sefiller'in akıcı bir dili var fakat suç ve ceza insanın kanına işliyor sanki ben yaşıyormuşum hissiyatı veriyor. sefiller'de çok iyi fakat suç ve ceza anlatım tarzıyla bir tık daha önde benim için.
devamını gör...
daha önce de dedim belki. tolstoy toplumcu daha genel, dostoyevski ise daha bireysel ve ruha inen bir tarza sahipler. yani benim fikrimce ikisi ayrı kulvarda eserler ve ikisi de mükemmeller.

evet sabah sabah sefileri savaş ve barış diye algılayıp atlamam ve victor hugo'ya yaptığım saygısızlık!!

uyaran @rascolricov adlı yazara minnettarım. savaş ve barış vs suç ve ceza başlığına rastladığımda taşınacaktır bu tanım.
devamını gör...
suç ve ceza'nın anlatım tarzın beni benden aldı. sefiller de harika bir kitap ama suç ve ceza benim favorim
devamını gör...
ikisinin de hastası olsam da benim için sefillerin ağır yaralar alsa da galip çıkacağı kapışma
devamını gör...
adamlar dostoyevski'yle victor hugo'yu kapıştırıyor.
gülümseyeceğim yoktu hiç tşk.
devamını gör...
sefillerin daha ustaca hazırlanmış bir eser olduğunu düşünüyorum, hatta suç ve ceza’yı okurken sefiller gibi olmasını bekleyip hayal kırıklığına uğramıştım.

suç ve ceza kitabında raskolnikov’un işlediği suç güzel işleniyor ancak ceza kısmında kalıyoruz. çekeceği ceza ne on yıl uzatmış zaten dostoyevski, cezanın vicdan azabı olduğunu fark ettiğim zaman “ne??” diye tepki verdim. çünkü o vicdan azabı beklediğim gibi işlenememişti. her zaman derim, bir eseri başarılı kılan şey sizin aynı durumları yaşıyor gibi hissedip hissetmemenizle ölçülür, tabii bu benim görüşüm. eğer rodeçka’nın cezası vicdan azabıysa benim bu azabı iliklerime kadar yaşamam gerekirdi, rodeçka yerine acı çekmem, kıvranmam lazımdı. derseniz ki sefiller sana bunları yaşattı mı, evet yaşattı. valjean’in yaşadıklarıyla ben de acı çektim, cosette’le beraber marius’a aşık oldum ve marius’la beraber derbeder oldum.

ayrıca hugo’nun eşsiz betimlemeleri size her şeyi okutuyor. adam cumhuriyet öncesi fransa’sının lağım sorununu anlatıyor, sıkılmadan okuyorum. hakkında tek “ça va? ça va.” muhabbetini bildiğim fransızcanın argosundan bahsediyor, sıkılmadan okuyorum. tarih okumaktan nefret eden ben sayfalarca waterloo savaşını okuyorum, yine de bırakmıyorum. bu hugo’nun yeteneğinin bir göstergesidir bence . o 1600 sayfanın 200 250 sayfası dediğim gibi bilgi içerikli kısımlardı zaten ki bana çok şey kattı. memnunum.

yani çok uzattım ama sefiller. net.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"suç ve ceza vs sefiller" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim