlar. böyle ikiyüzlü kesimin yaptığı işte herhangi bir hayır olduğunu düşünmüyorum. bu ülkede insanın değeri olmadığı gibi hayvanın da bir değeri yok maalesef.

ulan şunca zamandır yazmayayım yazmayayım dedim de zorla yazdırıyorsunuz made;

sayın köpekler ithaf edilsin diyen sığırlar şunda hemfikiriz vahşileşmiş, hastalık yayan, kuduz olan hayvanlar itlaf edilsin buna okeyiz zaten.

yalnız ben sizin ikiyüzlülüğünüze sokarım kusura bakmayın hayatınızda elinizle boğarak köpek öldürdünüz mü? ben öldürdüm üstelik sahipliydi! sahibi olacak sığır çocuğa karşı kışkırtmıştı.

ulan hayvan yattığı yerde yatıyor veledi zina çocuğunun teki ana babasından gördüğünü yapıp taş atıyor köpek saldırıyor neymiş çocuğa saldırmışmış. ben de o çocuğa sağlam bir tokat atmıştım bilin istedim.

milyonlarca hayvanı katletmek bu işi çözmeyecek daha da beter hale getirecek çünkü popülasyonu ve kıyıda köşede kalmış hayvanlar gözden kaçacak o zaman da 10 değil 15 milyon olarak gelecek bu hayvanlar o zaman ben sizin mabadınızı göreceğim.

kaçak göçek mültecileri gönderelim onlardan gelen bütçe le yaşam alanları yapalım bu hayvanlara? yemedi mi?

ulan kadınlar ve çocuklar öldürülünce tecavüz edilince susanların gücü hayvanlara yetiyor ben ik yüzlü dediğim de de kızıyorlar korkaklar sürüsü.

edit: sürü bağışıklığı edinmiş hayvanları katlettiğinizde olacak şeylerden biri kuduz ve diğer hastalıkların tekrardan ortaya çıkması olur bilin istedim. bir bok bildiğiniz yok, dünyadan haberiniz yok cehaletinizin haddi hesabı yok o gün geldiğinde çok sakındığınız çocuğunuz kuduz falan olursa demeyin sakın ha neden oldu diye. bununla ilgili yapılan bir araştırma için buradan

onu korumaya çalış, buna sahip çık... ben bu konuda yazmaktan da bir şeyler yapıp çabalamaktan da artık çok yoruldum.
siz zannediyorsunuz ki sadece bu ucu açık yasadaki gibi kalacak her şey. dostlar, yurttaşlar, romalılar! bakın, insanlar ellerinde sopalarla uyuyan köpekleri öldürmeye, boğazlarını kesmeye başladılar. sadece bu yasa konuşulmaya başlandığından beri yüzlerce köpek keyfî olarak durduk yere öldürüldü! bir kesim yalnızca bunun serbest bırakılacağı zamanı bekliyordu ve ellerine bu fırsat geçti. öyle şeyler okuyor ve görüyorum ki eminim şeytan bile şaşkınlıkla izliyordur bunları.

bu leş insanlık olarak, artık hep beraber yok olacağımız günü bekliyorum sabırsızlıkla.

neyse, sadece aşağıdaki tweeti bırakıp gitmeye gelmiştim yine yazdım da yazdım.


bir de şu az önce gördüğüm:

maddeler gayet olumlu ancak çok eksik var. kedi ve köpeklerin ticari amaçla yetiştirilmesi kısıtlanmadan bu sorun çözülecek gibi durmuyor. ayrıca kayıt dışı alım satım da gayet yaygın. ama umarım çözülür bu sorun artık.

derhal yasa uygulamaya koyulmalı ve çözüme gidilmeli.
başka can falan umrumda değil.
çok üzülen, acıyan, perişan olan alsın evinde bahçrsinde beslesin.
yasaya bakmadim ama.sokağa yem, yemek artığı dokene de ceza verilmiştir umarım. bu yem, yemek sayesinde kumeleşmeler oluyor.
domuz nasil kendine has alan buluyorsa bunlarda gidip ormanda ne yaparsa yapsin.

köpeklere tecavüz eden "insan"ları, kedi ve köpeklerin bacaklarını kesen "insanları" görüyor da bunlardan bahsediyormuş gibi "rol kesen" bağzı yazarlar bizim köpeklerin saldırdığı insanları umursamadığımızı falan yazıyor. ben iki durum hakkında da pek konuşmadım. sadece bu yasa hakkında birkaç kelam ettim zira bu sandığınızdan daha ciddi bir konu. bu yüzden ülkede kaos çıkarsa, bunun sorumlusu bu yasa ve buna destek verenler olur. biz sizin gibi düşünmek zorunda değiliz. siz de bizim gibi düşünmek zorunda değilsiniz. ben burada kimsenin fikrini değiştirmeye çalışmıyorum. ama bu yasayı çok temiz uygulayamayacaklar kuvvetle muhtemelen. yani neyi düzgün yapabiliyoruz ki ülke olarak? ve bu işin sonu insanlar arasında şiddet tandanslı bir düşmanlığa varabilir. nerelere gidebilir olaylar bilemiyorum gerçekten. tek bildiğim şey, bunun sorumlusu ben ve benim gibi düşünenler olmayacak. daha bu konudaki ilk yazımda başıboş köpeklerin bir "sorun" olduğunu ve bunun bir şekilde (ama bu şekilde değil) çözülmesi gerektiğini söylemiştim.

