sokak köpeklerinin uyutulmasına yönelik yasa teklifi
başlık "ilyas sezar" tarafından 22.05.2024 13:24 tarihinde açılmıştır.
41.
sokak köpekleri yüzünden başımıza o kadar çok şey geldi ki hangi birini anlatayım... birinde eşim, e5'te birden önüne çıkan bir sokak köpeğine çarpmamak için aniden fren yaptığı için direksiyon hakimiyetini kaybedip bariyerlere çarpıp aracı pert etti. ikinci olarak geçen ay, yine önümüze birden çıkan sokak köpeğine çarpmamak ve bu sefer büyük bir kaza yapmamak için hafif frene basması sonucunda köpeğe çarpıp durabildiğimiz bir kaza yaşadık. çok korkunçtu, köpek ölmedi ama yaralandı, ne yapacağımızı şaşırdık.. köpeğe mi üzülelim, arabanın haline mi, yaşadığımız kazanın şokuyla elimiz ayağımız tir tir titremesine mi...
ben, eşim ve çocuklarımla o kadar çok köpek saldırısına maruz kaldık ki şimdi tecrübelerime göre sokak köpekleri için en açık hedef olan kişiler: çocuklar, yaşlılar, renkli değişik kıyafetler giyenler, bisiklet ve motosiklet kullananlar.. hiç kimse öyle siz köpeklere kötü davrandığınız için size saldırıyorlar gibi bir şey demesin çünkü bu, öyle bir şey değil, inanın. bazı sokak köpeklerinin size saldırması için sadece onun yanından geçiyor olmanız bile yeterli sebep.
çocuklarım, bisikletle okula gidiyorlar ve ben her gün sokak köpeklerinin saldırısına acaba uğrayacaklar mı endişesi içindeyim. bir anne olarak çocuklarımın sokakta güvende olduklarını düşünmüyorum ve bu sorun her nasıl çözülecekse, bir an önce çözülmesini istiyorum...
ayrıca, olayı sadece kendi hayatımızdan yola çıkarak değerlendiremeyiz. bu ülkede nice insan, sokak köpekleri tarafından parçalanarak öldü. eğer yüreğiniz kaldırıyorsa, yıllardır bu konuda dikkat çekmek için köpek saldırısına uğrayanların videolarını paylaşan gazeteci mehmet ali önel'in sayfasına bakarsınız...
ben, eşim ve çocuklarımla o kadar çok köpek saldırısına maruz kaldık ki şimdi tecrübelerime göre sokak köpekleri için en açık hedef olan kişiler: çocuklar, yaşlılar, renkli değişik kıyafetler giyenler, bisiklet ve motosiklet kullananlar.. hiç kimse öyle siz köpeklere kötü davrandığınız için size saldırıyorlar gibi bir şey demesin çünkü bu, öyle bir şey değil, inanın. bazı sokak köpeklerinin size saldırması için sadece onun yanından geçiyor olmanız bile yeterli sebep.
çocuklarım, bisikletle okula gidiyorlar ve ben her gün sokak köpeklerinin saldırısına acaba uğrayacaklar mı endişesi içindeyim. bir anne olarak çocuklarımın sokakta güvende olduklarını düşünmüyorum ve bu sorun her nasıl çözülecekse, bir an önce çözülmesini istiyorum...
ayrıca, olayı sadece kendi hayatımızdan yola çıkarak değerlendiremeyiz. bu ülkede nice insan, sokak köpekleri tarafından parçalanarak öldü. eğer yüreğiniz kaldırıyorsa, yıllardır bu konuda dikkat çekmek için köpek saldırısına uğrayanların videolarını paylaşan gazeteci mehmet ali önel'in sayfasına bakarsınız...
devamını gör...
42.
insanlık var olduğundan beri pek çok tür yok oldu veya yok olmaya yüz tuttu. köpekler ne ilk ne de son. biz tür olarak birbirimize bile tahammül edemezken, hayvanlara hiç edemeyiz. kardashev ölçeğine göre tip-1 medeniyet bile değiliz. matrix'te smith'in dediği gibi, çoğalıp duruyor ve etrafımızdaki her şeyi tüketiyoruz. yapacak bir şey yok. toplumun çoğunluğunun dediği oluyor. umarım bir gün insanlık olarak daha akılcı çözümler üretebilecek bilince erişebiliriz.
devamını gör...
43.
1910 köpek adası mevzusunu araştırın sonra iyi düşünüp tekrar karar verin.
zira aslında istediğiniz şey köpeklerden kurtulmak değil helak çağırıyorsunuz.
aslında sizlere de bir hayli hak veriyorum mevzu tam iki ucu boklu deyneğe döndü lakin dön tarihe bir bak böyle toplu hayvan katleden tüm topluluklar felakete uğramıştır. isteyen inanır isteyen inanmaz siz bilirsiniz.
edit:
zira aslında istediğiniz şey köpeklerden kurtulmak değil helak çağırıyorsunuz.
aslında sizlere de bir hayli hak veriyorum mevzu tam iki ucu boklu deyneğe döndü lakin dön tarihe bir bak böyle toplu hayvan katleden tüm topluluklar felakete uğramıştır. isteyen inanır isteyen inanmaz siz bilirsiniz.
edit:
devamını gör...
44.
şerefsiz pislik, suçu kanıtlanmış olan insanlarıda hapse atıp beslemek yerine uyutacaklarsa ben varım. aksi taktirde ben merkezli bencil bir karar olur. bu dünyanın sahibi insanlar olmadığı gibi, yaşanan onca saldırı olayına göz yummakta vicdana sığmaz. o kadar bütçe boşa harcanıyor, biraz da buna bütçe harcansın, çok mu? çok derseniz, hapishanedeki belli suçları işleyenlerde gereksiz masraf, onlarıda öldürelim.
devamını gör...
45.
vicdan politik bir kavram bizde. o çocuklardan bir tanesi bodrum'da, çeşme'de, kadıköy'de parçalansın görelim neler oluyor. umarım olmaz.
o çocuklar zaten birçoklarının sümüğünü atmayacağı yerlerde parçalanıyor ve birçokları için "doğal seleksiyon" kapsamında olaylar bunlar. umrunda değil ki adamın, semtindeki köpekler saldırıyor mu, hayır, demek ki diğer insanlarda bir bokluk var, demek ki zaten yaşamaması gerekiyor onların. zaten medeniyet pramidinin altındalar. öyle olmasalar köpekler saldırmazdı.
sen güvenli sitenden bi çık aksaray'da, erzurum'da, kars'ta sabahın 7'sinde okula yürüyerek gitmeye çalış bakalım tıpkı el kadar bebelerin her sabah yaptığı gibi. o saldırmayan köpeklere bir selam ver bakalım romantik romantik. sonra gel bu konuyu bir daha anlat bizlere daha gür bir sesle.
vicdan da politik. kaç tane çocuğun üzerine bomba yağdı, neler yazdık burada? bize ne dedik, bizim savaşımız mı? daha bırak çoluğun çocuğun canına kastı, sokak köpeği meselesinde hemen "onların doğmaktan başka suçu yok" deniyor.
kardeşim, güzelim, kimin doğmaktan başka suçu var ki? doğu türkistanlı çocuğun, filistinli çocuğun, çanakkale savaşı'na gönderilen el kadar sabilerin doğmaktan başka suçu var mıydı lan? nazi kampında sabun edilen yahudinin doğmaktan başka ne suçu vardı?
her şeyi geçtim, sabah sofraya düşen salamın, akşam mangala düşen etin sahibi hayvanın ne suçu var doğmaktan başka? kutu gibi gözlere kapatılan tavukların, havasız ahırlarda ölüm bekleyen ineklerin, koyunların ne suçu var? saniyede binlerce hayvan günlük protein ihtiyacinizi karşılamak için katlediliyor ama paşaların şimdi vicdan yapası tuttu.
bu aptalca ikilemin tek nedeni de vicdanın politik bir mesele olmasıdır. yoksa bu adamların sokak köpekleri falan silklerinde değil. vicdanın tarafı olmaz çünkü.
hiçbirinizin vicdanına inanmıyorum. ta ki şundan beri : "size yardım edeceğiz diye köpeklerimize mama alamadık, yazıklar olsun".
o çocuklar zaten birçoklarının sümüğünü atmayacağı yerlerde parçalanıyor ve birçokları için "doğal seleksiyon" kapsamında olaylar bunlar. umrunda değil ki adamın, semtindeki köpekler saldırıyor mu, hayır, demek ki diğer insanlarda bir bokluk var, demek ki zaten yaşamaması gerekiyor onların. zaten medeniyet pramidinin altındalar. öyle olmasalar köpekler saldırmazdı.
sen güvenli sitenden bi çık aksaray'da, erzurum'da, kars'ta sabahın 7'sinde okula yürüyerek gitmeye çalış bakalım tıpkı el kadar bebelerin her sabah yaptığı gibi. o saldırmayan köpeklere bir selam ver bakalım romantik romantik. sonra gel bu konuyu bir daha anlat bizlere daha gür bir sesle.
vicdan da politik. kaç tane çocuğun üzerine bomba yağdı, neler yazdık burada? bize ne dedik, bizim savaşımız mı? daha bırak çoluğun çocuğun canına kastı, sokak köpeği meselesinde hemen "onların doğmaktan başka suçu yok" deniyor.
kardeşim, güzelim, kimin doğmaktan başka suçu var ki? doğu türkistanlı çocuğun, filistinli çocuğun, çanakkale savaşı'na gönderilen el kadar sabilerin doğmaktan başka suçu var mıydı lan? nazi kampında sabun edilen yahudinin doğmaktan başka ne suçu vardı?
her şeyi geçtim, sabah sofraya düşen salamın, akşam mangala düşen etin sahibi hayvanın ne suçu var doğmaktan başka? kutu gibi gözlere kapatılan tavukların, havasız ahırlarda ölüm bekleyen ineklerin, koyunların ne suçu var? saniyede binlerce hayvan günlük protein ihtiyacinizi karşılamak için katlediliyor ama paşaların şimdi vicdan yapası tuttu.
bu aptalca ikilemin tek nedeni de vicdanın politik bir mesele olmasıdır. yoksa bu adamların sokak köpekleri falan silklerinde değil. vicdanın tarafı olmaz çünkü.
hiçbirinizin vicdanına inanmıyorum. ta ki şundan beri : "size yardım edeceğiz diye köpeklerimize mama alamadık, yazıklar olsun".
devamını gör...
46.
yasayı savunuyor ya da savunmuyor değilim her şeyden önce.
maalesef mantığım evet diyor, duygularım hayır. ama sokak köpekleri ile ve kendimle alakalı birkaç şey söylemek istiyorum.
her şeyden önce küçükken bana da köpek saldırdı ama ısırmadı. tavuk, hindi sürüsü ve inek de saldırdı. hiçbirine karşı bi fobi gelişmedi ilginçtir. fil saldırsa ona da gelişmez muhtemelen. hayvanseverliğim sorgulanabilir diye açıklamak istiyorum, biraz da aldığım eğitim etkisiyle sanırım bütün hayvanlar aynı benim için. tavşanla hamamböceği eşit yani ve bu mantıksal bi şey de değil. hamamböceği görünce iğreniyorum da, onun da canı var diye kendimi durduruyorum diye bi durum yok.
insan doğası gereği ikiyüzlü bi' canlı arkadaşlar. kedi de öldürmem sinek de öldürmem mesela. ineği pandalarla falan aynı seviyorum. panda yemiyorum ama kokoreç yiyorum. üstelik de türcüyüm, biliyosunuz insan da bi hayvandır ve insan sevmem. ama insan da öldürmüyorum. hem yapamam, yani öyle bi karar verecek g.t yok bende, hem de suç. *
şimdi bazı gerçeklerden bahsetmek istiyorum. köpekler ölecek diye bağrınmanızın (bi çok insanın bağrınmasının daha doğrusu, herkesi aynı kefeye koyamam) hayvanseverlikle uzaktan yakından alakası yok. iyi biri olduğunuzu düşünme ihtiyacınızla alakası var. bari "köpekseverim" diyin. tüm hayvanları sevmiyorsunuz çünkü, kürkü olan, sevimli görünen, mümkünse memeli hayvanları seviyosunuz çünkü onlarla bağ kurabiliyosunuz çünkü biz de memeliyiz.
sabahtan beri plastik kirliliği ile alakalı makale okuyorum. inanılmaz bi sorun. gerçekten inanılmaz bi sorun. kullandığınız kozmetik ürünlerinin üretildiği materyallerden tutun bim poşetlerine dek uzanın. bunlar yok olmuyor. bu yok olmayan plastikler pek çok "hayvanın" gıda maddesi haline gelmiş durumda. biz hayvanseverler, hayvanseveriz çünkü, bu konuda bir şey yapıyor muyuz?
küresel iklim değişikliği çeşitli türlerin geleceğini tehdit eden bi şey. bu arada şunun da farkındayım, insanlar var olmasaydı da iklim değişikliği söz konusu olacaktı evet. daha önce dünya bunu yaşadı çünkü. sorun yine yaşayacak olması değil. sorun bu ısınmanın bizim katkılarımızla hızlanmış olması, sürecin kısalmış olması. yani belki de canlıların adapte olabilecekleri süreyi ellerinden alıyor olmamız. insanlar bu yüzden yırtınıyor, dünya ısınmasın diye değil. bu konuda kafa yoran kaç kişi var?
ağır metal birikimi, pestisit, herbisit, fungisit gibi ilaçların kullanımı ekosistem için her zaman sorun oldu. kıyamet koparan 3-5 kişi var onlara da deli diyoruz. valla sizin histerinizin, kendini fabrika bacasına zincirleyen veya müzelerde sağa sola çorba fırlatan aktivistlerden çok da farkı yok.
