orijinal adı: преступление и наказание/ prestupleniye i nakazaniye
yazar: fyodor mihayloviç dostoyevski
yayım yılı: 1866
kitap, üniversite öğrencisi rodya raskolnikov'un karşı konulamaz id dürtüsü ile, topluma yarardan çok zararı olan tefeci bir kadını öldürmesi, öldürdükten sonra sara nöbetlerine eşlik eden iç hesaplaşmalarını konu alır. kötü bir insanı öldürmeye hakkımız olup olmadığı sorusu kitapta önemli bir yer tutar.
kitabın yazarı dostoyevski'nin de küçüklükten gelen sara nöbetleri geçirmesi tesadüf değildir. sigmund freud, dostoyevski'nin eserlerinde özellikle suç işleyen (insan öldüren) kişileri sara nöbetleri geçiren profiller olarak çizmesinin tesadüf olmadığını söyler. freud'a göre bunun sebebi; dostoyevski'nin içten içe suçluluk duyması ya da zihninde öldürdüğü/ öldürmek istediği birinin (babası) olmasıdır.
yazar: fyodor mihayloviç dostoyevski
yayım yılı: 1866
kitap, üniversite öğrencisi rodya raskolnikov'un karşı konulamaz id dürtüsü ile, topluma yarardan çok zararı olan tefeci bir kadını öldürmesi, öldürdükten sonra sara nöbetlerine eşlik eden iç hesaplaşmalarını konu alır. kötü bir insanı öldürmeye hakkımız olup olmadığı sorusu kitapta önemli bir yer tutar.
kitabın yazarı dostoyevski'nin de küçüklükten gelen sara nöbetleri geçirmesi tesadüf değildir. sigmund freud, dostoyevski'nin eserlerinde özellikle suç işleyen (insan öldüren) kişileri sara nöbetleri geçiren profiller olarak çizmesinin tesadüf olmadığını söyler. freud'a göre bunun sebebi; dostoyevski'nin içten içe suçluluk duyması ya da zihninde öldürdüğü/ öldürmek istediği birinin (babası) olmasıdır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "sietkafta" tarafından 18.12.2020 00:55 tarihinde açılmıştır.
61.
edebiyat dünyasında bir can almanın yükünü en iyi anlatan eser olabilir. vicdan en büyük yargıçtır. temel mesaj budur.
yazarı fyodor mihayloviç dosyoyevski.
sayfa sayısı 704. (kalın ama okunur, evet)
iş bankası kültür yayınları'nın bastığında çevirmen bilgisi mazlum beyhan.
iyi okumalar.
yazarı fyodor mihayloviç dosyoyevski.
sayfa sayısı 704. (kalın ama okunur, evet)
iş bankası kültür yayınları'nın bastığında çevirmen bilgisi mazlum beyhan.
iyi okumalar.
devamını gör...
62.
bir insan ne kadar düşünebilir, ne kadar sorgulayabilir, ne kadar bunalıma girebilir sorularının cevabını 600 sayfada veren ağır dram. raskolnikov’un bir suç işleyip sonra kendi vicdanına toslamasıyla başlıyor olaylar.
ve insanın kendi içinde yargılanmasının ne kadar yıkıcı olabileceğini görüyorsun.
ve insanın kendi içinde yargılanmasının ne kadar yıkıcı olabileceğini görüyorsun.
devamını gör...
63.
yüzlerce iyilik elde etmek için bir kötülük yapılabilir misiniz?
diyelim ki zor durumdasınız ve birinin ölümü toplumda bir çok kişiyi rahatlatacak. yine de onu öldürür müsünüz?
maddi sıkıntı içinde olan bir üniversite öğrencisi raskolnikov maddi sıkıntılarından kurtulmak için hırsızlık yapmaya karar verir.
ancak bu hırsızlığı yaptığı zaman bir çok kişiye de iyilik yapacağına inanmaktadır. bu yüzden kimseye faydası olmayan insanların maddi sıkıntılarından beslenen bir tefeciyi öldürüp hem ona borçlu olan insanları kurtaracağına hem de öğrenim masraflarını karşılayabileceğine ve ailesini sefillikten kurtarabileceğine inanmaktadır..
tefeci kadını öldürür ve paralarını çalar..
fakat düşündüğü gibi olmaz birçok maddi zorluklarla karşılaşmasına rağmen çaldığı paranın tek kuruşuna bile dokunmaz. çünkü, paraya dokunursa suçu kabul etmek zorunda kalacağına inanır...
romanın sonlarına doğru sonya'ya bu cinayeti niye işlediğini itiraf eder.
