tahammül edilemeyen durumlar
başlık "kendiniarayanbireyimsi" tarafından 14.11.2020 16:25 tarihinde açılmıştır.
61.
yemek yerken ve sakız çiğnerken ağız şapırdatmak, gereksiz girilen tartışmalar
devamını gör...
62.
herhangi bir konuda ısrar edilmesi. insanların "hayır" kelimesinden anlamaması beni çıldırtıyor.
devamını gör...
63.
yolda yürürken önümdekilerin yola yayılması ve bir anda pat diye durması. bir gün... bir gün ulu orta şiddet göstericem.
devamını gör...
64.
hayvanlara yapılan eziyet.
devamını gör...
65.
annem telefonda bir şey izlerken sesi sonuna kadar açması
devamını gör...
66.
kliması kapalı toplu taşıma.
devamını gör...
67.
birinin benim bildiğim bir olayı yalan konuşarak anlatması. kusasım geliyor eklemeler yapıyor çıkartmalar yapıyor olayın o olayla alakası yok. yalan söylemek o kadar normal olmuş ki insanlar artık istemese de yalan konuşuyor ve bu durum umurun da değil. yani desen ki kardeşim orası öyle olmadı bak böyle tamam işte ne fark eder diyor ulan yalan konuşuyorsun ne mi fark eder ? yazarken bile tahammül edemiyorum sinirleniyorum.
devamını gör...
68.
ter kokan bir insanla aynı ortamda bulunmak.
devamını gör...
69.
beklemek, güzel günleri beklemek.
devamını gör...
70.
önemsiz ve işe yaramaz hissettirmek. sen yapamasın edemezsin denmesi. gerçekten sinir krizi geçirip işi şiddete kadar götürmüşlüğüm vardır. çocukluktan beri sistemli olarak bu şekilde büyüyünce böyle oluyor.
devamını gör...
71.
çalışarak bir şey elde edemeyeceğini bilmek ama yine de çalışmak zorunda olmak.
devamını gör...
72.
herhangi bir nedenden özgürlüğün kısıtlanması... canının istediğini o anda yapamayacak kadar otokontrol sahibi olmak.
devamını gör...
73.
istanbul trafiğinde işe gitmek, eve dönmek. emniyet şeridi ayılarına şahit olmak. hangi birini yazayım, cidden istanbul gibi şehirlerde yaşayıp da ölene yıpranma payı verilmesi lazım. isveç'teki ile ben bir değerlendirilemem yani. üsttekilere sesleniyorum
devamını gör...
74.
metro ve benzeri toplu taşıma araçlarında yüksek sesle konuşulmasıdır.
devamını gör...
75.
sıranı alıp işlem yaptırıyorken araya girmeye çalışan yüzsüz insan tipine hiç tahammülüm yoktur. gördüğüm yerde direk k.ı.n.a.r.ı.m.
devamını gör...
76.
laubali ve gevşek hareketleri olan insanlar, sokakta önüne bakmadan yürüyüp çarpan çarpınca da asla özür dileme zahmetinde bulunmayan insanlar, yüksek seslen dinlenilen müzikler, iş verenlerin egolu tavirlari.. hangi birini sayalım ki..
devamını gör...
77.
bir sıkıntını, derdini ya da başından geçen kötü bir olayı anlatırken kendi başından geçenleri anlatmaya başlayan insan. bir de teselli etmeye başlarsın onları. öyle karakter yoksunu olurlar. ben de taşa, toprağa, sokaktaki kedilere anlatmaya karar verdim. keşke kendi evim olsa da kedi sahiplenebilsem. insanlarla iletişimi komple keserdim o zaman.
devamını gör...
78.
haksızlığa uğramak.
devamını gör...
79.
şimdi efendim yaşadığım yer kasaba ile köy olmak arasında kalmış, herkesin herkesi tanıdığı ve maalesef de beni maalenin hemşiresi bildikleri bir yer.
nicedir patlamıyordum buraya patlayayım.
şöyle ki benim bir iş telefonum bir de kişisel numaram var. iş telefonum susmuyor efendim. gelen aramalara bakalım şimdi:
- hemşiranım eliniz çok hafifti teşekkür etmek için aradım.
-hemşiranım tarihi geçmiş bir antibiyotik var içsem birşey olur mu?
-hemşiranım eşimin ateşi var acile gitmek istemiyor yanınıza gelmek de istemiyor napayım?
-hemşiranım 3 aylık bebeğim var kabızdı tereyağı koydum ağzına birşey olur mu?
gibi gibi. beni sinirlendiren şey bu aramaların özellikle ve özellikle mesai saatim dışında olması. neyse bir diğerine geleyim.
şimdi ofisimin kapısında kocaman bir açık diye yazı astım. mesai saatlerimi artık herkes ama herkes biliyor bakın herkes diyorum küçük yer burası. bakın:

efendim delirme noktasına geldim çünkü kapıyı tıklatıp kapıda bekliyorlar. ya ne alaka? açık yazıyor ya girin buyrun diyorum birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra giriyorlar. sanki ben elaltından kürtaj yapan bir ebeyim gibi çekinerek giriyorlar içeri. ulan kapıya açık diye yazmışım ya, niye kapıyı tıklatıyorsun sağlık kurumu burası, girsene içeri? kapı tıklandığında sol gözümden bir damar kabarıyor, sinirden kendimi kemirecek gibi oluyorum artık, söylememe rağmen hala bu devam ediyor vazgeçmiyorlar. açık abicim, gir içeri, kapıyı tıklatıp niye gelip benim açmamı brkliyorsun?
nicedir patlamıyordum buraya patlayayım.
