stefan zweig

"belki de insan her şeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla."
kitaplığımda da birçok kitabı olan okumaktan asla bıkmadığım kitapları kısa olsa da fazlasıyla etkileyici bir yazardır.

arkadaşın tavsiyesi üzerine okumuştum sanırım. kısa soluklu işlerin pek bana göre olmadığını anlamıştım zweig okurken. tabi kısa derken ince ince kitaplarından bahsediyorum çünkü muhtemelen daha uzun soluklu eseri de vardır.

stefan zweig, avusturya-macaristan doğumlu yahudi roman ve oyun yazarı, gazeteci, ve biyografikerdi.
bilinmeyen bir kadının mektubu gibi bir solukta okunacak kitapları vardır.
pişman olmazsınız.

bütün dostlarımı selamlarım! hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızıllığını görmek nasip olsun! ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.
stefan zweig’ın intihar mektubundan. petropolis,1942

hiçbir kitabını okumadım. nedense popüler olan hiçbir kitabı okuyamıyorum.

hacimce az ancak manaca derin kitapları olan bir yazar.

"bir kadının yaşamından 24 saat" kitabı çok güzeldi. ayrıca twitter'da biri kitaplarının "aç bitir salam gibi" olduğunu ifade etmişti. gerçekten de öyle bir kitabını bir oturuşta bitirebiliyorsunuz. böyle olması çok iyi bir şey okuma alışkanlığı sağlıyor.

türkler de okusun diye kitaplarımı maks. 100 sayfa yazdım.

- stefan zweig

lafı dolandırmadan kitabın özünü direk veren üstat.

kitapları roman denemeyecek kadar kısa, öykü denemeyecek kadar uzundur genellikle, "novella" olarak adlandırılır bu tür eserler. kitap okumaya başlayacak olanlar için şiddetle tavsiye ederim kitaplarını. kitaplar kısa ama kesinlikle çok etkileyici ve vurucudur. psikolojik tahlilleri çok başarılıdır ve insan ruhunun derinliklerine indikçe insan kendisini keşfeder.

ağır depresif yazar dayımız .

lisedeki zor günlerimde kitapları ve kelimeleri ile elimden tutmuş yazar. ölüm şekli can yakar...

sabahattin alinin yerini alan yeni sosyal medya fenomeni yazar.

kadının ağzından yazmayı, onun açısından hissetmeyi bu denli başarabilen(bilinmeyen bir kadının mektubu) , kitapları bir ele alışta okunabilen üstad.

bu kadar incecik kitaplarla nasıl dolu dolu satırlar bırakmış öyle dediğim yazar.

bende iz bırakan kitap cümlelerinde, geniş yer tutan, neredeyse bütün kitaplarını okuduğum yazardır. nazi almanyasında yakılan yahudi eserleri arasında bize ulaşayan kim bilir kaç çarpıcı romanı var diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

romanlarını, öykülerini kısa tutar okuyucuyu hiç sıkmaz ki acaba nolacak derken mükemmel bir son vuruşla kitabı bitirdiğinizi anca fark edersiniz. o son vuruşu yaptıktan sonra ben buna hiç dikkat etmemiştim, vay bee demek öyleymiş, günlük hayatta bile karşıma çıksa dikkate almam hiç farkında bile olmam dersiniz ama o çoğu zaman dikkat etmediğiniz bilinç altınızda yatan durumları çok iyi açığa çıkarır.

kitaplarını bir solukta bitirebildiğiniz için de reading slump'ı yenmenize yardımcı olur ki kendisine ait kitapları bitirdikten sonra iyi bir kondisyon yüklenmiş olup, kendinizi dostoyevski - budala, tolstoy - savaş ve barış, oğuz atay - tutunamayanlar okuyup, bitirmiş olarak bile bulabilirsiniz.

novellalarında insan psikolojisini çok iyi betimleyen yazar. freud ile olan dostluğu psikolojik çözümlemelerinde kendisine bolca yol göstermiş olmalı.

(bkz: korku), (bkz: satranç), (bkz: bilinmeyen bir kadının mektubu), (bkz: rahel tanrıyla hesaplaşıyor), ve daha nicesi bir gün içinde okunacak ama etkisi bir günle sınırlı kalmayacak eserleridir.

en sevdiğim kitabı mecburiyet olan yazar.

eşiyle beraber intihar etmesi üzmüştür..

"küçük insanların büyük tutkularıyla ilgilenen yazar"