şimdi köpekseverliğe geleyim. ben de seviyorum köpek. kürkü var, memeli, sevimli, nası sevmeyebilirim? ama işte öyle de olmuyor. bu gün yaşanan köpek krizine hayvanseverlerin hiç katkısı olmadı diye mi düşünülüyor? bi şeyleri sevmek güzel, doğru sevememek tahrip edici. bir ihtiyaçlar hiyerarşisi var hepimiz için. hani derler ya mesela ne bileyim felsefe, sanat zengin insan uğraşı, aç adam felsefe yapamaz diye. hah, daha temel düzeyde düşünürsek, daha basit, aç hayvan üreyemez de arkadaşlar. çevre baskısı diye bi şey vardır. kaynakların kısıtlı olması popülasyonun dengede kalmasına yardımcı olur. başka şeyler de vardır, zayıf olanın (aslında iyi uyum yapan hayatta kalır deriz ama burada kasıtlı olarak zayıf olan diyorum) elenmesi gibi. şimdi biz sağa sola kedi köpek mamaları bırakıp, kapımızın önüne su koyup, annesi ölmüş yavru kediye köpeğe "süt anne" diye ilanlar açtığımızda iyi bi şey yapıyoruz sanıyoruz ya, işte yapmıyoruz. onların ölmesine izin vermediğimiz için bu gün hepsinin ölüp ölmemesini tartışıyoruz. çünkü koşulları onlar için iyi kılmak adına elimizden geleni yaptık. ve evet kimse de sürdürülebilir ve kalıcı bir çözüm peşine düşmedi. çünkü aslında gerçekten bu türün refahı umrumuzda olmadı. insanlar olarak baştan sona ikiyüzlü davrandığımız bi süreçti, şu anda da sürdürüyoruz.
nüfus artışı ile alakalı söylediklerim köpek düşmanı olduğumdan değil gerçek bu olduğundan. aynısı bizim türümüz için de geçerli. ben 7 aylık doğmuş ve kuvözde kalmış bir bireyim. kalmamalıydım. zibilyon tane ilaç, tıbbi müdahale, kimsenin ölmesine izin vermiyoruz. elimizden gelse herkese ölümsüzlük bahşedicez. ama olmaz, bi kapasite sorunumuz var.
biz niye her boku kurtarmak istiyoruz? bunun altında yatan motivasyonu kendinize sordunuz mu? öyle çemkirerek "insanız çünkü, cani değiliz" falan demeyin. bence cevap o değil. benim aklıma gelen olası nedenler şöyle:
1-kibir
2-suçluluk duygusu
4- acıdan kaçınma
3- çok azımız için ise kendi geleceğimizi de kapsayan küresel endişe.
neredeyse hiçbir zaman (yine istisnaları dışlamıyorum) kurtarılmaya çalışılana yönelik derin bi sevgi, onun iyiliğini düşünme falan söz konusu değil. ve kimse bunu itiraf etmiyor. ya köpeğin ayakları kopmuş, adam hayvana tekerlekli yürüteç bağlamış, sağa sola sürünüyo garibim. bu iyilik değil bu bencillik. benim ayaklarım koparsa mümkünse beni de öldürün lütfen, tüm samimiyetimle söylüyorum.
ben bunları yasa teklifini desteklediğim için yazmadım. o gruba çanak tutmuyorum yani. bunu söyledim diye köpekseverlere de çanak tutmuyorum. şu başlık altında dönen empati yoksunluğu, anlayışsızlık beni çemkirmeye itti. ya sen daha kendi türünü anlamaya dinlemeye çalışmıyosun ne kedisinden köpeğinden bahsediyosun? leş gibi bişeysin "insan türü" olarak. bok gibisin ya, daha doğru dürüst homo sapiens olamadan neandartellerin anasını silktin. kafanı kullanmaya başladığından beri doyumsuzca kendine çalışan bi türsün başka da bi şey umrunda değil. daha fazla dopamin salgıla, haz merkezin uyarılsın, bunun için götünü verirsin dicem de insanlar tam olarak bunun için götünü veriyo zaten. gjjkkdmh
o onu cani ilan ediyo, öteki ötekinin selamını almıyor. herkesin kendi beyni, kendi yaşanmışlıkları, kendi etik algısı var. dünya öyle senin ahlak anlayışına göre dönmek zorunda da değil. kaldı ki ahlak anlayışın da kültürel anasını satiym. bu gün şu ülkede inek, koyun değil de köpek yiyor da olabilirdik. o zaman da başka bi hayvan "evcil hayvanın" olurdu, onun için kıyameti koparıyor olurdun. mesela benim etik anlayışıma göre, herhangi bir canlıyı sürüneceği bir sistemde yaşamaya mecbur bırakmak dünyanın en acımasız şeylerinden biri. bunu köpekleri değil kendimi kastederek söylüyorum bu arada jgkdjkjgkd mevzu bi yandan da çok kişiselleşti.
neyse çok sinirlendim ama sözlük özelinde bir şey de değil. ben tür olarak, insan türü olarak içinde bulunduğumuz bu ikiyüzlülüğe deliriyorum. ikiyüzlülük derken, ikiyüzlü oluşu kabullenmeme ikiyüzlülüğünden bahsediyorum. bunu kabul etsek bana yetecek. daha fazlasında gözüm yok, hadi artık asla ikiyüzlü olmayalım gibi bi ütopya peşinde değilim.
ay hayvanlar için bişi yapmak çok istiyosak topluca intihar edelim arkadaşlar, kısırlaştırma uyutma falan hikaye. kesin çözüm bu.
maalesef mantığım evet diyor, duygularım hayır. ama sokak köpekleri ile ve kendimle alakalı birkaç şey söylemek istiyorum.
her şeyden önce küçükken bana da köpek saldırdı ama ısırmadı. tavuk, hindi sürüsü ve inek de saldırdı. hiçbirine karşı bi fobi gelişmedi ilginçtir. fil saldırsa ona da gelişmez muhtemelen. hayvanseverliğim sorgulanabilir diye açıklamak istiyorum, biraz da aldığım eğitim etkisiyle sanırım bütün hayvanlar aynı benim için. tavşanla hamamböceği eşit yani ve bu mantıksal bi şey de değil. hamamböceği görünce iğreniyorum da, onun da canı var diye kendimi durduruyorum diye bi durum yok.
insan doğası gereği ikiyüzlü bi' canlı arkadaşlar. kedi de öldürmem sinek de öldürmem mesela. ineği pandalarla falan aynı seviyorum. panda yemiyorum ama kokoreç yiyorum. üstelik de türcüyüm, biliyosunuz insan da bi hayvandır ve insan sevmem. ama insan da öldürmüyorum. hem yapamam, yani öyle bi karar verecek g.t yok bende, hem de suç. *
şimdi bazı gerçeklerden bahsetmek istiyorum. köpekler ölecek diye bağrınmanızın (bi çok insanın bağrınmasının daha doğrusu, herkesi aynı kefeye koyamam) hayvanseverlikle uzaktan yakından alakası yok. iyi biri olduğunuzu düşünme ihtiyacınızla alakası var. bari "köpekseverim" diyin. tüm hayvanları sevmiyorsunuz çünkü, kürkü olan, sevimli görünen, mümkünse memeli hayvanları seviyosunuz çünkü onlarla bağ kurabiliyosunuz çünkü biz de memeliyiz.