şöyle ki benim bir iş telefonum bir de kişisel numaram var. iş telefonum susmuyor efendim. gelen aramalara bakalım şimdi:
- hemşiranım eliniz çok hafifti teşekkür etmek için aradım.
-hemşiranım tarihi geçmiş bir antibiyotik var içsem birşey olur mu?
-hemşiranım eşimin ateşi var acile gitmek istemiyor yanınıza gelmek de istemiyor napayım?
-hemşiranım 3 aylık bebeğim var kabızdı tereyağı koydum ağzına birşey olur mu?
gibi gibi. beni sinirlendiren şey bu aramaların özellikle ve özellikle mesai saatim dışında olması. neyse bir diğerine geleyim.
şimdi ofisimin kapısında kocaman bir açık diye yazı astım. mesai saatlerimi artık herkes ama herkes biliyor bakın herkes diyorum küçük yer burası. bakın:

efendim delirme noktasına geldim çünkü kapıyı tıklatıp kapıda bekliyorlar. ya ne alaka? açık yazıyor ya girin buyrun diyorum birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra giriyorlar. sanki ben elaltından kürtaj yapan bir ebeyim gibi çekinerek giriyorlar içeri. ulan kapıya açık diye yazmışım ya, niye kapıyı tıklatıyorsun sağlık kurumu burası, girsene içeri? kapı tıklandığında sol gözümden bir damar kabarıyor, sinirden kendimi kemirecek gibi oluyorum artık, söylememe rağmen hala bu devam ediyor vazgeçmiyorlar. açık abicim, gir içeri, kapıyı tıklatıp niye gelip benim açmamı brkliyorsun?
devamını gör...
80.
haksızlık
ülkedeki yolsuzluk ve hırsızlık
adam kayırmacılık
çocuğa, kadına ve erkeğe taciz ve tecavüz
alakalı alakasız toplumun ce bireyin kötüsü sayılan her şeyin aşırı normalleştirilmesi
vefanın sadece semt adı olması
adaletin sadece saray adı olmaktan öteye gidememesi
toplumun şifacisi olan sağlık çalışanlarının sürekli olarak dövülmesi, öldürülmesi, ve mobbinge maruz bırakılmaları.
bitmeyen siber zorbalıkla
toplum için değil, koltuk için siyaset yapılması
dinin siyasetçilerin ve cemaatçilerin, adını dahi duymadığım uydurma tarikatların oyuncağı olması
ülkemin topraklarının ve sanayisinin araçlara satılması
üretimin olmaması ve halkımızın ithal ürünleri almaya maruz bırakılması
yaşamın pahalılaşması
ırkçılık
ayrımcılık
kayyum akademisyenler atayarak, tarafsız olması gereken üniversitelerin iktidar yanlısı yöneticileri olmasına
türkiye cumhuriyeti vatandaşı olduğumuz halde yabancılardan daha kötü muamele görmemize
halkın her geçen saniye fakirleşmesi
terör olayları
doğruyu yazan, söyleyen, çeken, iktidar yalakası olmayan gazeteci kardeşlerimin tutuklanması
toplumun felsefeye ve edebiyata boş gözüyle bakması
bütün bu yazdıklarıma, üniversite öğrenci bir genç olarak tahammül edemiyorum.
etmek de istemiyorum.
ülkedeki yolsuzluk ve hırsızlık
adam kayırmacılık
çocuğa, kadına ve erkeğe taciz ve tecavüz
alakalı alakasız toplumun ce bireyin kötüsü sayılan her şeyin aşırı normalleştirilmesi
vefanın sadece semt adı olması
adaletin sadece saray adı olmaktan öteye gidememesi
toplumun şifacisi olan sağlık çalışanlarının sürekli olarak dövülmesi, öldürülmesi, ve mobbinge maruz bırakılmaları.
bitmeyen siber zorbalıkla
toplum için değil, koltuk için siyaset yapılması
dinin siyasetçilerin ve cemaatçilerin, adını dahi duymadığım uydurma tarikatların oyuncağı olması
ülkemin topraklarının ve sanayisinin araçlara satılması
üretimin olmaması ve halkımızın ithal ürünleri almaya maruz bırakılması
yaşamın pahalılaşması
ırkçılık
ayrımcılık
kayyum akademisyenler atayarak, tarafsız olması gereken üniversitelerin iktidar yanlısı yöneticileri olmasına
türkiye cumhuriyeti vatandaşı olduğumuz halde yabancılardan daha kötü muamele görmemize
halkın her geçen saniye fakirleşmesi
terör olayları
doğruyu yazan, söyleyen, çeken, iktidar yalakası olmayan gazeteci kardeşlerimin tutuklanması
toplumun felsefeye ve edebiyata boş gözüyle bakması
bütün bu yazdıklarıma, üniversite öğrenci bir genç olarak tahammül edemiyorum.
etmek de istemiyorum.
devamını gör...