dediğim gibi, bu olay insanlar arasında geniş çaplı ve belki ulusal çapta korkunç şeylere yol açarsa bunun sorumlusu bu yasa ve buna destek çıkanlar olacaktır.

zaten hükümet, millet açlığını unutsun diye gündem yumurtluyor. bunu fark edemeyecek kadar geri zekalı değilsiniz aslında ama gözünüzü kin ve nefret bürüdüğü için beyniniz geçici bir süre servis dışı... hükümet de bundan çok memnundur eminim.

dün mecliste yasanın tamamı oylanmadı sadece ilk 5 madde alelacele meclise sunuldu ve akp/mhp oylarıyla kabul edildi. bugün 14:00’te geri kalan maddelerin oylanmasına başlanacak.
ama benim asıl merak ettiğim iktidar halkı duymadı da muhalefet duydu mu? hayır.
günlerdir, haftalardır sokakları meydanları dolduran hayvan hakları savunucularının muhalefete yaptığı “tam kadro meclis’e” çağrıları karşılık bulmadı. muhalefetten 119 vekil mecliste yokmuş.
bugün olacaklar mı acaba?
burada hayvanseverlere itperest diyenler kendinizde bu cürreti nerden buluyorsunuz?

eh geçtiyse bu yasa biz itperestlere geçmiş olsun, şakşakçılarının da gözü aydın.

bundan sonraki süreçte göreceğiz ne olacağını en başından beri söylüyorum uyutmak bulduğumuz ilk çare olmamalıydı, bu toplum helak olmak istiyor sanırım.

edit: buyrun silvan belediyesi.

köpek mamasının içinde hayvan eti yok mu sayın itperest.
köpeğin önüne attığın tavuğun canı yok muydu?

tek hücreli amip bile kendine zarar veren canlıdan korunmaya çalışır. ona tapmaz.
sizde amip kadar beyin yok.

15 tane köpeğin arasında kalıp parçalansan "ama onlar da can" mi diyeceksin.

bir tane yavru köpeğin kedinin fotosunu paylaşıp 'bunlara kıyacak mısınız" diyorlar.
böyle mantıklı mı olur mantığına limon sıktığım.
ben de o zaman bi bebek fotosu paylaşayım. ne kadar masum, tüm katilleri tecavüzcüleri, sapıkları, hırsızları serbest bırakın çünkü bu bebek masum diyeyim.
mantıklı mı?
yavru köpeğin veya kedinin "tatlı" olması diğer köpeklerin saldırgan olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
sayın beyinsiz itperest.

şu an içinde öldürme gibi bir durum söz konusu değil toplanacak barınaklarda olacaklar sokaklar güvenli hale gelecek. sahiplenmek isteyen itseverler buyursun alsın evine soksun. nasıl baş eder evin içinde o hayvanla orası da onun sorunu. kist hidatik kuduz vs sıkıntıları da olabilir o hayvanın bilinmez. bırakırsa 60 bini cebinden çıkarsın artık ilerde daha çok para isterler tabii.
neyse biraz olsun sokaklar temizleniyor şükür sevindik.

bu zihniyetin çıkardığı bu yasalara sadece o durum için karşı çıkıldığını düşünen insanları cidden anlayamıyorum. biz bu çirkin, işine gelmeyene kör, riyakar, adaletten kopmuş zihniyete karşıyız. birgün gelecek bu kör zihniyet sizin de bir şekilde hakkınızı gasp edecek. o gün geldiğinde bugünleri umarım hatırlayıp vicdan azabınızda boğulursunuz.

alman ilahiyatçı martin niemöller'in şu cümleleri geldi aklıma.


öfke editi.

22 yıllık iktidarın almış olduğu bir karardır.