sabahtan beri plastik kirliliği ile alakalı makale okuyorum. inanılmaz bi sorun. gerçekten inanılmaz bi sorun. kullandığınız kozmetik ürünlerinin üretildiği materyallerden tutun bim poşetlerine dek uzanın. bunlar yok olmuyor. bu yok olmayan plastikler pek çok "hayvanın" gıda maddesi haline gelmiş durumda. biz hayvanseverler, hayvanseveriz çünkü, bu konuda bir şey yapıyor muyuz?
küresel iklim değişikliği çeşitli türlerin geleceğini tehdit eden bi şey. bu arada şunun da farkındayım, insanlar var olmasaydı da iklim değişikliği söz konusu olacaktı evet. daha önce dünya bunu yaşadı çünkü. sorun yine yaşayacak olması değil. sorun bu ısınmanın bizim katkılarımızla hızlanmış olması, sürecin kısalmış olması. yani belki de canlıların adapte olabilecekleri süreyi ellerinden alıyor olmamız. insanlar bu yüzden yırtınıyor, dünya ısınmasın diye değil. bu konuda kafa yoran kaç kişi var?
ağır metal birikimi, pestisit, herbisit, fungisit gibi ilaçların kullanımı ekosistem için her zaman sorun oldu. kıyamet koparan 3-5 kişi var onlara da deli diyoruz. valla sizin histerinizin, kendini fabrika bacasına zincirleyen veya müzelerde sağa sola çorba fırlatan aktivistlerden çok da farkı yok.
şimdi köpekseverliğe geleyim. ben de seviyorum köpek. kürkü var, memeli, sevimli, nası sevmeyebilirim? ama işte öyle de olmuyor. bu gün yaşanan köpek krizine hayvanseverlerin hiç katkısı olmadı diye mi düşünülüyor? bi şeyleri sevmek güzel, doğru sevememek tahrip edici. bir ihtiyaçlar hiyerarşisi var hepimiz için. hani derler ya mesela ne bileyim felsefe, sanat zengin insan uğraşı, aç adam felsefe yapamaz diye. hah, daha temel düzeyde düşünürsek, daha basit, aç hayvan üreyemez de arkadaşlar. çevre baskısı diye bi şey vardır. kaynakların kısıtlı olması popülasyonun dengede kalmasına yardımcı olur. başka şeyler de vardır, zayıf olanın (aslında iyi uyum yapan hayatta kalır deriz ama burada kasıtlı olarak zayıf olan diyorum) elenmesi gibi. şimdi biz sağa sola kedi köpek mamaları bırakıp, kapımızın önüne su koyup, annesi ölmüş yavru kediye köpeğe "süt anne" diye ilanlar açtığımızda iyi bi şey yapıyoruz sanıyoruz ya, işte yapmıyoruz. onların ölmesine izin vermediğimiz için bu gün hepsinin ölüp ölmemesini tartışıyoruz. çünkü koşulları onlar için iyi kılmak adına elimizden geleni yaptık. ve evet kimse de sürdürülebilir ve kalıcı bir çözüm peşine düşmedi. çünkü aslında gerçekten bu türün refahı umrumuzda olmadı. insanlar olarak baştan sona ikiyüzlü davrandığımız bi süreçti, şu anda da sürdürüyoruz.
nüfus artışı ile alakalı söylediklerim köpek düşmanı olduğumdan değil gerçek bu olduğundan. aynısı bizim türümüz için de geçerli. ben 7 aylık doğmuş ve kuvözde kalmış bir bireyim. kalmamalıydım. zibilyon tane ilaç, tıbbi müdahale, kimsenin ölmesine izin vermiyoruz. elimizden gelse herkese ölümsüzlük bahşedicez. ama olmaz, bi kapasite sorunumuz var.
biz niye her boku kurtarmak istiyoruz? bunun altında yatan motivasyonu kendinize sordunuz mu? öyle çemkirerek "insanız çünkü, cani değiliz" falan demeyin. bence cevap o değil. benim aklıma gelen olası nedenler şöyle:
1-kibir
2-suçluluk duygusu
4- acıdan kaçınma
3- çok azımız için ise kendi geleceğimizi de kapsayan küresel endişe.
neredeyse hiçbir zaman (yine istisnaları dışlamıyorum) kurtarılmaya çalışılana yönelik derin bi sevgi, onun iyiliğini düşünme falan söz konusu değil. ve kimse bunu itiraf etmiyor. ya köpeğin ayakları kopmuş, adam hayvana tekerlekli yürüteç bağlamış, sağa sola sürünüyo garibim. bu iyilik değil bu bencillik. benim ayaklarım koparsa mümkünse beni de öldürün lütfen, tüm samimiyetimle söylüyorum.
ben bunları yasa teklifini desteklediğim için yazmadım. o gruba çanak tutmuyorum yani. bunu söyledim diye köpekseverlere de çanak tutmuyorum. şu başlık altında dönen empati yoksunluğu, anlayışsızlık beni çemkirmeye itti. ya sen daha kendi türünü anlamaya dinlemeye çalışmıyosun ne kedisinden köpeğinden bahsediyosun? leş gibi bişeysin "insan türü" olarak. bok gibisin ya, daha doğru dürüst homo sapiens olamadan neandartellerin anasını silktin. kafanı kullanmaya başladığından beri doyumsuzca kendine çalışan bi türsün başka da bi şey umrunda değil. daha fazla dopamin salgıla, haz merkezin uyarılsın, bunun için götünü verirsin dicem de insanlar tam olarak bunun için götünü veriyo zaten. gjjkkdmh
o onu cani ilan ediyo, öteki ötekinin selamını almıyor. herkesin kendi beyni, kendi yaşanmışlıkları, kendi etik algısı var. dünya öyle senin ahlak anlayışına göre dönmek zorunda da değil. kaldı ki ahlak anlayışın da kültürel anasını satiym. bu gün şu ülkede inek, koyun değil de köpek yiyor da olabilirdik. o zaman da başka bi hayvan "evcil hayvanın" olurdu, onun için kıyameti koparıyor olurdun. mesela benim etik anlayışıma göre, herhangi bir canlıyı sürüneceği bir sistemde yaşamaya mecbur bırakmak dünyanın en acımasız şeylerinden biri. bunu köpekleri değil kendimi kastederek söylüyorum bu arada jgkdjkjgkd mevzu bi yandan da çok kişiselleşti.
neyse çok sinirlendim ama sözlük özelinde bir şey de değil. ben tür olarak, insan türü olarak içinde bulunduğumuz bu ikiyüzlülüğe deliriyorum. ikiyüzlülük derken, ikiyüzlü oluşu kabullenmeme ikiyüzlülüğünden bahsediyorum. bunu kabul etsek bana yetecek. daha fazlasında gözüm yok, hadi artık asla ikiyüzlü olmayalım gibi bi ütopya peşinde değilim.
ay hayvanlar için bişi yapmak çok istiyosak topluca intihar edelim arkadaşlar, kısırlaştırma uyutma falan hikaye. kesin çözüm bu.
devamını gör...
47.
köpekleri çok seviyorum ki çocukluğum köyde köpeklerle kedilerle geçmiştir hala daha 3 tane köpeğimiz var. ve genel düşüncem her zaman hayvanlarında en az insanlar kadar bu dünyada yaşama hakkı olduğudur. ama ortada bir sorun olduğu açık. kaç insan sokak köpekleri yüzünden zarar gördü biliyoruz, görüyoruz. bunun için de farklı şekillerde önlemler alınabilir miydi?evet.
barınaklar daha yaşanabilir hale getirilebilir miydi? evet. ama insanına bile sahip çıkamayan bir ülkede hayvanlar için ne yapılacağıyla ilgili çok bir beklentim yok zaten. o yüzden diğer seçenekleri değilde kolay olan seçiliyor. açlıktan, sefaletten koruyamadığımız insanımızı bari sokak köpeklerinden koruyalım deniliyor belki.
barınaklar daha yaşanabilir hale getirilebilir miydi? evet. ama insanına bile sahip çıkamayan bir ülkede hayvanlar için ne yapılacağıyla ilgili çok bir beklentim yok zaten. o yüzden diğer seçenekleri değilde kolay olan seçiliyor. açlıktan, sefaletten koruyamadığımız insanımızı bari sokak köpeklerinden koruyalım deniliyor belki.
devamını gör...
48.
başıboş köpek sorunu nasıl çözülecek? her ülke kendine uygun yöntemleri kullanıyor.
fransa
ülkede evcil hayvanların sokağa bırakılması da yasak. bunu ihlal edenler 3 yıl hapis ve 45 bin avro para cezasına çarptırılıyor.
almanya
almanya'da köpek sahibi olmak vergiye tabi.
diğer ülkelerde neler yapılıyor araştırmak gerekiyor. fransa ve almanya örneklerini birlikte bizde kullanabiliriz.
mesele sadece para olsa bir şekilde bulunur.
belediyeler bu işi sahip çıksalar gene çözülür, halktan yardım toplayabilirler, yem fabrikalarından üretimine göre belli miktarlarda yem alabilirler, keza petshoplardan vergi alınabilir. yem fabrikası yapılabilir. düşünsek daha bir sürü kaynak bulabiliriz.
hayvanları koruma kanununa göre sorumlu belediyeler bu işe adam gibi sahip çıkmak zorunda.
(bkz: https://www.tarimorman.gov....)
hayvanları koruma kanunu
buradan
kanun numarası : 5199
kabul tarihi : 24/6/2004
kanun 2004 de çıkmış. son hali de bu alttaki şekilde
belediyelerin sorumluluğu
geçici madde 4 – (ek:9/7/2021-7332/16 md.)
büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yetmiş beş bini aşan belediyeler
31/12/2022, diğer belediyeler ise 31/12/2024 tarihine kadar ek 1 inci maddenin birinci
fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla yükümlüdür.
belediyeler bu madde yürürlüğe girdikten sonra üç yıl süreyle birinci fıkra gereğince
hayvan bakımevleri kurmak ve rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek için kesinleşmiş en son
bütçe gelirlerinin binde beşi oranında kaynak ayırır. bu oran büyükşehir belediyelerinde binde üç
olarak uygulanır. bu fıkra uyarınca ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamaz.
kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31/12/2022 tarihine kadar dijital
kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorundadır.
gönlüm isterdi ki: türk halkı olarak köpeklere gösterdiğimiz hassasiyeti filistin de öldürülen kadınlar ve çocuklar içinde gösterelim.
fransa
ülkede evcil hayvanların sokağa bırakılması da yasak. bunu ihlal edenler 3 yıl hapis ve 45 bin avro para cezasına çarptırılıyor.
almanya
almanya'da köpek sahibi olmak vergiye tabi.
diğer ülkelerde neler yapılıyor araştırmak gerekiyor. fransa ve almanya örneklerini birlikte bizde kullanabiliriz.
mesele sadece para olsa bir şekilde bulunur.
belediyeler bu işi sahip çıksalar gene çözülür, halktan yardım toplayabilirler, yem fabrikalarından üretimine göre belli miktarlarda yem alabilirler, keza petshoplardan vergi alınabilir. yem fabrikası yapılabilir. düşünsek daha bir sürü kaynak bulabiliriz.
hayvanları koruma kanununa göre sorumlu belediyeler bu işe adam gibi sahip çıkmak zorunda.
(bkz: https://www.tarimorman.gov....)
hayvanları koruma kanunu
buradan
kanun numarası : 5199
kabul tarihi : 24/6/2004
kanun 2004 de çıkmış. son hali de bu alttaki şekilde
belediyelerin sorumluluğu
geçici madde 4 – (ek:9/7/2021-7332/16 md.)
büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yetmiş beş bini aşan belediyeler
31/12/2022, diğer belediyeler ise 31/12/2024 tarihine kadar ek 1 inci maddenin birinci
fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla yükümlüdür.
belediyeler bu madde yürürlüğe girdikten sonra üç yıl süreyle birinci fıkra gereğince
hayvan bakımevleri kurmak ve rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek için kesinleşmiş en son
bütçe gelirlerinin binde beşi oranında kaynak ayırır. bu oran büyükşehir belediyelerinde binde üç
olarak uygulanır. bu fıkra uyarınca ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamaz.
kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31/12/2022 tarihine kadar dijital
kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorundadır.
gönlüm isterdi ki: türk halkı olarak köpeklere gösterdiğimiz hassasiyeti filistin de öldürülen kadınlar ve çocuklar içinde gösterelim.
devamını gör...
49.
buna karşı çıkan itperestler de uyutulmalı.
devamını gör...