“napolyon olmak istedim, onun için de öldürdüm…” der.
çünkü raskolnikov'un suçu işlemesindeki amacı maddi kazanç değil, nietzsche’nin "üstün insan" teorisini kanıtlamaktır..
tam bir başyapıt. okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim..
diyelim ki zor durumdasınız ve birinin ölümü toplumda bir çok kişiyi rahatlatacak. yine de onu öldürür müsünüz?
maddi sıkıntı içinde olan bir üniversite öğrencisi raskolnikov maddi sıkıntılarından kurtulmak için hırsızlık yapmaya karar verir.
ancak bu hırsızlığı yaptığı zaman bir çok kişiye de iyilik yapacağına inanmaktadır. bu yüzden kimseye faydası olmayan insanların maddi sıkıntılarından beslenen bir tefeciyi öldürüp hem ona borçlu olan insanları kurtaracağına hem de öğrenim masraflarını karşılayabileceğine ve ailesini sefillikten kurtarabileceğine inanmaktadır..
tefeci kadını öldürür ve paralarını çalar..
fakat düşündüğü gibi olmaz birçok maddi zorluklarla karşılaşmasına rağmen çaldığı paranın tek kuruşuna bile dokunmaz. çünkü, paraya dokunursa suçu kabul etmek zorunda kalacağına inanır...
romanın sonlarına doğru sonya'ya bu cinayeti niye işlediğini itiraf eder.
“napolyon olmak istedim, onun için de öldürdüm…” der.
çünkü raskolnikov'un suçu işlemesindeki amacı maddi kazanç değil, nietzsche’nin "üstün insan" teorisini kanıtlamaktır..
tam bir başyapıt. okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim..
devamını gör...
64.
suç ve ceza, bir karakterin hikayesinden ziyade, hepimizin içinde bulunan küçük mahkemenin bazen sessiz, bazen de fazlaca gürültülü duruşmasıdır.
fyodor m. dostoyevski tarafından 19. yy rusya'sında kaleme alınmış, polisiye gibi başlayıp, varoluş sancısına evrilen, insan ruhunun bodrum katlarında çıkışı aratan bir labirent. raskolnikov adlı bir karakterin, "insanlar ikiye ayrılır" diyerek çıktığı yolda, kendisini yanlış gruba dahil etmesiyle birlikte elindeki baltayla hem kurbanının hem de kendisinin hayatını paramparça etmesi. bir balta ile açılan kapının ardında, gece uykusuna, gündüz düşüncelerine sızı gibi sızan "iç ses"in, geveze bir tören ile karşılaması.
bir fikrin, gerçeklik duvarına çarpınca dağılması. "ben farklıyım" ile başlayıp "ben ne yaptım?" ile devam eden 600 sayfacık içsel bir cinnet. kendi içindeki mahkemeyi kurup, hem sanık hem de savcı olup "adalet mülkün temelidir" mi yoksa "adalet vicdanın temelidir" mi diye düşünen bir bireyin iç monologundan oluşan sessiz çığlık.
suçun cezası, devletin vereceği hükümden ziyade, zihne oturan düşünce kalabalığıdır ve bazen bir tek düşünce dört duvardan veyahut bir kafesten daha hapsedici olabilir.
bir yanda napolyon'a özenen bir akıl, diğer yanda öldürdüğü kadının çorbasını karıştırmaya cesaret edemeyen bir vicdan.
öte yandan;
yoksulluk, adaletsizlik ve yalnızlık üçgeninde sıkışan insanın, suça meyletmeden de çaresiz hissedebilecegini gösteren; suçu bireyin değil toplumun da ortak ürettiğini sezdiren bir uyarı niteliğindedir.
fyodor m. dostoyevski tarafından 19. yy rusya'sında kaleme alınmış, polisiye gibi başlayıp, varoluş sancısına evrilen, insan ruhunun bodrum katlarında çıkışı aratan bir labirent. raskolnikov adlı bir karakterin, "insanlar ikiye ayrılır" diyerek çıktığı yolda, kendisini yanlış gruba dahil etmesiyle birlikte elindeki baltayla hem kurbanının hem de kendisinin hayatını paramparça etmesi. bir balta ile açılan kapının ardında, gece uykusuna, gündüz düşüncelerine sızı gibi sızan "iç ses"in, geveze bir tören ile karşılaması.