22 yıldır bu sözlerle iktidarda kalan iktidarın lideridir.
tebrik
buradan

bu arada sürekli yasaya karşı olanlara itperest diyenlere bundan sonra iki yüzlü yavşaklar diyeceğim.

madem sözlükte hakaret serbest bu ikiyüzlü yavşaklarla anlayacakları dilden konuşalım.

böyle bir postlarına denk geldim, yararlı olacağını düşünüyorum eğer yayabilirsek.
instagram hesaplarının da linkini bırakıyorum: buradan

meclisin yolunu dahi bulabilecek zekaya sahip olmayan adamların, saraydan aldıkları talimatla “evet” diyerek yasalaşmasına sebep oldukları yasadır.
günlerdir, haftalardır, hatta kulis söylentileri yayıldığından beri sabah akşam bu konuda okuyorum. herkes, destekçisi ya da tam karşıtı, konuşulanları da, yasayı da çok iyi biliyor. o sebeple detaylarına girmeyeceğim.
ben burada hislerimden, düşündüklerimden, korkularımdan bahsedeceğim aslında. ama sözlükte de böyle bir katliama “evet” dendiğinin mührü olsun. olsun ki görelim, olsun ki unutmayalım, olsun ki öfkemizi diri tutalım.

girizgâhımdan herkes tarafımı anlamıştır. ben iyi biri falan değil, sadece "insan" olmaya çalışan ve sıradan biri olarak başka bir yerde duramayacağımı belirtmek zorundayım.
yani demem o ki, bu yasaya evet diyen benim gözümde insan olmanın ne demek olduğunu bilmiyordur. ve o kadar isterim ki herkesin alnında bu yasa ile ilgili fikri yazsın da, ben o insanla olan ilişkimi bu temelle kurayım, ya da kurmayayım.
"köpekler toplatılsın, katledilsin, öldürülsün" diyen bir insandan alışveriş yapmayayım mesela, doktorsa muayene olmayayım, mağazaysa alışveriş etmeyeyim, sokaktaki alelade biri ise yolumu değiştireyim, bir şekilde ilişkide olduğum bir insansa selam dahi vermeyeyim.

tepkiler üzerine ötenazi ile ilgili maddede değişiklik yapılmış olsa da masum canlıları sokaklardan toplayıp o korkunç barınaklara tıkmanın adı hala katliamdır ve yaşatmak mümkünken bu katliama evet diyebilenler en en hafif tabirle katildir. ve buna evet diyen her bir şahıs için, ayırt etmeden, o masum canlılara reva gördükleri hayatı ve ölümü diliyorum.

ben inançlı biri değilim ama inançlı olduğunu iddia edenlerin dinlerinde neler dendiğini de biliyorum. cumhurbaşkanı bu yola; “taviz yok. bu işi allahın izniyle bitireceğiz.” dedi mesela. madem dini allahı siz karıştırdınız, demezler mi size; “hani allahın verdiği canı almak allaha mahsustu?” diye.

bu ülkede açlıktan, yoksulluktan, cehaletten, merdiven altı atölyelerde pres makinelerine sıkışmaktan, emekliyken inşaat şantiyelerinde çalışırken iş kazasından, tecavüze uğrarken ölünüyor; sokak hayvanları yüzünden değil.
ve çıkıp diyoruz ki, o hayvanlar bizim yoldaşımızdır, dostumuzdur, biz onları yaşatmaya çalışıyoruz; onlara kıymayın. bir ses yükseliyor göklerden; “seçkin ve tuzu kurular” diye. "seçkin de değilim, tuzu kuru da değilim; hayatta kalmaya çalışıyorum ama o esnada da arkadaşlarımı yaşatmaya çalışıyorum" demek istiyorum ama biliyorum ki anlamazlar; susuyorum.

sonra o alışıldık altyazıyı gördük bu süreçte; “akp ve mhp’nin oylarıyla kabul edildi.”.
evet o oylarla tecavüzcülerin korunması sağlandı, o oylarla fakirlerin daha da fakirleşmesi sağlandı, o oylarla hırsızlar korundu, o oylarla katiller saklandı ve şimdi o oylarla katil olundu.
çünkü tdk’da katil’in ikinci tanımı şu: öldürücü, ölüme neden olan. ve bu yasaya evet diyenler katildir, en hafif tabirle katildir.

sonra tüm yasa onaylandı, güle oynaya poz verdiler, "hayırlı olsun" dediler, diyebildiler ve her adımlarında benim içimden binlerce şey kırıldı. hep güldüler, her şeye sırıttılar ama bir kez olsun utanmadılar; hayvanların katledilmesinden, insanların korkunç bir karanlığa mahkum olmasından, ülkedeki kolaktif kötülüğü körüklemekten utanmadılar.

bergman’a sormuşlar, gidişat kötü, dünya nasıl kurtulacak? “utanç” demiş, “dünyayı bir tek utanç kurtarabilir.”
ben çok utanıyorum hayvanların yüzüne bakmaya; yetmiyor onları kurtarmaya.

not: tek seferde yazdım, kontrol de etmedim, uyumsuz cümleler için kusura bakılmasın; elimden bu kadar geliyor bu süreçte.