50.
malum sözlükten yazdığımı aynen alıntılıyorum.
bu kabul edilemez yasa teklifi, asla ama asla geçmemelidir.
tane tane yazayım.
sokak hayvanları da candır. ve yaşam hakları vardır.
insan türü gezegenin sahibi değil, gezegenimizdeki binlerce türden biridir.
insan kadar insan dışı türlerin de yaşamaya hakkı vardır.
gezegeni işgal edip yaşam alanlarını yok ettiğimiz tüm canlılar gibi sokaklarımızdaki sahipsiz köpekler de bu gezegenin bizim kadar bir parçasıdır.
peki gelelim yürütülen dezenformasyon kampanyasının özüne ve bunu çözmenin yöntemine.
bir tutturmuşlar köpekler saldırıyor diye. neymiş sokak hayvanları sürekli olarak insanları yaralıyormuş. ve bu son derece yaygınmış.
arkadaşlar çocukluğumdan beri sokak hayvanları ile ilgilenirim. bahsedilen olaylar üzücü olmakla birlikte kesin olarak münferit olaylardır.
insan türü ile köpekler binlerce yıldır yan yana yaşamıştır. bizim evrimsel dostluğumuz gereği bu gibi örnekler münferittir. zira aksi köpeklerin insanlarla kurdukları evrimsel ilişkiyle uyuşmaz.
bu olaylar, elbette üzücüdür ama sosyal medyada hayvan düşmanlarının lanse ettiği gibi yaygın değil, açık biçimiyle münferit hadiselerden başka bir şey değildir.
ki bu münferit olayların sebebi de yine insanlardır.
çünkü hiçbir köpek, insanlar tarafından şiddete ya da istismara maruz bırakılmadığı veya eziyet görmediği takdirde durduk yere kimseye saldırmaz.
bu üzücü olaylardaki köpeklerin insanlar tarafından eziyet gördükleri için saldırgan tavırlar sergilediklerinden adım gibi eminim.
yapılması gereken bu hayvanların tespit edilip rehabilite edilmesidir.
tabii ki bu da yetmez. bu münferit olayların önlenmesi için asıl yapılması gereken hayvanlara şiddet uygulayan, eziyet eden mahlukların cezalandırılmasıdır.
bu mahluklar hakkında caydırıcı cezalar uygulanması başka hayvanların da eziyet görüp, saldırganlaşmasının önünü kesmenin en kesin yoludur.
peki kim bu katliamın çığırtkanları?
onlar bu kadar ayan beyan ortada olan gerçekleri büküp buradan hareketle hayvan katliamı arzu edenlerdir.
onlar, en basit tabiriyle hayvan düşmanıdır.
bu insanların yorumlarını gördükçe insanlığımdan utanıyorum. birazcık bile vicdan sahibi herkes bu toplumsal histeriye karşı çıkmalıdır.
bu gezegen hepimizindir. bizim kadar köpeklerin, kedilerin, kırlangıçların ve karıncaların da yaşamaya hakkı vardır.
bu konuda katliam çığırtkanlığı yapan insanların vasat, cahil, bencil, türcü ve vicdan yoksunu kişiler olduğu açıktır. gören gözler için bu ayan beyan ortadadır.
hani sadi şirazi der ya "güzel bakmayana yusuf bile çirkin görünür" diye. bu insanlar, tam olarak onlardır.
başka bir yerde veli gürcan'nın "onlar ki bir gün bile bir sokak köpeğinin başını okşamamış, merhamet duymamış!" dediği kişiler, yine bu cenahtır.
bu zulme ve zorbalık düzenine sessiz kalmayın arkadaşlar. ben isterim ki evladım bir sokak köpeğinin başını okşayabilsin. yemeğini onunla paylaşabilsin, merhametin en karşılıksızını onlarla öğrenebilsin.
eğer engel olamazsak bu katliam gerçekleşecek sokaklarda köpekler kalmayacak, sonra sıra kedilere, kırlangıçlara, güvercinlere gelecek...
diyor ya sait faik "bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. sizin için kötü olacak. benden hikayesi." aynen öyle işte ahvalimiz...
son kuşlar'ın üzerinden tam yetmiş sene geçti, dile kolay yetmiş sene... ben isterim ki bu defa konstantin efendi gibiler kazanmasın.
bilirim ki köpeklerin katledilme düşüncesine alkış tutanlar, hiç son kuşlar okumamış, hiç yitip giden kahverengi lekelere üzülmemiştir. onlar hep kendi pilavının derdindedirler... tıpkı konstantin efendi gibi.
ama biz buradayız, asla bu yasanın geçmesine izin vermeyeceğiz!
konstantin efendiler değil, biz kazanacağız!
bu kabul edilemez yasa teklifi, asla ama asla geçmemelidir.
tane tane yazayım.
sokak hayvanları da candır. ve yaşam hakları vardır.
insan türü gezegenin sahibi değil, gezegenimizdeki binlerce türden biridir.
insan kadar insan dışı türlerin de yaşamaya hakkı vardır.
gezegeni işgal edip yaşam alanlarını yok ettiğimiz tüm canlılar gibi sokaklarımızdaki sahipsiz köpekler de bu gezegenin bizim kadar bir parçasıdır.
peki gelelim yürütülen dezenformasyon kampanyasının özüne ve bunu çözmenin yöntemine.
bir tutturmuşlar köpekler saldırıyor diye. neymiş sokak hayvanları sürekli olarak insanları yaralıyormuş. ve bu son derece yaygınmış.
arkadaşlar çocukluğumdan beri sokak hayvanları ile ilgilenirim. bahsedilen olaylar üzücü olmakla birlikte kesin olarak münferit olaylardır.
insan türü ile köpekler binlerce yıldır yan yana yaşamıştır. bizim evrimsel dostluğumuz gereği bu gibi örnekler münferittir. zira aksi köpeklerin insanlarla kurdukları evrimsel ilişkiyle uyuşmaz.
bu olaylar, elbette üzücüdür ama sosyal medyada hayvan düşmanlarının lanse ettiği gibi yaygın değil, açık biçimiyle münferit hadiselerden başka bir şey değildir.
ki bu münferit olayların sebebi de yine insanlardır.
çünkü hiçbir köpek, insanlar tarafından şiddete ya da istismara maruz bırakılmadığı veya eziyet görmediği takdirde durduk yere kimseye saldırmaz.
bu üzücü olaylardaki köpeklerin insanlar tarafından eziyet gördükleri için saldırgan tavırlar sergilediklerinden adım gibi eminim.
yapılması gereken bu hayvanların tespit edilip rehabilite edilmesidir.
tabii ki bu da yetmez. bu münferit olayların önlenmesi için asıl yapılması gereken hayvanlara şiddet uygulayan, eziyet eden mahlukların cezalandırılmasıdır.
bu mahluklar hakkında caydırıcı cezalar uygulanması başka hayvanların da eziyet görüp, saldırganlaşmasının önünü kesmenin en kesin yoludur.
peki kim bu katliamın çığırtkanları?
onlar bu kadar ayan beyan ortada olan gerçekleri büküp buradan hareketle hayvan katliamı arzu edenlerdir.
onlar, en basit tabiriyle hayvan düşmanıdır.
bu insanların yorumlarını gördükçe insanlığımdan utanıyorum. birazcık bile vicdan sahibi herkes bu toplumsal histeriye karşı çıkmalıdır.
bu gezegen hepimizindir. bizim kadar köpeklerin, kedilerin, kırlangıçların ve karıncaların da yaşamaya hakkı vardır.