bir fikrin, gerçeklik duvarına çarpınca dağılması. "ben farklıyım" ile başlayıp "ben ne yaptım?" ile devam eden 600 sayfacık içsel bir cinnet. kendi içindeki mahkemeyi kurup, hem sanık hem de savcı olup "adalet mülkün temelidir" mi yoksa "adalet vicdanın temelidir" mi diye düşünen bir bireyin iç monologundan oluşan sessiz çığlık.
suçun cezası, devletin vereceği hükümden ziyade, zihne oturan düşünce kalabalığıdır ve bazen bir tek düşünce dört duvardan veyahut bir kafesten daha hapsedici olabilir.
bir yanda napolyon'a özenen bir akıl, diğer yanda öldürdüğü kadının çorbasını karıştırmaya cesaret edemeyen bir vicdan.
öte yandan;
yoksulluk, adaletsizlik ve yalnızlık üçgeninde sıkışan insanın, suça meyletmeden de çaresiz hissedebilecegini gösteren; suçu bireyin değil toplumun da ortak ürettiğini sezdiren bir uyarı niteliğindedir.
devamını gör...
65.
yüce amaçlar için alçak eylemlerde bulunmak mübah mıdır sorusunu kendine tema edinen kitap. kahramanımız zamanla bu sorunun altında ezilir fakat yolun sonunda ezildiği yerden onu kaldıran birini bulur ve kurtulur. bulduğu kişi de ezildiği yerden kaldırdığı biridir. insanın kafasına baltayı indiren bir kitaptır. kafka ne demişti: eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?
devamını gör...
66.
ben diyor tefeci bir kadını öldürüp topluma faydalı işler yapabilirim. o tefeci kadının topluma ne faydası var. sonra anlıyor ki, ben bir katilim, benim tefeci kadından onca kötü insandan ne farkım var. bunca kötülüğü yok etmek için toplumun bir şeyler yapması lazım.
insan diyor kendi kendisine acı verir. sonra da der ki tanrım bak ben ne kadar acı çekiyorum. ben ne kadar iyi bir kulum. oysa o acıyı kendi kendisine vermiştir.
yaşamak dostum her şeye rağmen yaşamak.
eğer insan bir uçurum kıyısında tek ayakla dururken üzerinde yıldırımlar şimşekler ve az sonra düşeceğini bilirken. biraz daha yaşamak için neleri feda etmez.
biri hamile iki kadını öldürmüş olan bu raskolnikov a neden bu kadar değer verdik . neden bu kadar çok sevdik. teslim olmasın, itiraf etmesin istedik.
donya, sonya gibi kadınlar da hep ailesinin iyiliği için kendisini feda eden kadınlar.
insan diyor kendi kendisine acı verir. sonra da der ki tanrım bak ben ne kadar acı çekiyorum. ben ne kadar iyi bir kulum. oysa o acıyı kendi kendisine vermiştir.
yaşamak dostum her şeye rağmen yaşamak.
eğer insan bir uçurum kıyısında tek ayakla dururken üzerinde yıldırımlar şimşekler ve az sonra düşeceğini bilirken. biraz daha yaşamak için neleri feda etmez.
biri hamile iki kadını öldürmüş olan bu raskolnikov a neden bu kadar değer verdik . neden bu kadar çok sevdik. teslim olmasın, itiraf etmesin istedik.
donya, sonya gibi kadınlar da hep ailesinin iyiliği için kendisini feda eden kadınlar.
devamını gör...
67.
suc ve ceza fyodor dostoyevski'nin 1866 tarihli romanidir. raskolnikov adinda yoksul bir ogrenci para icin bir tefeci kadini oldurur ve sonrasinda hem vicdan azabi hem de polis takibiyle bogusur. raskolnikov sucu hakli cikaran teoriler uretse de isledigi cinayet onu derin bir bunalima surukler. su cun agirligi ile ruh sagligi arasinda gidip gelirken sonya isimli genc bir fahi se ile tanisir sonya ona durustluk ve inanc ile yeniden dogma yolunu gosterir. roman rusya'nin toplumsal sartlarini ahlak anlayisini ve bireyin ic catismasini carpici bir dille anlatir. sucun arkasindaki psikolojik nedenler ve cezanin arindirici y onu uzerinde duran bu eser dunya edebiyatinda onemli bir yere sahiptir.
devamını gör...