bu konuda katliam çığırtkanlığı yapan insanların vasat, cahil, bencil, türcü ve vicdan yoksunu kişiler olduğu açıktır. gören gözler için bu ayan beyan ortadadır.
hani sadi şirazi der ya "güzel bakmayana yusuf bile çirkin görünür" diye. bu insanlar, tam olarak onlardır.
başka bir yerde veli gürcan'nın "onlar ki bir gün bile bir sokak köpeğinin başını okşamamış, merhamet duymamış!" dediği kişiler, yine bu cenahtır.
bu zulme ve zorbalık düzenine sessiz kalmayın arkadaşlar. ben isterim ki evladım bir sokak köpeğinin başını okşayabilsin. yemeğini onunla paylaşabilsin, merhametin en karşılıksızını onlarla öğrenebilsin.
eğer engel olamazsak bu katliam gerçekleşecek sokaklarda köpekler kalmayacak, sonra sıra kedilere, kırlangıçlara, güvercinlere gelecek...
diyor ya sait faik "bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. sizin için kötü olacak. benden hikayesi." aynen öyle işte ahvalimiz...
son kuşlar'ın üzerinden tam yetmiş sene geçti, dile kolay yetmiş sene... ben isterim ki bu defa konstantin efendi gibiler kazanmasın.
bilirim ki köpeklerin katledilme düşüncesine alkış tutanlar, hiç son kuşlar okumamış, hiç yitip giden kahverengi lekelere üzülmemiştir. onlar hep kendi pilavının derdindedirler... tıpkı konstantin efendi gibi.
ama biz buradayız, asla bu yasanın geçmesine izin vermeyeceğiz!
konstantin efendiler değil, biz kazanacağız!
devamını gör...
51.
sokak köpekleri canlı derken? hamsiler silisyumdanmı yapılmış, sosis sucuk neden yapılıyor?
köpekler canlıda kuzular, danalar patlıcanmı?
köpekler canlıda kuzular, danalar patlıcanmı?
devamını gör...
52.
başlık şunu anlatıyor: sosyal bir ev hayvanı olan insan, doğayı ve diğer canlıları yok etmeye odaklı bir varlıktır. sokak hayvanı dediği diğer hayvan arkadaşları, doğal güdüleriyle tehlike sezmedikçe kimseye zarar vermeyecek olsa bile, "iyisi mi onları öldürelim," diyen sinsi bir katilin sesidir bu haykırış. çünkü önce betonları çoğalttık, zaman zaman sırf gösteriş, ego tatmini ve vicdan mastürbasyonu olsun diye bu dostlarımızı evimize aldık, sonra sokağa saldık; yetmedi, sonra doğayı katlettik, şimdi de bu beş para etmez beton yığını sokaklarımızda yaşamaya çalışan, kendimizden farklı olan bu canlıları öldürüyoruz. kendisinden güçsüz olanı öldürüp güçlü olana da tapan insanoğlu. (kendi türünü bile hiç acımadan katlediyor hali hazırda)
devamını gör...
53.
dün (2.6.2024) yenikapı'da toplanan devasa(!) miting sonrası ruhat biliktan, pardon mengi, "gözlerim yaşarıyor. resmen ağlıyorum" diyordu. (kendisi gitmemiş). miting alanındakilerin binlerce katı hayvan(!)sever de tüm ülkede varmış.
"iyi ya", dedim. "herkes birer ikişer evine alsa sokakta it kalmaz."
her zamanki gibi salağa yattı.
onaylansa bile kadük kalacak bir tekliftir. on milyon iti öldürecek, öldürülse bile leşleri yok edecek bir olanak yok bizde.
tek çare beslemeyi ve su vermeyi keserek doğanın kendi işini yapmasını beklemektir.
"iyi ya", dedim. "herkes birer ikişer evine alsa sokakta it kalmaz."
her zamanki gibi salağa yattı.
onaylansa bile kadük kalacak bir tekliftir. on milyon iti öldürecek, öldürülse bile leşleri yok edecek bir olanak yok bizde.
tek çare beslemeyi ve su vermeyi keserek doğanın kendi işini yapmasını beklemektir.
devamını gör...
54.
kızıl kmer kafalı olmak !!!!!!!!!
bugün köpekler öldürülsün dersin yarın eşcinseller öbür gün aydınlar sonra , eğitimli insanları düşmen görürsün ,senden olmayan her şey şüphe ile bakarsın böylece kuşku ve şüphe hastalık haline gelir .
faşizm linç üzerinden hareket eder kendisi gibi olmayan her şeye karşı çıkar ..
lenin bize materyalizm ve ampiryo kritisizm kitabında bunu anlattı ve deneyciliğe karşı materyalizmi savundu haklı olduğu faşizmin güçlendiği 1930'lar ve sonrası deneyciliğin nasıl yanlışlıklara sebep olduğunu gösterdi.. biz biliriz ve biz bilgiyi kazandık bizden olmayanı bize zarar verme ihtimali olanı bile yok ederiz .
dev-sol savunmasında da (haklıyız kazanacağız) geçen bir konu bu sonucun bilimsel sosyalizmden kızıl kmer düşüncesine evrildiğini gördük ve devrimcilik adına yaşanan kötülük kamboçya'yı kana boğdu.
1909 sonrası m-l düşüncesi bakın ta dev-sol savunmasına kadar bize ulaştı ,halk cephesi denilen m-l olduğunu iddia eden yapı linç kültürüne kapıldı eşcinsellere ,seks işçilerine devrimci şiddet maskesi altında olamadık şeyler yaptı sonuç örgüt kitlelerden koptu marksizm'i terk etti ,şimdi yoklar var olduklarını söylüyorlar ama ?????
bugün köpek yarın eşcinsel öbür gün seks işçisi sonra kendinden olmayan kendine düşman gördüğün her şeyi yok et.
faşizm budur ,kızıl kmer budur.
bakım mhp kendi taraftarlarını bile düşman görüyor yok etmeye çalışıyor (bkz: sinan ateş)..
devrimciye derslerdir bu yazdığım.
bugün köpekler öldürülsün dersin yarın eşcinseller öbür gün aydınlar sonra , eğitimli insanları düşmen görürsün ,senden olmayan her şey şüphe ile bakarsın böylece kuşku ve şüphe hastalık haline gelir .
faşizm linç üzerinden hareket eder kendisi gibi olmayan her şeye karşı çıkar ..
lenin bize materyalizm ve ampiryo kritisizm kitabında bunu anlattı ve deneyciliğe karşı materyalizmi savundu haklı olduğu faşizmin güçlendiği 1930'lar ve sonrası deneyciliğin nasıl yanlışlıklara sebep olduğunu gösterdi.. biz biliriz ve biz bilgiyi kazandık bizden olmayanı bize zarar verme ihtimali olanı bile yok ederiz .
dev-sol savunmasında da (haklıyız kazanacağız) geçen bir konu bu sonucun bilimsel sosyalizmden kızıl kmer düşüncesine evrildiğini gördük ve devrimcilik adına yaşanan kötülük kamboçya'yı kana boğdu.
1909 sonrası m-l düşüncesi bakın ta dev-sol savunmasına kadar bize ulaştı ,halk cephesi denilen m-l olduğunu iddia eden yapı linç kültürüne kapıldı eşcinsellere ,seks işçilerine devrimci şiddet maskesi altında olamadık şeyler yaptı sonuç örgüt kitlelerden koptu marksizm'i terk etti ,şimdi yoklar var olduklarını söylüyorlar ama ?????
bugün köpek yarın eşcinsel öbür gün seks işçisi sonra kendinden olmayan kendine düşman gördüğün her şeyi yok et.
faşizm budur ,kızıl kmer budur.
bakım mhp kendi taraftarlarını bile düşman görüyor yok etmeye çalışıyor (bkz: sinan ateş)..
devrimciye derslerdir bu yazdığım.
devamını gör...
55.
devamını gör...
56.
yasa meclisten geçti
çözümü yine yok etmekte buldular. devlet hayvanı da doğayı da halkı da koruyacak. yıllardır alınabilecek onlarca önlem varken bu kadar sorun haline gelmesine müsaade etmeyecekti. tabi sıra bu konuya gelemedi(!)
www.bbc.com/turkce/articles...
e: bazı yazarların ciddi bir üslup sorunu var. hep de aynı güruh, seviyesizlik akıyor.
çözümü yine yok etmekte buldular. devlet hayvanı da doğayı da halkı da koruyacak. yıllardır alınabilecek onlarca önlem varken bu kadar sorun haline gelmesine müsaade etmeyecekti. tabi sıra bu konuya gelemedi(!)
www.bbc.com/turkce/articles...
e: bazı yazarların ciddi bir üslup sorunu var. hep de aynı güruh, seviyesizlik akıyor.
devamını gör...
57.
amaç belediyeleri kıskaca almak olduğu, dertleri sokak hayvanları olmadığı için jet hızıyla geçen yasadır.
asal araştırmanın türkiyenin en önemli sorunu anketi:
ekonomi, hayat pahalılığı: %64.6
sokak hayvanları: %0.5
asal araştırmanın türkiyenin en önemli sorunu anketi:
ekonomi, hayat pahalılığı: %64.6
sokak hayvanları: %0.5
devamını gör...
58.
yok hükmündedir.
devamını gör...
59.
60.
itperestlerin anırmasına karşın maalesef çok da etkili olmayan bir yasadır.
belediyeler köpekleri toplayacak, saldırgan olanlar rehabilite edilecek, hasta ve yaşlı olanlar itlaf edilecek. yoksa belediye sonsuza kadar bakacak.
biz sokak itlerine neden bakıyoruz. sokak itleri dışında hangi hayvan için barınak, rehabilitasyon merkezi veya yaşam merkezi var. yaşam kutsal ise neden köpeklere tanrı muamelesi yapıp diğer hayvanlara hayvan muamelesi yapıyorsunuz.
kedi köpek maması içindeki çiftlik hayvanları kendi istekleri ile mi mama oldular.
bakın yasayı savunan insanlar, diğer hayvanlara karşı birşey diyor mu? güvercinler toplatılsın, martılar toplatılsın, kediler toplatılsın diyor mu? demiyor! demek ki kimsenin topyekün hayvanlara karşı bir nefreti yok. kimse tüm hayvanlar ölsün demiyor.
herkes güvenli sokaklar ve parklar istiyor.
bir de itpersrtlere bakın. varsa yoksa kutsal hayvanları it. başka hayvan yok. tavukla it besliyorlar, içinde koyun dana tavuk eti olan mamalarla besliyorlar.
bir hayvanı başka hayvan ile beslemek hayvanseverlik değil. bunların tek derdi tapındıkları sokak itleri.
köpeklerin parçaladığı kediler umrunda değil, çocuklar umrunda değil, yaşlılar umrunda değil.
kent lokantalarında belediye, etli yemekler çıkartıyor. ama aynı belediye sokak köpekleri için duyar kasıyor.
yaşam kutsalmış bilmem ne. koyun keçi tavuk için yaşam kutsal değil mi? onları löp löp yerken iyi ama konu saldırgan köpekler olunca yaşam kutsal.
ben itperest çankaya belediyesi sınırları içinde yaşıyorum. muhtemelen belediye bi b*k yapmayacak.
ben sokağımda parkımda sürüsü ile başıboş köpek istemiyorum. belediye görevini yaptı yaptı. yapmadı ben görevimi yaparım.
evine giren hamam böceğini ezerken duyar kasmıyor isen köpekler için de duyar kasamazsın.
ben itlere tapmıyorum. tapmak isteyen alsın evinde tapsın.
belediyeler köpekleri toplayacak, saldırgan olanlar rehabilite edilecek, hasta ve yaşlı olanlar itlaf edilecek. yoksa belediye sonsuza kadar bakacak.
biz sokak itlerine neden bakıyoruz. sokak itleri dışında hangi hayvan için barınak, rehabilitasyon merkezi veya yaşam merkezi var. yaşam kutsal ise neden köpeklere tanrı muamelesi yapıp diğer hayvanlara hayvan muamelesi yapıyorsunuz.
kedi köpek maması içindeki çiftlik hayvanları kendi istekleri ile mi mama oldular.
bakın yasayı savunan insanlar, diğer hayvanlara karşı birşey diyor mu? güvercinler toplatılsın, martılar toplatılsın, kediler toplatılsın diyor mu? demiyor! demek ki kimsenin topyekün hayvanlara karşı bir nefreti yok. kimse tüm hayvanlar ölsün demiyor.
herkes güvenli sokaklar ve parklar istiyor.
bir de itpersrtlere bakın. varsa yoksa kutsal hayvanları it. başka hayvan yok. tavukla it besliyorlar, içinde koyun dana tavuk eti olan mamalarla besliyorlar.
bir hayvanı başka hayvan ile beslemek hayvanseverlik değil. bunların tek derdi tapındıkları sokak itleri.
köpeklerin parçaladığı kediler umrunda değil, çocuklar umrunda değil, yaşlılar umrunda değil.
kent lokantalarında belediye, etli yemekler çıkartıyor. ama aynı belediye sokak köpekleri için duyar kasıyor.
yaşam kutsalmış bilmem ne. koyun keçi tavuk için yaşam kutsal değil mi? onları löp löp yerken iyi ama konu saldırgan köpekler olunca yaşam kutsal.
ben itperest çankaya belediyesi sınırları içinde yaşıyorum. muhtemelen belediye bi b*k yapmayacak.
ben sokağımda parkımda sürüsü ile başıboş köpek istemiyorum. belediye görevini yaptı yaptı. yapmadı ben görevimi yaparım.
evine giren hamam böceğini ezerken duyar kasmıyor isen köpekler için de duyar kasamazsın.
ben itlere tapmıyorum. tapmak isteyen alsın evinde tapsın.
devamını gör...